Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > Dünya Gıda Günü ve kurbanlık fiyatları

Dünya Gıda Günü ve kurbanlık fiyatları

-Dünya Gıda Günü ve kurbanlık fiyatları

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Kurbanlık fiyatlarının bu bayramda genel olarak iller

bazında, geçen yılki fiyatlara yakın ya da daha düşük

seyredeceği tahmin ediliyor”

-“Kurban döneminde hayvan fiyatlarının, illere ve canlı

ağırlığa göre farklılık göstermekle birlikte, hayvan

başına büyükbaşta 2 bin lira ile 10 bin lira arasında,

küçükbaşta ise 250 lira ile 1200 lira arasında değişeceği

bekleniyor”

-“Canlı ağırlık fiyatının da büyükbaş hayvanlarda kilogram

başına 8 ile 16 lira arasında, küçükbaşta kilogram başına

6,50 lira ile 16 lira arasında olacağı tahmin ediliyor”

-“Üreticilerimiz, bu yıl ellerinde yeterince hayvan olduğunu,

halkımızın ‘kurbanlık bulamayacağız’ diye, endişelenmesine

gerek olmadığını belirtmektedir”

-“Ülkemizde kurban bayramlarında 2 milyona yakın küçükbaş,

500 bin başa yakın da büyükbaş hayvan kesilmektedir”

-“Geçen yıla göre; arpa yüzde 22, buğday kepeği yüzde 31,

ayçiçeği tohumu küspesi yüzde 53, yemlik buğday yüzde 17

ve besi yemi de yüzde 14 pahalandı”

-“Hayvan yetiştiricilerinin vadesi gelen kredi borçları, yaşanan

şartlar ve sektörden muhtemel  kopuşlar da dikkate alınarak

1 yıl ertelenmeli, besicilere verilen hayvan başına 300 lira

et desteği, süt teşvik primi artırılmalıdır”

-“Et ve Balık Kurumu bünyesinde bir müdahale kurumu

oluşturulmasına engel çıkarılmaması gerekir. Müdahale

kurumu olmaması Hazine’ye daha fazla yük getirecektir.

Başbakan Erdoğan’ın da talimatı var”

 

Ankara – 16.10.2012 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kurbanlık fiyatlarının bu bayramda genel olarak iller bazında, geçen yılki fiyatlara yakın ya da daha düşük seyredeceğinin tahmin edildiğini bildirdi.

Bayraktar, “Kurban döneminde hayvan fiyatlarının, illere ve canlı ağırlığa göre farklılık göstermekle birlikte, hayvan başına büyükbaşta 2 bin lira ile 10 bin lira arasında, küçükbaşta ise 250 lira ile 1200 lira arasında değişeceği bekleniyor. Canlı ağırlık fiyatının da büyükbaş hayvanlarda kilogram başına 8 ile 16 lira arasında, küçükbaşta kilogram başına 6,50 lira ile 16 lira arasında olacağı tahmin ediliyor” dedi.

Şemsi Bayraktar, Ankara’da Atlıspor Kulübü’nde düzenlediği basın toplantısında, kurbanlık fiyatlarını, Dünya Gıda Günü’nü ve okul sütü programını değerlendirdi.

Bayraktar, üreticilerin, bu yıl ellerinde yeterince hayvan olduğunu, halkımızın “kurbanlık bulamayacağız” diye, endişelenmesine gerek olmadığını belirtti.

 -Dünya Gıda Günü-

 1945 yılından bu yana, dikkatleri dünya gıda güvenliğine çekmek amacıyla 16 Ekim'in, "Dünya Gıda Günü" olarak kutlandığını bildiren Bayraktar, kurbanın da  Müslümanlar için yerine getirilmesi gereken önemli bir görev söyledi. Bayraktar, kurbanın insanlar arasında dayanışmayı ve paylaşımı öngören, “komşusu açken tok yatmama” gerekliliğinin yaşamın temelleri arasında olmasını teşvik ettiğini belirtti.

