-Dünya Kadın Çiftçiler Günü
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“Kadın çiftçilerimizin sosyal güvenlik kapsamına
girebilmeleri için, bazı bölgelerde yatırımyapanlara
verilen prim desteği gibi, tarım sektöründe çalışan
kadınlarımıza da devletçe sigorta primlerine
yüzde 50-60 oranında destek yapılmasını arzuediyoruz”
-“Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, kırsal kesimde
çalışan kadınlarımızın sorunlarına sahip çıkmak ve
kadın çiftçilerimizin örgütlenmelerini sağlayabilmek
amacıyla, ülke genelindeki 750 Ziraat Odamızda kadın
birimleri oluşturmayı planlıyoruz”
-Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker:
-''İnşallah mecliste bütçe kabul edildiğinde 2013 yılında
çiftçi 9 milyar lira nakit destek almış olacak''
-''Bakanlık ve hükümet olarak kadınlara pozitif
ayrımcılık yapıyoruz''
Diyarbakır – 15.10.2012 –Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kadın çiftçilerin sosyal güvenlik kapsamına girebilmeleri için, bazı bölgelerde yatırım yapanlara verilen prim desteği gibi, tarım sektöründe çalışan kadınlara da devletçe sigorta primlerine yüzde 50-60 oranında destek yapılmasını arzu ettiklerini söyledi.
Bayraktar, Diyarbakır’da,Dicle Üniversitesi Konferans Salonu'nda düzenlenen “15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü” etkinliğinde yaptığı konuşmada, dünyada gıda güvenliğine ulaşabilmek için, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kırsal kesimlerde kadının güçlendirilmesinin, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) ana gündem maddelerinden olduğunu belirtti.
Şemsi Bayraktar, dünyada gıdagüvenliğinin sağlanması yönünde önemli proje ve programlara imza atan Birleşmiş Milletler kuruluşlarından Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD) ve Dünya Gıda Programı’nın (WFP); kırsalda kadınların ekonomiye katılımı ve gıda güvenliği konusunda güçlendirilmeleri yönünde, yeni ve ortak bir program uygulamaya koyduğunu bildirdi.
Kadınlar güçlendirildiğinde,kendi hakları yanında tarım arazilerini verimli kullanma, liderlik vefırsatları değerlendirme konularında da görev aldıklarında, bu durumun,ekonomilerin büyümesi ve dünyada gıda güvenliğine çok olumlu yansımasıolacağını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Böylelikle, zenginliğe katkısağlanacaktır. Milli ekonomiler için çok önemli olan kadın, kırsal kalkınmanında merkezindedir. Gelişmekte olan ülkelerde, Türkiye’de olduğu gibi tarımsal işgücünün yüzde 50’ye yakınını, daha az gelişmiş bazı ülkelerde de yüzde 70’inikadınlar oluşturmaktadır. Genellikle erkeklerden daha uzun süre çalışan kadınçiftçiler; çocuklar, yaşlılar ve hastaların bakımıyla da ilgilenirler. Bununyanında kırsaldaki birçok kadın, kazanımlarının çoğunu ailelerinin ve toplumunfaydasına kullanan küçük işyeri sahibi ve yatırımcılardır.
Bazı gelişmelere rağmen kırsaldaki kadın ve kızlarımız eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamu hizmetlerine ve sosyal güvenliğe ulaşmada ve iyi bir iş sahibi olmada hala engellerle karşılaşmaktadırlar. Şayet kadın çiftçilerimiz, kaynaklara ulaşmada erkeklerle aynı fırsata sahip olurlarsa, tarımsal üretim ve verimi arttırabilirler.Kadınlar ekonomik ve sosyal alanda güçlendirildiğinde, ekonomik büyüme, sosyal gelişme ve sürdürebilir kalkınma için liderlik ve değişimin temsilcisi olurlar.”
