-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“Türk çiftçisi, kendisine sağlanan teknoloji
desteğinin hakkını verdi”
-“Türk tarımı son yıllarda yüzde 16 oranında
verimlilik artışı sağladı”
-“Bu artış, çiftçilerimize teknoloji kullanımında
maddi destek ve eğitim verildiğinde, üretime,
ülke ekonomisine ne kadar büyük katkı
yapacağının somut bir göstergesidir”
-“Desteklerin, teknolojik gelişmeler paralelinde
devam ettirilmesi, tarımsal verimliliği ve sektörün
sürdürülebilirliğini sağlayacak, üretim masraflarını
azaltarak çiftçilerimizin gelirlerini artırmasına
yardımcı olacaktır”
Ankara – 19.09.2012 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımda teknolojik gelişmelerden yararlanmanın ve bu konudaki desteklemelerin önemine işaret ederek, “Türk çiftçisi teknoloji kullanımında kendisine sağlanan desteğin hakkını verdi; Türk tarımında son yıllarda yüzde 16 oranında verimlilik artışı sağlandı” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, mekanizasyonun verimlilikte en önemli etken olduğunun altını çizerek, mekanizasyonun, üretime yön veren teknolojilerin kullanılmasını ve tarımsal üretimin teknik olarak uygun şekilde yapılmasını sağladığını; bunun da ürün kalitesinin ve verimin artırılması anlamına geldiğini belirtti. Doğru şekilde kullanıldığında, mekanizasyonun üretim maliyet unsurlarını azalttığına da işaret eden Bayraktar, buna damla sulama yöntemini örnek verdi; bu yöntemle yüzde 90’lar gibi randımana ulaşılabildiğini, bunun da hem su kullanım miktarını, hem de suyun girdi olarak maliyet masrafını düşürdüğünü vurguladı.
2000-2009 yıllarını kapsayan çalışmalara göre tarım sektöründe verimliliğin yüzde 16 oranında arttığının saptandığını bildiren Bayraktar, bu artışı belirleyen en önemli faktörün de teknoloji kullanımı olduğunda birleşildiğini ifade etti.
Bayraktar, şöyle devam etti:
“Tarımda teknoloji, tarımsal mekanizasyon ve tarımsal üretimin diğer boyutu olarak biyolojik teknolojiyi kapsamaktadır. Sayı ve nitelik yönünden artan tarım makine ve ekipmanlarının kullanımında sağlanan önemli artışlar, tarım sektöründe teknoloji kullanımının, dolayısıyla verimliliğin artışına işarettir. Nitekim 2004-2010 yılları arasında tarım sektöründe toplam tarım alet ve makine sayısı yüzde 11 oranında artmıştır. Eskimiş mekanik teknolojiler terk edilirken verimliliği artıran önemli mekanizasyon gelişmeleri olmuştur. Örneğin, damla sulama tesisi sayısı, 2004-2011 yılları arasında her yıl yükselerek, yüzde 86 oranında artış göstermiştir. Meyve hasat makinesi sayısı bu sürede yüzde 1375, mısır silajı hasat makinesi yüzde 150, motorlu tırpan yüzde 504, pamuk toplama makinesi yüzde 1204, ürün kurutma makinesi yüzde 89, ürün sınıflandırma makinesi yüzde 123 ve biçer döver sayısı yüzde 24 oranında artmıştır.”
Tarım alet ve makineleri sektöründeki gelişmelerin tarımı, tarımdaki gelişmenin de bu sektörü desteklediğini ve birbirinin sürükleyicisi durumunda olduğunu anlatan Bayraktar, “Ülkemizin tarım potansiyeli, istihdam açısından esnek bir yapıya sahiptir ve hala teknolojiye açtır. Mekanik teknolojinin gelişmesi insan emeği boyutunda sektör yapısına zarar vermemektedir” değerlendirmesinde bulundu.
-Tarım alet ve makineleri sektörünün de olmazsa olmazı: Tarım-
Ekonomi Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de tarım alet ve makineleri sektöründe yaklaşık 130 farklı alet ve makine üretimi yapıldığının bilgisini de veren TZOB Genel Başkanı, “Türkiye tarım alet ve makineleri sektörü, tarım alet ve makineleri sanayisi ve traktör sanayisi olmak üzere iki ana kategoriye ayrılmaktadır. Yaklaşık 1000 tarım alet ve makineleri üreticisi ve ithalatçısı bulunmaktadır. Traktör sektöründe ise 22 firma faaliyet göstermektedir. Sektör yaklaşık 20 bin kişiye doğrudan istihdam sağlamaktadır. Ülkemize birçok açıdan katma değer sunan, yaptığı ihracatla bütçe açığının kapatılmasına katkı sağlayan tarım; tarım alet ve makineleri sektörünü de ayakta tutan, bu sektörünü olmazsa olmazı sektördür” dedi.
Tarım alanında kullanılan bazı makine ve ekipmanların halen ithal edilmek durumunda olunduğuna da işaret eden Bayraktar, tarım sektörü istenilen verimliliğe ulaştığında, ithalatı yapılan ileri teknoloji ürünü bu makinelerin de Türkiye’de üretiminin sağlanabileceğini; bunun mümkün gördüklerini bildirdi.