Dünya Gıda Günü’nün Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından; “Tarım Kooperatifleri: Dünyayı Beslemenin Anahtarı” olarak belirlendiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:

“Her sekiz kişiden birinin yetersiz beslendiği günümüz dünyasında, her gün 868 milyon insan yatağına aç giriyor. Her yıl, 5 milyonu çocuk olmak üzere, 9 milyondan fazla insanın açlık ve yetersiz beslenme nedeniyle hayatını kaybettiği Birleşmiş Milletler kaynaklarınca belirtiliyor.

Açlık ve yetersiz beslenme günümüzde belirli bir bölgenin sorunu olmaktan çıkarak, bütün insanlığın en önemli sorunlarından biri haline geldi.

Yoksulluk ve açlığı tetikleyen en önemli unsurlardan birinin, dünya gıda fiyatlarında yaşanan dalgalanmalar olduğu biliniyor.

Dünya gıda fiyatlarını, iklim değişikliği ve kuraklık gibi doğal afetler yanında, gelişmiş ülkelerin tarımsal ürün ticaretindeki korumacı politikaları, gıdaya olan talebin artması, tarımda girdi fiyatlarının yükselmesi, tarım sektörüne yeterli yatırımın yapılmaması, tarım ürünlerinin biyoyakıt üretiminde kullanılması gibi birçok faktör etkiliyor.”

Dünyada açlık ve yetersiz beslenmenin etkisi altındaki nüfusun giderek artmasının en önemli nedenlerinden biri de gıdanın gelişmiş ülkelerce dünya siyasetini kontrol etmek amacıyla bir “silah” olarak kullanılması olduğunu belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

“Tarımsal üretim fazlası olan bazı gelişmiş ülkeler, kendi fazla üretimlerini pazarlayabilmek için az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere ‘gıda yardımı’ adı altında tarımsal ürün gönderiyor. Bu ürün girişi, o ülkelerdeki birçok üreticinin tarım dışı kalmasına, istikrarsızlaştırılan tarım sektörünün çökmesine neden oluyor. Bu ülkeler zamanla gelişmiş ülkelerin pazarı haline geliyor. Bu bakımdan, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere, tarımlarının çökmesine neden olan ‘gıda yardımı’ adı altında yardımlar gönderilmesi yerine, tarımlarını sürdürülebilir kılacak destekler verilmelidir. Bu çerçevede, teknoloji ve finansman desteği yanında, üreticilerin güçlü bir şekilde örgütlenmesiyle tarımda sürdürülebilirlik sağlanmalıdır.

Bugün dünyada, 1 milyar kişinin kooperatif üyesi olduğu tahmin ediliyor. Sanayisi gelişmiş ülkelerin tamamında tarım sektörünün de güçlü olduğunu görüyoruz. Bunda, girdi temininden pazarlamaya kadar üreticiye her türlü hizmet ve desteği sağlayan tarımsal kooperatifler ve üretici örgütlerinin çok önemli rol oynadığı biliniyor.

Ülkemizde tarımsal ürünlerin işlenmesinde kooperatiflerin payı yüzde 1 ile yüzde 10 arasında değişirken, bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 30 ile yüzde 100 arasında değişiyor. Türkiye’de üretici örgütlerinin çok başlı olması ve bir çatı örgüt altında toplanmamış olmaları nedeniyle mevcut 13 bin tarımsal kooperatifin pazarda yeterli etkinliği bulunmuyor. Örgütlenme yumuşak karnımızdır. Sektör olarak da bunun sıkıntılarını yaşıyoruz. Buna karşılık, Almanya, İspanya ve Fransa’da 2-3 bin kooperatif 70-80 milyar Avroluk, Hollanda’da ise sadece 51 kooperatif, 48 milyar Avroluk bir tarımsal ürün pazarını kontrol ediyor.

Bu bilgiler ışığında; az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde de gıda güvencesinin sağlanabilmesi için tarımsal kooperatiflerin, üretici örgütlerinin ve diğer tarımsal kuruluşların güçlü bir şekilde yapılanmaları hayati önemdedir. Bu ülkelerde tarımsal örgütlerin desteklenmesi, ülke tarımının sürdürülebilirliği ve açlıkla mücadelede fevkalade önem taşımaktadır.”

