-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-"Yürürlüğe giren yönetmelik, ruam, sığır tüberkülozu,
sığır, koyun ve keçi brusellozu, sığır vebası, Afrika at
vebası, kuş gribi, kuduz ve şap olmak üzere 9 hastalığı
kapsıyor”
-“Hayvansal üretimde verimliliğin artması ve ürünlerin
AB ve diğer dış pazarlara kolayca girerek rekabet
edebilmesi için hastalıklarla etkin mücadele şart”
-“Üreticilerimizin bu hastalıklar nedeniyle uğradığı
zararların karşılanması da büyük önem taşıyor”
-“Beklentimiz ülkemizde görülen hastalıkların eradike
edilmesi (ortadan kaldırılması) ve üreticilerimizin
mağdur olmalarının önlenmesi; bu başarılana kadar da
bütçe imkanları zorlanarak zararı tazmin edilen hastalık
kapsamının genişletilmesidir”
Ankara – 10.03.2013 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2013 yılında uygulanacak “Hayvan Hastalıklarında Tazminat Yönetmeliği”nin yürürlüğe girdiğini belirterek, “Ülkemizde hayvansal üretimde verimliliğin artması ve elde edilen ürünlerin Avrupa Birliği (AB) ve diğer dış pazarlara kolayca girerek rekabet etmesi isteniyorsa, öncelikle hayvan hastalıklarıyla etkin mücadele edilmeli ve birçok hastalıkta eradikasyon sağlanmalıdır” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, bu yıl uygulanacak yönetmeliğe göre, hayvan hastalıklarından ruam, sığır tüberkülozu, sığır, koyun ve keçi brusellozu, sığır vebası, Afrika at vebası, kuş gribi, kuduz ve şap olmak üzere 9 hastalığın kapsama alındığını bildirdi.
Bu hastalıklarda, yerel kıymet takdir komisyonu tarafından belirlenen miktarlar üzerinden, yönetmelikte belirtilen esaslara göre hayvan sahiplerine tazminat ödeneceğini kaydeden Bayraktar, yarış atlarının kıymet takdirleri yapılırken damızlık ve yarış atı değerinin dikkate alınmayacağını, at bedeli olarak kıymet takdiri yapılacağını vurguladı.
Yönetmeliğe göre, her hastalığa göre hayvan kıymet değerinin tamamı ya da belli bir oranın sahiplerine tazminat olarak ödeneceğini belirten Bayraktar, tazminat ödenmesini gerektiren hallerde, hayvanların sarf ve tüketimi mümkün olan et, deri ve diğer kısımlarının bedelinin, üreticinin hak ettiği tazminattan düşüleceğini bildirdi.
-Kesim 30 gün içinde yapılacak-
Tazminatlı hastalıklara yakalanan hayvanlar ile Bakanlığın kesilmesini uygun gördüğü tazminatlı hastalıktan şüpheli hayvanların kesiminin 30 gün içinde yapılacağını vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
“Bu süre içinde uygun kesim yeri bulunamadığı takdirde söz konusu hayvanlar mahallinde Bakanlıkça itlaf ve imha edilecektir.
Yönetmeliğe göre; hayvansal ürün, yem, madde ve malzemelerin bedelleri ile imha, nakliye ve dezenfeksiyon masraflarının tamamı da yerel kıymet takdir komisyonu tarafından belirlenen miktarlar üzerinden, yönetmelikte belirlenen esaslar çerçevesinde hayvan sahiplerine tazminat olarak ödenecektir. Kuduz hastalığından şüpheli sığırlar 6 ay, koyun ve keçiler 3 ay, masrafları sahibine ait olmak üzere karantinaya alınacak ve karantina süresi içinde elde edilecek hayvansal ürünler halk sağlığının korunması için imha edilecek ve tazminat ödenmeyecektir.
Ayrıca ihbarı mecburi bir hastalığa karşı koruma sağlamak amacıyla yapılan aşı ve serum uygulaması nedeniyle öldüğü veya ölüm öncesi kesime tabi tutulduğu resmî veteriner hekim raporu ile tespit edilen hayvanların bedellerinin tamamı, yerel kıymet takdir komisyonu tarafından belirlenen miktarlar üzerinden hayvan sahiplerine tazminat olarak verilecektir.”
-“Etkin mücadele edilmeli…”-
Hayvansal üretimde hastalıkla etkin mücadelenin önemi de vurgu yapan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Ülkemizde hayvansal üretimde verimliliğin artması ve elde edilen ürünlerin AB ve diğer dış pazarlara kolayca girerek rekabet etmesi isteniyorsa, öncelikle hayvan hastalıklarıyla etkin mücadele edilmeli ve birçok hastalıkta eradikasyon sağlanmalıdır. Özellikle şap, brusella, tüberküloz, çiçek gibi hastalıklar bu kapsamda değerlendirilmesi gereken en önemli ve öncelikli hastalıklar olarak göze çarpmaktadır. Çünkü sınırların hayvan geçişi açısından tam olarak kontrol altına alınamaması ve ülke içi hayvan hareketlerinin kontrol edilememesi nedeniyle bahsi geçen bazı hastalıklar ülkemizde mevcuttur ve gerek insan ve hayvan sağlığında gerekse ülke içi üretim ve dış ticaret imkânlarında yarattığı olumsuzluklar nedeniyle önemli bir tehdit olarak hala güncelliğini korumaktadır.
Hayvan hastalıklarıyla etkin mücadele yanında üreticilerimizin bu hastalıklar nedeniyle uğradıkları zararların karşılanması da büyük önem taşımaktadır. Bugün itibarıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bütçe imkânlarındaki yetersizlik nedeniyle yönetmelikte de görüleceği üzere sınırlı sayıda hastalık için üreticilerimizin zararını tazmin edebilmektedir. Beklentimiz hastalıklarla etkin mücadele edilerek ülkemizde görülen hastalıkların eradike edilmesi (ortadan kaldırılması) ve üreticilerimizin mağdur olmalarının önlenmesi, bu başarılana kadar da bütçe imkanları zorlanarak zararı tazmin edilen hastalık kapsamının genişletilmesidir.”