-Üretici
sorunlarına çözüm bekliyor…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“Biriken borçların faizsiz
yapılandırılması, süt hayvanlarının kesime gitmesinin önlenmesi,
besicilerimizin maliyet ve pazarlama sorunlarını, patateste pazarlama sorunlarının çözülerek
ihracat teşviği verilmesi yanında mevzuat değişikliği yapılması düşünülen
sözleşmeli üretim ile ilgili görüşlerimizi Sayın Cumhurbaşkanımıza, Hazine ve
Maliye Bakanımıza ve Ticaret Bakanımıza ilettik. Tarım ve Orman Bakanımız ile
bu sorunları görüştük”
-“Acil olan bu sorunların kısa sürede çözülmesini bekliyoruz”
-“Biriken kredi borçlarını faizsiz yapılandırılması,
Ulusal Süt Konseyinin 1,5 olan süt/yem paritesine uygun bir fiyat açıklaması ve
üreticimize yem desteği verilmesi, üreticimizin hayvanının Et ve Süt Kurumu
tarafından maliyetin üzerinde bir fiyatla alınması ve patates pazarlama
sorunlarının çözümü önem kazandı.
“Artan girdi fiyatları, pazarlama sorunları ve
yaşanan doğal afetler nedeniyle krediye daha fazla ihtiyaç duyan çiftçimizin
borcu koronavirüs sürecinde daha fazla arttı”
“-Koronavirüs nedeniyle bankalar vadesi gelen
kredilerde erteleme ve yapılandırma yapmış, ayrıca Temmuz ayı sonuna kadar icra
işlemleri durdurulmuştur. Ancak, Tarım Kredi Kooperatifleri başta olmak üzere
bankalarca icra işlemleri başlatılmıştır”
-“Yapılandırma kolaylıkları artan faiz oranları ile
yapılan yapılandırma çiftçilere daha çok zarar vermekte çiftçinin geleceğe
yönelik borcu katlanarak artmaktadır”
-“Çiftçiler borcunu tamamen ödemek istemektedir. Bu
nedenle çiftçilerin, tüm bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan
borçları yapılandırılarak faizsiz olarak uzun vadeye taksitlendirilmesi önem
arz etmektedir”
-“Süt ve et üreticilerinin en büyük girdisi yem, 2020
yılı Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre besi yeminin yüzde 41,98, süt
yemi ise yüzde 41,88 arttı.
-“Üreticinin sattığı çiğ süt fiyatı Ulusal Süt
Konseyi’nin belirlediği tavsiye fiyata göre 15 Kasım 2019 yılından bu yana brüt
2 lira 30 kuruş olarak Aralık 2020 tarihine kadar sabitlenmiştir.
-“Süt hayvancılığı için süt/yem paritesinin en az
1,5 olması gerekirken, yem fiyatlarında yaşanan hızlı artışlarla birlikte Kasım
ayında 0,94’lere kadar gerilemiştir.
-“Sektörde
yaşanan sorunlar nedeniyle yüksek maliyeti karşılayamayan üreticilerin damızlık
hayvanlarını kesime sevk etmesine neden olmaktadır. Bu hayvanlar bizim
geleceğimizdir.
-“ Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre,
besi yem fiyatları yüzde 42 oranında arttı. Besicilerimizin alım gücünün
artırılması, üretimden vazgeçmemeleri için üreticilerimize mazot ve gübrede yapıldığı
gibi yem desteği verilmelidir.
-Et ve Süt Kurumu düşen et fiyatlarına karşı makul
bir fiyatla piyasaya girerek üreticimizin maliyeti üzerinde onu memnun
edecek bir fiyatla et kesim fiyatlarına müdahale etmelidir.
-“Koronavirüs
sürecinde lokanta ve otellerin kapatılmasına yol açtı. Sonrasında ise tam
kapasite çalışmadı. İç talebin daralması patateste pazarlamayı sıkıntıya soktu”
-Türkşeker, TKK’nin
acilen piyasaya girerek piyasa istikrarı sağlayacak bir fiyatla alım yapmalı,
patates ihracatına teşvik verilerek artan üretimin ihracata yönlendirilmelidir.
-“ Üretim planlamasının en önemli araçlarından birisi
tarım ve sanayi entegrasyonunu da sağlayacak sözleşmeli üretim modelidir.
