Arıcılık
-“Arı yetiştiricilerimizin geleceğe umutla bakabilmeleri için
taleplerinin karşılanması gerekmektedir”
-“Kuraklık
ve yangın gibi felaketler arıcılığa büyük zarar vermiştir”
-“Bal
üretiminde yaşanacak azalma bal fiyatlarını artıracak, sahte bal satıcılarına
fırsat verecektir”
-“Destekler
ve kredi imkânları iyileştirilmelidir”
-“Türkiye dünya
arıcılığının en önemli merkezlerinden biridir”
-“Dünya’nın
en fazla bal üreten ikinci ülkesi Türkiye’dir”
-“Dünya’da
2,1 milyar dolarlık bal ihracatı yapılıyor”
-“Türkiye
bal ve balmumu üretim değeri 4,7 milyar liradır”
-“Türkiye’de
82 bin civarında arıcılık işletmesi var”
-“Türkiye’de
104 bin ton bal üretildi”
-“Ülkemiz
57 ülkeye 26 milyon dolar değerinde 6 bin ton bal ihraç etti”
-“Türkiye
ürettiği balın sadece binde 6’sını ihraç etmektedir”
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar,
arıcılık konusunda açıklama yaptı. Ülkemizde kırsal geliri destekleyici bir
faaliyet olarak yapılan arıcılığın aynı zamanda tarım ve ormancılıkla ilgili
faaliyetleri tamamlayıcı bir etkiye de sahip olduğunu belirten Bayraktar,
“Ülkemiz arıcılık için çok zengin bitki örtüsüne sahiptir. Dünya genelinde
bilinen 27 bal arısının 6 alt türünün Anadolu’da bulunmasından dolayı ülkemiz
çok önemli bir gen merkezidir. Türkiye 9 ay arıcılık üretim faaliyetlerinin
yapılabildiği bir ülkedir” dedi.
“Dünya Gıda ve Tarım
Örgütü (FAO) verilerine göre dünyada 1 milyon 721 bin 288 ton bal üretilmiştir”
bilgisini paylaşan Bayraktar, “Üretimde ilk sırayı Çin almakta olup dünya
üretiminin yüzde 25’ini gerçekleştirmektedir. Bu ülkeyi yüzde 6,4’lük oranla
ülkemiz izlemektedir” diyerek açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Dünyada 2020 yılında
2,1 milyar dolarlık bal ihracatı yapılmıştır. İhracatta yüzde 15,3’lük oranla
ilk sırayı Yeni Zelanda alırken, yüzde 11,9’luk oranla Çin ikinci, yüzde
7,7’lik oranla da Arjantin üçüncü sırada yer almaktadır. Ülkemiz dünya bal
üretiminde ikinci sırada olmasına rağmen ihracatta yüzde 1,2’lik oranla 19’uncu
sıradadır.
Türkiye’de 2020 yılında
4,6 milyar lirası bal, 108 milyon lirası ise balmumu olmak üzere toplamda 4,7
milyar liralık üretim değeri oluşmuştur. Aynı yıl gerçekleşen 108,6 milyar
liralık toplam tarımsal üretim içinde arı ürünleri yüzde 4,37 pay almıştır.
TÜİK verilerine göre
2020 yılında ülkemizde 81 ilde 82 bin 862 adet arıcılık işletmesi faaliyet
göstermektedir. En fazla işletmeye sahip olan Muğla’yı, Sivas ve Ordu illeri
takip etmektedir.”
Türkiye’de 2020 yılında
105 bin ton bal üretildiğini belirten Bayraktar, en fazla bal üretiminin
yapıldığı ilin 17 bin tonla Ordu olduğunu açıklayarak şunları söyledi:
“Ordu’da üretilen bal toplam
üretiminin yüzde 16,5’ine tekabül etmektedir. Türkiye 2020 yılında 57 ülkeye 26
milyon dolar değerinde 6 bin ton bal ihraç etmiştir. En fazla ihracat
yaptığımız ülkeler Almanya, ABD ve Suudi Arabistan’dır.
Türkiye dünyanın en
önemli bal üreticisi ülke olmasına rağmen ürettiği balın neredeyse tamamına
yakınını ülke içinde tüketmektedir. Ürettiği balın 2010 yılında binde 2’sini,
2020 yılında ise binde 6’sını ihraç etmiştir. İhraç edilen miktar her geçen gün
artıyor olsa da oransal miktarın daha yukarılara çıkarılması gerekmektedir.
