-Ziraat Odaları eğitim için bir araya geldi
-Oda başkanlarına, tarım arazilerinin yapısal sorunları ve miras hukuku ile çiftçilere yönelik SGK uygulamaları hakkında bilgi sunuldu
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Türkiye’nin en büyük meslek kuruluşuyuz”
-“Artık büyük organizasyonlar yapıyoruz. İktidarıyla,muhalefetiyle toplantılarımıza herkes katılıyor”
-“Başka meslek kuruluşlarının 40-50 senede geldiği mesafeyi 7-8 senede kat ettik. Odalarımızın yüzde 80’i kendi hizmet binasına kavuştu. Bu bir rekordur”
-Tarım Reformu Genel Müdürü Küsek: -“Türkiye'deki 40 milyon insanın şu anda köylerde tarım yapılan arazilerde hissesi var. 40 milyon kişinin olan bu araziler, şu anda 3 milyon aile tarafından işletiliyor”
-“Türkiye'deki tarımsal altyapı problemlerinin çözümünde kullanılacak en önemli araçlardan birisi arazi toplulaştırmasıdır”
-“Miras Yasası’nın tek başına değişmesi yetmiyor, diğer taraftan da arazi toplulaştırması gibi altyapı çalışmalarının
bir an önce tamamlanması, büyük bir çoğunluğunu yolu olan, kanalı olan, hisse problemi olmayan düzgün şekilli
büyük parseller haline getirmemiz gerekiyor”
-Sigorta Primleri Genel Müdürü Cüneyt Olgaç: “TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın girişimleri sonucu, tarımda kendi nam ve hesabına çalışanların emekli olduktan sonra tarımsal faaliyete devam etmeleri halinde diğer emeklilerde olduğu gibi yüzde 15 oranında sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılmıyor”
Antalya – 16.02.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Eğitim ve Değerlendirme toplantısında bir araya gelen Ziraat Odası başkanlarına, tarım arazilerinin yapısal sorunları ve miras hukuku ile çiftçilere yönelik SGK uygulamaları hakkında bilgi sunuldu.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Antalya’da yapılan TZOB Eğitim ve Değerlendirme toplantısında yaptığı konuşmada, TZOB’un Türkiye’nin en büyük meslek kuruluşu olduğunu, hem Ankara’da Birliğin hem bölgelerde Ziraat Odaları’nın çiftçiye layık olmak için çalıştığını, artık büyük organizasyonlar yaptığını, bu organizasyonlara iktidarıyla, muhalefetiyle herkesin katıldığını bildirdi.
Parası, pulu, binası, kanunu, personeli yetersiz bir teşkilat iken bugün bu noktaya geldiklerini belirten Bayraktar, “Başka meslek kuruluşlarının 40-50 senede geldiği mesafeyi 7-8 senede kaydettik. Bugün odalarımızın yüzde 80’i kendi hizmet binasına kavuştu. Bu bir rekordur. Odalarımızın kimi laboratuvar, kimi ürün işleme tesisi, kimi hizmet binası kuruyor. İnşallah bu ilkbaharda 70-80 açılışı gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
Tarım sektörünün büyük bir sektör olduğunu, sorunlarını da bulunduğunu vurgulayan Bayraktar, “Bölge toplantılarımızın da organizasyonlarımızın da amacı çiftçimizin sorunlarının çözümüne katkı sağlamak. Bütün konuları sizlerle istişare ederek götürüyoruz. Sektörümüzün, çiftçimizin bir hayli sorunları da var. Gecemizi gündüzümüze katarak sizler sahada, bizler Ankara’da bu sorunların çözümüne inşallah katkı sağlayacağız” dedi.
Genel Başkan Bayraktar’ın konuşmasının ardından Ziraat Odası Başkanlarına Şemsi Bayraktar tarafından, “Çiftçi Dostu Şeref Belgeleri” ile “Teşekkür Plaketleri” takdim edildi.
