-Pirinçte “kaliteli yerli-kalitesiz ithal” oyunu…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Son günlerde, Osmancık çeşidimize benzeyen,
ithal, düşük kaliteli ucuz pirinçlerin yerli ürünle karıştırılarak yüksek fiyattan satıldığı yönünde yoğun şikayetler almaktayız”
-“Bazı çevrelerin hem üreticilerimizi hem de tüketicilerimizi mağdur eden bu sahtekarlığına karşı sert önlem alınmalı, asla müsamaha gösterilmemelidir”
-“Çeltik hasadına az bir zaman kala, rekolte beklentimizin de yüksek olduğu bir dönemde yaşananlar oldukça manidardır”
-“Şayet birileri üreticilerimizin ekmeğine göz dikmişse karşılarında bizleri bulacaklardır”
Ankara - 23.8.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, son günlerde pirinçte, Osmancık çeşidimize benzeyen, ithal, düşük kaliteli ucuz pirinçlerin yerli ürünle karıştırılarak yüksek fiyattan satıldığı yönünde yoğun şikayetler aldıklarını belirterek, “Şayet birileri üreticilerimizin ekmeğine, tüketicilerimizin cebine göz dikmişse, karşılarında bizleri bulacaklardır” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, son on yılda çeltikte hem verimde hem de ekim alanlarında yüzde 38’ün üzerinde artış sağlandığını, üretimin giderek yaygınlaştığını bildirdi. Geçtiğimiz yıl 830 bin ton olan üretimin bu yıl 920 bin ton olmasının beklendiğini vurgulayan Bayraktar, yeterli potansiyel bulunmasına ve geçmiş yıllara göre üretimin artmasına rağmen halen yüzde 20 üretim açığı bulunduğunu, bunun ithalatla karşılandığın anımsattı.
Bayraktar, şöyle devam etti:
“Ülke üretimimiz ihtiyacı karşılayacak seviyeye gelinceye kadar ihtiyaç duyulan ithalatın yapılması kaçınılmazdır. Ancak, burada üzerinde önemle durduğumuz husus, ithalatın ihtiyaçtan fazla yapılmaması ve ithal edilen ürünlerin de piyasada izlenmesidir.
Son günlerde ithal edilen ve Osmancık çeşidimize benzeyen düşük kaliteli ucuz pirinçlerin yerli ürün ile karıştırılarak yüksek fiyattan satıldığı yönünde yoğun şikâyetler almaktayız. Bu durumdan, birtakım çevrelerin, üreticilerimiz üzerinden haksız kazanç elde etmeye çalıştığı gibi, tüketicilerimizde mağdur etiği anlaşılmaktadır.
Kalitenin bozulmasıyla birlikte tüketicilerimizin pirinçten uzaklaşması tüketimi de olumsuz etkileyecektir. Bu durumdan en fazla zarar gören yine üreticilerimiz olacaktır.
Çeltik hasadın az bir zaman kala, rekoltenin de yüksek beklendiği bir ortamda yaşananlar oldukça manidardır. Eğer birileri üreticilerimizin ekmeğine, tüketicilerimizin cebine göz dikmişse karşılarından bizleri bulacaklardır.
Konunun bütün tarafları, bu sahteciliğin üzerine gitmeli, denetimler artırılarak birilerinin üreticilerimiz üzerinden haksız kazanç elde etmeleri, tüketicilerimizin de mağdur olmasını engellenmeli; bu oyun bozulmalıdır.”
-Prim desteği ekim alanlarını genişletti-
Çeltiğin, Türkiye’nin toplam hububat üretiminden yüzde 2,5 oranında pay alarak buğday, arpa ve mısırdan sonra dördüncü sırada yer aldığı bilgisini veren TZOB Genel Başkanı Bayraktar, şunları kaydetti:
“2005 yılından bu yana çeltik ekim alanları yüzde 38,6, çeltik üretimi yüzde 38,3 oranında artış göstermiştir. Geçen yıl 830 bin ton olan üretimin, bu yıl ilk defa 920 bin ton olması beklenmektedir. Sağlanan üretim artışı hem verim hem de ekim alanlarının artmasından kaynaklanmıştır. Verim artışının önemli nedenleri arasında, verim potansiyeli yüksek, kısa boylu, makineli hasada uygun, hastalık ve zararlılara dayanıklı, farklı yetişme devrelerinde soğuğa toleranslı ıslah edilmiş çeltik tohumlarının kullanımının artması gelmektedir. Ekim alanlarının artmasında ise 2005 yılından itibaren çeltik üreticilerine verilen prim desteği etkili olmuştur.”