-“ Sözleşmede yer alacak ürün fiyatlarının maliyetler
de dikkate alınarak iki tarafı da koruyacak şekilde tarafsız bir komisyon
tarafından belirlenmesi önem arz etmektedir”
-“Çiftçilerimiz hem insanlarımıza gıdanın ulaşmasını sağlayarak daha büyük
bir krizi önledik. hem de, 2. Çeyrekte tek büyüyen sektör olarak bu süreçte ekonomiyi
ayakta tuttu”
Ankara- 03.12.2020- Türkiye Ziraat
Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Çiftçilerimizin biriken
borçlarını faizsiz yapılandırılması, süt hayvanlarının kesime gitmesinin
önlenmesi, besicilerimizin maliyet ve
pazarlama sorunları, patateste pazarlama sorunlarının çözülerek ihracat teşviği
verilmesi yanında mevzuat değişikliği yapılması düşünülen sözleşmeli üretim ile
ilgili görüşlerimizi Sayın Cumhurbaşkanımıza, Hazine ve Maliye Bakanımıza, ve
Ticaret Bakanımıza ilettiklerini , Tarım ve Orman bakanımız ile bu sorunları
görüştüklerini bildirerek. ”acil olan bu sorunların kısa sürede çözülmesini
bekliyoruz” dedi.
Bayraktar yaptığı açıklamada, kredi
borçlarının faizsiz yapılandırılması, Ulusal Süt Konseyi’nin 1,5 olan süt/yem
süt/yem paritesini göz önüne alarak yeni bir süt fiyatı tespit etmesinin
gerekliliğini vurgulayarak, besicilerimize yem desteği verilmesi, hayvanlarının
maliyet üzerinde bir fiyatla Et ve Süt Kurumu tarafından alınmasının çnemii
belirtti. Bayraktar şunları söyledi:
Son yıllarda artan girdi fiyatları,
pazarlama sorunları ve yaşanan doğal afetler nedeniyle krediye daha fazla
ihtiyaç duyan tarım sektöründe koronavirüs ile birlikte kredi borçları da buna
paralel olarak arttığını ifade eden Bayraktar, şöyle devam etti:
Çiftçinin
toplam borç bakiyesi,2019’da 106 milyar 307 milyon lira olarak gerçekleşirken, 2019
yılı sonundan 2020 Eylül ayına kadar, tarımda kredi kullanımı 122 milyar 941
milyon liraya ulaştı. 9 aylık süreçte bankalardan kredi kullanımı yüzde 15,6
oranında artış gösterdi. Bu dönemde, Tarım Kredi Kooperatiflerinin
kullandırdığı kredi miktarı ise 7,7 milyar lira oldu.
Koronavirüs nedeniyle alınan çeşitli
kararlar çerçevesinde bankalar vadesi gelen kredilerde erteleme ve yapılandırma
yaptı, ayrıca Temmuz ayı sonuna kadar icra işlemleri durduruldu. Ancak, süre
bitiminden sonra, Tarım Kredi Kooperatifleri veBankalar tarafından icra
işlemleri başlatıldı.
Bankalar, mevzuatları çerçevesinde
yapılandırma kolaylıkları sağlasa da, yüksek faiz oranları ile yapılan
yapılandırma çiftçilere daha çok zarar vermektedir. Çiftçinin geleceğe yönelik
borcu katlanarak artmaktadır.
Aslında, çiftçimiz borcunu tamamen ödemek
istemektedir. Çiftçilerin bunu yapabilmesi için de, tüm bankalara ve Tarım
Kredi Kooperatiflerine olan borçları yapılandırılarakfaizsiz olarak uzun vadeye
taksitlendirilmesi önem arz etmektedir.
“Kaba yem fiyatlarında da ciddi oranda
artışlar gerçekleşmiştir. Saman fiyatı bir yılda yüzde 27,16, mısır silajı
yüzde 24,24, kuru yonca otu yüzde 24,48 oranında artmıştır.
Buna karşılık üreticinin sattığı çiğ süt
fiyatı Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği tavsiye fiyata göre 15 Kasım 2019
yılından bu yana brüt 2 lira 30 kuruş olarak Aralık 2020 tarihine kadar
sabitlenmiştir. Bütün girdiler artarken çiğ süt fiyatları artırılmamaktadır.
Üreticinin eline kesintilerle birlikte geçen fiyat 2 lira 17 kuruştur.
Bilim adamları sürdürülebilir bir süt
hayvancılığı için süt/yem paritesinin en az 1,5 olması gerektiğini ifade
etmektedirler. Çiftçilerin alım gücü 2015 yılından bu yana sürekli düşmektedir.
2015 yılında 1,16 olan parite, 2016 yılında 1,12, 2017 yılında 1,03, 2018
yılında 1,00, 2019 yılında ise 1,05 olmuştur. 2020 yılı Ocak ayında 1,23 olan
parite, bu aydan itibaren sürekli düşmüş, yem fiyatlarında yaşanan hızlı
artışlarla birlikte Kasım ayında 0,94’lere kadar gerilemiştir.
