5 Aralık Dünya Toprak
Günü
“Bizim toprağımız,
bizim suyumuz, bizim geleceğimiz, korumak da sahip çıkmak da bizim görevimiz”
ANKARA-05.12.2024- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi
Bayraktar, 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı.
“Toprak, kimileri için üzerine onlarca kat
bina inşa edilebilir bir arsa, kimileri için bir yerden bir yere en kısa sürede
üzerinde ulaşım sağlanan kara parçası, kimilerine göre de dededen kalma
tapularla zenginliktir.
Toprak, çiftçilerimiz için ise geçimini
sağladığı, üretimini sürdürdüğü ekmek teknesidir.
Böylesine büyük bir öneme sahip olan ve türkülerde sadık
yar olarak adlandırılan toprak erozyondan
tuzlaşma- asitleşme- betonlaşma ve kirliliğe varıncaya kadar insanoğlu
tarafından birçok yanlışlığa layık görülüyor.
Toprağa saygı göstermeden, sağlıklı ve sağlam
bir topluma sahip olmak imkânsızdır. Toprak bizlere atalarımızın mirası değil,
geleceğimiz olan çocuklarımızdan aldığımız ödünçtür. Kısacası bizim toprağımız,
bizim suyumuz, bizim geleceğimiz, korumak da sahip çıkmak da bizim görevimizdir.
Birleşmiş
Milletler her yıl 5 Aralık Dünya Toprak Günü için bir slogan belirlemekte ve bu
çerçevede etkinlikler düzenlenmektedir. Bu yıl için belirlenen tema ise ‘Toprak
bakımı: ölçün, izleyin, yönetin’dir. Birleşmiş Milletler bu yılki slogan ile sürdürülebilir toprak yönetimi konusunda bilinçli
karar vermeyi desteklemekte, doğru toprak verilerinin ve bilgilerinin önemini
vurguluyor.”
“Dünya
topraklarının yüzde 33’ü bozuldu”
“Toprak bozulması biyolojik, kimyasal ve fiziksel
sebeplerden oluşur.
Dünya topraklarının yaklaşık yüzde 33'ü orta ila yüksek
derecede bozuldu.
Bu bozulmuş toprakların yüzde 40'ı Afrika'da ve geri
kalanının çoğu da yoksulluk ve gıda güvensizliğinden etkilenen bölgelerde yer
alıyor.
Sağlıklı topraklar
ile sürdürülebilir bir arazi ve toprak yönetimi olmadan iklim krizlerini
engelleyemez, gıda üretemez ve değişen iklim koşullarına uyum sağlayamayız.
Yeryüzünde yaşayan canlıların yaşamlarını
sürdürebilmeleri hava, güneş, toprak ve su arasındaki etkileşime bağlıdır.
Tükettiğimiz gıdaların yüzde 95’inden
fazlası bu dört temel kaynağın birbiriyle olan bağından elde ediliyor.
Ancak, insan faaliyetleri nedeniyle
havamız kirleniyor, topraklarımız bozuluyor ve su kaynaklarımız üzerinde aşırı
baskı oluşuyor.”
“İklim değişikliği
toprağı da etkiliyor!”
“İnsanların tarımı keşfetmesiyle başlayan toprak kullanım
sürecinin, 20. yüzyılda artmasıyla topraklar zarar görmeye başladı.
Erozyon, organik madde kaybı, toprak kirlenmesi, toprak
asitleşmesi, toprağın betonlaşma ile örtülmesi (yapılaşma), biyoçeşitliliğin
azalması, toprak sıkışması, tuzlanma, taşkın ve toprak kaymaları gibi
hususların yanı sıra iklim değişikliği de toprağa zarar veriyor.
İnsan faaliyetlerinin yanı sıra iklim değişikliğine bağlı
olarak meydana gelen olaylar toprak ekosisteminde yer alan canlıların yaşamını
doğrudan etkiliyor.
Özellikle kurak, yarı kurak ve yarı nemli iklim
özelliklerine sahip bölgeler çölleşme riski altındadır.”
“Son 20 yılda 2,6
milyon hektar tarım arazisini kaybettik”
“Ülkemizde tarım arazileri yıldan yıla azalıyor.
Ayrıca, tarım arazilerimizin küçük, parçalı, dağınık, çok
hisseli olması ve sulama imkânlarının halen yetersizliğiyle verimli kullanımı
da sağlanamıyor.
