-Doğal afetleri değerlendirme toplantısı Malatya’da yapıldı
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:“Borçları ertelenen üreticilerimize yeni finansman
kaynakları yaratmak zorundayız”
-“Üreticimiz, üretimini sağlayabilmek için yeni krediyle, sıfır faizli krediyle buluşmak zorunda. Aksi takdirde üreticimizi tarlaya sokamayız"
-“Bir borç yapılandırması çıktı ama biz bunu yeterli görmüyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumu borçları var, elektrik borçları var. Sayaçları kapanan üreticilerimizin muhakkak suretle elektriklerinin açılmasını istiyoruz”
-“Bahçelerde yaptığımız tespitlere göre, kayısı üretimi yüzde 20'den başlayıp yüzde 90'a kadar zarar görecek gibi görünüyor”
-“Vali ve Büyükşehir Belediye Başkanlarımdan da bir talebim var. Her yerde söylüyorum. Tarım topraklarını imara açmayın.Tarım üstü açık bir fabrika, fabrikanın üzerine yapacağınız bir yapı bir fabrikanın kapanması demektir”
-“Tarımda örgütlenmeyi çok önemsiyorum. Ekonomik örgütler çok önemli ama doğal afetlerde bizi yalnız bırakmayın diyorum. Ziraat Odaları tek başına mücadele ediyor. Bütün paydaşlarımızla birlikte hareket etmeliyiz”
-“Soma'daki maden faciasında yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Kurtarılmayı bekleyen işçi kardeşlerimizin de Cenab-ı Allah yardımcısı olur, devletimiz onları inşallah kurtarma imkanı bulur. Cenab-ı Allah böyle faciaları bir daha yaşatmasın”
Malatya – 14.05.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, büyük bir afetle karşı karşıya olduklarını bildirerek, “borçları ertelenen üreticilere yeni finansman kaynakları yaratmak zorundayız” dedi.
Bayraktar, Malatya Büyükşehir Belediyesi Konferans Salonu'nda düzenlenen "Doğal Afetleri Değerlendirme Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, Soma'daki maden faciasında yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileyerek, "Kurtarılmayı bekleyen işçi kardeşlerimizin de Cenab-ı Allah yardımcısı olur, devletimiz onları inşallah kurtarma imkanı bulur. Cenab-ı Allah böyle faciaları bir daha yaşatmasın" diye konuştu.
Yurt çapında yaşanan kuraklığa değinen Bayraktar, Ekim-Şubat döneminin kurak geçtiğini belirterek, şunları söyledi:
"2013 yılında üretim iyi oldu. Hatta pazarlama sıkıntısı çekildi. Bize yardımcı olun talepleri geliyordu. Mart ayında bir miktar yağış aldık, Nisan ayı yağış ortalaması bir önceki yıla göre yüzde 27,5 düştü. Tabii durum böyle olunca başta hububat olmak üzere pancarda, ayçiçeğinde ve bazı ürünlerde fevkalade sıkıntı yaşadık. Sonra Mart ayında görülmeyen fırtına ve dolu üst üste geldi.
Ardından don afeti yaşandı. Maalesef çiçek açan meyvelerimizin hepsi yandı, bununla da kalmadı, onun arkasından fırtına, dolu ve bazı bölgelerimizde bazı ürünlerimiz bundan fevkalade zarar gördü. Genel olarak baktığımızda kayısımız, Antep fıstığımız, cevizimiz, narenciyemiz, kirazımız, bağlarımız büyük zarar gördü."
Malatya, Isparta, Mersin, Kahramanmaraş, Aksaray, Ankara, Kırıkkale, Konya, Nevşehir, Niğde, Yozgat, Kayseri, Elazığ, Erzincan, Iğdır, Afyonkarahisar ve Karabük'te kayısı üretildiğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
"Kayısı üretim rakamlarına baktığımızda, bahçelerde yaptığımız tespitlere göre, kayısı üretimi yüzde 20'den başlayıp yüzde 90'a kadar zarar görecek gibi görünüyor. 780 bin ton civarında kayısı üretiyoruz, yarıdan fazlası Malatya ilimizde üretiliyor. Kuru kayısı ticaretinin yüzde 75'ini ülkemiz yapıyor ve bunun yüzde 90'ını da Malatya gerçekleştiriyor. 314 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz, döviz elde ediyoruz. Tabii bu rakamları verdiğimde olayın vehameti çok daha iyi anlaşılıyor. Bu sadece bize zarar veren bir afet değil. Bundan sanayici de tüccar da esnaf da etkilenecek. Çiftçiye verilecek destek onlar için de can suyu olacak."
