Güneydoğu
Anadolu’da pamuk üretimi yapılan Şanlıurfa,
Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt, Şırnak ve Adıyaman Ziraat Odalarının
başkanları, yöneticileri ve çiftçilerin katılımıyla
Şanlıurfa’daki bir pamuk tarlasında basın toplantısı düzenlendi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve
Diyarbakır Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı Mehmet Cevat Delil tarafından
yapılan basın açıklamasında, pamukta üretiminin tüketimi karşılama oranının
yüzde 60’larda kaldığına, ithalatın önüne geçilmesinin tek yolunun ise pamuk
üreticisinin desteklemesi olduğuna dikkat çekildi.
Basın
açıklamasının metni şu şekildedir:
Değerli Basın Mensupları,
Bölgemiz ve ülkemiz açısından vazgeçilmez bir ürün olan pamukla ilgili sorunlarımızı dile getireceğimiz toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
Sizlere, Güneydoğu Anadolu Bölgemizdeki pamuk üreticilerimizi temsilen, Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırnak, Adıyaman Ziraat Odalarımızın Başkanları ve çiftçilerimizle birlikte sesleniyoruz.
Tekstil
ve konfeksiyon sanayimize sağladığı katma değerle vazgeçilmez bir ürün olan pamuk,
hammaddesi olduğu tekstil ve konfeksiyon sektörünün yaptığı ihracatla da
ekonomimizde önemli bir paya sahiptir.
Pamuk
ayrıca, emek yoğun bir iş gücü olması nedeniyle istihdama ciddi oranda katkı
sunmaktadır.
Bir
endüstri bitkisi olan pamuk lifiyle tekstil, çiğidiyle yağ sanayi, linteri ile
de kağıt sanayinin ham maddesi durumundadır.
Bunların
yanı sıra pamuk çekirdeğinden elde edilen yağ biyodizel üretiminde hammadde
olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Ayrıca
küspesiyle de hayvancılığın gelişmesine önemli bir katkıda bulunan pamuğun ülke
ekonomisindeki yeri büyüktür.
Ülkemizde
5,2 milyon dekar alanda,
2,6
milyon ton kütlü pamuk üretimi yapılmaktadır.
Son 2
yılda üretim artışlarına rağmen üretimin tüketimi karşılama oranı yüzde
60’larda kalmıştır.
Ne yazık
ki aradaki fark ithalatla karşılanmakta, ithalata da milyarlarca dolar
ödenmektedir.
Bu
nedenle pamuk üretimimizin artırılması önem arz etmektedir.
İthalatın
önüne geçilmesinin tek yolu pamuk üreticimizi desteklemektir.
Değerli Basın Mensupları,
Pamukta
gümrük vergilerini artıramadığımız için iç piyasa pamuk fiyatları dünya
fiyatlarından doğrudan etkilenmektedir.
Diğer
taraftan ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşının konuları arasında pamuk ilk
sıralarda yer almaktadır.
Gerçekleşen
bu ticari savaş, büyük bir algı bozukluğuna neden olmuştur.
Ülkemizde
olduğu gibi diğer bazı ülke çiftçilerinin de beklenmeyen bu fiyat düşüşüne
hazırlıksız yakalandığı
ve artış
bekledikleri belirtilmektedir.
Alıcılar
da fiyatların dengelenmesi için bekleyiştedir.
Açıklanmayan
ancak yüksek olacağı beklenen devir stoklarının, pamuk fiyatlarının artışını
olumsuz etkileyeceği düşünülmektedir.
Ayrıca bu
yıl iklim koşullarının birçok ülkede iyi gitmesinin pamukta rekolte artışına
sebep olacağı beklentisi de fiyatlar üzerinde baskı oluşturmaktadır.
Tüm bu
sebepler pamuk fiyatlarının düşmesine, fiyat belirsizliğinin yaşanmasına neden
olmaktadır.
Henüz
ülkemizde hasadın başlamamasına rağmen
kütlü
pamuğun kilogramının Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 2 70 kuruş ile 3 lira, Ege
Bölgesinde 3 lira 40 kuruş ile 3 lira 70 kuruş, Çukurova Bölgesi’nde ise 2 lira
90 kuruş ile 3 lira 10 kuruş arasında olacağı görülmektedir.
Değerli Basın Mensupları,
Bildiğiniz
üzere, bu yıl ekimin gerçekleştirildiği Nisan ayında geçen yılın aynı ayına
göre gübre, mazot, elektrik, zirai ilaç gibi girdilerde önemli oranlarda
artışlar yaşanmıştır.
Gübrede yaklaşık
yüzde 60, elektrikte yüzde 70’in üzerinde artış olmuş, zirai ilaçta ise artış
oranı yüzde 100’ü aşmıştır.
Üreticilerimizin
birim maliyetleri oldukça yüksektir.
Pamuk
hasadına çok az bir süre kala bu dönemde, dünya pamuk fiyatlarındaki ciddi
düşüş üreticilerimizi endişelendirmektedir.
Maliyetler
bu denli yüksekken çiftçimizin alın teri olan pamuğun satışı 4 lira 50 kuruş
üzerinden gerçekleştirilmelidir.
Bu
nedenle;
• Tarım girdileri acilen düşürülmelidir.
• DEDAŞ çiftçiyi bezdiren keyfi uygulamalarından
vaz geçmelidir.
• 2019 yılı Destekleme Tebliği bir an
evvel açıklanmalıdır.
• Pamuk primlerinde gerekli düzenleme biran
evvel yapılmalı, prim kilogramda en az 1 lira 20 kuruş olacak şekilde
belirlenmeli ve pamuğunu satan üreticinin primi hemen ödenmelidir.
• Üreticimizin mağduriyetinin
giderilmesi ve üretimde kalabilmesi için prim desteğinde dekara üst sınır
olarak 500 kilogram kota getirilmesi uygulamasından vazgeçilmelidir.
• Pamukta sürdürülebilirlik için
sanayicinin pamuğunu iç piyasadan temin etmesi teşvik edilmelidir.
• Üreticilerimizin hasat ettiği pamuğun
tatminkar bir fiyatla alınması için Çukobirlik, TARİŞ, Antbirlik gibi tarım
satış kooperatiflerinin devreye girmesi üreticimizin pamuk fiyatında önünü
görebilmesi ve piyasanın düzenlenmesi açısından önem arz etmektedir.
• İthal ürünün ucuzlaması, yerli pamuğun
kullanılmasının tamamen önüne geçmiştir. Bu nedenle pamuk ithal eden
kullanıcılara ithal ettiği pamuk miktarının yüzde 25’i kadar yerli üretim
kullanma zorunluluğu getirilmelidir.
• Borsada korbeylerde fiyat oluşmamakta,
üretici ürününü satacağı fiyat hakkında bilgi sahibi olamamaktadır. Bu nedenle
gerekli mevzuat değişikliği yapılmalı, ticaret borsalarında denetimler
artırılmalıdır.
• Ham bez ithalatı önlenmelidir.
Değerli Basın Mensupları,
Pamukta
üreticimiz, tüccarımız, sanayicimiz, esnafımız hemen bütün taraflar çok daha
fazla gelir elde edebilir.
Yeter ki
hakça bir düzen kurulsun, sorunlarımız çözülsün.
Bu duygu
ve düşüncelerle yaklaşan pamuk hasadının başta üreticimiz olmak üzere bütün
taraflar açısından bereketli geçmesini diliyor,
İlginiz
için teşekkür ediyoruz.