 -Kurbanlık fiyatları-

 Türkiye gibi Müslüman ülkelerde Kurban Bayramı’nın et tüketiminin olağanüstü arttığı bir dönem olduğunu, çok kısa zamana yığılan canlı hayvan talebi de çeşitli sıkıntıları beraberinde getirdiğini belirten Bayraktar, “kısa süre içinde milyonlarca hayvan kurban olarak kesilmekte, bu talebi karşılamak için yoğun emek harcanmakta, ulaşım, barınma, kurban alanı sağlama gibi sorunlar da baş göstermektedir” dedi.  

Bundan dolayı Kurban Bayramı hazırlıklarının, kurban kesenler, üreticiler ve kamu yönetimi açısından çok önemli sosyal bir olay olduğunu ve çok ciddi çalışmayı gerektirdiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“Ülkemizde kurban bayramlarında 2 milyona yakın küçükbaş, 500 bin başa yakın da büyükbaş hayvan kesilmektedir.

Kurbanlık satışları illere ve bölgelere göre farklılık arz etmektedir. Kimi yerlerde canlı kilo ve et fiyatı üzerinden, kimi yerlerde ise canlı hayvan üzerinden pazarlık yöntemiyle satış yapılmaktadır.

Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre, bu yıl Kurban döneminde hayvan fiyatlarının, illere ve canlı ağırlığa göre farklılık göstermekle birlikte, hayvan başına büyükbaşta 2 bin lira ile 10 bin lira arasında, küçükbaşta ise 250 lira ile 1200 lira arasında değişeceği, canlı ağırlık fiyatının da büyükbaş hayvanlarda kilogram başına 8 ile 16 lira arasında, küçükbaşta kilogram başına 6,50 lira ile 16 lira arasında olacağı beklenmektedir.

Fiyatların iller bazında bu bayramda genel olarak geçen yıla yakın ya da daha düşük seyredeceği tahmin edilmektedir.

Üreticilerimiz, bu yıl ellerinde yeterince hayvan olduğunu, halkımızın ‘kurbanlık bulamayacağız’ diye, endişelenmesine gerek olmadığını belirtmektedirler.

Yaptığımız görüşmelerden çıkan sonuçlar, üreticilerimizin bu yıl da geçen yıl olduğu gibi satış ve fiyatlardan çok da umutlu olmadığını göstermektedir. Özellikle yem fiyatlarının önemli oranda yükselmiş olması, fiyatların geçen yıla yakın seyredecek olması, bu düşüncenin ana sebebini oluşturmaktadır.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Sayın Mehdi Eker’in ‘kurbanlık ithal edilmeyecek’ sözü, bayram öncesi düşük fiyatlar nedeniyle morali bozuk olan üreticilerimizin yegane tesellisi olmuştur.”

 -“Üreticilerimiz birçok sorunla baş etmek durumunda kalıyor”-

 Kurbanlık hayvan satışı yapan üreticilerimiz birçok sorunla baş etmek durumunda kaldığına dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:

“Öncelikle ve özellikle vurgulamak isterim ki, yem fiyatları çok yükseldi. Üreticilerimiz geçen yıl arpanın tonunu 500 liraya almışken, bu yıl 610 lira ödüyorlar. Yine aynı şekilde fiyatlar, kepekte  420 liradan 550 liraya, ayçiçeği tohumu küspesinde 360 liradan 550 liraya, yemlik buğdayda 520 liradan 610 liraya, besi yeminde ise 630 liradan 720 liraya yükseldi. Geçen yıla göre; arpa yüzde 22, buğday kepeği yüzde 31, ayçiçeği tohumu küspesi yüzde 53, yemlik buğday yüzde 17 ve besi yemi de yüzde 14 pahalandı.

