-Kesme
çiçekte çeşit sayısı yerli bitkilerle artırılmalı…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Gerek dış mekân süs bitkilerinde gerekse kesme çiçeklerde yabancı orijinli bitkilerin payını azaltmalı, çeşitliliğe gitmeliyiz”
-“Ülkemiz, 4 bine yakını endemik olmak üzere 12 binden fazla çeşidiyle tam bir bitki cenneti”
-“Zengin gen kaynaklarımız ve doğal floramız değerlendirilmeli, yerli doğal bitkiler kültüre alınmalı, uygulamalarda ve dış ticarette bu bitkiler kullanılmalı”
-“Bunlar
yapılırsa ülkemiz rekabette öne geçer”
-“Süs bitkisi üretiminde ileri teknoloji, yıl boyu kontrollü üretim ve topraksız tarım gibi modern üretim tekniklerinin kullanımı teşvik edilmelidir”
-“Birim alandaki verimlilik, üretimde kalite, depolama tekniklerinin geliştirilmesi, raf ve vazo ömrünün artırılması konularında çalışmalar artırılmalıdır”
-“Süs bitkileri sektörü hızlı gelişen, istihdam düzeyi ve ihracat potansiyel yüksek gelecek vaat eden bir sektör. Düşük faizli, uzun vadeli yatırım ve işletme kredisi veya değişik kaynaklardan hibeyle sektör desteklenmelidir”
Ankara – 08.01.2018 – Türkiye Ziraat Odaları
Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, gerek dış mekân süs bitkilerinde
gerekse kesme çiçeklerde yabancı orijinli bitkilerin payının azaltması,
çeşitliliğe gidilmesi gerektiğini bildirdi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, ticari
anlamda dünyada 50’den fazla ülkede kesme çiçek üretildiğini, süs bitkileri
sektörünün pek çok ülkede ve Türkiye’de önemli gelişmeler gösterdiğini
belirtti. Örtü altı süs bitkileri yetiştiriciliğinin, kesme çiçek, iç-dış mekân
süs bitkileri, saksılı bitkiler, süs ağaç ve fideleri ile çiçek soğanları
yetiştiriciliğini kapsadığı bilgisini veren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Örtü altı süs bitkilerinde kesme çiçek
yetiştiriciliği, üretim miktarı ve alanı bakımından diğerlerine göre öndedir.
Süs bitkileri ziraatı, büyük çoğunlukla, örtü altına alınarak bazı doğal çevre
şartlarının kontrol altına alındığı mekânlarda gerçekleştirilir. Örtü altına
alınmayan alanlarda da bazı süs bitkilerinin üretimi yapılır. Ancak ticari
değeri ve pazar payı yüksek türler ile ihracata konu olan süs bitkileri hemen
tamamıyla örtü altına alınmış alanlarda üretilir.
Ülkemiz, mevcut iklim ve coğrafi yapısıyla,
kesme çiçek üretimi açısından büyük olanaklara sahip ülkelerin başında gelmektedir.
-“Kesme
çiçeğin yüzde 80’i Antalya ve İzmir’de üretildi”-
Süs bitkileri üretimi, yüzde 7 artışla 1,6
milyar adede çıktı. Bu üretimin üçte ikisine yakını kesme çiçeklerden
oluştu. 2016 yılında 1 milyar 38 milyon
adet olan kesme çiçek üretimi, yüzde 1,2 artışla 1 milyar 51 milyon adede
çıktı. En fazla kesme çiçek 464 milyon adetle Antalya’da üretildi. Antalya’yı
367 milyon adetle İzmir, 66 milyon adetle Isparta, 40 milyon adetle Konya, 35
milyon adetle Yalova izledi. Kesme çiçeğin yüzde 80’i Antalya ve İzmir’de
üretildi. Kesme çiçek üretiminin yüzde 90,7’si büyük bölümünü plastik seraların
oluşturduğu örtü altında gerçekleşti.”
-Yapılması
gerekenler-
Süs bitkileri sektöründe, genel olarak
yabancı orijinli bitkiler kullanıldığını, dış mekân süs bitkilerinde ve kesme
çiçeklerde, ürün çeşitliliğinin yetersiz kaldığına dikkati çeken Bayraktar,
yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
“Gerek dış mekân süs bitkilerinde gerekse
kesme çiçeklerde yabancı orijinli bitkilerin payını azaltmalı, çeşitliliğe
gitmeliyiz. Desteklerle yeni çeşitler geliştirilmelidir. Ülkemiz, 4 bine yakını endemik olmak üzere 12
binden fazla çeşidiyle tam bir bitki cenneti. Zengin gen kaynaklarımız ve doğal
floramız değerlendirilmeli, yerli doğal bitkiler kültüre alınmalı,
uygulamalarda ve dış ticarette bu bitkiler kullanılmalıdır. Bunlar yapılırsa
ülkemiz rekabette öne geçer.
Süs bitkisi üretiminde ileri teknoloji, yıl
boyu kontrollü üretim ve topraksız tarım gibi modern üretim tekniklerinin
kullanımı teşvik edilmelidir.
Birim alandaki verimlilik, üretimde kalite,
depolama tekniklerinin geliştirilmesi, raf ve vazo ömrünün artırılması
konularında çalışmalar artırılmalıdır.
Üretim konusunda özellikle doku kültürü
laboratuvarlarının kurulması önemlidir.
-Gelecek
vaat eden sektör-
Süs bitkileri sektörü hızlı gelişen,
istihdam düzeyi ve ihracat potansiyel yüksek gelecek vaat eden bir sektördür.
Ülkemizde bu potansiyelin daha hızlı ilerlemesi, katma değerinin daha hızlı
artırılabilmesi için; süs bitkileri Araştırma-Geliştirme kuruluşlarının
çalışmalarına ağırlık verilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.
Düşük faizli, uzun vadeli yatırım ve işletme
kredisi veya değişik kaynaklardan hibeyle sektör desteklenmelidir.
-KDV
yüzde 18’den yüzde 8’e indirilmeli-
Özellikle üretimde, yüksek maliyetli girdi
kullanımı ve satışlardaki yüksek KDV ile tarımın diğer kollarından ayrı
tutulmaktadır. Süs bitkilerinin de bir tarımsal faaliyet olduğu gerçeğinden
hareketle bu farklılıklar giderilmelidir.
Süs bitkilerinde uygulanan yüzde 18’lik KDV oranı mutlaka yüzde 8’e
indirilmelidir.
Ülkemiz, coğrafik konumu ve politik yapısı
ile Avrupa, Rusya ve Ortadoğu ülkeleri pazarlarına kolayca açılabilecek ve
ihracat yapabilecek durumdadır. Özellikle Asya ve Orta Doğu için kurak
koşullara dayanıklı az bakım isteyen dayanıklı türlerin üretimine öncelik
verilmelidir.
Özellikle ihracatın artırılması amacı ile
tanıtım, reklam faaliyetleri ve koordinasyonu sağlayacak güçlü bir dış
pazarlama organizasyonunun oluşturulması zorunludur.
Süs bitkileri sektöründe üretimin büyük
bölümü kayıt dışı olarak gerçekleşmektedir. Sektörde kapsamlı bir veri tabanı
bulunmamaktadır. Üretimin takip edilebilmesi, üretim miktarlarının
belirlenebilmesi, en önemlisi de üretim planlamasının yapılabilmesi için
kapsamlı bir veri tabanının oluşturulmasına ihtiyaç vardır.
Ülkemize özgü süs bitkileri üretim süreci ve
standartlarının oluşturulmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.”