-Havuç üretiminin yüzde 90’ı üç ilden…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “ Havuç üretiminde önemli bir potansiyelimiz var.
Pazarlama sorununu çözersek üretimde çok daha büyük rakamlara ulaşırız”
-“2000 yılında 235 bin ton olan üretim, ekim alanlarındaki artışla birlikte 2012 yılında 714 bin 280 tona yükseldi, 2013 yılında 569 bin 855 tona geriledi”
-“Üretimin 2012 yılına göre düşmesindeki en önemli sebep, yaşanan pazarlama sorunu nedeniyle ekim alanlarında daralma yaşanmasıdır”
-“2012 yılında 141 bin 695 dekar olan havuç ekim alanları, 2013 yılında yüzde 23,3 azalmayla 108 bin 643 dekara indi”
-“En fazla havuç üretimi Konya’da yapılıyor. Havuç üretiminin yüzde 57,7’sini Konya, yüzde 22,1’ini Ankara, yüzde 10,1’ini Hatay gerçekleştiriyor”
-“Üç ilin havuç üretimindeki payı yüzde 89,9’u buluyor”
-“Havuç üretiminde dünyada 7’inci sırada yer alan ülkemiz, üretiminin yaklaşık yüzde 10’unu ihraç ediyor”
Ankara – 03.12.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’nin, havuç üretiminde önemli bir potansiyeli bulunduğunu bildirerek, “pazarlama sorununu çözersek üretimde çok daha büyük rakamlara ulaşırız” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2000 yılında 235 bin ton olan üretimin 2012 yılında 714 bin 280 tona yükseldiğini, 2013 yılında 569 bin 855 tona gerilediğini bildirdi. Bu yıl üretimin 571 bin 913 tona çıkmasının beklendiğini vurgulayan Bayraktar, üretimin 2012 yılına göre düşmesindeki en önemli sebebin, pazarlama sorunu nedeniyle ekim alanlarında daralma yaşanması olduğuna dikkati çekti. Bayraktar, 2012 yılında 141 bin 695 dekar olan havuç ekim alanlarının 2013 yılında yüzde 23,3 azalmayla 108 bin 643 dekara indiği bilgisini verdi.
Şemsi Bayraktar, şunları kaydetti:
“En fazla havuç üretimi Konya’da yapılıyor. Havuç üretiminin yüzde 57,7’sini Konya, yüzde 22,1’ini Ankara, yüzde 10,1’ini Hatay gerçekleştiriyor. Üç ilin havuç üretimindeki payı yüzde 89,9’u buluyor.
Havuç üretiminde dünyada 7’inci sırada yer alan ülkemiz, üretiminin yaklaşık yüzde 10’ununu ihraç ediyor. Dünyada havuç üretiminde Çin 16 milyon 907 bin tonla ilk sırayı alırken, bu ülkeyi 1 milyon 565 bin tonla Rusya, 1 milyon 346 bin tonla ABD, 1 milyon 300 bin tonla Özbekistan, 916 bin tonla Ukrayna, 835 bin tonla Polonya izlemektedir. Türkiye, 714 bin tonla 7’inci sırada yer alırken, ülkemizi 707 bin tonla Fas, 664 bin tonla İngiltere, 619 bin tonla Japonya, 593 bin tonla Almanya, 560 bin tonla Hindistan, 545 bin tonla Fransa, 511 bin tonla Hollanda takip etmektedir.”
-“Beslenme ve sağlıkta önemli”-
Günümüz yaşam koşullarında pek çok hastalığın ortaya çıkmasıyla birlikte sağlıklı beslenmeye yönelik ürünlerin tüketiminin de hız kazandığının altını çizen Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Bu açıdan baktığımızda yaş sebzeler yüksek oranda su, yaşam için önem arz eden mineraller, düşük oranda protein, karbonhidrat ve yağ içermeleri nedeniyle sağlıklı beslenmenin önemli bir parçası haline gelmektedir. Ayrıca bünyelerinde antioksidanlar, bitkisel kimyasallar, diyet lifi gibi yararlı bileşenleri içermeleri nedeniyle de kronik hastalıklara karşı koruyucu özellik taşımakta, vücudumuzun zararlı maddelerden temizlenmesini sağlamaktadır.
Her insanın sağlığı üzerinde tartışılmaz önemi bulunan sebzeler içinde havuç da bulunmaktadır. Havuç, sağladığı kalori, protein, yağ ve karbonhidratın yanı sıra kalsiyum, fosfor, demir, A ve C vitaminleri açısından zengindir. B1 ve B2 vitaminlerini de içinde barındırır. Özellikle gözün görme fonksiyonu ve yapısı açısından temel maddelerden olan A vitamini bakımından oldukça zengin bir sebzemizdir. Lifli yapısı nedeniyle de sindirim sistemi için de oldukça faydalı bir ürünümüzdür.”
-“Pazarlama ve yapısal sorunlar”-
Başta pazarlama sorunları olmak üzere, tarımsal girdilerde dışa bağımlılık ve girdi fiyatlarındaki artış nedeniyle üretim maliyetlerinin yüksekliği, üreticinin maliyetin altında ürün satmak zorunda kalması gibi ülkemiz tarımında karşılaşılan genel sorunların havuç tarımının da içinde bulunduğu sebzeciliğin de sorunları olduğunu bildiren Bayraktar, şunları vurguladı:
“Üreticilerimizin kendi ürettiği üründe söz sahibi olabilmesi, sahip oldukları hakları etkin bir şekilde kullanabilmesi ancak örgütlenmeyle mümkündür. Ekonomik örgütlenme tam olmadığı için herhangi bir pazarlık gücü de bulunmuyor. Bu yapıda üretici düşük fiyata ürün satarken tüketici de daha pahalıya ürün tüketmek durumunda kalmaktadır.
Sorunun çözümüne yönelik olarak üreticilerin örgütlenmesi ve örgütlenme bilincinin oluşması eğitim ve yayım faaliyetlerine daha fazla ağırlık vermekle mümkündür. Bunun yanı sıra, tarımsal üretici birliklerine gerekli kaynak aktarılarak finansman bakımından güçlendirilmeli, profesyonelce yönetilmeleri sağlanmalı, eğitim ve araştırma eksiklikleri giderilmelidir.
Ülkemizde soğuk hava depoları yeterli değildir. Bunun sonucunda hasadın yoğun olduğu dönemde pazara talebin üzerinde ürün sunulmakta, bu da üretici fiyatlarında düşüşe neden olmaktadır. Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Kapsamında tarımsal ürünlerin işlenmesi, depolanması ve paketlenmesine yönelik yeni yatırım tesislerinin yapımı, mevcut faal olan veya olmayan tesislerin kapasite artırımı ve teknoloji yenilenmesine yönelik yatırımlar yüzde 50 hibe yoluyla desteklenmektedir. Verilen bu destekler olumlu karşılanmakla birlikte depolama konusunda arzu edilen seviyeye gelinememiştir. Arzın daha uzun döneme yayılması bakımından depolama imkanlarının artırılması gerekmektedir.
Üreticilerimizin rekabet gücünün artırılması bakımından maliyetler düşürülmeli, gübre, mazot gibi üretim girdilerinin desteklenmesinin yanı sıra, ilaçlama, depolama, ambalajlama, nakliye gibi unsurlar da mutlak surette desteklenmeli, girdilerdeki KDV oranları indirilmelidir.”
Bayraktar, Türkiye’nin sahip olduğu potansiyelin en iyi şekilde değerlendirilmesinin, havuç üretiminin ülke ekonomisine ve üreticilere olan katkısının artırılmasının en büyük temennileri olduğunu bildirdi.