Nitekim ülkemizde uzun ömürlü bitkilerle beraber toplam
arazi miktarı 2004-2023 döneminde 26 milyon 593 hektardan 23 milyon 971 hektara
geriledi.
Yani 20 yıllık bir süreçte 2,6 milyon hektar tarım
arazisini kaybettik.
Ülkemizde son 10 yılda tarım alanlarımızda yüzde 0,1 oranında
artış olsa da en fazla tarım arazisine sahip olan Konya ilinde, son 10 yılda
tarım alanları yüzde 1,5 azaldı.
Aynı dönemde tarım arazilerinin en fazla olduğu
illerimizden sırasıyla Ankara’da ve Şanlıurfa’da yüzde 4,9, Sivas’ta yüzde 3,1,
Yozgat’ta yüzde 3 oranında azaldı.
Diğer taraftan ülkemizde 39 ilde tarım arazisi alanında
artış gerçekleşirken, 42 ilde azalma gerçekleşti.”
“Cumhurbaşkanı
Kararıyla 19 ilde 28 yeni ovanın sit alanı ilan edilmesiyle 2024 yılında
toplamda 468 adet ova yani 9,5 milyon ha koruma altına alındı”
“Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından tarım arazilerinin
korunması ve amaç dışına çıkarılmasının önlenmesi amacıyla çalışmalar yapılıyor,
çeşitli Kanunlar çıkarılıyor.
Birlik olarak tarım arazilerini daha fazla koruyabilecek,
parçalanmanın önüne geçecek çalışmaları her zaman destekliyoruz.
Bu doğrultuda geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Kararıyla
19 ilde 28 yeni ovanın sit alanı ilan edilmesiyle 2024 yılında toplamda 468
adet ova yani 9,5 milyon hektar koruma altına alındı.
Bunu toprağı korumak adına atılmış, önemli bir adım olarak
görüyor ve destekliyoruz.
Yine Hazine arazilerinde ecrimisil ödeyerek tarım yapan
yüzbinlerce çiftçinin yıllardır bekleyen ve yılan hikâyesine dönen sorunuyla
ilgili olarak, Birliğimiz geçmiş yıllarda yoğun çaba gösterdi.
Bu kapsamda 2023 yılında 14 bin 800 olmak üzere bugüne
kadar 80 bin 400 çiftçiyle 130 bin hektar yüzölçümlü Hazine arazisi için kira
sözleşmesi imzaladı.
Ayrıca, 2023 yılında tarım arazilerinin hak sahiplerine satışında
11 bin hak sahibine, 8 bin adet taşınmaz satışı yapıldı ve toplamda 118 bin hak
sahibine 88 bin adet taşınmaz satışı gerçekleştirildi.”
“Tarım arazileri üretim aracı olmaktan çıkarak birer
yatırım aracı haline dönüştü”
“Ülkemizde
yaşanan yüksek enflasyona bağlı tarımsal girdi fiyatlarında yaşanan anormal
artışlar tarımsal üretimde yeterli geliri elde edemeyen üreticilerin tarımsal
üretimden kopmasına ve arazilerini elden çıkarmalarına neden oluyor.
Diğer
taraftan son yıllarda giderek popüler hale gelen, insanlara şehirden uzakta
yaşamayı cazip gösteren hobi bahçesi, tiny house, bungalov ev benzeri yaşama
alanları, tarım arazilerinin parçalanmasına ve çarpık yapılaşmanın oluşmasına
neden oluyor.
Kısacası tarım arazileri üretim aracı olmaktan
çıkarak birer yatırım aracı haline dönüştü.
Değerinin
üzerinde fiyatlarla satılan arazileri bölge insanı alamıyor.
Bu tür
satışlar tarım dışı amaç için arazi almak isteyenlerin işini kolaylaştırmış,
arazilerin farklı amaçlarla kullanımının önünü açmıştır.
Tarımsal
arazilerin amaç dışı kullanımının engellenmesi adına alınacak her türlü
tedbirin yanındayız.
Unutulmamalı
tarımsal üretimin temeli topraktır.
Öncelikle
sahip olduğumuz toprak ve su kaynaklarına sahip çıkmalı ve bu bilinçle hareket
etmeliyiz.
Bu
doğrultuda 5 Aralık Dünya Toprak Günü’nü kutluyor, var olan kaynaklarımızı geleceğimize
sürdürülebilir olarak bırakabilmeyi temenni ediyorum.”