-Hububatta
çiftçi-tüccar-sanayici zinciri koptu…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Gümrük vergisinin düşürülmesinin psikolojik etkisiyle çiftçi-tüccar-sanayici zinciri koptu, hububat piyasası bozuldu”
-“Sanayici düşük gümrükle buğday ithal edeceğim diye tüccardan mal almıyor, tüccar mal elinde kalacağını düşündüğü için çiftçiden buğday almıyor”
-“Bu şartlarda TMO acil olarak, hiç beklemeden devreye girmeli, makul bir müdahale alım fiyatı açıklamalı, piyasada istikrarı sağlamalıdır”
-“TMO, piyasaya geç girerek, çiftçimize ölümü gösterip, sıtmaya razı etmemelidir”
-“Ofis, çiftçimizin dostu olduğunu göstermeli, alın terinin karşılığını verecek bir fiyattan alım yapmalıdır”
-“Buğday ve arpa ekili alanların üçte ikisini oluşturuyor. Bunlarda yaşanacak bir olumsuzluk Türk tarımını etkileyecek. Acilen tedbir alınmalıdır”
-“Dışardan giren buğday olmamasına rağmen, söylemi bile yetti; bazı bölgelerde alım satım durdu”
-“TZOB’u arayıp tonunu 1050-1100 liradan satın aldığı buğdayı fabrikaya 1000 liraya satamadığını söyleyip ne yapacağını soran tüccarlar var”
-“Görünen o ki karar alınırken psikolojik etki atlanmış. Kararda ekonominin en önemli unsurlarından psikolojik etkinin ıskalanması bu sonucu doğurdu”
-“Ülkemizde ekili alanların üçte ikisinden fazlasına buğday ve arpa ekiliyor. Buğday ve arpa ekilen alanların büyüklüğü Hollanda’nın 3 katına yaklaşırken, İsrail’in 5 katını, İngiltere’nin yüzde 80’ini buluyor. Üretimin, 2017’de buğdayda 21,8 milyon tona, arpada 7,5 milyon tona çıkacağı tahmin ediliyor. Herkesin bunları göz önünde bulundurarak hareket etmesinde büyük fayda vardır”
-“Bizim, daha fazla alanda daha yüksek verimle buğday ve arpa üretmemiz, buğdayda 30 milyon ton, arpada 10 milyon ton üretim hedefine ulaşmamız gerekirken gümrük vergilerini düşürmek hedeflerden uzaklaşmamıza yol açar”
-Bayraktar, daha ülkenin hiçbir yöresinde hasat başlamadan, 14 Mayıs 2017 tarihinde Dünya Çiftçiler Günü vesilesiyle Ankara Anadolu (Tandoğan) Meydanı’nı dolduran çiftçilere hitabında, buğday ve arpa konusunu da gündeme getirmiş ve gerekli uyarıları
yapmıştı
Ankara – 03.07.2017 – Türkiye Ziraat Odaları
Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, gümrük vergisinin yüzde 130’dan
buğdayda yüzde 45’e, arpada yüzde 35’e düşürülmesinin psikolojik etkisiyle,
çiftçi-tüccar-sanayici zincirinin koptuğunu, hububat piyasasının bozulduğunu
bildirerek, “sanayici düşük gümrükle buğday ithal edeceğim diye tüccardan mal
almıyor, tüccar mal elinde kalacağını düşündüğü için çiftçiden buğday almıyor. Dışardan
giren buğday olmamasına rağmen, söylemi bile yetti; bazı bölgelerde alım satım
durdu” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, bu şartlarda
Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) acil olarak, hiç beklemeden devreye girmesi, makul
bir müdahale alım fiyatı açıklaması, piyasada istikrarı sağlaması zorunluluğu
bulunduğunu belirtti. “TMO’nun, piyasaya geç girerek, çiftçimize ölümü
gösterip, sıtmaya razı etmemelidir” diyen Bayraktar, Ofis’in, çiftçinin dostu
olduğunu göstermesi, alın terinin karşılığını verecek bir fiyattan alım yapması
gerektiğini vurguladı. Şemsi Bayraktar,
buğday ve arpa ekili alanların üçte ikisini oluşturduğunu, bunlarda yaşanacak
bir olumsuzluğun Türk tarımını etkileyeceğini, acilen tedbir alınması
gerektiğini bildirdi.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, TZOB’u arayıp
tonunu 1050-1100 liradan satın aldığı buğdayı fabrikaya 1000 liraya
satamadığını söyleyip ne yapacağını soran tüccarların olduğunu açıkladı.