Bilindiği üzere buğday üretiminin yaklaşık yüzde 40'ını sağlayan Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinde ilkbahar yağışlarının yetersiz olması sonucu bitki gelişimi arzu edilen ölçüde gerçekleşmedi. Buğday sap boyları kısa kaldı, saman veriminde düşüklük oldu. Dolayısıyla kaba yem olarak ağırlıklı samana dayalı besleme yapan birçok hayvan yetiştiricimiz, düşen arza bağlı olarak saman bulmakta zorlandı. Bulanlar da talep nedeniyle yükselen fiyatlardan saman almak durumunda kaldı. Yukarıda bahsedilen nedenlerle geçen yıl kilogramı 20-30 kuruştan satılan saman fiyatları 70 kuruşlara kadar çıktı.     Saman dışında kaliteli kaba yem fiyatlarında da yükselme oldu. Özellikle yoncanın kilogramı geçen yıl 35-40 kuruş iken bu yıl 65-70 kuruşa çıktı. Diğer bir alternatif kaba yem kaynağı mısır silajında da geçen yıl 12-13 kuruş olan fiyat, bu yıl 18-20 kuruşlara kadar yükseldi.

Bunların dışında, kurbanlıkları metropol illerde belediyelerin belirlediği yerlerde satmak isteyen üreticilerimiz, kurban süresince hayvanlarını bulunduracakları yerlere ciddi bir kira bedeli ödemektedirler. Bu da üreticilerimize ek maliyet getirmektedir.

Üreticilerimiz ayrıca, hayvanlarını pazara ulaştırmak için ciddi bir nakliye ücreti de ödemektedirler. Geçen yıl mazotun litre fiyatı yaklaşık 3,2 lirayken bu yıl 4,4 liraya kadar çıktı. Yani bir yılda yüzde 38'e yakın bir fiyat artışı meydana geldi. Bu artışların hayvanların pazara nakil bedellerine yansıması dolayısıyla üreticilerin maliyetlerinin yükselmesi kaçınılmaz oldu. Üreticimiz eğer bayram süresince hayvanları satamazsa dönüş için de nakliye parası ödemekte, bu da masrafların daha da artmasına yol açmaktadır.”

Hayvanlarını satacakları yere 1-2 hafta önceden giden üreticilerin kaldıkları sürede kişisel masrafları için de önemli denebilecek harcamalar yaptığını bildiren Bayraktar, “dolayısıyla pazara kurbanlık sevk eden her üretici nakliye artı çadır kirası, artı yeme, içme gibi kişisel harcamalar da dahil olmak üzere kişi başı ciddi denebilecek miktarlarda harcamada bulunmaktadır” dedi.

 -Nakliye ve kira ücretlerinin yüksekliği-

 Sonuç olarak üreticilerin, hayvan satış yerlerine ödedikleri kira ücretlerinin, yem fiyatlarının ve besi başı canlı hayvan fiyatlarının, nakliye ücretlerinin yüksekliği, kişisel harcamalar gibi birçok sorunla baş etmek durumunda kaldığını vurgulayan Bayraktar, şunları söyledi:

“Hayvan yetiştiricileri yüksek maliyet ve düşük ürün kıskacına girmiş, kredi borcu ödemelerinin başlamasıyla da sıkıntıları daha da artmıştır. Bu durum gerekli tedbirler alınmadığı takdirde ilerleyen dönemlerde; işletmelerde küçülmelere, üretimi terk ederek sektörden kopuşlara, damızlık hayvanların kasaba sevk edilmesine, ödenemez kredi borçlarının artmasına, dolayısıyla çok ciddi sosyal yaralara, her şeyden önemlisi hayvancılıkta 2008 döneminden daha da kötü, yeni bir krize neden olabilir.

Et ve Balık Kurumu yetkilileri, olası olumsuz durum yaşanması ve hayvan satışlarının istenilen miktarlarda olmaması durumunda üreticinin elinde kalan hayvanlarını bayram sonrası alacaklarını belirttiler. Bu önemli bir açıklama olmakla birlikte, eğer alım fiyatlarını üreticilerimizin yaptıkları masrafları da dikkate alarak, kurbana özel belirlerlerse, bu durumda üreticilerimizin mağdur olmalarını önlenebilecektir.

