-STK’lardan
Zeytin Dalı Harekatı’na tam destek
-Ortak açıklamadan:
“ Bizler ulusal güvenliğimizi korumak amacıyla devletimizin aldığı
bu kararın
arkasındayız ve destekliyoruz. Zira Türkiye, uluslararası
kurallardan
doğan hakkını kullanmıştır”
Ankara – 23.01.2018 – Sivil toplum ve iş dünyasını
temsil eden 16 kuruluş ortak bir açıklama ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Afrin
bölgesinde başlattığı Zeytin Dalı Harekatı’na tam destek verdi.
ASKON, HAK-İŞ, MEMUR-SEN, MÜSİAD, KAMU-SEN, TESK, TİM,
TİSK, TOBB, TÜGİAD, TÜGİK, TÜMSİAD, TÜRK-İŞ, TÜRKONFED, TÜSİAD ve TZOB adına
açıklamayı TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu okudu.
Ortak açıklama şöyle:
“Türkiye’nin sivil toplumunu ve iş
dünyasını temsil eden ülkemizin önde gelen örgütleri olan: ASKON, HAK-İŞ, MEMUR-SEN,
MÜSİAD, KAMU-SEN, TESK, TİM, TİSK, TOBB, TÜGİAD, TÜGİK, TÜMSİAD, TÜRK-İŞ,
TÜRKONFED, TÜSİAD, TZOB olarak bugün buradayız ve sizler aracılığıyla hem
ülkemiz hem de dünya kamuoyuna sesleniyoruz.
Türkiye, sınır güvenliğini sağlamak,
hem kendisi hem de bölge ülkeleri için tehdit oluşturan terör koridorunu
ortadan kaldırmak için adım atmıştır. Bölgeyi terör örgütlerinden temizleyerek
huzur, güven ve barış ortamını yeniden tesis etmek amacıyla Afrin’de sınır
ötesi harekât başlamıştır.
Bizler ulusal güvenliğimizi korumak
amacıyla devletimizin aldığı bu kararın arkasındayız ve destekliyoruz. Zira
Türkiye, uluslararası kurallardan doğan hakkını kullanmıştır.
Zeytin Dalı Harekâtı, evrensel hukuk
ve BMGK terörle mücadele kararları ile BM Sözleşmesi’nde yer alan meşru müdafaa
hakkı çerçevesinde başlatılmıştır.
Suriye’nin toprak bütünlüğüne,
egemenliğine ve siyasi birliğine saygı gösterilmektedir.
Dolayısıyla bu harekât, meşrudur ve
uluslararası hukuka uygundur.
Herkes şunu artık görmelidir ki;
masum insanları katleden ve ülkemizin güvenliğine de açık tehdit oluşturan
terör gruplarına sessiz kalmamız beklenemez.
Fırat Kalkanı ile başlayan ve Zeytin
Dalı Harekâtıyla devam eden operasyonlarıyla Türkiye, terör örgütlerine ve
destekçilerine gereken cevabı en güçlü şekilde vermektedir.
Aynı zamanda da sivillerin ve
masumların korunmasına azami dikkat gösterilmektedir.
Zaten bunu Fırat Kalkanı
operasyonunda da gösterdik.
Önceden terörün hâkim olduğu bölgede
hayat normale döndü, barış ve huzur geldi.
Yurtlarını terk etmek zorunda kalmış
Suriyelilerin geri dönüşüne de zemin hazırlamış olduk.
Bu nedenle Türkiye’nin başlattığı
her iki harekât da, Suriyeli göçmenler ve mazlum durumdaki yerel halk
tarafından desteklenmektedir.
Tüm uluslararası camiayı da, teröre
karşı ortak duruş sergileme ve evrensel insan haklarını bu bölgede hâkim kılma
yönünde niyetlerini açık bir şekilde göstererek, ülkemize destek vermeye davet
ediyoruz.
Öte yandan bütün vatandaşlarımızı,
özellikle sosyal medyada oluşturulabilecek bilgi kirliliği ve provokasyonlara
karşı dikkatli olmaya çağırıyoruz.
Bu bölgede yaşayanlar bizim
komşumuzdur, kardeşimizdir.
Aynı medeniyetin, kültürün, inancın
mensupları olan bizler arasındaki kardeşlik ve komşuluk hukukunu kimse yok
edemez.
Aramıza kimse fitne ve fesat sokamaz,
bizi birbirimize düşman edemez.
Her 3 büyük siyasi partimize de,
aynen 15 Temmuz'da olduğu gibi, ülke menfaati için gösterdikleri ortak ve
kararlı duruşları için ayrıca teşekkür ediyoruz.
Türkiye sivil toplumu ve iş dünyası
olarak dualarımızla ve bütün gönlümüzle devletimizin ve kahraman askerlerimizin
yanındayız.
Dün şehit verdiğimiz askerimize ve
tüm şehitlerimize rahmet diliyoruz, mekânları cennet olsun.
Allah, Mehmetçiğimizi korusun,
Ordumuzu muzaffer kılsın. Yar ve yardımcımız olsun.”