Düşük gümrükle dışarıdan buğday ithal
edilmemesi rağmen, gümrük vergisi indiriminin Resmi Gazete’de yayınlanmasının
ardından 2-3 gün içinde buğday ve arpa piyasasının işlemez hale geldiğini
belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Buğday ve arpada bazı bölgelerde piyasa durdu.
Söylem dahi yetti. O kadar zamansız bir söylem oldu ki; üretici de tüccar da
tedirgin bir şekilde bekliyor. Tüccar mal almıyor, elindeki malı fabrikalara
satamıyor. TMO, acil olarak, hiç beklemeden devreye girmesi, makul bir müdahale
alım fiyatı açıklaması, piyasada istikrarı sağlamalıdır. Piyasanın sağlıklı bir
şekilde işlemesi için geç kalmamalı, müdahale alım fiyatlarını açıklayarak piyasaya
etkin olarak yer almalıdır.
Hasat devam ederken, hiç ihtiyaç yokken hiç
zamanı değilken böyle bir karar alınması piyasayı olağanüstü bozdu. Tüccarlar
da daha birkaç hafta önce çiftçiden tonu 1050-1100 liradan satın aldıkları
buğdayı gümrük indirimi kararı açıklandıktan sonra fabrikalara satamamaya
başladıklarını, fabrikalara zarar ederek 1000 liradan buğday vermek
istemelerine karşın yine de buğdayın ellerinde kaldığını söylüyorlar.
Görünen o ki karar alınırken psikolojik etki
atlanmış. Kararda ekonominin en önemli unsurlarından psikolojik etkinin
ıskalanması bu sonucu doğurdu.”
-Ekili
alanların üçte ikisinden fazlası buğday ve arpa-
Türkiye’deki 23,8 milyon hektarlık tarım
alanının 4,1 milyon hektarının nadasa bırakıldığını, sebze alanlarının 0,8,
meyve alanlarının 3,3 milyon hektar olduğunu, ekilen alanların 15,6 milyon
hektarı bulduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“15,6 milyon hektar alanın 7,7 milyon
hektarında buğday, 2,7 milyon hektarında arpa ekiliyor. Buğday ve arpa ekilen
alanların toplamı 10,4 milyon hektarı buluyor. Bu demektir ki ülkemizde ekili
alanların üçte ikisinden fazlasına buğday ve arpa ekiliyor. Buğday ve arpa
ekilen alanların büyüklüğü Hollanda’nın 3 katına yaklaşırken, İsrail’in 5
katını, İngiltere’nin yüzde 80’ini buluyor. İsrail’in tüm topraklarının alanı
2,06 milyon, Hollanda’nınki 3,7 milyon, Birleşik Krallığın İngiltere bölümü 13
milyon hektar.
Yine de 1994 yılında buğday ekili alanların
9,8 milyon, arpa ekili alanların 3,5 milyon hektar olduğunu unutmayalım. Buna
göre buğday ve arpa ekili alanlar beşte birden fazla, yüzde 21,6 oranında
azaldı. 1994 yılında buğday ve arpa ekili alanlar 13,3 milyon hektarla
İngiltere’den daha büyük bir alanı bulurken, bugün 10,4 milyon hektara indi.
Buğday ve arpa ekim alanları Belçika’ya yakın bir büyüklükte, 2,9 milyon hektar
daraldı. Üretimin gerilememesinin sebebi verimdeki artıştır. 1994’den bu yana
buğday verimimiz yüzde 50, arpa verimimiz yüzde 20’den fazla yükseldi. Bizim,
daha fazla alanda daha yüksek verimle buğday ve arpa üretmemiz, buğdayda 30
milyon ton, arpada 10 milyon ton üretim hedefine ulaşmamız gerekirken gümrük
vergilerini düşürmek hedeflerden uzaklaşmamıza yol açar. Ülkemiz rahatlıkla
üretim alanlarını artırarak, verimi yükselterek 30 milyon ton buğday ve 10
milyon ton arpa üretim ve kaliteyi de yakalar.
Türkiye, 2016 yılında 20,6 milyon ton
buğday, 6,7 milyon ton arpa üretti. Bu yıl buğday üretiminde yüzde 5,8, arpa
üretiminde çift haneli yüzde 11,9 artış bekleniyor. Üretimin, 2017’de buğdayda
21,8 milyon tona, arpada 7,5 milyon tona çıkacağı tahmin ediliyor. Herkesin bunları
göz önünde bulundurarak hareket etmesinde büyük fayda vardır.”