Hayvan yetiştiricilerinin vadesi gelen kredi borçları, yaşanan şartlar ve sektörden muhtemel  kopuşlar da dikkate alınarak 1 yıl ertelenmeli, besicilere verilen hayvan başına 300 lira et desteği arttırılmalı, süt teşvik primi artırılmalıdır.

Üreticilerin kaba yem ihtiyacını karşılamak ve yükselen kaba yem fiyatlarını düzenlemek amacıyla alınan ithalat kararı, sahada soruna çözüm getirmedi. İthalatın toplu alımlar şeklinde, uygun fiyata temin edilmesi, küçük çiftçilere uygun fiyat ve ödeme koşullarında dağıtılması yönünde çözümler üretilmelidir.”

 -“Kurbanlıklar sıkı bir şekilde denetlenmelidir”-

 Pazarda kurbanlıkların sıkı bir şekilde denetlensi gerektiğini, hayvan pazarlarına kurbanlıkların gelmesiyle birlikte bu yerlerde kamu görevlileri tarafından hayvanlar sağlık kontrolünden geçirildiğini bildiren Bayraktar, “bu kontrollerin, kurbanlıkların, gerekli kurbanlık vasıfları (yaşı uygun mu? Gebe olup olmadığı ve benzeri) yönünden de yapılması gerekir. Böylece, hayır işleyecek halkımızın da mağdur olması önlenecektir” dedi.

Kurban Bayramı döneminde birçok dernek, vakıf hayır işlemeyi düşünen vatandaşlarımızın verdiği vekaletle onlar adına kurban kesmek için faaliyet içine girdiğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti:

“Bu tür kuruluşlara yatırılan paraların kurban kesiminde kullanılması ve bunların iyi bir şekilde denetlenmesi çok önemlidir. Aksi takdirde hem halkımızın hem de üreticilerimizin mağduriyetine neden olunabilecektir. Vekaleten kurban kesmeyi taahhüt eden bu kuruluşların, bu dönemde ne kadar hayvanı, nereden aldığı, hangi şartlarda ve nerelerde ne kadar kurbanlık kestiği, vekaletin yerine getirilip getirilmediği, yetkili kurumlar tarafından sıkı bir şekilde kontrol edilmelidir. Bu önlemler alındığında hem hayır işlemeyi düşünen vatandaşlarımızın hem de üreticilerimizin mağdur olması önlenecektir.”

 -“Okul sütü programını sonuna kadar destekliyoruz”-

 Çocukların, geleceğin fiziksel ve zihinsel sağlıklı toplumunu oluşturabilmesi için sağlıklı beslenmesi şart olduğunu, bu yüzden henüz küçük yaşta iken çocuklara düzenli süt tüketimi alışkanlığının kazandırılması gerektiğini bildiren Bayraktar, “okul sütü programları aynı zamanda süt hayvancılığında istikrarı sağlamak ve süt piyasasını düzenlemek için bir araç olarak kullanılmaktadır” dedi.

Yakın zaman için 25 milyon ton süt üretiminin hedeflendiği Türkiye’de üretilen sütün nasıl tüketileceği merak konusu olduğunu bildiren Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu nedenle Hükümetimizin uygulamış olduğu hafta içi her gün 7 milyon 200 bin okul çağındaki çocuğa 200 mililitre süt dağıtımı, birçok eleştirilere ve tartışmalara rağmen başarılı bir şekilde yürütülmüştür. TZOB olarak uygulama döneminde de belirttiğimiz üzere, bu programı çok önemsiyor ve atılan bu olumlu adımı sonuna kadar destekliyoruz.

Bu programın çocuklarımızın eğitime başladığı 2012-2013 eğitim ve öğretim döneminin ikinci yarısında da haftada 3 gün süreyle devam ettirileceğine yönelik Bakanlar Kurulu Kararı çıktı.