Toplantının 15 Şubat Cumartesi günü yapılan ilk oturumunda, TZOB Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nuri Şeyda Sorman’ın açış konuşmasının ardından, “Genel Mevzuat Uygulamaları”, “Muhasebe Uygulamaları, Bütçe”, “Personel Politikaları, Satınalma İşlemleri”, “Basın ve Halkla İlişkiler, Çalışmalar, Hedefler” konularında oda başkanlarına bilgi sunuldu.
Öğleden sonra da, Tarım Reformu Genel Müdürü Dr. Gürsel Küsek tarafından “Tarım Arazilerinin Parçalanmasının Önlenmesi ve Miras Kanununda Yapılacak Değişiklikler”, Sosyal Güvenlik Kurumu Sigorta Primleri Genel Müdürü Dr. Cüneyt Olgaç tarafından “Çiftçilere Yönelik SGK Uygulamalarında Temel Yöntem ve Kurallar”, Halim Altınışık tarafından da “Etkili İletişim ve Halkla İlişkiler Bağlamında Kişisel Gelişim” konularında oda başkanlarına bilgilendirme yapıldı.
-Tarım Reformu Genel Müdürü Küsek-
Konuşmasında, 1990’larda, 2000’lerde dünyadaki globalleşmeye dikkati çeken Küsek, dünyanın neredeyse tek ülke gibi bir duruma geldiğini; diğer sektörler gibi tarım sektörünün de değişim içine girdiğini ve bu değişimlerle kendine düşen payı aldığını vurguladı. “Artık biz (ne üretirsen üret, ne kadar üretirsen üret bunu satarsın, para kazanırsın) düşüncesi yerine, dünyayla rekabet edebilen, ekonomik, dünyadaki fiyatlara paralel bir şekilde üretimler yapmak zorundayız” diyen Küsek, değişen dünya nizamının herkesçe çok iyi anlaşılması ve bundan sonraki üretim tekniklerini ve alışkanlıklarının bu değişime paralel olarak yeniden yapılandırılması gerektiğini belirtti.
Çiftçinin, dünyada birim alandan ve birim hayvandan elde edilen üretimi, yaklaşık olarak yakaladığını bildiren Küsek, “Tabii ki yapılacak çok şey var, biz bunları yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu
-Araziler büyüklükleri engel-
Türkiye'deki arazilerin, tarımsal mekanizasyonun, sulamanın büyük işletme şeklinde tarım yapılmasına engel teşkil ettiğine dikkati çeken Küsek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yani son derece parçalı, birçoğunun yolu yok. Bir çiftçimiz ortalama 10 tane parseli kullanıyor. Bu kullandığımız parsellerin en az yüzde 50’sinin yolu yok, yol ihtiyacını biz komşu parseller üzerinden sağlıyoruz. Yine, en az yüzde 50’sinin sulama kanalına doğrudan dayalı değil, su ihtiyacını da komşu parseller üzerinden alıyor. Mülkiyet güncel değil. Yani babamızdan, dedemizden miras yasamız gereği hisseler bölünerek bugüne gelmiş, bir babanın 4 tane parseli var ise bir köyde, 4 tane de çocuğu var ise baba öldüğünde, miras vuku bulduğunda her çocuk bir parseli almış, her parsel 4’e bölünmüş. Dolayısıyla 4 parsel 4 çocuklu bir ailenin 16 tane parçası olmuş. Bu, bir kere daha mirasa konu olduğunda geometrik şekilde parçalanarak, Türkiye bugünkü duruma gelmiş. Bugün şehirde oturan Meclisimizdeki vekillerimiz, kim varsa Türkiye'de herkesin sonuçta köyün birinde küçük de olsa bir arazisi var. Bu hissedarların toplamı, bizim tahminimize göre, kabaca 40 milyon kişi. Türkiye'deki 40 milyon insanın şu anda köylerde tarım yapılan arazilerde hissesi var. Ama biliyorsunuz, fiilen tarım yapan işletme sayısı Türkiye'de 3 milyon, bunu siz biliyorsunuz, kayıtları sizde. Bizim ÇKS’de kayıtlı çiftçi sayısı kabaca 2,4 milyon civarında, hadi 3 milyon diyelim. Demek ki 40 milyon kişinin olan bu araziler şu anda 3 milyon aile tarafından işletiliyor. Bu ne demek? Şehirde oturan, köyde oturmayan belki 35 milyon insan kendi arazisini kendisi kullanmıyor. Bu arazi sahipleri bir şekilde mağdur durumda. Çünkü sosyal sebeplerle bu arazilerini bir üçüncü şahıslara satamıyorlar. Köyde kardeşi, amcaoğlu varken yabancı birine bu araziyi satamıyorlar.”