Ulusal Süt Konseyi bir an önce toplanarak,1,5
pariteye göre bir fiyat açıklayarak, damızlık süt hayvanlarının kesime
gitmesini önlemelidir. Beklentimiz, fiyatın sürdürülebilir seviyeye getirilmesi
ve süt priminin de Ekim-Kasım-Aralık aylarında da 40 kuruş olarak ödenmeye
devam edilmesidir.
Diğer taraftan kırmızı et yetiştiricilerimiz
bir kilo karkas sattığında; 2015 yılında 26,32 kilo yem alabiliyorken, 2016
yılında 28,15 kilo, 2017 yılında 26,09 kilo, 2018 yılında 21,64, 2019 yılında
ise 19,05 kilo yem alabilmiştir. Görüldüğü gibi yetiştiricilerin alım gücü 2016
yılından itibaren sürekli azalmıştır. 2020 yılına gelindiğinde alım gücündeki
azalma devam etmiş, Kasım ayında yem fiyatlarının da yükselmesiyle birlikte alım gücü
16,04’e kadar düşmüştür. Bu nedenlerle üreticilerimiz sıkıntı içindedir.
Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre,
besi yem fiyatları yüzde 42 oranında arttı. Besicilerimizin alım gücünün
artırılması, üretimden vazgeçmemeleri için üreticilerimize
mazot ve gübrede yapıldığı gibi yem desteği verilmelidir. Ayrıca Et ve Süt Kurumu
düşen et fiyatlarına karşı makul bir fiyatla piyasaya girerek üreticimizin maliyeti üzerinde onu memnun
edecek bir fiyatla et kesim fiyatlarına müdahale etmelidir.
Sektörde yaşanan sorunlar nedeniyle yüksek
maliyeti karşılayamayan üreticilerin damızlık hayvanlarını kesime sevk etmesine
neden olmaktadır. Bu hayvanlar bizim geleceğimizdir. Bütün bu nedenlerle süt ve
besi üreticilerimiz sıkıntı içindedir Hayvancılıkta yaşanan bu sorunlar yüksek
maliyeti karşılayamayan üreticilerin damızlık hayvanlarını kesime
gönderilmesine, et fiyatlarının düşerek üretici gelirinin azalmasına, üretimden çekilmesine neden olmaktadır.
Hayvansal üretimde sürdürülebilirliğin ve et ve süt üretiminde kendine
yeterliliğin sağlanması, koronavirüs ve kurların artması sürecinde daha da önem
kazandı. Çünkü kesilen hayvanları yerine koymak, eskisinden daha pahalı hale
geldi. Bu hayvanlar bizim geleceğimizdir.
Hayvancılık sektöründe ithalata bağımlı olmaktan kurtarmalıyız. Çünkü
artık yurt dışından ucuz et ve ucuz hayvan bulma imkanı yoktur. Yapacağımız her
ithalat bağımlı ülke insanımızın daha pahalı et yemesine daha pahalı süt
tüketmesine neden olacaktır.
İthalatla sadece et ve hayvan değil enflasyon da ithal etmiş olursunuz. Bütün
bitkisel üretim için de bu böyledir. Üretemezsek enflasyon ithal ederiz.
Bunu, bugün ithal
ettiğimiz bitkisel ve hayvansal ürünlerde görüyoruz. Ülkemizin gıda
güvencesinin sağlanmasında yerli ve milli üretimden başka çıkış yolu yoktur.
“-Patates pazarlamasında sıkıntı devam ediyor”-
“ Bu
sürecin sıkıntıları hala devam ederken 2020 yılında patates rekoltesinin bir
önceki yıla göre 5 milyon tondan 5 milyon 200 bin tona çıkması sorunu daha da
derinleştirmiştir.
Türkşeker ve AOÇ erkenci ürünlerin sonuna
gelindiği Ağustos ayında alım yapması ile fiyatları biraz hareketlendirse de
Türkşeker ve AOÇ’nin piyasadan çekilmesi ile birlikte fiyatlar tekrar
gerilemiştir. Bu nedenle kışlık
patateste pazarlama ve düşük fiyat sorunları devam etmektedir. Halihazırda,
üreticilerimiz 90 kuruşa mal ettiği patatesi depodan 80 kuruşa, maliyetin
altında bir fiyata satmak zorunda kalmaktadır.
Üreticilerimiz, Türkşeker, TKK’nin acilen piyasaya girerek doğrudan
üreticiyi mağdur etmeyecek, piyasa istikrarı sağlayacak bir fiyatla alım
yapmasını, patates ihracatına teşvik verilerek artan üretimin ihracata
yönlendirilmesini talep etmektedir.
