-TZOB
Genel Başkanı Bayraktar:
-“Pamukta üretim düşüyor. Üretim artışı
üreticinin desteklenmesine bağlıdır”
-“Pamukta kendi kendine yeten
üretime ulaşabilmemiz için üreticilerimiz teşvik edilmelidir”
-“Türkiye’de hektara 1944
kilogram olan pamuk verimi, 790 kilogram olan dünya ortalamasının oldukça
üzerindedir”
-“Ülkemizde, 2000 yılında 6
milyon 541 bin dekar olan ekim alanı son 20 yılda hızla daralarak 2019 yılında
yüzde 27 azalmayla 4 milyon 778 bin dekara kadar gerilemiştir”
-“Pamukta ekim alanlarındaki
değişim, çiftçinin kazancıyla; yani ürün maliyeti, fiyat ve desteklerle
doğrudan ilişkilidir”
-“Türkiye’de, pamuk üretiminin tüketimi karşılama oranı yüzde 60’da
kalıyor”
-“2019 yılında yaklaşık 935 bin ton lif pamuk ithalatına 1,6 milyar dolar
döviz ödendi”
-“Türkiye toprakları pamuk üretimine elverişlidir ve Türk çiftçisi ülke
ihtiyacını sağlayacak hatta ihracat yapacak çalışma azmine sahiptir”
-“2017 yılından itibaren kilogramda 80 kuruşa çıkarılan prim
desteği 1 lira 50 kuruşa yükseltilmelidir”
-“Primde dekar başına 500 kilogramlık verim üst sınırı
uygulaması kaldırılmalıdır”
Ankara-04.09.2020- Türkiye Ziraat Odaları Birliği
(TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, pamuk üreticisinin prim desteğinde artış
beklediğini bildirerek, “Pamukta üretim düşüyor. Üretim artışı üreticinin
desteklenmesine bağlıdır. Pamukta kendi kendine yeten üretime ulaşabilmemiz için
üreticilerimiz teşvik edilmelidir” diye konuştu.
Bayraktar,
pamuğun, yüksek katma değer sağlayan bir tarım
ürünü olması, üretim, istihdam ve ihracat açısından lokomotif sektör konumunda
olan tekstil ve konfeksiyon sektörü için temel girdi niteliğinde olması,
doğrudan veya dolaylı şekilde milyonlarca insana istihdam sağlaması nedeniyle
stratejik bir önem arz ettiğini bildirdi.
Türkiye’nin, pamuk ekim alanında dünyada 11’nci
sırada olmasına rağmen, verimde dünya ikincisi olduğunu belirten Bayraktar,
Türkiye’de hektara 1944 kilogram olan pamuk veriminin, 790 kilogram olan dünya
ortalamasının oldukça üzerinde olduğunu vurguladı.
Pamukta ekim alanlarındaki değişimin, çiftçinin
kazancıyla; yani ürün maliyetleri, fiyat ve desteklerle doğrudan ilişkili
olduğunu belirten Bayraktar şöyle devam etti:
“Ülkemizde, 2000 yılında 6 milyon 541 bin dekar
olan ekim alanı son 20 yılda hızla daralarak 2019 yılında yüzde 27 azalmayla 4
milyon 778 bin dekara kadar gerilemiştir. Bu dönemde üretim ise 2 milyon 260
bin tondan 2 milyon 200 bin tona düşmüştür. Ekim alanlarında yaşanan yüzde 27 oranında düşüşe
rağmen üretimdeki azalışın çok az olmasının sebebi, verim artışından
kaynaklanmaktadır.”
-“Pamuk ithalatında koruma önlemi bulunmamaktadır”
Türkiye’de,
pamuk üretiminin tüketimi karşılama oranının yüzde 60’da kaldığını belirten
Bayraktar, üretimdeki bu açığın ithalatla karşılandığına işaret etti. 2019 yılında yaklaşık 935 bin ton lif
pamuk ithalatına 1,6 milyar dolar döviz ödendiğini belirten Bayraktar şöyle
devam etti:
“Pamuk, AB-Gümrük Birliği Anlaşması kapsamında, sanayi ürünü olarak işlem görmesi
nedeniyle, pamuk ithalatında koruma önlemi bulunmamaktadır. Bu anlaşmanın yerli
üreticimizi mağdur ettiği göz önünde bulundurulmalı, bu dezavantajın
giderilmesi için üreticimiz daha fazla desteklenmelidir. Türkiye toprakları pamuk üretimine
elverişlidir ve Türk çiftçisi ülke ihtiyacını sağlayacak hatta ihracat yapacak
çalışma azmine sahiptir.”
-Yapılması gerekenler-
Pamuk üreticilerinin fiyat konusundaki belirsizlik nedeniyle
tedirginlik yaşadığını belirten Bayraktar, pamuk üreticisinin üretime devam
edebilmesi için alınması gereken tedbirleri şöyle sıraladı:
“Gübre, elektrik, ilaç gibi yüksek girdi fiyatları üreticinin
maliyetlerini enflasyonun çok üzerinde artırmış, çiftçi borçlanarak ekim yapmak
zorunda kalmıştır. Bu nedenle üreticiye verilen desteklerin artırılması önem
arz etmektedir.
2017 yılından itibaren kilogramda 80 kuruşa çıkarılan prim desteği
1 lira 50 kuruşa yükseltilmelidir.
Primde dekar başına 500 kilogramlık verim üst sınırı uygulaması
kaldırılmalıdır.
Özellikle gübre, ilaç, elektrik gibi girdi fiyatları ve sulama
ücretleri makul düzeylere çekilmelidir.
Üreticilerimizin hasat ettiği pamuğun tatminkâr bir fiyatla
alınması için Tariş, Çukobirlik, Antbirlik gibi tarım satış kooperatifleri güçlendirilmeli
ve müdahale alımı yapmaları sağlanmalıdır.
Pamuk
üreticimiz korunmalı, pamuk, gümrük birliğinde tarım ürünleri kapsamına
alınmalı, gümrük vergileri tekrar konulmalıdır.
Ziraat Odalarımızdan
aldığımız bilgiye göre pamuk maliyeti illere göre değişmekle birlikte beklenti,
kilogram fiyatının en az 5 lira olması yönündedir.
Üretim,
verimlilik ve çiftçimizin deneyim üstünlüğüne sahip olduğu bu ürünü sektörde
yer alan sanayicilerimizin de sahiplenmesi, üretimin sürdürülebilirliği
açısından önemlidir.
Sanayi ürünü
kapsamında değerlendirilen pamuk tarım ürünü olarak işlem görmelidir.”