- "Üreticimiz, sıfır faizli krediyle buluşmak zorunda"-
Üreticilerin, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlarının yapılandırılmasını talep ettiğini dile getiren Bayraktar, "Bir borç yapılandırması çıktı ama biz bunu yeterli görmüyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumu borçları var, elektrik borçları var. Sayaçları kapanan üreticilerimizin muhakkak suretle elektriklerinin açılmasını istiyoruz. Çok daha önemli olan; borçları ertelenen üreticilerimize yeni finansman kaynakları yaratmak zorundayız. Yani üreticimiz, üretimini sağlayabilmek için yeni krediyle, sıfır faizli krediyle buluşmak zorunda. Aksi takdirde üreticimizi tarlaya sokamayız" diye konuştu.
-Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda emeği geçenlere teşekkür-
Bayraktar, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nda değişiklikler yapıldığını hatırlatarak, "Bununla beraber şimdi Toprak Kullanma Kanunu ve Miras Hukuku da değişecek. Arazilerin parçalanmasının önüne geçiyoruz. Bu, sürdürülebilir bir durum değildi. Bu, tarım sektöründe tarihi bir kanundur. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" dedi.
Hedeflerinin büyük olduğunu belirten Bayraktar, yapısal sorunlar çözüldüğünde, gerekli tedbirleri aldıklarında ve çiftçilerin moralini yükselttiklerinde yine daha yüksek hedeflere ulaşacaklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Hedefimiz, 8-10 sene sonra 150 milyar dolarlık tarımsal hasılaya sahip olmak, 50 milyon turisti beslemek, 40 milyar dolarlık ihracat yapmak, 80 milyonun üzerindeki nüfusumuzu beslemek. Hedefimizi küçük gösteremeyiz. Türkiye'nin potansiyeli bu hedefe uygun. Bu hedefe ulaşma noktasında tüm paydaşlara görev düşüyor. Allah bu yolda yardımcımız olsun."
Bayraktar, oda başkanlarından, illerindeki sorunları özet olarak Bakanlık temsilcilerine aktarmalarını rica ederek, “Sorunlar bilinsin ki çözümünü de bulalım” dedi.
Bu dönemde fındıkta, ette, kayısıda ithalat söylemlerinin fevkalade yanlış olduğunu vurgulayan Bayraktar, “biz insanlarımızın moralini düzeltmeye çalışırken, ithalat lobilerinin bizlerin morallerini bozmaya çalışması doğru değil. Bir an evvel bundan vazgeçsinler. Üreticilerimizin morallerini bozmasınlar” diye konuştu.
-“Sulama yatırımlarının bir an evvel bitirilmesi gerekir”-
Sulama yatırımlarının bir an evvel bitirilmesi, 3 milyon hektara yakın bir alanın sulamaya açılması, DAP, KOP, GAP gibi projelerin, illerdeki barajların tamamlanması gerektiğini bildiren Bayraktar, şöyle dedi:
“Suyun tasarruflu kullanılması gerekiyor. Bu yatırımların bitmesi yetmez, basınçlı sulama sistemlerine geçilmesi çok daha önemli. Şanlıurfa’da su, zenginlik yaratacağına, fazla su kullanılmasından dolayı çoraklaşma olmuş fakirlik yaratmış. Vali ve Büyükşehir Belediye Başkanlarımdan da bir talebim var. Her yerde söylüyorum. Tarım topraklarını imara açmayın. Tarım üstü açık bir fabrika, fabrikanın üzerine yapacağınız bir yapı bir fabrikanın kapanması demektir.
Tarımda örgütlenmeyi çok önemsiyorum. Ekonomik örgütler çok önemli ama doğal afetlerde bizi yalnız bırakmayın diyorum. Ziraat Odaları tek başına mücadele ediyor. Bütün paydaşlarımızla birlikte hareket etmeliyiz.”
-Dondan zarar gören kayısı bahçesinde inceleme-
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, TARSİM Genel Müdürü Bülent Bora, Bitkisel Üretim Genel Müdürü Mevlüt Gümüş, TZOB Yönetim Kurulu üyeleri, Ziraat Odası başkanları Malatya’da Kayısı Araştırma İstasyonu Müdürlüğü’nü ziyaret edip, dondan zarar gören bir bahçede incelemelerde bulundu.
Bayraktar, burada basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Malatya’da son 50-60 yılın en büyük felaketinin yaşandığını, yüzde 90’a varan kaybın olduğunu bildirdi. Kayısıdaki don zararından yalnız çiftçinin değil, esnafın, tüccarın, ekmek yiyen binlerce insanın zarar göreceğini belirten Bayraktar, şunları söyledi:
“Zarar büyük. Bunu iyi anlatmamız lazım. Başbakanlığa, Hazine’den sorumlu Başbakan Yardımcılığı’na, Maliye Bakanlığı’na, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na raporları sunacağız. Çiftçimizin yarasını sarmamız lazım. Bu sadece çiftçimize değil, esnafa da tüccara da cansuyu vermek demek. Borçlar ertelendi ama başka talepler de var. Çiftçimiz elektrik borçlarının ertelenmesini, kapanan sayaçların açılmasını, borçların yapılandırılmasını istiyor.”