-“Gümrük
vergilerinin indirilmesi çiftçimizin rekabet imkanını
tamamen
ortadan kaldırdı”-
Girdi fiyatları yüksek, verim düşükken
gümrük vergilerinin indirilmesinin çiftçinin rekabet imkanını tamamen ortadan
kaldırdığına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“Maliyetlerimiz yüksek verim rakamlarımız düşük. Çiftçimizi buğday ve
arpada koruyacak tek unsur vardı gümrükler onlar da yüzde 130’lardan buğdayda
yüzde 45’e, arpada yüzde 35’e çekildi. Bu maliyetlerle, bu verimle, bu
gümrüklerle buğday ve arpa üreticimiz ayakta kalamaz. Buğdayda biz dekar başına
270 kilogram verim alırken, Fransa 735, Almanya 862 kilogram verime ulaşmış
durumda. ABD’de litresi 2 lira 38 kuruş, Rusya’da 2 lira 22
kuruş olan mazotun Türkiye fiyatı 4 lira 37 kuruşu buluyor.
ABD’de toptan fiyatlarla DAP gübresinin tonu
1100 lira, Avrupa’da 1270 lirayken, Türkiye’de 1665 liraya çıkıyor.
Maliyetler ve verimdeki fark yüzde 35-45
değil ki bu gümrükler çiftçimizi korumaya yeterli olsun. Kesinlikle karardan
vazgeçilmelidir. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız da ithalat kontrol
belgesi vermeyerek ithalatı önlemelidir. Gümrük vergisinin düşürülmesinin
psikolojik etkisiyle çiftçi-tüccar-sanayici zinciri koptu, hububat piyasası
bozuldu. Sanayici düşük gümrükle buğday ithal edeceğim diye tüccardan mal
almıyor, tüccar mal elinde kalacağını düşündüğü için çiftçiden buğday almıyor. Bu
şartlarda TMO acil olarak, hiç beklemeden devreye girmeli piyasada istikrarı
sağlamalıdır. TMO, piyasaya geç girerek, çiftçimize ölümü gösterip, sıtmaya razı
etmemelidir. Ofis, çiftçimizin dostu olduğunu göstermeli, alın terinin
karşılığını verecek bir fiyattan alım yapmalıdır. Çiftçimiz TMO’dan bunu talep
ediyor.”
-Bayraktar’ın
14 Mayıs konuşması-
Bayraktar, daha ülkenin hiçbir yöresinde
hasat başlamadan, 14 Mayıs 2017 tarihinde Dünya Çiftçiler Günü vesilesiyle
Ankara Anadolu (Tandoğan) Meydanı’nı dolduran çiftçilere hitabında, buğday ve
arpa konusunu da gündeme getirmiş ve gerekli uyarıları yapmıştı.
Şemsi Bayraktar, 14 Mayıs konuşmasında,
şunları kaydetmişti:
“Bu toprakların en önemli ürünü buğday
ve arpadır. Buğday ve arpa milyonlarca çiftçimizin geçim kaynağıdır. Üreticimiz
yaptığı masrafın, verdiği emeğin, döktüğü alın terinin karşılığını alıyor mu?
Kaliteli buğday üreteceğiz. Hedefimiz kaliteli buğday üretmek ve üretimi 30
milyon tona çıkarmaktır. Artık buğday ithal etmek istemiyoruz. Bunun için
kaliteli ve sertifikalı tohuma ucuz fiyattan ulaşmalı, ucuz gübre ve ucuz mazot
kullanmalıyız. Ürün fiyatları da alın terinin karşılığını alacak düzeyde
olmalıdır. Bunun için de üreticimiz tüccarın insafına bırakılmamalı, TMO hasat
zamanı, fiyatlar üreticiyi memnun etmeyecek şekilde görünüyorsa hızlı bir
şekilde üreticiyi tatmin edecek bir fiyattan piyasa girmeli, ödemelerini peşin
yapmalı, alanı tüccara bırakmamalıdır. Bunları yaparsak buğdaydaki üretim
hedeflerimize ulaşırız. Biz üreticimizin üretme hevesini kırmazsak üreticimiz
tarlasında kalacak ve ülkemizin ihtiyacı olan hububat üretimini
karşılayacaktır. Buğday ve arpa hasatları önümüzdeki günlerde başlayacak.
Üreticimiz arpa ve buğday fiyatlarının alın terini karşılayacak şekilde gerçek
maliyetleri dikkate alarak açıklanmasını istiyor. Hazine de TMO’nun finansman
ihtiyacını hızlı bir şekilde karşılamalı, Ofisin elini güçlendirmelidir.
Üreticimiz, desteklenirse, ithal ucuz ürüne karşı korunursa, ürünü de para
ederse üretiyor.”