Sağlık Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı’na
bağlı kurumlar tarafından alımlar artırılarak menülerde patatese daha fazla yer
verilmesi; belediyelerce patates alımı yapılarak sosyal yardımlar kapsamında
dağıtılan ürünlere patatesin de eklenmesi pazarlama sorunlarını çözmede katkı
sağlayacaktır.
-“Sözleşmeli üretimin yeniden yapılandırılması-“
Ülkemiz için stratejik öneme sahip toprak ve
su kaynaklarımızın etkin bir şekilde kullanılması ve çiftçilerimizin düzenli
bir gelire, tüketicilerimizin de makul bir fiyattan ürünlere ulaşabilmesi için
tarımda üretim planlamasına ihtiyaç bulunduğunu ifade eden Bayraktar, şöyle
devam etti:
“Üretim planlamasının en önemli araçlarından
birisi tarım ve sanayi entegrasyonunu da sağlayacak sözleşmeli üretim modelidir
Sözleşmeli üretim
halen ülkemizde belli alanlarda ve ürünlerde uzun yıllardan bu yana
yapılmaktadır. Ancak uygulamada bazı sorunlar da yaşanmaktadır. Bu sorunların
aşılabilmesi ve sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılabilmesi için,
Üreticinin
hakkını koruyacak düzenlemelerin yapılması,
üreticinin gelirlerinin garanti altına alınması,
Sözleşmenin
üretici ile firma arasında yapılması yerine, birlik, kooperatif ve benzeri
çiftçi örgütleri ile yapılması ve bu yolla üretim yapan üreticilerin
desteklenmesi,
Devletin
firmaları ve örgütleri destekleme ve denetlemede etkin olması,
Sözleşme
şartlarına uymayan çiftçi veya firmalar için yaptırımların sözleşmede yer
alması,
Uyuşmazlık
durumlarında, Bakanlık, TZOB, firma temsilcileri ve STK gibi durumların yer
aldığı tarafsız Tahkim Kurulunun oluşturulması,
Sözleşmede yer alacak ürün fiyatlarının
maliyetler de dikkate alınarak iki tarafı da koruyacak şekilde tarafsız bir
komisyon tarafından belirlenmesi önem arz etmektedir.
-“Çiftçilerimiz
koronavirüs sürecinde fedakarlık yaptı-“
“Ülkemiz, çiftçilerimizin gayretiyle bu süreci
en başarılı şekilde yürüttü. Fedakar çiftçilerimiz, bu süreçte tüm zorluklara
göğüs gererek, tarlasında, bağında, bahçesinde, ahırında, ağılında çalışmaya ve
üretmeye devam etmiştir, etmektedir.
Ülke insanımızı bu süreçte kimseye muhtaç
etmeyen emektar çiftçilerimize bir kez daha teşekkür ediyorum. Çiftçilerimiz hem
insanlarımıza gıdanın ulaşmasını sağlayarak daha büyük bir krizi önledik. hem
de, 2. Çeyrekte tek büyüyen sektör olarak bu süreçte ekonomiyi ayakta tuttu. 2.çeyrek
rakamlarına baktığımızda, sanayi, inşaat ve hizmetler sektörleri küçülürken,
tarım sektörü büyüme gösterdi. Bu dönemde tarım sektörü üretim, istihdam ve dış
ticaret açısından ekonomiye önemli katkıda bulundu.
Bu süreçte çiftçilerimizin karşılaştığı her
sorunda yanlarında olduk, üretime devam edebilmeleri için büyük çaba sarf
ettik. Sorunlarla ilgili hazırladığımız raporları Sayın Cumhurbaşkanı ve ilgili
Bakanlarımıza gönderdik.
Çiftçilerimizden yasakların kalkması ve
tarlada kalabilmeleri için büyük mücadele verdik Mart ayından beri
koronavirüsle mücadele ederken, zor bir süreçten geçiyoruz. Bu süreçte
yaşananlar, kendine yeterli miktarda gıda üretebilen ülkelerin bu süreci daha
rahat atlatabileceğini gösterdi. Tarımda kendine yeten ülke olmanın önemini her
zaman gündemimizde tuttuk. Türk tarımının ülke ekonomisindeki payına ve hasıla
olarak dünyadaki yerine baktığımızda, Türkiye’nin hala bir tarım ülkesi
olduğunu görmekteyiz. Ancak bu potansiyelimizi yeterince değerlendirmemiz
gerekmektedir. Bu nedenle, Gayri safi Yurtiçi hasılamızın yüzde 1’inin destek
olarak, üreticilerimize verilmesini ve üreticilerimizin sorunlarının çözümü
için her türlü çabanın gösterilmesini bekliyoruz.