-“Kadın çiftçiler güçlendirilirse…”-
Kadın çiftçilerin güçlendirilmesi halinde, gıda ve beslenme güvenliğini, gelir yükselmesini,liderlik ve kırsal organizasyonlara katılımın artmasını ve dördüncü olarak da ulusal ve uluslararası alanda ihtiyaçlara daha duyarlı bir politika ortamının oluşturulmasını sağlayacaklarına dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:
“Ülkemizde kırsal alandaki kadınlar, tarımsal faaliyetlerde ev işlerinin yanı sıra erkeklerle birlikte çalışmakta ve onlar kadar görev ve sorumluluk üstlenmektedirler.
Özellikle son yıllarda,arazilerin küçüklüğü ve tarımsal gelirin düşüklüğü nedeniyle, erkek nüfusuntarım dışı alanlara yönelmesi, tarımda kadının işlevini daha da artırmıştır.Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2012 Haziran ayı verilerine göre, toplamistihdamda tarımın payı yüzde 25,6’dır. Ayrıca, istihdam edilen kadınlarınyüzde 42’si, istihdam edilen erkeklerin ise yüzde 18,6’sı tarım sektöründe yeralmaktadır. Bu veriler, kadınların kırsal alandaki yerini ve öneminigöstermektedir.
Ülkemizin en büyük çiftçi kuruluşu Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, bu yıl iki güzide Bakanımızla imzalanan Protokol çerçevesinde uygulanacak eğitimlerle kadın çiftçilerimizin örgütlenmesini daha da güçlendirmek istiyoruz. Bu kapsamda kadın çiftçilerimizin eğitimleri için ortak çalışmalarımız tüm hızıyla devam etmektedir. 2012 Kasım ayı itibarıyla kadın çiftçileri eğitecek olan“Eğiticilerin Eğitimi” programı gerçekleştirilecek, sonrasında da pilot illerden başlayarak kadın çiftçilere eğitim verilecektir.
Bu eğitimlerle de tarımteknolojisindeki yeniliklerin kadınlarımıza eşleri aracılığı yerine, doğrudankendilerine ulaştırılması sağlanacaktır. Kadın çiftçilerimizin, tarımsal üretimfaaliyetine erkeklerden daha fazla katılımları dikkate alındığında, kadınlaratarımsal eğitim hizmetleri verilmesini çok önemli ve kaçınılmaz buluyoruz.
Kırsalda, özellikle hayvan bakımı ve besleme konularında işin tamamına yakınının kadınlar tarafından yapıldığı bilinen bir gerçektir. Hayvancılıkta bakım ve besleme teknikleri ile hijyen konularında öncelikle ve özellikle kadınlarımızın eğitimine önem verilmesi, hem hayvan sağlığı hem de gıda kalitesi bakımından büyük önem taşımaktadır.
Bu nedenle, tarımsal eğitim verilmesi yanında, kırsal kalkınmada sosyal ve ekonomik alanda önem arz eden konularda da kadın çiftçilerimizin daha aktif olmalarını sağlayabilecek projeler için gerekli mali destek devletçe mutlaka sağlanmalıdır.”
-“Tarımsal istihdamda en fazla ihmal edilenkonulardan biri de
sosyal güvenlik”-
Türkiye’de tarımsal istihdamda en fazla ihmal edilen konulardan biri de sosyal güvenlik olduğunu belirten Bayraktar, “Bu sektördeki en mağdur kesim ise kadınlardır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun son yayımladığı 2012 Haziran ayı istihdam verilerine göre, tarımda çalışan 6 milyon 555 bin kişinin 3 milyon 227 bini kadınlardan meydana geliyor. Şurası unutulmamalıdır ki, ülkemiz topraklarına alın teri olarak düşen damlaların yarısı kadınlarımızındır” dedi.
Tarımda erkeklerde yüzde 73olan kayıt dışılık oranının kadınlarda yaklaşık yüzde 96’yı bulduğunu, tarımdaçalışan kadınlardan 7 bininin işveren, 248 bininin ücretli ve yevmiyeli, 455bininin kendi hesabına çalışan, 2 milyon 517 bininin ise en mağdur kesim olan,ücretsiz aile işçisi konumunda olduğunu bildiren Bayraktar, “Toplam 3 milyon142 bin ücretsiz aile işçisinin yüzde 80’ine tekabül eden 2 milyon 517 binitarımda çalışmaktadır. Ücretsiz aile işçisi olarak tanımlanan tarımda çalışankadınların büyük bir çoğunluğunun ise ne acıdır ki sosyal güvencesibulunmamaktadır” diye konuştu.
