Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > Rusya’ya gıda ve tarım ürünleri ihracatı

Rusya’ya gıda ve tarım ürünleri ihracatı

-Rusya’ya gıda ve tarım ürünleri ihracatı

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Yılda 40 milyar dolar civarında gıda ve tarım ürünleri ithalatı yapan Rusya’ya ihracat, tarım ve gıda sektörlerine önemli girdi sağlar”

-“Rusya’nın gıda ve tarım ithalatını Türkiye’ye kaydırması halinde, özellikle ihtiyaç fazlası üretimin ihracata

yönlendirilmesinde fayda var”

-“Bu sene bazı ürünlerde sıkıntı olsa bile, özellikle Türkiye’nin kanatlı, süt ve süt ürünleri, turunçgiller başta olmak üzere taze meyve sebze sektörleri talebinin önemli bir kısmını karşılayabilecek potansiyele sahip”

-“Rusya’ya ihracat yollarını açarken, iç piyasanın arz talep dengesine de dikkat etmekte fayda var”

-“Olayın üretici ve tüketici ayağı bulunuyor”


Ankara – 08.08.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yılda 40 milyar dolar civarında gıda ve tarım ürünleri ithalatı yapan Rusya’ya ihracatın tarım ve gıda sektörlerine önemli girdi sağlayacağını bildirerek, “Rusya’nın gıda ve tarım ithalatını Türkiye’ye kaydırması halinde, özellikle ihtiyaç fazlası üretimin ihracata yönlendirilmesinde fayda var” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, Rusya’nın, 7 Ağustos 2014 tarihinden geçerli olmak üzere 1 yıl süreyle Avrupa Birliği (AB), ABD, Avustralya, Kanada ve Norveç mallarına ambargo kararı aldığını, ambargo kapsamında, sığır ve kümes hayvanı eti, tüm meyve ve sebzeler, kaşar peynirleri ve süt başta olmak üzere tarım ve gıda ürünlerinin bulunduğunu belirtti.

Rusya’nın, bu ürünleri Türkiye, Brezilya, Çin ve Arjantin’in de aralarında bulunduğu birçok ülkeden karşılayabileceğini açıkladığını vurgulayan Bayraktar, Rusya’nın gıda ve tarım ithalatını Türkiye’ye kaydırması halinde, özellikle ihtiyaç fazlası üretimin bu ülkeye ihracata yönlendirilmesi gerektiğini belirtti.

 Bu sene bazı ürünlerde sıkıntı olsa bile, özellikle Türkiye’nin kanatlı, süt ve süt ürünleri, turunçgiller başta olmak üzere taze meyve sebze sektörü talebinin önemli bir kısmını karşılayabilecek potansiyele sahip olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:

“Rusya, dünyanın önemli gıda tarım ürünleri ithalatçılarından biri durumunda. Bu alanda, ABD, Almanya, Çin, Japonya, Hollanda, İngiltere, Fransa ve İtalya’nın ardından dünya 9’ncusu. ABD, Almanya, Çin, Hollanda, Fransa ve İtalya aynı zamanda çok büyük gıda ve tarım ürünleri ihracatçıları. Rusya, özellikle yaş meyve ve sebzede dışa bağımlı. Net ithalatçı konumunda. Dünya Bankası verilerine göre, Rusya, 2012 yılında 12,2 milyar doları işlenmiş gıda ürünleri, 11,5 milyar doları bitkisel ürün, 14,6 milyar doları hayvansal ürün olmak üzere 38,3 milyar dolarlık gıda ve tarım ürünleri ithalatı yaptı. Bu rakam çok büyük bir rakam. Türkiye’nin halen gıda ve tarım ihracatı yıllık bazda 17 milyar doları olduğu göz önüne alındığında rakamın gerçek boyutları ortaya çıkıyor.


-Rusya’ya 1,2 milyar dolarlık gıda ve tarım ihracatı var-


Türkiye, 2013 yılında Rusya’ya 614,3 milyon doları yenilen meyve, 347 milyon doları sebze, 43,6 milyon doları yağlı tohum, tıbbi ve aromatik bitki, yem, 32,5 milyon doları sebze ve meyveden elde edilen işlenmiş ürünler, 32,3 milyon doları su ve su ürünü,  31,6 milyon doları tütün ve tütün ürünleri, 25,3 milyon doları çeşitli çay gibi gıda ürünleri, 23,5 milyon doları şeker ve şeker mamulleri, olmak üzere 1 milyar 178,5 milyon dolarlık gıda ve tarım ihracatı yaptı. Bu rakam çok daha fazla olabilir.”