Bu kararı da haftada 3 güne düşürülmesine rağmen destekliyoruz. Okul sütü programları; sağlıklı nesillerin yetişmesi açısından; sosyal, tüketim alışkanlıklarının artırılarak süt ve süt ürünlerine talep yaratılması ve süt sektöründe arz-talep dengesinin sağlanması açısından da ekonomik fayda sağlıyor. Hatta TZOB olarak bu programın başlatılmasının yanında, ayrıca bu programın peynir, yoğurt gibi süt ürünleriyle çeşitlendirilmesi ve mutlaka yasal bir zemine oturtulması gerektiğine inanıyoruz. Böylece, bu programların uygulandığı ülkelerdeki gibi, sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi devlet garantisi altına alınmış olacaktır.”

 -Müdahale kurumu-

 Sütte arz fazlalığı sorununun sadece okul sütü programıyla aşılamayacağını, hayvancılıkta müdahale kurumu kurulması gerektiğini; bunun, istikrar için şart olduğunu her fırsatta söylediklerini dile getiren Bayraktar, şunları kaydetti:

“Bu kurum, et için de çok önemli... Geçmiş deneyimlerimiz, müdahale kurumu olmadığında, 2008’de de görüldüğü gibi hayvancılıkta büyük sorunlar yaşandığını bize hatırlatıyor. 2008’de fevkalade önemli bir kriz yaşandı.

Kamuoyuna çalışmaların başlatıldığı yönünde deklare edilen ve Et ve Balık Kurumu bünyesinde oluşturulması düşünülen bu kurumun, bir an önce faaliyete geçmesi, sütte ve dolayısıyla ette yaşanacak sorunların önüne geçecektir.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın olumlu karşıladığı, Et ve Balık Kurumu bünyesinde bir müdahale kurumu oluşturulmasına engel çıkarılmaması gerekir. Müdahale kurumu olmaması Hazine’ye daha fazla yük getirecektir. Bu durum, 2008 ve sonrasında yaşandı. Bir daha yaşanmaması için müdahale kurumu zorunludur.

Müdahale kurumunun kurulmasına bürokraside engeller çıkarılıyor. Onu da aşmaya çalışıyoruz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a konuyu iletmiştik. Başbakan Erdoğan da talimat verdi. Sütte kriz yaşanmaması için bir an evvel müdahale kurumunun kurulması gerekiyor. Üreticide süt fiyatlarının artmadığını görüyoruz. Market fiyatları artıyor. Müdahale kurumu, bir eşik fiyat saptar. Onun altına inildiğinde müdahale edip fiyat istikrarı oluşturur. Süt hayvancılığını geliştiremediğimiz zaman et hayvancılığımız da olmaz. Hep söylüyorum ‘ana varsa daha var’. Et hayvancılığı için yavru var demektir. Bugün ithalatçı olmamızın nedeni 2008’de yaşanan süt krizidir.”

TZOB’un bu yıl, bugüne kadar 19 bin 380 haberle sivil toplum kuruluşları arasında yazılı basında yer alan haber sayısında birinci olduğunu bildiren Bayraktar, “sizin desteğinizle bu oluyor. Hepinize teşekkür ediyorum” dedi.

   İllere Göre Tahmini Üretici Kurbanlık Hayvan Satış Fiyatları:

İller

Büyükbaş

(2011)

Büyükbaş

(2012)

Küçükbaş

(2011)

Küçükbaş

(2012)

Ankara

2.500-8.000TL/baş

Canlı kilo: 11-13 TL

2.000-10.000TL/baş

Canlı kilo: 10-11 TL

450- 1.000 TL/baş

Canlı kilo: 15-17 TL

300-600 TL/baş

Canlı kilo:12 TL

 

 

Balıkesir

3.000-7.000 TL/baş

Canlı kilo: 11-13 TL

3.000-6.000 TL/baş

Canlı kilo: 10-11 TL

600-1000 TL/baş

Canlı kilo: 13-15 TL

500-800 TL/baş

Canlı kilo: 12-13 TL

 

Konya

2.500-7.000 TL/baş

Canlı kilo: 10-11 TL

2.500-6.000 TL/baş

Canlı kilo:10-11 TL

500-800 TL/baş

Canlı kilo: 11-12 TL

400-700 TL/baş

Canlı kilo:10-11 TL

 