Avrupa Birliği’nin (AB) 2020stratejisinde üye ülkelerdeki kadınların iş gücüne katılım oranının yüzde 75’eyükseltilmesi hedeflendiğini, geçen yıl AB ülkelerinde kadınların istihdamakatılım oranı yüzde 62 iken, ülkemizde bu oranın 2012 Haziran ayı itibarıylayüzde 30 olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları söyledi:
“Bu nedenle Türkiye’de kadının istihdama katılımı istenen seviyede değildir. Türkiye’deki bu tablonun temel nedenleri olarak, cinsiyetler arası ücret seviyesindeki farklılıklar,kadınların kayıt dışı ve ücretsiz aile işçisi olarak çalıştırılmaları,geleneksel iş yükü, cinsiyet ayrımcılığı, toplumdaki erkek egemen bakış açısı gibi unsurlar sayılabilmektedir.
Kadınların sosyal güvenlik sistemine katılım oranlarındaki düşüklüğün nedenlerine baktığımızda ise kadınların erkeklere göre düşük ücretlerle istihdama dahil olmaları, kadınların genellikle eşleri üzerinden sağlık güvencesinden faydalanmaları, ailede bir kişi sosyal güvenlik sistemine kayıtlı ise kadının kayıtlı olmasının ekstra mali yük getirmesi gibi ana konular öne çıkmaktadır.
Bu sebeplerden dolayı kadın çiftçilerimizin sosyal güvenlik sistemine katılımının desteklemesi yönünde teşvik edici önlemlere acil ihtiyaç bulunmaktadır.
Türkiye Ziraat OdalarıBirliği adına Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi olmam sıfatıyla kadınçiftçilerimizin sorunlarını Yönetim Kurulu gündemine her zaman taşımaya veonların sesi olmaya çalıştım.
Kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunan ve sattıkları ürün bedelinden tevkifat yapılan kadın çiftçilerin, 2 Ağustos 2003 tarihinden önce, ancak aile reisi olmaları, 22 yaşını doldurmaları durumunda sigortalılık tescil talepleri kabul edilmekteydi. Tarımsal faaliyette bulunan kendi nam ve hesabına çalışan kadınlardan, aile reisi olmayanlar sigortalı sayılmıyorlardı. Çabalarımızla 26 Ocak 2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklikle, kadın çiftçilerimizin mağduriyeti giderildi.
27 Haziran 2012 tarihli genelgeyle 6270 Sayılı Kanunla getirilen düzenlemeye istinaden tescil tarihlerindeki değişiklik nedeniyle sigortalılık durumları değişen kadın çiftçilerimiz, yine, SGK nezdinde yaptığımız girişimler sonucunda, hak kazandıkları dönem için gecikme cezası ve gecikme zammı ödemek zorunda kalmadılar.”
Türkiye Ziraat OdalarıBirliği olarak, kırsal kesimde çalışan kadınlarımızın sorunlarına sahip çıkmakve kadın çiftçilerimizin örgütlenmelerini sağlayabilmek amacıyla, ülkegenelindeki 750 Ziraat Odamızda kadın birimleri oluşturmayı planladıklarınıbelirten Bayraktar, şöyle devam etti:
“Devletçe yapılan tarımsal desteklemelerde ve kamu kaynaklarından yararlanmada kadın çiftçilerimize öncelik ve ayrıcalık tanınmasının tarım ve kırsal kalkınmada önemli olacağına inanıyoruz. Bakanlıklarımızın da bu konuda desteğini talep ediyoruz.
Kadın çiftçilerimizin sosyal güvenlik kapsamına girebilmeleri için, bazı bölgelerde yatırım yapanlara verilen prim desteği gibi, tarım sektöründe çalışan kadınlarımıza da devletçe sigorta primlerine yüzde 50-60 oranında destek yapılmasını arzu ediyoruz. Bu desteğin verilmesi durumunda, kadın çiftçilerimizin sağlık harcamaları eşleri yerine, kendi sigortalarınca karşılanacağından, desteğin büyük miktarı geri döneceği gibi, kayıt dışılığı da önleyecektir.
