-Zeytin
üretimi ilk kez 2 milyon tonu aşacak…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Tahminlere göre 2,1 milyon tonu bulacak zeytin üretimi iyi değerlendirmeli, başta zeytinyağı olmak üzere zeytin
ve
zeytin ürünleri ihracatına önem verilmeli”
-“Sadece zeytinyağı ihracatından İspanya 3, İtalya 1,6 milyar dolar kazanırken, zeytinin anavatanı olan Türkiye, zeytin ve zeytinyağında 190 milyon doların çok daha üzerinde ihracat yapmalıdır”
-“Günümüzde 0,4 litre olan dünyada kişi başına zeytinyağı tüketimi, sağlık açısından taşıdığı önem anlaşıldıkça çok daha fazla artacaktır. Türkiye, buna hazırlıklı olmalıdır”
-“Zeytinyağında kilogram başına 80 kuruş olan fark ödemesi desteğine devam edilmeli, sofralık zeytine de prim verilmelidir”
-“Hangi amaçla olursa olsun zeytinliklerin tahrip edilmesi önlenmeli, zeytinlikler korunmalıdır”
Ankara – 05.11.2017 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi
Bayraktar, zeytin üretiminin ilk kez 2 milyon tonu aşacağını bildirerek, “tahminlere
göre 2,1 milyon tonu bulacak zeytin üretimi iyi değerlendirmeli, başta
zeytinyağı olmak üzere zeytin ve zeytin ürünleri ihracatına önem verilmeli”
dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, zeytinde
başlayan hasat ile birlikte 2017/2018 zeytin ve zeytinyağı sezonunun açıldığını
belirtti. Yağlık ve sofralık olarak değerlendirilen zeytinin, dünyada sınırlı
bir alanda yetiştirildiğini, bundan dolayı üretildiği bölgelere zenginlik
kattığını vurgulayan Bayraktar, zeytin yetiştiriciliği yapılan alanın yaklaşık
yüzde 98’i ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz havzasındaki ülkelerde
olduğuna dikkati çekti.
Dünyada zeytinliklerin dörtte birinin
İspanya’da olduğunu, Türkiye’nin yüzde 9,3 payla İspanya, Tunus, İtalya ve
Yunanistan’ın ardından 5. sırada bulunduğunu Bayraktar, “zeytin üretimi yıllara
göre büyük dalgalanmalar göstermektedir. Dünyada 15 ille 22 milyon ton arasında
değişen zeytin üretiminin üçte birini İspanya yaparken, Türkiye ortalama yüzde
9-10’luk payıyla İspanya, İtalya ve Yunanistan’ın ardından 4. sırada gelmektedir.
İspanya’nın ağırlığının yüzde 40’ları aştığı ve yıllara göre, 2,4-3,2 milyon
ton arasında değişen dünya zeytinyağı üretiminde ise yüzde 5-6’lık payıyla
İspanya, İtalya, Yunanistan, Tunus ve Suriye’nin ardından 6. sırayı almaktadır”
dedi.
2000-2016 döneminde zeytin ağacı sayısını
yüzde 78 artırarak 97,8 milyondan 173,8 milyona çıkaran Türkiye’nin kendisine
dünya ikinciliği hedefi koyduğunu, yeni dikilen zeytin fidanlarının meyve
vermeye başlamasıyla birlikte var ve yok yılları arasındaki farkın giderek
kapanmaya başladığını vurgulayan Bayraktar, “bu yıl 460 bin tonu sofralık, 1
milyon 640 bin tonu yağlık olmak üzere 2,1 milyon tonluk bir üretime
ulaşılacağı tahmin edilmektedir. Artan zeytin üretimi iyi değerlendirmeli,
başta zeytinyağı olmak üzere zeytin ve zeytin ürünleri ihracatına önem
verilmeli” dedi.
