Ziraat Odalarımızın değerli mensupları, sevgili çiftçi dostlarım,Ülkemiz, çiftçimiz, üreticimiz ve Ziraat Odalarımız için yola çıkarken, önümüzdeki yılların bir “değişim ve atılım dönemi” olacağı sözünü vermiştik.
Gerçekten de göreve başladığımız günden itibaren çalışmalarımızı büyük bir titizlik, özen, özveri ve sürekli yeni ya da yenilikçi arayışlar içerisinde geçirdik, geçiriyoruz.Geldiğimiz noktada, ülkemizin il ve ilçelerinin toplam 750’sinde gerçekleştirdiğimiz Ziraat Odası kuruluşu ile % 86’ya varan oranda teşkilatlanmamızı gerçekleştirerek, 5,5 milyon üyeye, 13 bin civarında yönetim kurulu ve meclis üyesine, nihayet 30 binden fazla köy ve mahalle delegesine ulaşmış durumdayız.
Odalarımızın % 55’i artık kendi binasında hizmet vermekte, % 44’ünün tarım alet ve makinelerinden oluşan araç parkı bulunmakta, 100’e yakın odamızda toprak, yaprak ve su analizleri tahlil laboratuvarları bulunmaktadır. Pek çok odamızın son dört yılda AB projeleri ağırlıklı olmak üzere hayata geçirdiği projelerin toplam mali değeri 16 milyon TL’nin üzerine çıkmıştır.
Yine, Sayın Bakanımız ve Bakanlığımızın destekleriyle “Çiftçi Kayıt Sistemi”ne ilişkin iş ve işlemlerin Bakanlık birimlerinden odalarımıza pilot bölgelerden başlayarak aktarılmasını sağlamak için yaptığımız çalışmaların da sonuna doğru gelmekteyiz. Böylece, pek çok gelişmiş ülkede olduğu gibi Bakanlık, tarım kesiminin “yasama” fonksiyonları ya da yönetim felsefesini belirlerken, Ziraat Odaları işin “yürütme” yanını, başka bir ifadeyle icra organını oluşturarak üretici kesimlerle daha iç içe, daha kaynaşmış, bütünleşmiş bir şekilde çalışarak ve sahaya inerek, bugünkü uygulamalardan kaynaklanan karmaşa ya da çok başlılık ortadan kalkarak; emek, zaman ve mekândan tasarruf sağlanacaktır. Böylece, çok daha hızlı bir organizasyon yapısı ile odalarımız layık oldukları düzeye gelerek etkin ve verimli çalışabilecekleri daha kurumsal bir yapıya kavuşacaklardır.
Bakanlığımızla, yaptığımız protokol çerçevesinde yürütmekte olduğumuz “ortaklaşa eğitim çalışmaları” daha da geliştirilerek ve yoğunlaştırılarak, tarım kesiminde artık bilgili, bilinçli ve hepsinden önemlisi “sertifikalı üreticiler” ya da “ara elemanlar” yetiştirilerek, bölgemizle ve dünya ile rekabet edebilir donanımlı insan kaynaklarını yetiştirmeyi sürdüreceğiz.
Parlamentomuz ile yakın işbirliği ve paylaşım içerisinde “6964 Sayılı Kuruluş Kanunu”muzu günün şartlarına uygun ve “Güçlü Türkiye için Güçlü Tarım Sektörü” anlayışıyla yeniden düzenlemek önümüzdeki dört yılın en önemli ödevlerinden biri olacaktır.
Bu düzenlemeyle, Kanunumuzun ilk hazırlandığı biçiminde ve 2004 yılında yeni değişiklikler getiren 5184 sayılı kanunda yer alan “Oda ve Birlik gelirleri” nin geri kazanılmasının yanı sıra ilave gelir kalemleri ihdas edilmesini, sivil demokrasinin en başta gelen kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olan Ziraat Odalarını, kanunla verilen görevlerini hakkıyla yerine getirebilecek ekonomik olanaklara kavuşturmayı bir taahhüt olarak belirtmek istiyoruz. Tarım ürünlerinin fiyatlarının belirlenmesinde, Birlik olarak daha belirleyici ve bir anlamda 5,5 milyon haneyi temsil eden bir kuruluş olarak, böylesi çalışmaların doğrudan tarafı olmayı öngörmekteyiz.
1963 yılında resmi kuruluşu gerçekleşen Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin 50’nci yılı 2013 yılına, 26’ncı Genel Kurulu ise 2015 yılına denk gelmektedir. Bu açıdan, yarım asrı geride bırakacak olan Birliğimizin çok daha modern ve fonksiyonel bir “Birlik Merkez Binası” için çalışmalar başlamıştır ve birkaç ay içerisinde tamamlanacaktır. Keza, arsasını satın aldığımız “Birlik Eğitim ve Sosyal Tesisi” 2015 yılındaki genel kurulumuza bütün donanımıyla ev sahipliği yapabilecektir. Ve ümit ediyoruz ki çok kısa süre içerisinde, sonraki yılların özgün hedefleri olarak “Çiftçi Akademisi” ve “Türkiye’nin Yaşayan Bitki ve Hayvan Müzesi”, Odalarımız ve Birliğimizce işletilecek “tarımsal sanayi tesisleri”nin yanı sıra “depolama, dağıtım ve pazarlama ağı” , eğitim ve araştırma merkezleri, Ar-Ge merkezleri, sektörde yer alanların ortağı olacağı sektör bankası ve sektör sigorta ağı gibi çok daha ileri idealleri konuşuyor olacağız.
Nihai hedefimiz, her geçen gün uygarlık ve ilerleme çıtasını daha yükseğe taşıyarak önümüzdeki dört yıl, ilk planda bütün il ve ilçelerimizde teşkilatlanmamızı tamamlayıp,Cumhuriyetimizin 100’üncü yılına doğru Türkiye’yi dünyanın 5. tarımsal üretim ekonomisi olmasının ötesinde bölgenin ve dünyanın liderliğine taşımaktır. Bu uğurda, yolumuz ve bahtımız açık, gelecek her günümüz daha aydınlık, çiftçi deyimiyle daha uğurlu ve bereketli olsun.Ülkemize, çiftçilerimize, odalarımıza ve tüm çalışanlarımıza işlerinde başarılar, ürünleri için bolluk, kazançları için bereket diliyor, saygılar sunuyorum.