Fındıkta hasat vakti
geldi
ANKARA- 28.07.2024- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, hasadı yaklaşan fındık ve çiftçilerimizin
beklentisini yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi.
“Fındıkta
hasat zamanı geldi. Karadeniz Bölgesi’nde üretici, sanayici, tüccar, ihracatçı,
esnaf, manav tüm Karadeniz insanı fındık alım fiyatının açıklanmasını bekliyor”
diyen Bayraktar açıklamasını şöyle sürdürdü;
“Sıcaklık, kahverengi kokarca
ve mantar hastalıkları nedeniyle rekoltede düşüş bekliyoruz”
“Küresel
iklim değişikliği nedeniyle yaşadığımız kuraklık ve hava sıcaklıklarındaki ani
değişimler, diğer tarım ürünlerinde olduğu gibi fındığı da olumsuz etkiledi. Muhtelif
yerlerde güneş yanığı görülüyor.
Kahverengi
kokarca gibi istilacı türlerin yanı sıra mantar hastalıklarının neden olduğu
zararlar da fındıkta verimi etkiledi. Fındıkta dökülmeler var.
İstilacı
türler ve mantar hastalıkları ile mücadelede belirli bir seviyeye gelinse de
aşırı sıcaklarla birlikte bu yıl fındık rekoltesinde düşüş bekleniyor. Bu yıl
bu kayıplarla birlikte fındık üretiminin 700 bin tonun altında gerçeklemesini
bekliyoruz.”
Türk fındığı artık bir
“Dünya Ürünü”
“Dünya
fındık üretiminin yüzde 64’ünü ülkemiz gerçekleştiriyor. En yakın üretici ülke
olan İtalya ile aramızda 7,7 kat üretim farkı var. Biz fındığı üretmezsek dünya
çikolata sektörü durma noktasına gelir. Çünkü çikolatada başka ürünler
denenebilir ama fındığın özellikle de Türk fındığının verdiği tat ve aroma yakalanamaz.
Ülkemizin
en çok fındık ihraç ettiği iki ülke Almanya ve İtalya’dır. Fındığı ülkemizden
ithal eden bu iki ülke, işleyip tüm dünyaya pazarlıyor. Ülkemizin kazandığı
gelirin kat kat fazlasını kazanıyorlar. Fakat bu ülkelerde fındığın kaç lira
olduğu ya da olacağı konuşulmuyor, üretilen katma değerli ürünlerin tüm dünyaya
daha fazla nasıl satılabileceği konuşuluyor.
Ülkemiz
fındık üretiminin yüzde 80-85’ini ihraç ediyor. Üretim ile ihracat arasındaki
ilişkiye baktığımızda birbirine paralel seyrettiği görülüyor. Çok ürettiğimiz
yıl çok, az ürettiğimiz yıl ise az ihracat gerçekleştiriyoruz ama bu ihracat
oranını hep koruyoruz. Bu ihracatın üzerine ortalama 110 bin ton iç piyasa tüketimini
de koyduğumuzda hemen hemen ürettiğimiz kadar fındığı tükettiğimiz görülüyor. Elimizde
stok olarak fındık kalmıyor. Bu durum Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) stok
istatistiklerinden de net şekilde görülüyor.”
“Üreticiler, artan
maliyetler nedeniyle tatmin edici bir taban fiyat açıklanmasını bekliyor”
“Bilindiği
gibi tarımsal üretimin en önemli gider kalemleri, mazot, gübre, ilaç ve işçilik
ücretleridir. Son bir yılda mazot fiyatlarında yüzde 109, gübre fiyatlarında
yüzde 37, tarım ilacı fiyatlarında yüzde 67 artışlar oldu.
Fındık
üretiminde en önemli maliyet unsuru olan işçilik ücretleri, sadece son bir
yılda 2,5 kat arttı. Üreticilerimiz, artan maliyetler nedeniyle tatmin edici
bir taban fiyat açıklanmasını bekliyor.
