-Organik ürün pazar büyüklüğü
90 milyar dolara ulaştı…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Dünyada organik ürün pazarı hızla büyüyor. 1999 yılında 15,2 milyar dolar olan organik ürün pazar büyüklüğü, 2016 yılında 89,7 milyar dolara çıktı. Türkiye de bundan gereği gibi yararlanmalı”
-“Bugün 178 ülkede 57,8 milyon hektar alanda 2,7 milyon üretici organik tarım yapıyor”
-“Organik tarım alanlarını, 1996-2016 döneminde, 77 kat artırarak, 6,8 bin hektardan 524 bin hektara çıkaran ülkemiz, 17’nci sırayı aldı”
-“Başta Doğu Anadolu olmak üzere ülkemiz organik tarım açısından tam bir cennettir”
-“Dünyada çevre koruma, hayvan ve bitki sağlığına dönük kırsal kalkınma politikaları ile gıda güvenliğini sağlamaya yönelik yaklaşımların öne çıktığı bir dönemde, organik tarım, ülkemiz için bir avantajdır”
Ankara – 25.02.2018 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel
Başkanı Şemsi Bayraktar, dünyada organik ürün pazarının hızla büyüdüğünü
bildirerek, “1999 yılında 15,2 milyar dolar olan organik ürün pazar büyüklüğü,
2016 yılında 89,7 milyar dolara çıktı. Türkiye de bundan gereği gibi
yararlanmalıdır” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, konvansiyonel üretimde yaşanan sorunlar
nedeniyle özellikle gelir ve eğitim seviyesi yüksek olan gelişmiş ülkelerin,
çevre, bitki, hayvan ve insan sağlığına zarar vermeyen bir üretim modeli
arayışı neticesinde kimyasal maddelerin kullanılmadığı, kontrollü bir üretimi
öngören “organik tarımsal üretim” faaliyetinin ortaya çıktığını belirtti.
-Alanda Avustralya, pazarda
ABD lider-
Dünyada 1980’li yıllardan
itibaren ticari boyut kazanan organik tarımın, günümüze kadar hızlı bir gelişim
gösterdiği bilgisini veren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Organik Tarım Araştırmaları ve Uluslararası Organik Tarım Hareketleri
Federasyonu verilerine göre, bugün 178 ülkede, 57,8 milyon hektar alanda, 2,7 milyon üretici organik tarım yapıyor. Organik
tarımsal alanlarının ülkeler bazında dağılımına baktığımızda 27,1 milyon hektar
alanla Avusturalya ilk sırada yer alırken, bu ülkeyi 3 milyon hektar alanla
Arjantin, 2,3 milyon hektar alanla Çin, 2’şer milyon hektar alanla ABD ve
İspanya izliyor. Organik tarım alanlarını, 1996-2016 döneminde, 77 kat
artırarak, 6,8 bin hektardan 524 bin hektara çıkaran ülkemiz, 17’nci sırayı
aldı. Ülkemizde organik tarım yapan çiftçi sayımız 69 bine çıktı.
Bugün dünyada mera ve otlaklar dahil tarım alanlarının yüzde 1’i,
ülkemizde yüzde 1,4’ü organik tarıma ayrılmışken, Liechtenstein toplam tarım
alanlarının üçte birinde, Avusturya’da beşte birinde, İsveç’te altıda birinde
organik tarım yapılmaktadır. Danimarka’da organik pazar payı, toplam gıda
pazarının yüzde 9’una yaklaşmaktadır.
2016 yılında 89,7 milyar dolara çıkan organik ürün pazarında ABD 43,1
milyar dolarla ilk sırayı alırken, bu ülkeyi 10,5 milyar dolarla Almanya, 7,5
milyar dolarla Fransa takip etti. Ülkemizde organik ürün ihracat değeri kayıtlı
verilere göre 79 milyon dolar görünse de sektör temsilcileri ihracat değerinin
yaklaşık 500 milyon doları bulduğunu belirtiyorlar. Organik üründe ham üründen
çok işlenmiş ürünlerin ticaret hacmi sürekli genişliyor.”
-Türkiye’de 238 organik ürün
üretiliyor-
1996 yılında sadece 8 ürünün organik olarak üretildiği Türkiye’de bugün
ürün sayısının 238’e ulaştığına dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Başlangıçta sözleşmeli yetiştiricilik şeklinde Ege Bölgesi’nde yoğunlaşan
üretim, daha sonra ülke genelinde yaygınlaşmıştır. İlk etapta oldukça küçük
alanlarda ve çok az sayıdaki işletmede sürdürülen organik tarımsal üretim
faaliyeti giderek gelişme göstermiştir. Başta Doğu Anadolu olmak üzere ülkemiz
organik tarım açısından tam bir cennettir. Doğu Anadolu’nun yanı sıra Ege,
Güneydoğu Anadolu, İç Anadolu, Karadeniz, Akdeniz ve Marmara bölgelerimizde
organik tarım yapılan ve yapılabilecek büyük alanlar mevcuttur. Organik
hayvancılıkta da önemli bir gelişme yaşanmıştır. Bugün 8 bin 340 büyükbaş, 26
bin 329 küçükbaş, 1 milyon 212 bin 542 kanatlı hayvan 207 çiftçimiz tarafından
organik hayvancılıkla yetiştirilmektedir. 640 arıcımız, 76 bin 242 kovanda 349
ton organik bal üretmiştir.”
-“Organik tarımın gelişmesinde
verilen desteklerin önemli katkısı oldu”-
Organik tarımın gelişmesinde verilen desteklerin önemli katkısı olduğunu
belirten Bayraktar, “organik tarıma verilen destekler, üreticilerimizin organik
tarıma yönlendirilmesi, bu üretim dalının benimsenmesini ve organik tarımın
gelişmesini sağlamıştır. Dünyada çevre koruma, hayvan ve bitki sağlığına dönük
kırsal kalkınma politikaları ile gıda güvenliğini sağlamaya yönelik
yaklaşımların öne çıktığı bir dönemde, organik tarım, ülkemiz için bir avantajdır.
Organik tarımda görülen büyümenin sürdürülebilir kılınması bakımından organik
tarımın desteklenmesine devam edilmeli, maliyetler düşürülmelidir” dedi.
-“Katma değeri yüksek işlenmiş
ürünlerin ihraç edilmesi sağlanmalıdır”-
Hali hazırda ülkemizde organik tarım faaliyetlerinin ihracat ağırlıklı
olarak yürütüldüğünü vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“İhraç edilen ürünlere baktığımızda kurutulmuş ürünler hala lider
konumdadır. Nitekim, kuru üzüm, incir ve incir ürünleri, pamuk ve tekstil
ürünleri, kayısı ve ürünleri, fındık ve fındık ürünleri, meyve suları ve
dondurulmuş meyveler, tıbbi aromatik bitkiler ve bakliyat organik ihracatta ilk
sıralarda yer almaktadır. İhraç edilen ürünlerin büyük çoğunluğu hammadde
niteliğindedir. İhracatımızın miktar bazında artırılmasının yanı sıra değer
bazında da artırılması için, katma değeri yüksek işlenmiş ürünlerin ihraç
edilmesi sağlanmalıdır. Tanıtım faaliyetleriyle ihracatımız artırılmalıdır.”