-“ABD
pazarından aldığımız pay yüzde 1,5’da kalıyor”-
Zeytin alanlarında 5., zeytin üretiminde 4.,
zeytinyağı üretiminde 6. sırada olan Türkiye’nin zeytin ve zeytinyağı ihracatının
yetersiz kaldığına dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Sadece zeytinyağı ihracatından İspanya 3,
İtalya 1,6 milyar dolar kazanırken zeytinin anavatanı olan Türkiye, zeytin ve
zeytinyağında 190 milyon doların çok daha üzerinde ihracat yapmalıdır. Günümüzde
0,4 litre olan dünyada kişi başına zeytinyağı tüketimi, sağlık açısından
taşıdığı önem anlaşıldıkça çok daha fazla artacaktır. Türkiye, buna hazırlıklı
olmalıdır.
Dünyada 800-900 bin ton zeytinyağı ihracatı
yapılmaktadır. Bunun yüzde 55’ini İspanya ve İtalya gerçekleştiriyor. Üçte
birini de ABD ithal ediyor. Bizim ABD pazarından aldığımız pay yüzde 1,5’de
kalıyor. Türkiye, bu pazardan çok daha fazla pay almalıdır.
18 bin ton zeytinyağı, 46 bin ton siyah
zeytin, 13 bin ton yeşil zeytin ihracatımız var. Çok fazla ihracat yapabiliriz.
-İç
tüketim artırılmalı-
Zeytinyağında iç tüketim de artırılmalıdır.
Yunanistan’ın 13,3, İspanya’nın 10,5, İtalya’nın 9,7, Tunus ve Lübnan’ın 8
litre kişi başına tüketimi varken, bizim tüketimimizin 2 litrede kalması
doğru değildir.
2016 yılında yağlı tohum, ham yağ ve yağlı
tohum küspesi ithalatına 3,5 milyar dolar veren Türkiye açısından bitkisel yağ
açığının kapatılması ve ithalatın azaltılması için zeytincilik önemli bir
fırsattır. Uzmanlar, yağlardan alınan enerjinin günlük kalori ihtiyacının yüzde
30’unu aşmaması ve bu oranın yüzde 60-70’inin de zeytinyağından sağlanacak
şekilde beslenilmesini önermektedir. Zeytin içerdiği antioksidanlar,
karotenoidler, fenolik bileşikler ve vitaminler bakımından beslenme ve sağlık
üzerindeki önemi büyüktür.”
-Yapılması
gerekenler-
Hedefin sadece üretim artışı olmaması, artan
üretimin en iyi şeklide nasıl değerlendirileceği üzerinde de titizlikle durulması
gerektiğini belirten Bayraktar, yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
“Zeytinyağında kilogram başına 80 kuruş olan
fark ödemesi desteğine devam edilmeli, sofralık zeytine de prim verilmeli,
Tanıtım faaliyetleriyle iç tüketim
artırılmalı,
İhracatta yeni pazarlar bulunmalı, tanıtım ve pazarlama stratejilerinin
geliştirilmeli ve hedef pazarlar değerlendirilmeli,
Sadece üretim artışına değil, pazarlama olanaklarına da odaklanılmalı,
Stok müessesesi oluşturulmalı,
Hangi amaçla olursa olsun zeytinliklerin tahrip edilmesi önlenmeli,
zeytinlikler korunmalı,
Tağşiş olaylarına fırsat verilmemesi bakımından gıda denetimleri daha da
artırılmalı,
Hasat sırasında gelecek yıl ürün verecek sürgün ve filizlerin
kırılmamasına dikkat edilmeli,
Bin bir emekle hasat edilen zeytinlerin buna bağlı olarak zeytinyağının
kalite kaybına uğramaması için taşıma ve depolamada gereken önlemler
alınmalıdır.”
Bayraktar, açıklamasında, zeytin hasadının başladığı şu günlerde üreticilerin bol kazançlı, bereketli, alın terinin karşılığını aldıkları bir sezon geçirmelerinin en büyük temennileri olduğunu da vurguladı.