Dünya çam balı
üretiminin yüzde 92’sini karşılayan ülkemizde, yıllık yaklaşık 30 bin ton olan
üretim, 2020 yılında kuraklıktan dolayı ciddi zarar görmüştür.
2021 yılındaki üretim
miktarıyla ilgili kaygılar devam ederken, kızılçam ormanlarında çıkan yangınlar
ve basralı sahaların büyük çoğunluğunun yanması gerek bu yıl, gerekse gelecek
yıllarda çam balı üretimini olumsuz etkileyecektir.
Yangından zarar gören
alanlarda yapılacak yeni orman plantasyonunda arı varlığı gözetilerek planlama
yapılmalı, belli aralıklarla bal ormanlarının dikilmesi ve çoğaltılması
sağlanmalıdır.
Yanan basralı sahaların
yerine bu yıla özel olarak Millî Emlak arazileri bal üretimine açılmalı ve
Kuşadası Millî Parkı çam balı üretimi için kullandırılmalıdır.
2021 yılında özellikle
kuraklığın etkisinin hissedilir derecede olması, ülkemizde çayır-mera ve orman
alanlarında yapılan üretimi olumsuz yönde etkilemiştir.
Ballı bitki florası
arının bal veriminde artışa neden olmaktadır. Bu konuda çalışma başlatılmalı,
bu bitkilerin ekimi teşvik edilmelidir.
Kestane kanserine maruz
kalan ağaçlar rehabilite edilerek yeniden dikim sağlanmalı, gerekirse kestane
ormanları kurulmalıdır.
Türkiye Arı
Yetiştiricileri Merkez Birliği yaptıkları saha çalışmalarında bu sene bal
üretiminde çok ciddi düşüşler olacağını, bal üretiminin gerçekleşmesi bir yana,
içinde bulunduğumuz 2021 yılında arıların yaşam mücadelesi vermesi ve bu
mücadeleden gelecek sezona sağlıklı çıkmasının mümkün görülmediğini söyledi. Dolayısıyla
Eylül-Ekim aylarında başlayacak koloni çöküşlerinin kaçınılmaz olacağı da
görülmektedir.”
Bayraktar, bu yıl art
arda yaşanan felaketlerin balın ekonomiye katkısında azalmaya ve rekolte
düşüşüne neden olduğunu belirterek bu durumun bal fiyatlarındaki artışta önemli
rol oynayacağına dikkati çekti. Bayraktar, sahte bal konusunda da tüketicilere
uyarıda bulundu:
“Rekoltede ne kadar
düşüş olacağı ve fiyatların hangi seviyelere çıkacağı bilinmemekle birlikte bu
durum sahte bal satanlara fırsat verecektir. Sahte balla etkin mücadele
edilmelidir. Tüketicilerimizin hem sağlığına hem de cebine göz diken bu
fırsatçılara izin verilmemeli, kontroller sıklaştırılmalı, merdiven altı ve
kaçak bal ile bal ürünleri satışları engellenmelidir.”
Arı yetiştiricilerinin
bu yıl doğal afet ve yangınlar nedeniyle çok kötü bir dönem geçirdiğini de
belirten Bayraktar, üreticilerin bu durumdan en az zararla çıkmalarını ve
geleceğe umutla bakabilmelerini sağlamak için taleplerinin karşılanması
gerektiğini vurguladı. Bayraktar, üreticilerin taleplerini ise şöyle
aktardı:
“Doğal afete maruz kalan
arıcılara şeker desteği verilmeli ve kovan başına verilen destek de yüzde yüz
artırılmalıdır.
Yetiştiricilere arı otu
tohumu, ilaç, arıcılık malzemesi, ekipman ve makine desteği verilmelidir.
Doğal afete maruz kalan
arıcılara yem desteği sağlanmalıdır.
Bal üreticilerine
nakliye için mazot desteği verilmelidir.
Doğal afetlerden
etkilenen üreticilerin Ziraat Bankası ve Tarım ve Kredi Kooperatiflerine olan
borçlarının faizleri silinmeli, borçları uzun vadeli yapılandırılmalıdır.
Yeni kredi çekmek
isteyen doğal afet ve yangından etkilenmiş üreticilerimize de düşük faizli
kredi kullanımı sağlanmalıdır.”