-Herkes bir şekilde mağdur-
Şu anda Türkiye'de arazi sahibi olan, arazisini kullanan ya da kullanmayan herkesin bir şekilde mağdur olduğunu bildiren Küsek, “hem insanların mağduriyetten kurtulması adına çözülmesi hem de verimlilik açısından bunun çözülmesi gerekiyor. O potansiyellerin bir an önce harekete geçmesi, yatırıma dönüşmesi açısından da bu değişimin bir an önce yapılma zorunluluğu var. Dolayısıyla Türkiye'nin bu tarımsal altyapı sorununu, Miras Yasası’nı değiştirerek, Miras Yasası’nın tek başına değişmesi yetmiyor, diğer taraftan da arazi toplulaştırması gibi altyapı çalışmalarını bir an önce tamamlanması, büyük bir çoğunluğunu yolu olan, kanalı olan, hisse problemi olmayan düzgün şekilli büyük parseller haline getirmemiz gerekiyor” dedi.
Küsek, şunları söyledi:
“Geçen yıl biliyorsunuz yem bitkisi açığı yaşadık. Şu anda Ürdün Hükümeti Türkiye'den her yıl 1 milyon ton kuru yonca talebi var. Biz yoncayı yetiştirip o tarafa gönderemiyoruz, çünkü büyük araziler kullanım altında, onlarda sorun yok ama birçok küçük arazi su olmasına rağmen yem bitkisi ekilip yetiştirilmiyor. Çünkü hepsi parçalı, küçük, çok fazla hissedarı var.
Dolayısıyla biz bugüne kadar birim alandan ve birim hayvandan alınan verimi nasıl artırabildikse, nasıl dünya ile paralel bir hale gelebildikse bundan sonraki dönemde de bu arazinin altyapı problemlerini, Türkiye'deki örgütlenme problemlerini kayıt problemini ortadan kaldırmamız gerekiyor.”
-Örgütlenme toprak ve su kadar önemli-
Başkanlara seslenerek, “Sizlerin varlığı, örgütlenme, bu işi hakkıyla yapmak inanın toprak ve su kadar önemli” diyen Küsek, “İşte önümüzdeki dönemlerde Türkiye'nin bu örgütlenmeyi ve bu değer zincirini yaratmayı da bir an önce tamamlaması gerekiyor, bunu yapması gerekiyor. Türkiye'deki tarımsal altyapı problemlerinin çözümünde kullanılacak en önemli araçlardan birisi de arazi toplulaştırmasıdır. Bizim bir an önce arazi toplulaştırmasını Türkiye'de tamamlamamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Sulama kanalları dolayısıyla mevcut parçaların daha da parçalı ve içinden çıkılmaz bir hale geldiğini belirten Küsek, tarlalara ulaşabilmenin bile son derece zorlaştığını ifade etti.
Toplulaştırmayla sadece parsel planı yapılmadığının altını çizen Küsek, “Parsel planıyla birlikte, arazi yolları yapılıyor, sulama kanalları yapılıyor. Yüzey tahliye hendekleri açılıyor. Taşlı arazi varsa taşlar toplanabiliyor. Tefsiye yapılabiliyor, sekileme yapılabiliyor. Biz bunlara ‘Tarla İçi Geliştirme Hizmetleri’ diyoruz. Toplulaştırmayla birlikte olabildiği kadar bu tarla içi geliştirme hizmetleri de tamamlanarak buradaki tarım potansiyeli olabildiği kadar maksimum düzeye çıkarılmaya çalışılıyor” dedi.