Türkiye’nin Trakya ve Ege Bölgesinin kıyı kesimleri hariç, bu üretim sezonunda Ekim ayından Şubat ayına kadar büyük kuraklık yaşandığını, Mart yağışlarının normalin üzerine çıkmasına karşın, kuraklığın, Nisan ayında da devam ettiğini bildirdi. Mayıs ve Haziran aylarında Türkiye’nin bazı yörelerinde şiddetli yağışlar meydana geldiğini, kuraklık ve şiddetli yağışın hububat başta olmak üzere ürünlerde büyük rekolte kayıplarına neden olduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“29-30-31 Mart tarihlerinde ülkemizin büyük kısmında meydana gelen don doğal afeti, kayısı, fındık, elma ve ceviz başta olmak meyve ağaçları, meyve çiçek ve tomurcuklarına büyük hasar verdi. Bu da kayısı, fındık, elma, ceviz gibi bazı ürünlerde üretimi önemli ölçüde düşürecek. Kuraklık ve don dışında da bu üretim sezonunda çiftçimiz, fırtına, su baskını, sel, hortum, dolu gibi hemen her doğal afeti yaşadı.


-Hububat, sebze ve meyvede bu yıl bir istisna-


Hububat, sebze ve meyvede bu yıl bir istisna. Bu yılı dışarıda tutarsak,  Türkiye’de domates, turunçgiller, elma, kiraz, fındık, incir, çekirdeksiz kuru üzüm, kayısı, kesme çiçek ürünleri, zeytin ve zeytinyağı ile kanatlı sektörü ve süt ve süt ürünleri üretim kapasiteleri dolayısıyla ihracat imkanı var. Bu yıl kayısı, elma, fındık üretimi çok yetersiz. Kayısı üretimi iç pazara bile yetmiyor. Fakat normal yıllarda bu ürünlerde ihracatta sıkıntısı görüldüğünde iç piyasa arzı karşılamıyor. Bu ürünler dışında yeterli ihracat imkanları olmayan patates, soğan, kavun, karpuz gibi ürünlerde de iç piyasa ihtiyacı üzerinde bir üretim yapılıyor.

Üretimin iyi olduğu yıllarda talep sıkıntısı çekiliyor. Bu yıllarda ihracat pazarları sonuna kadar zorlanmalı. İhracat sıkıntıya girdiğinde üreticinin ürünü elinde kalıyor. İhracat destekleri artırılmalı. Üretici, dış piyasalarda para eden, pazarlama sıkıntısı olmayan, devamlılık gösteren ürünlere yönlendirilmeli.”


-Kanatlı, süt ve süt ürünleri ve balıkçılık hızla gelişiyor-


Kanatlı, süt ve süt ürünleri ve balıkçılık sektörlerinin hızla geliştiğini vurgulayan, üretim artışı görülen bu alanlarda talep sıkıntısı yaşanmaması, üretim artışının sürdürülebilmesi için iç piyasanın yanı sıra ihracat yollarının da açılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

“Özellikle süt ve süt ürünleri ile yumurta ve tavuk eti üretimi hızla artıyor. Bu sektörlerde iç pazar yetersiz kalıyor. İhracat olanaklarıyla gelişim devam ettirebilir. En son Irak’ta meydana gelen olaylar, bu ülkeye yönelik yumurta ihracatını zora soktu. İhracatta düşüş, yaz aylarında talepte görülen azalma, iç piyasada da fiyatların gerilemesine sebep oldu.

Türkiye, son derece modern tesislere sahip, çok gelişmiş bir kanatlı sektörü var. 2013 yılında 16 milyar 496 milyon 751 bin adet olan yumurta üretimi, Mayıs ayı itibarıyla yıllık bazda 16 milyar 889 milyon 600 bin ile 17 milyar adede dayandı, 1 milyon 758 bin 363 ton olan tavuk eti üretimi ise Mayıs ayı itibarıyla yıllık bazda 1 milyon 803 bin 728 ton ile 1,8 milyon tonu ilk kez aştı.

Türkiye, 2013 yılında yüzde 15,9 artışla 406,4 milyon dolarlık tavuk yumurtası, yüzde 15,3 artarak 608,1 milyon dolarlık kümes hayvanları etleri, sakatatları ve benzeri ürün ihracatı, yüzde 25 artışla 281,5 milyon dolarlık süt ve süt ürünleri ihracatı yaptı.”

Bayraktar, Rusya’ya ihracat yollarını açarken, iç piyasanın arz talep dengesine de dikkat etmekte fayda olduğunu, olayın üretici ve tüketici ayağı bulunduğunu, karar verirken bu unsurların hepsinin göz önünde tutulması gerektiğini bildirdi.