Üretimin her aşamasına aktif bir biçimde katılan kadın çiftçilerin, kalkınmanın imkânlarından yeterli pay almalarının sağlanması için desteklenmeleri şarttır.
Türkiye Ziraat OdalarıBirliği olarak inanıyoruz ki, ‘gıda güvenliğinin bel kemiği, çiftçikadınlarımızdır.’
Ülkemizde demokrasinin güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayabilmek için, ilk önce kırsal kesimdeki çiftçi kadınları harekete geçirmemiz ve onları güçlendirmemiz gerekmektedir. Bunun ilk ve en önemli yolu da yapılan desteklemelerde,projelerde ve kredilerde kadın çiftçilerimize yıllardır ihmal edilmişliklerinin bir gereği olarak pozitif ayrımcılık uygulanmasıdır.
Gelişmiş ülkelerin en önemli özelliği kadın ve erkeklerin tüm hak ve özgürlükten eşit yararlanmalarına fırsat sağlayacak politikalar üretmeleri ve uygulamalarıdır.
Kadın çiftçilerimizin degelir güvencesinin sağlanması zorunludur.”
Bayraktar, içindebulunduğumuz 2012 yılının “Kooperatifçilik Yılı” olmasını da dikkate alarak,“Birlikten kuvvet doğar” atasözümüzle sözlerine son verdi.
-Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker-
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker de etkinlikte yaptığı konuşmada, ''İnşallah mecliste bütçe kabul edildiğinde 2013 yılında çiftçi 9 milyar lira nakit destek almış olacak''dedi.
Bakan Eker, dünyanın her yerinde çiftçi olmanın zor olduğunu ancak kadın çiftçi olmanın çok daha zor bir iş olduğunu söyledi.
Yarın İstanbul'da ''DünyaGıda Günü'' dolayısıyla düzenlenecek bir etkinliğe katılacağını ifade edenEker, şöyle konuştu:
''Dünyada her gün 7 milyar insandan 1 milyarı yatağa aç giriyor. Bu durum dünyada yeteri kadar gıda bulunmamasından kaynaklanmıyor. Bütün dünyadaki insanlara yetecek kadar gıda var. Çiftçiler bunu yeteri kadar üretiyor. Ama bazıları çok daha tüketmek istiyor, payına razı gelmiyor, başkasının payını ve hakkını da almak istiyor.Bundan zulüm doğuyor. Bu nedenle 1 milyar insan aç kalıyor. 1 milyar aç insanın ne yazık ki büyük bir kısmını kadınlar, çocuklar ve yaşlılar oluşturuyor. Ama şunu bilmemiz lazım eğer yeryüzünde yaşayan 7 milyarın 1 milyarı yatağa aç gidiyorsa, inanın o dünya geride kalan 6 milyar için huzur, güven ve barış içerisinde yaşanılacak bir dünya olmaktan çıkar, orada barış olmaz.''
Bakan Eker, Türkiye'de tarımsal verimi geliştirmek ve gıda güvenliği bakımından kendimize yeterli olabileceğimiz bir mekanizmayı, üretim sistemini geliştirmek için gayret ettiklerini de belirterek, bu manada ülke olarak bir sıkıntı yaşamadıklarını kaydetti.
-''Kadınlara öncelik tanıyoruz''-
Eker, yeryüzünde çok büyük bir kesimin temel yiyecek maddesini oluşturan buğdayın ana vatanının, Diyarbakır'daki Karacadağ etekleri olduğunu belirterek, bu havzanın aynı zamanda bir çok tarımsal ürünün yetiştiği alan olduğunu ifade etti.
Daha önce kadınlara sosyal hayatın yanı sıra ekonomik yaşamda da kendi kabiliyetlerini geliştirmelerini sağlayacak imkanları vermek istediklerini ancak karşılarına anayasanın''eşitlik'' ilkesinin çıktığını ifade eden Eker, ''Ancak bu eşitlik ilkesi adaletli bir eşitlik değildi'' diye konuştu.
