Narda sorunu tüketim ve ihracat çözer…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“Yetiştiricilik maliyeti yüksek olan narın buna uygun fiyattan alıcı bulamaması en büyük sorun”
-“Üretim planlaması yapılması, tüketim ve ihracatın artırılması, ürünün uygun şartlarda depolaması tek çıkar yol”
-“Kişi başına 3,1 kilogram tüketim yetersiz. Nar tüketimi artırılmalı, işlenmiş ürüne de ağırlık verilmeli, ihracata destek verilmeli”
Ankara -
29.10.2017 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi
Bayraktar, yetiştiricilik maliyeti yüksek olan narın buna uygun fiyattan alıcı
bulamamasının en büyük sorun olduğunu bildirerek, “üretim planlaması yapılması,
tüketim ve ihracatın artırılması, ürünün uygun şartlarda depolaması tek çıkar
yol” dedi.
Bayraktar, hasadı devam eden nar konusunda yaptığı
açıklamada, 1988’de 45 bin ton olan nar üretiminin 2006 yılında 91 bin, 2013’de
383 bin, 2016’da 465 bin tona yükseldiğini, 2017’de 492 bin tona ulaşmasının
beklendiğini belirtti. Türkiye’de 2016’da üretilen narın dörtte bire yakını
olan 111 bin tonunun Antalya’da üretildiğine dikkati çeken Bayraktar,
Antalya’yı, 73 bin tonla Muğla’nın, 67 bin tonla Mersin’in, 45’er bin tonunun
Adana ve Denizli’nin izlediğini vurguladı.
-“Tüketim ve ihracat üretim artışını desteklemiyor”-
Üretimdeki artışı, tüketim ve ihracatın desteklemediğini,
narın yeterli fiyattan alıcı bulamamasının en büyük sorun olduğunu bildiren
Bayraktar, şunları kaydetti:
“Tüketim 2013 yılından bu yana pek fazla
değişmedi. 2000 yılında 0,8 kilogram olan üretim, 2013’de 2,7 kilograma
çıktıktan sonra 2014’de 2,9, 2015’de 3,1 kilogramda kaldı. Kişi başına 3,1
kilogram tüketim yetersizdir. Nar tüketimi artırılmalıdır. Nar sağlık açısından
önemli bir meyvedir. C vitamini açısından son derece zengin bir meyve olan nar,
B1 ve B2 vitaminleri, potasyum, kalsiyum, fosfor ve demir de içermektedir. Nar,
enfeksiyonlara karşı vücudun dirençli olmasını sağlıyor. Yorgunluğu gideriyor,
enerji veriyor. Tansiyonu düzenlediği ve cildi güzelleştirdiği, kandaki şeker
seviyesini dengelediği, bağışıklık sistemini güçlendirdiği söyleniyor. Nar,
kanser riskini azaltan antioksidanlar açısından zengin bir meyvedir. Narın
sadece meyvesi değil, meyve tanelerinin zarı, meyve kabukları, nar ağacı
kökleri, kök kabukları ve nar ağacı dalları da sağlık açısından faydalıdır.
Bu kadar yararlı bir meyvenin çok daha fazla
tüketilmesi gerekir. Tüketimin artırılması için narın faydaları konusunda
tüketicilerin bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Narda, nar suyu, nar
ekşisi, nar sosu gibi işlenmiş ürün tüketiminin de artırılması gerekir.”
-“İhracata da ağırlık verilmeli”-
Artan nar üretiminin arz fazlasına neden
olmaması için iç tüketimin yanı sıra ihracata da ağırlık verilmesi zorunluluğu
bulunduğunu vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Nar yetiştiriciliğinde girdi fiyatları,
bahçe bakım ve işçilik maliyeti yüksektir. Sadece iç pazar, nardaki sorunu
çözmeye yetmemektedir. İhracata da destek verilmelidir. 2006 yılında 11 milyon
dolar olan nar ihracatı, 2013 yılında 111,6 milyon dolara çıktıktan sonra
2014’de 108,4, 2015’de 96,6 milyon dolara indikten sonra 2016’da 103,7 milyon
dolara yükseldi ama 2013 rakamına ulaşılamadı. Mevcut pazarlar olan Irak,
Belarus, Almanya, Ukrayna ve Rusya’ya ihracat artırılmalı, yeni pazarlar
bulunmalıdır. Ülke potansiyeli çok daha fazla nar ihracatına olanak
tanımaktadır. Nar gibi değerli bir ürünün iyi bir şekilde tanıtımı yapılırsa,
standardizasyon da sağlanırsa, pazar bulmada sıkıntı yaşanmaz.”
-“Üretilen narın yüzde 6,5’i çöpe gidiyor”-
Çok
değerli bir ürün olmasına karşın, narda kayıpların da önemli boyutlarda
olduğunu bildiren Bayraktar, “üretilen narın yüzde 6,5’i üretimde ve kullanımda
kaybediliyor. 2015’de çoğu ülkenin üretim miktarın üzerinde, 28 bin 849 ton nar
tüketilemeden çöpe gitti. Bu büyük bir israftır. Ürün iyi korunmalı, servet
ziyan edilmemelidir. Narda hasat dönemi 20-25 günle sınırlıdır. Zamanında hasat
edilmediğinde meyvede çatlamalar olmakta ve bu durum ürün fiyatını
düşürmektedir. Soğuk hava depolarının yeterli olmaması da önemli bir sorundur”
dedi.