Erzurum

3.000-7.000 TL/baş

Canlı kilo: 8-9 TL

2.500-9.500 TL/baş

Canlı kilo:8,5-9,5 TL

500-1.500 TL/baş

350-400 TL/baş

Canlı kilo: 6,5-7 TL

 

Kastamonu

2.700- 7.000 TL/baş

Canlı Kilo: 11-12 TL

Et kilo: 20 TL

2.000-7.000 TL/baş

Canlı kilo:8-9 TL

500-800 TL/baş

Canlı kilo:11-12 TL

400-600 TL/baş

Canlı kilo:10 TL

 

Bursa

2.000-5.000 TL/baş

Canlı kilo: 9,5-10 TL

Canlı kilo:10-12 TL

700-1.000 TL/baş

Canlı kilo: 12-15 TL

500-1.100 TL/baş

Canlı kilo:14-16 TL

 

İzmir

3.000-9.000 TL/baş

Canlı kilo: 9-10 TL

Canlı kilo:9-10 TL

400-750 TL/baş

Canlı kilo: 13-15 TL

Canlı kilo:13-15 TL

 

Eskişehir

4.000-8.000 TL

Canlı kilo: 12 TL

3.000-6.000 TL/baş

Canlı kilo:10 TL

500-800 TL/baş

500-800 TL/baş

 

Van

3.500-5.500 TL/baş

Canlı kilo: 11-12 TL

2.000-7.000 TL/baş

Canlı kilo:10-11 TL

500-650 TL/baş

Canlı kilo: 10-12 TL

250-500 TL/baş

Canlı kilo:8-9 TL

 

İstanbul

5.000- 7.000 TL/baş

Canlı kilo: 10-13 TL

4.500-9.000 TL/baş

Canlı kilo:10-12 TL

600- 800 TL/baş

Canlı kilo: 10-14 TL

600-650 TL/baş

Canlı kilo:13 TL

Gaziantep

 

3.000-6.500 TL/baş

Canlı kilo: 9 TL

 

500-800 TL/baş

Canlı kilo: 10 TL

Samsun

 

 

1.600-5.000 TL/baş

Canlı kilo: 16 TL

 

 

450-700 TL/baş

 

Hatay

 

 

2.500-5.000 TL/baş

Canlı kilo: 8,5 TL

 

500-700 TL/baş

Canlı kilo:10-11 TL

Adana

 

Canlı kilo: 9 TL

 

Canlı kilo: 10-11 TL

Karaman

 

Canlı kilo:9-11 TL

 

Canlı kilo:9-10 TL

 

Afyon

 

2.000-5.500 TL/baş

Canlı kilo:12 TL

 

 

300-700 TL/baş

Canlı kilo:11 TL

Çanakkale

 

2.500-4.500 TL/baş

Canlı kilo:11-12 TL

 

600-700 TL/baş

Edirne

 

 

5.000-9.000 TL/baş

Canlı kilo:10-11 TL

 

480-1.000 TL/baş

Canlı kilo:12 TL

 

Sakarya

 

2.600-6.500 TL/baş

Canlı kilo:13-15 TL

 

 

400-700 TL/baş

 

 

Antalya

 

3.000-5.000 TL/baş

Canlı kilo:11-14TL

 

700-1.200 TL/baş

Canlı kilo:12-14 TL

Şanlıurfa

 

3.500-6.000 TL/baş

Canlı kilo:9-10 TL

 

350-500 TL/baş

Kaynak: Ziraat Odaları

 Yem ve yem hammadde fiyatlarındaki değişim (TL/Ton)

Yemler

GEÇEN YIL (2011)

BU YIL (2012)

DEĞİŞİM (Yüzde)

ARPA

500

610

22

BUĞDAY KEPEĞİ

420

550

31

AYÇİÇEĞİ TOHUMU KÜSPESİ

360

550

53

YEMLİK BUĞDAY

520

610

17

BESİ YEMİ

630

720

14

       Kaynak: Yem Sanayicileri Birliği

       Fiyatlara KDV dahil değildir, peşin fiyatlardır.

       Ağustos 2011-Ağustos 2012 dönemleri alınmıştır.