Toplulaştırma durumunda, çiftçinin 1 dekar için harcadığı mazota göre, yaklaşık yüzde 25 daha az mazot ve zaman harcadığının altını çizen Küsek, topluluştırmadan çiftçinin ciddi kazanımları olduğunu belirtti
Şu anda kabaca 4 milyon hektar arazide toplulaştırma hizmetlerinin tamamlandığı bilgisini de veren Küsek, “2,5 milyon hektar arazide hizmetler şu anda devam ediyor. Bizim 2023 yılı hedefimiz ise, kabaca 14 milyon hektar. Biliyorsunuz, Türkiye'de 23,5-24 milyon hektar civarında bir arazide tarım yapılıyor. Bunun 14 milyon hektarı bizim birinci önceliğimiz” diye konuştu. .
-Sigorta Primleri Genel Müdürü Cüneyt Olgaç-
Sosyal Güvenlik Kurumu Sigorta Primleri Genel Müdürü Dr. Cüneyt Olgaç da sözlerine başlarken, TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın Sosyal Güvenlik Kurumunda Yönetim Kurulu Üyesi olmasının hem Sosyal Güvenlik Kurumuna vizyon katması hem tarımda kendi nam ve hesabına çalışanların sorunlarının taşınması ve sonuç alınması adına çok ciddi katkılar sağladığını ifade etti.
Tarımsal sigortalılık için tarımsal faaliyette bulunmanın tek başına yeterli olmadığını anımsatan Olgaç, şöyle devam etti:
“Tarımsal faaliyette bulunanların aynı zamanda 18 yaşını doldurmuş olmaları, kendi mülkleri de olabilir, ortaklık veya kiralamak suretiyle olabilir, kamu malı olabilir, ekim, dikim, bakım, üretme ve yetiştirme ıslah yoluyla yahut doğrudan doğruya ıslah etmek suretiyle bitki, orman, hayvan ve su ürünleri elde edilmesini veya bu ürünlerin yetiştirilmesi, muhafazası, taşınması veya pazarlanması işlemleri gibi tarımsal faaliyetleri yapması gerekiyor. Tabii, 1 Ekim 2008’den itibaren sigortalı olanların ziraat odalarında kaydı bulunması lazım. Ziraat odalarında kaydı yoksa tarım il ve ilçe müdürlüklerinde kayıtlı olmaları gerekiyor. O da yoksa biz otomatik olarak faaliyette bulunanların 1 Ekim 2008’den itibaren bu sigortalılık kolu kapsamında sigortalılıklarını tescil ettik.
Bununla ilgili olarak, eğer ki bu sigortalılar 1 Ekim 2008’den önce bir faaliyette bulunuyor, oda kaydı var veya odamızın bulunmadığı tarım ilçe müdürlüklerinde kaydı varsa onlar bir yıl içinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirilmişlerse odaya, ziraat odasına veya tarım ilçe müdürlüklerine, il-ilçe müdürlüklerine kayıt oldukları tarih onlar için başlangıç tarihi sayıldı. Değişiklikle yaşanabilecek sorunların ve uygulanabilecek idari para cezalarının önlenmesi açısından Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulunun almış olduğu bir kararla bir yıllık süre iki defa uzatıldı. Odalarda yaşanabilecek sıkıntıların önüne geçilmesi sağlanmış oldu.
Tabii, bu sigortalıların bildirimi, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeli ekinde yer alan şekli, biçimi belirlenmiş olan sigortalı çiftçi, odaya kayıt olduğunda işe giriş bildirimini Ziraat odaları, odalarımızın bulunmadığı yerde tarım ilçe ya da il müdürlükleri Sosyal Güvenlik Kurumu il müdürlüğüne ya da merkez müdürlüklerine bu kayıt işlemleri bir ay içerisinde bildirmekle yükümlüler.
Tabii, bu belgenin illa manuel ortamda, kâğıt ortamında verilmesi lazım diye bir soru aklınıza gelebilir. Burada Sosyal Güvenlik Kurumu’nun elektronik altyapısı oluşturuluncaya kadar manuel ortamda alacağız.”
Cüneyt Olgaç, TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın girişimleri sonucu, tarımda kendi nam ve hesabına çalışanların emekli olduktan sonra tarımsal faaliyete devam etmeleri halinde diğer emeklilerde olduğu gibi yüzde 15 oranında sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılmadığını da sözlerine ekledi.