Toprak
Mahsulleri Ofisi fındık alım fiyatını belirlerken artan girdi maliyetleri,
enflasyon oranı ve üreticilerimizin kârını da göz önüne almalıdır. Ziraat
Odalarımızın bölgede açıkladığı fiyat beklentilerini karşılamalıdır.”
“Toprak Mahsulleri
Ofisi en kısa sürede fiyat ve alım politikasını açıklamalıdır”
“Toprak
Mahsulleri Ofisi 2024 fındık alım fiyatını ve alım politikasını zaman
kaybetmeden açıklamalıdır. Hasat öncesi fındık alım fiyatının açıklanması üreticilerimiz
ve tüm paydaşlar için olduğu kadar ülkemiz içinde önemlidir. Fiyat ne kadar
erken açıklanırsa üreticisinden ihracatçısına, sanayicisinden manavına kadar
tüm kesimler geleceğe yönelik ekonomik planlarını o kadar sağlıklı
yapabilecektir.
Bazı
zamanlarda serbest piyasada oluşan fiyatlar Toprak Mahsulleri Ofisi’nin açıklamış
olduğu fiyatın gerisinde kaldı. Kararlı bir alım politikası oluşturulamazsa
faturayı üreticilerimiz öder.
Pek
çok fındık üreticisinin fiyat yükselecek diye, fındığını 5-6 ay bekletme gibi
bir lüksü yoktur. Fındıktan elde ettiği gelirle geçinmeye çalışan yüzbinlerce
üreticimiz var. Bu sebepten Toprak Mahsulleri Ofisi alımlarda hızlı davranmalı,
kota uygulamamalı, tüm ürünü alacağını beyan etmeli ve ürün bedellerini en geç
bir hafta içerisinde üreticilerimizin hesabına aktarmalıdır.”
“Fındıkta alan bazlı
destek 10 yıldır değişmiyor”
“Fındıkta
üretim maliyetlerini düşürmek ve üreticilerin gelir seviyelerini korumak adına
fındık üreticilerine; 2009 yılından bu yana fındık üreticilerimize alan bazlı
gelir desteği veriliyor. 2009 ile 2012 yılları arası dekara 150 lira, 2013
yılında dekara 160 lira, 2014 yılında yükseltilerek dekara 170 lira olarak
ödendi.
Aradan
geçen 10 yıllık süre içerisinde ödenen destek miktarı artırılmadı ve 2023
yılında yine dekara 170 lira olarak açıklandı.
Üreticilerimiz
verilen desteği yıl içerisinde bahçesinde yaptığı kültürel işlemlerde
kullanarak, desteği devletin fındık üreticilerinin yanında olduğunun göstergesi
ve güvencesi olarak kabul etmektedir. Ancak, bugünün koşullarında artık bu
destek yetersiz kalarak anlamını yitirdi.
Ülkemizin
yaşadığı ekonomik sıkıntılar karşısında fındık üreticilerimiz devletin
kendilerine sahip çıkılmasını, fındık alan bazlı destek miktarının günün
şartlarına uygun olarak artırılmasını bekliyor.”
“Türk fındığının
geleceği bahçelerin yenilenmesine bağlıdır”
“Fındıkta
iklim değişikliğinin etkileri de ayrı bir etken olarak karşımıza çıkıyor. Ayrıca
hasat tarihlerinde öne kaymalar yaşanıyor.
İklim
değişikliğinden kaynaklı hastalık ve zararlılarda yaşanacak değişiklik ve
artışlar da verim üzerinde ciddi etkiye sahip oluyor. Ülkemiz bir an önce verimi
artırmaya yönelik çözüm odaklı uygulamaları hayata geçirmelidir.
Ekonomik
ömrünü tamamlamış bahçelerin sökülerek yerlerine yeni bahçeler oluşturulmalıdır.
Çay ürününde uygulanan yenileme tazminatına benzer bir destekleme modeli fındık
ürünü için geliştirilerek uygulamaya konulmalıdır.”