Eker, bu nedenle 2010 yılındaanayasa değişikliğinin yapıldığını anımsatarak, şunları söyledi:
''Kadınlara dönük yapacağımız birtakım desteklerin eşitliği bozacağı endişesini taşımamız lazım. Onun için anayasayı değiştirdik. Kadınlara verilecek destekte 'eşitlik kuralı' bahane olamaz, gerekçe olamaz dedik. Bakanlık ve hükümet olarak kadınlara pozitif ayrımcılık yapıyoruz. Üyelerin tamamı kadın olan kooperatiflere öncelik tanıyıp, destekliyoruz. Kırsal Kalkınma Destekleri Programlarında kadınlarımızın başvurusu varsa onlara öncelik tanıyoruz. Kadınlar eğer üretim faaliyetinde yeteri kadar bulunmazsa gıda güvenliği daha büyük tehlike altına girer. Bu nedenle kadınlarımızın, özellikle tarımsal üretim faaliyetinde daha çok bulunması hem kırsal kalkınma için hem toplumun genel manada zenginlik ve istihdam artışına, barış ve huzuruna büyük katkı sunar. Bu nedenle kadınlarımızı proje ve programlarımızla destekliyoruz. Yüzde 50 hibe destek veriyoruz. 600 bin lira sermayesi olan yatırım projelerinin yarısını karşılıksız hibe olarak veriyoruz. Bu kapsamda 4 bin 200 tesisin yapımını tamamladık. Bunlara 42 binin üzerinde kişi çalışıyor. AB'den aldığımız fonlarla yönettiğimiz bir program var. 20 ilde kuruldu, 22 ilde de kurulma aşamasında,toplam 42 ilde olacak. Burada yine hibeler yüzde 50'dir. Buna bir madde koyduk kadın çiftçi olursa bu hibe oranı yüzde 60'a kadar çıkıyor.''
-Destek artacak-
''Çiftçilik zor iş. Sizin kontrol edemediğiniz riskler var, yağmuru yağdırmak, güneş ışınlarını kontrol etmek sizin elinizde değil'' diyen Eker, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şiddetli bir kuraklık olur,tarladaki ürünümüzü olumsuz etkiler. Yapacağımız bir şey yok. 23 milyar dolar hasıla elde edilen alandan biz 62 milyar dolar elde ediyoruz. Bunu uygun destekleme politikalarıyla, uygun projelerle, bilgi ve teknoloji katmak suretiyle bu hale getirdik. AB ülkeleri içinde İspanya, İtalya ve Fransa'yı geçtik. Hasılamız onlarınkinden daha büyük hale geldi. Dünya ekonomisinde1 6-17'nci sıradayız ama tarım ekonomisinde 7'nci sıradayız. Önümüzdekiler bizden nüfus ve toprak olarak çok büyük ülkeler. Çin, Hindistan, Brezilya ve ABD gibi büyük toprak ve nüfusa sahip ülkeler önümüzde kaldı.
Biz verimliği artırmaksuretiyle buraya geldik, desteklemeleri artırdık. Bu yıl 1 Ekim tarihiitibariyle Türkiye'deki çiftçi kardeşlerimin cebine nakit, karşılıksız hibedesteği olarak 7 milyar lira para ödedik. 2013 yılı bütçe teklifimizihazırladık ve imzaladık. İnşallah mecliste bütçe kabul edildiğinde 2013 yılındaçiftçi 9 milyar lira nakit destek almış olacak.''
Öte yandan, Dünya Kadın Çiftçiler Günü etkinliğine katılmak üzere Diyarbakır'a giden, TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Tarım Gıda Ve Hayvancılık Bakanı Eker,TZOB Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Cevat Delil ve Ziraat Odası başkanları dün akşam yemekte bir araya geldiler ve tarımla ilgili konuları değerlendirdiler.Restoran Sahibi Mustafa Avcılar da yemek sonrasında TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar'a çiçek verdi.