Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > Hasat bayramı Konya’da yapıldı

Hasat bayramı Konya’da yapıldı

-Hasat bayramı Konya’da yapıldı

-Bayraktar, Konya’nın Meram İlçesi Boyalı Mahallesi’nde arpa hasadı yaptı

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Muhakkak surette çiftçimizi ayakta, moralini yüksek tutmamız ve önümüzdeki yıl tarlaya girmesini sağlamamız lazım”

-“Bu sene gerçekten çiftçimiz açısından tam bir felaket yılı oldu. Çiftçimizin bağına, bahçesine, tarlasına adeta bir ateş düştü"

-"Tarım Kredi ve Ziraat Bankası borçlarının birkaç yıl faizsiz olarak ertelenmesini talep ediyoruz. Bu da yetmez. Çiftçimizin Sosyal Güvenlik Kurumu'na borçları var. Bunların yapılandırılmasını istiyoruz"

-"Bütün bunları yaptığımızda çiftçimizin moralini yükseltmiş oluruz. Bunları yapmazsak, çiftçimiz borçlarını ödeyebilmek için malını mülkünü satıp göç etmek zorunda kalır"

-“Önümüzdeki yıl, bu ülkenin gıda güvencesini sağlama ve Türkiye'deki 76 milyonu besleme adına, muhakkak surette çiftçimizin tarlaya dönmesini sağlamamız lazım”

-“Kız çocuklarına miras bırakmayacağız diye birçok yerde intikal yaptırılmıyor. Ve devletten destek alınmıyor.  Ziraat Bankası ile Tarım Kredi Kooperatifleri’nden düşük  faizli ayni ve nakdi kredi kullanılmıyor”

 

Konya - 18.06.2014 -Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Muhakkak surette çiftçimizi ayakta, moralini yüksek tutmamız ve önümüzdeki yıl tarlaya girmesini sağlamamız lazım. Bu sene gerçekten çiftçimiz açısından tam bir felaket yılı oldu. Çiftçimizin bağına, bahçesine, tarlasına adeta bir ateş düştü" dedi.

Bayraktar, Konya'nın Meram İlçesi Boyalı Mahallesi’nde arpa hasadı yaptı. Hasat bayramı için düzenlenen törene katılan Bayraktar, Konyalı çiftçilere hitap etti. Bayraktar, hasadın, bir yıl boyunca sarf edilen emek, alınteri, gayret ve masrafın karşılığı olduğunu ama bu yıl hasadın çok iyi olmadığını, çiftçilerin sıkıntılarını dinledikleri söyledi.

Kuraklık, don, şiddetli yağışlar ve sel felaketlerinin çiftçinin ürünlerine büyük zarar verdiğini ifade eden Bayraktar, şöyle konuştu:

"Bu yıl kuraklık, tarım sektörüne fevkalade büyük sıkıntı verdi. Ekim, Kasım, Aralık, Ocak ve Şubat ayları maalesef mevsim normallerinin altında yağış aldı. Mart ayında nispeten yağış oldu ama üretimimizi kurtaracak seviyede değildi. Nisan ayındaki yağışlar bizi perişan etti. Mayıs, Haziran aylarındaki yağışlar da hasarımızı gidermeye yetmedi. Ocak ve Şubat aylarında havaların fevkalade sıcak gitmesi, yağışların az olması bizi tedirgin etti. Üreticimizi uyarmak zorunda kaldık. Üreticimize dedik ki, 'Aman Allah korusun, bu sıcaklardan sonra meyveler çiçek açar, arkasından gelecek olan bir don bizi perişan eder' dedik ve üreticilerimizi uyardık. Nitekim korktuğumuz başımıza geldi ve Mart sonunda Nisan başında bir don hadisesiyle karşı karşıya kaldık ve bazı bölgelerde meyvelerimiz yüzde 100’e yakın oranda zarar gördü.

 

-“Bu yıl 2007’de yaşanan kuraklıktan farklı oldu”-

 

Tarımda bu yıl yaşananların 2007 yılında yaşanan kuraklıktan farklı oldu. Kuraklık, arkasından don, arkasından birçok bölgede dolu, arkasından aşırı yağışlar ve sel felaketi, hortum ve fırtına geldi. Tarım sektörünün bu yıl yaşamadığı afet kalmadı. Tabii bunlar Allah'tan, yapabileceğimiz bir şey yok. Muhakkak surette çiftçimizi ayakta, moralini yüksek tutmamız ve önümüzdeki yıl tarlaya girmesini sağlamamız lazım. Bu sene gerçekten çiftçimiz açısından tam bir felaket yılı oldu. Çiftçimizin bağına, bahçesine, tarlasına adeta bir ateş düştü."

Bayraktar, hububat hasadında yaşanan yüzde 3 dane kaybının devam ettiğini ve bunun önlenmesi gerektiğini dile getirdi. Şemsi Bayraktar, Türkiye'de ortalama 20 milyon ton civarındaki buğday hasadından 600 bin tonunun hasat sırasında kaybedildiğine dikkat çekti.