-Biyolojik teknoloji; tohum ve gübre…-
Tarımsal teknolojinin ikinci boyutu olan biyolojik teknolojide de önemli gelişmeler yaşandığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Tohumculuk sektörünün ithalata açılması, özel ve devlet sektörünün yeni yatırımlara başlanmasının yanında Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına İlişkin Kanun 2004 yılında verilerek, Tohumculuk Kanunu 2006 yılında çıkarılarak, tohumculukta yeni bir dönem başlatılmıştır. Tohumculuk Kanunu ile sektör örgütlenmeye, güçlenmeye başlamıştır. Ar-Ge çalışmalarının ve ıslahçıların da desteklenmesiyle tohumculuk teknolojisi belli bir noktaya gelmiştir.
Uygun teknolojiyle üretilen tohumlar, sadece verimi artırmaz; üretimde kullanılan tüm girdilerin verimlilik düzeylerini de doğrudan etkiler. Bu yüzden değerleri yüksektir. Klasik ıslah metotlarının yanı sıra hibrit teknolojisi ile tohumculukta gelişim sağlanmıştır. Bu gelişime paralel olarak tohumların temizlenmesi, zararlılara, hastalıklara ve yabancı otlara karşı ilaç uygulaması, standart hale getirilmesi, kaplanması gibi uygulamalar, tohuma sağlık kazandıran, kalitesini ve performansını artıran uygulamalardır.
İyi bir çeşit, ancak verim yanında tohumlukta istenen diğer fiziki biyolojik şartları taşıyorsa iyi bir tohumluk olabilir. Tohum teknolojisi, iyi bir çeşide tohumluk vasfı kazandıran teknolojidir. Sertifikalı tohumlar tohum teknolojisinin getirdiği birçok avantajlarla çiftçiye sunulmaktadır. İyi bir tohumluğun, üretimi en az yüzde 20 oranında tek başına artırdığı bilimsel bir gerçektir. Veriler ticarete konu olan toplam tohumluk arzının yüzde 20'sinin ithalat yoluyla karşılandığını ortaya koyuyor. Tohumluk üretiminde özel sektörün payı gittikçe artmaktadır. 2009 yılında özel sektörün tohumluk üretimindeki payı yüzde 65 olmuştur. Hibrit ayçiçeği, hibrit mısır, patates, soya, pamuk ve sebze tohumluğunun neredeyse tamamını özel sektörümüz üretmektedir.”
-Verimi artıran bir diğer unsur: Gübre-
Toprağın verimini artıran teknolojilerden bir diğerinin gübre teknolojisi olduğunu belirten Bayraktar, “Gübrelerin toprağın ihtiyacına göre verilmesi, aşırı kullanımların önlenmesi verimliliği artırmaktadır. Bundan dolayı Türkiye'de bu ihtiyacı ortaya koyacak teknolojiyi kullanan toprak analiz laboratuvarlarının sayısı gün geçtikçe çoğalmaktadır. Bu laboratuvarlar gezici olarak da çiftçinin ayağına gitmektedir” dedi.
Toprağı analiz edip tavsiyelerde bulunan bu laboratuvarların son yıllarda gübre uygulamalarında masrafları azaltıcı ve çevreyi koruyucu yönde büyük faydalar sağladığını belirten Bayraktar, eğitim ve yayım çalışmalarıyla bu konuda tavsiyelere uyan çiftçi sayısının artırılmasının hem ekonomi hem de çevre açısından çok büyük öneme sahip bulunduğunu ifade etti. Bayraktar, Ağustos 2012 ayı itibarıyla üniversiteler, Araştırma Enstitüleri, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı il müdürlükleri, il özel idareleri, ticaret borsaları ve özel olmak üzere 229; Türkiye Ziraat Odaları bünyesinde ise 84 toprak analizi laboratuvarının çiftçilerin hizmetinde olduğunu belirtti.
Bayraktar, verimlilik açısından zirai mücadelenin önemine de vurgu yaparak, “Zirai mücadele ayağı eksik bir üretimde yüzde 30-35 oranında ürün kaybı kaçınılmazdır. Bu açıdan, son yıllarda zirai mücadelede uygulanan ve yeni teknolojileri de içeren yöntemler, doğal dengeyi koruması yanında verime de büyük katkı sağlamıştır” dedi.
-Tarımsal desteklerle teknolojik bağ kuruldu-
Son yıllarda kırsal kalkınma projeleri de dahil olmak üzere tarımda verimliliği sağlayan teknolojilere Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından önemli destekler verildiğini kaydeden Bayraktar, şöyle devam etti:
“Tarım alet ve makinelerine yüzde 50 oranında hibe desteği verildi. Bakanlık araştırma kurumları, TÜBİTAK’tan da kaynak sağlayarak hem devlet kuruşlarının hem de özel sektörün tohum teknolojisini geliştirmelerine destek sağladı. Teknoloji ürünleri olan sertifikalı tohumluk, fide, fidan ve tohumluk üretene ve kullanıcıya birim başına destekler uygulandı.
Hayvancılıkta suni tohumlama teknolojilerine; zirai mücadelede biyolojik ve biyoteknoljiye verilen destekler, bu teknolojilerin verimliliğe katkıda bulunmasını sağladı. Toprak analizi yaptıran çiftçilere destek verildi.
Teknoloji kullanımıyla ilgili bu destekler de meyvelerini verdi; Türk tarımı son yıllarda yüzde 16 oranında verimlilik artışı sağladı. Bakanlığımızın desteklerinin, teknolojik gelişmelerle bağlantılı olarak ve artırılarak devam ettirilmesi, tarımsal verimliliği ve sektörün sürdürülebilirliğini sağlayacak; üretim masraflarını azaltarak çiftçilerin gelirlerini artırmasına ve ülke ekonomisine daha büyük katkılar yapmasına yardımcı olacaktır.”