Bayraktar, arka arkaya gelen bu afetleri dikkatle alarak önce Karadeniz'de Ordu’da bir toplantı yaparak, hasarı yerinde tespit ettiklerini, ardından Malatya'ya ve diğer bölgelere gittiklerini aktardı.

 

-"Pankobirlik bir yapılandırma düşünüyor"-

 

Hükümetin ve özel bankaların, çiftçilerin borçlarına yönelik gerekli kolaylıkları sağlaması gerektiğini, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri’ne borçların yapılandırılmasının yangını söndürmeye yetmeyeceğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

"Tarım Kredi ve Ziraat Bankası borçlarının birkaç yıl faizsiz olarak ertelenmesini talep ediyoruz. Bu da yetmez. Çiftçimizin Sosyal Güvenlik Kurumu'na borçları var. Bunların yapılandırılmasını istiyoruz. Çiftçimizin elektrik borçları müthiş maliyet getiriyor. Çiftçimiz cazibe suya kavuşamadı. Sondajla çok derinlerden, yüzlerce metreden su çekiyor. Müthiş bir elektrik maliyeti var. Çiftçilerimiz zaman zaman bu maliyeti karşılayamıyor. Elektrik borçlarının yapılandırılmasını, kapanan sayaçların da açılmasını talep ediyoruz. Çünkü bir doğal afet yaşıyoruz. Özel bankalardan kredi alan çiftçilerimizle alakalı, bankalarla görüşmelerimiz devam ediyor. Onların da borçları yapılandırmasını talep ediyoruz. Pankobirlik Genel Müdürü’nü aradım. Buraya ve kooperatife olan borçlarınız var. Onlara da bir yapılandırma talep ettik. Onlar da zannediyorum bu ayın içinde toplantılar yapacak. Pankobirlik bir yapılandırma düşünüyor. İnşallah onu da gerçekleştirmiş oluruz."

 

-“Zararları giderici tedbirler çiftçilerin moralini yükseltecek”-

 

Zararları giderici tedbirlerin çiftçilerin moralini yükselteceğine işaret eden Bayraktar, şöyle devam etti:

"Bütün bunları yaptığımızda çiftçimizin moralini yükseltmiş oluruz. Bunları yapmazsak, çiftçimiz borçlarını ödeyebilmek için malını mülkünü satıp göç etmek zorunda kalır. Hatta 'Çocuklarımızı tarımda, kırsalda tutmak istiyoruz. Eğer gerekli yardımlar yapılmazsa çocuklarımızı kırsalda tutma şansımız yok. Hiç olmazsa bulunduğumuz bölgede kamuya eleman alırken tarımda zarar gören çiftçilerimizin çocuklarına öncelik sağlansın' şeklinde bize talepte bulunuyorlar. Bu da makul teklif doğrusu. Eğer gerekli yardımlar yapılmazsa çocuklarımızı kırsalda tutma şansımız yok. Çocuklarımızı elimizden kaçıracağız. Onu da raporlarımıza intikal ettireceğiz. Bunu da hükümetimize sunmuş olacağız. Çok daha önemlisi, önümüzdeki yıl, bu ülkenin gıda güvencesini sağlama adına ve Türkiye'deki 76 milyonu besleme adına, muhakkak surette çiftçimizin tarlaya dönmesini sağlamamız lazım. Bu tedbirler alındığında çiftçimiz tarlaya döner ve üretimine devam eder. Aksi takdirde bizler tarım sektöründe çalışacak çiftçi bulamayız."

 

-“Kız çocuklarına miras bırakmayacağız diye birçok yerde intikal yaptırılmıyor”-

 

Çiftçi Kayıt Sistemi’ne (ÇKS) önemine değinen Bayraktar, çiftçinin bir kısmının ÇKS’ye kayıtlı olmadıkları için Tarım Kredi ve Ziraat Bankası’ndan kredi alamadıklarını bildirdi.

Bayraktar, şunları kaydetti:

“Geçen gün Sakarya’daydım. Muhtarla bir toplantı yaptım. Orada da bir problem var. Orada da ÇKS’ye kayıtlı olmayan çiftçilerimiz var. Orada kız kardeşlerinize miras bırakmamak için ÇKS’ye kayıt yaptırmadıklarını söyledim. Veraset ilamı elinizde intikali yaptırmıyorsunuz. Bunu yapmayın. İntikal işlemlerinde vergi alınmıyor. İntikali yaptırın. ÇKS’ye kaydınızı yaptırın. Ve devlet desteklerinden yararlanın. Kız çocuklarına miras bırakmayacağız diye birçok yerde intikal yaptırılmıyor. Ve devletten destek alınmıyor. Ziraat Bankası ile Tarım Kredi Kooperatifleri’nden düşük faizli ayni ve nakdi kredi kullanılmıyor. Bunu yapmamız lazım. Bu fevkalade önemli.”  

 

-“Valiler ve belediye başkanları; lütfen verimli tarım arazilerini

imara açmayan”-

 

Konuşmasında verimli tarım arazilerinin korunması konusuna da yer veren Bayraktar, şunları söyledi:

"Sayın valilere ve belediye başkanlarına sesleniyorum; 'lütfen verimli tarım arazilerini imara açmayın' diyorum. Artık yeter. Türkiye toprak zengini değil. Birinci sınıf tarım arazileri tüm ülke kara alanının sadece yüzde 6’sı kadar. Bütün sanayi tesisleri, bütün yapılaşmalar, bütün bu işletmeler, hepsi verimli tarım arazileri üzerinde. Bu verimli tarım arazileri bizim çocuklarımızın ve geleceğimizin istikbali. Çocuklarımız ve geleceğimizin istikbaliyle oynamaya kimsenin hakkı yok. Cenab-ı Allah bu toprakları, Türk çiftçisi işlesin, üretsin ve bu ülkeyi beslesin diye bahşetmiş. Bu toprakların üzerine bina, fabrika, başka işletmeler yapın, yapılaşmaya gidin diye bize bahşetmemiş. Günahtır. Biz bu toprakları açık bir fabrika görüyoruz. Fabrika üzerine fabrika kurulmaz. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Biz fabrika üzerine fabrika kuruyoruz.”

Parçalı arazilerde tarım yapmanın zorlaştığına dikkat çeken Bayraktar, sorunun çözümü için hükümetin çıkardığı yeni kanuna göre arazilerin parçalanmasının önüne geçildiğini söyledi.

 

-“Miras hukuku değişti. Devrim niteliğinde bir kanun çıktı”-

 

Çiftçinin vahşi sulamadan vazgeçerek cazibe suya kavuşması ve basınçlı sulama sistemlerini kullanmasının elzem olduğunu kaydeden Bayraktar, şöyle dedi:

"Devrim niteliğinde bir kanun çıktı. Şimdi miras hukuku değişti. Artık toprakları parçalama imkanı kalmadı. Biz 1926 yılında İsviçre'den medeni hukuku aldık, toprakları 1926 yılından beri parçalaya parçalaya 59 dekara kadar düşürdük. 59 dekar bir parsel olsa tamam.  59 dekarda 7 parsel. Yani bir üreticinin toplu olarak 59 dekarı yok, orda 10 dekar, burada 5 dekar, şurada 7 dekar, toplamda 7 parsel. Türkiye'de 30 milyon parsel var. Bu parseller üzerinde verimli üretim yapma, teknoloji kullanma, ekonomik manada üretim yapma şansımız yok. İşte bununla alakalı çalışmalarımızı yaptık.  Biz bu konuyu Başbakan'a ve ilgili bakanlara götürdük. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’mızın hazırladığı kanuna büyük destek verdik. Bu kanun, Meclis'ten çıktı. Bundan sonra arazilerin parçalanmasının önüne geçeceğiz. Çünkü bizim hedefimiz; bugün için 62 milyar dolarlık bir tarımsal hasıla var, bunu 10 yıl içinde 150 milyar dolara çıkarmak. Bugün için 30-35 milyon turisti besliyoruz. 50 milyon turisti beslememiz lazım. 10 yıl sonra 85 milyonu aşan Türkiye nüfusunu beslememiz lazım. Bunu yapmak için de çiftçimiz sorunlarını çözmemiz, önünü açmamız lazım. Bunu yapmadığımız takdirde bu hedefler bir hayaldir. Şimdiden uyarıyoruz. Bunları, bu tedbirleri alın. Çiftçimiz bu hedeflere ulaşmaya hazır, bekliyor. İnşallah bu ulvi yolda Cenab-ı Allah yar ve yardımcımız olsun. Hepinize bu etkinliğe katıldığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Tüm sıkıntılara rağmen, üretmeye devam eden üretimden vazgeçmeyen çiftçilerimize teşekkür ediyorum.”

Konuşmaların ardından TZOB Genel Başkanı Bayraktar, tarlada arpa hasadı yaptı.

Meram Ziraat Odası Başkanı Ali Ataiyibiner, hasat bayramı töreninde yaptığı konuşmada, bu yıl hububatta ciddi manada sıkıntılı günler geçirdiklerini, gerek Konya olarak gerek Türkiye olarak üretim rekoltesinin belli bir miktarda düşmesinin söz konusu olduğunu söyledi. Don ve kuraklık zararı ile ilgili de sıkıntılar yaşadıklarını bildiren Ataiyibiner, “geçtiğimiz günlerde de lokal olarak bazı bölgelerde sel ve dolu felaketleri yaşadık. Her şeye rağmen bugün hasat şenliğimiz başladı dedi.

Ataiyibiner, bundan sonraki günlerde bir felaket olmadan hayırlı uğurlu bir hasat olmasını temenni etti.

Hasat törenine TZOB Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Mustafa Hepokur, Konya ve çevre il ve ilçelerden Ziraat Odası başkanları, Konya Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdür Vekili Orhan Tat, Meram Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü Serbülent Ünal, Karatay Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü Esat Altıntaş ve Selçuklu Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü Sabri Yağlıca ve çiftçiler katıldı.