-Vali Vasip Şahin-
Malatya Valisi Vasip Şahin, böyle bir toplantının Malatya’da düzenlenmesinin kendileri için bir şans olduğunu söyledi. Kayısının Malatya’nın can damarı olduğunu, sadece çiftçiyi değil, bütün kesimleri etkileyeceğini belirten Şahin, afetlerin yaşanmaması için değişik tedbirlere başvurmak gerektiğini, desteklerin hiç de asımsanmayacak miktarlara ulaştığını, yeni destekleyici imkanların da sunulması gerektiğini bildirdi.
-Büyükşehir Belediye Başkanı Çakır-
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Çakır, Türkiye genelinde yaşanan don felaketinden en fazla Malatya’nın etkilendiğini, belki kayısı tarihinde görülmeyen bir zarar yaşandığını bildirdi. Kayısıda görülen don zararının Malatya’daki herkesi, her kademeyi etkileyeceğini, istihdamda büyük kayba yol açacağını belirten Çakır, “Ticari döngüde 1 milyar liralık kayıp olacak. Sadece kayısı değil diğer meyveler de olumsuz etkilendi. Sigortanın çok iyi değerlendirilmesi lazım” dedi. Çakır, son 5 yıldır 1 metrekare tarım alanını daha imara açmadıklarını, tarım alanlarını imara açmayı ihanet olarak gördüklerini, bundan sonraki süreçte de aynı hassasiyeti göstereceklerini vurguladı.
-Bitkisel Üretim Genel Müdürü Gümüş-
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürü Mevlüt Gümüş, afetlerle ilgili değerlendirmelerin devam ettiğini, yerinde yapılan incelemelerle sonucu netleştireceklerini bildirdi. Gümüş, herkesin suyu tasarruflu kullanması, çiftçinin basınçlı sulamaya geçmesi için devletin destek verdiğini belirtti.
-TARSİM Genel Müdürü Bora-
TARSİM Genel Müdürü Bülent Bora, kayısıda en yüksek hasar ödemesinin yüzde 48 olduğunu, poliçe sayısı artıkça bu oranın artacağını, sigortanın bir maliyet olarak görülmemesi gerektiğini bildirdi. Tek kaynaklarının primler olduğunu, sigortadan kaçmanın doğru bir yaklaşım olmadığını belirten Bora, “hedefimiz 2090 sayılı kanuna çiftçilerimizi mahkum etmemek” dedi.
-Oda başkanlarının konuşmaları-
Malatya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı ve Yazıhan Ziraat Odası Başkanı Yunus Kılıç, Malatya’da 40 bin çiftçinin, 8 milyon ağacıyla dünya kuru kayısı ihtiyacının yüzde 80’ini karşıladığını, çiftçinin emeğinin yok olmaması için lisanslı depoculuğun geliştirilmesi gerektiğini kaydetti. Sulanan alanların yüzde 80’inde dikili kayısıda yüzde 100’e varan kayıp yaşandığını belirten Kılıç, şunları söyledi:
“Kayısı içinde alan bazında destek verilmeli. Yaşlanmış verimsiz ağaçlar sökülmeli, çiftçi alternatif ürünlere yönlendirilmeli. TARSİM ağır bir yük getiriyor. Ürün olduğunda primin tamamı tahsil edilirken, olmadığında muafiyet gibi şartlar öne sürülerek zararın ancak yüzde 50’si karşılanıyor.”
Kahramanmaraş Ziraat Odaları adına konuşan Elbistan Ziraat Odası Başkanı Mehmet Ali Bulut, Türkiye’nin küçük bir parçası olan Kahramanmaraş’ın Doğu Anadolu, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin iklimini yaşadığını, bunun bitkisel ürün yapısına da etki ettiğini belirtti. Bulut, ceviz, elma, bağ ve kayısı da hasar görüldüğünü, birlik olunması gerektiğini, iç tüketimin yetersiz kaldığını, devletin iç tüketimin artması için çalışması gerektiğini bildirdi.
Adana Ziraat Odaları adına konuşan Seyhan Ziraat Odası Başkanı Süleyman Girmen, Adana’da son 30 yılın en düşük rekoltesini beklediklerini, örtü altı üretimi yapan çiftçilerin büyük hasara uğradığını belirtti. Yaşanan kuraklık, ardından don, dolu, fırtınadan narenciye, kayısı, kiraz üreticilerinin ciddi kayıplarla karşılaşacağını vurgulayan Girmen, “kredi borçları faizsiz ertelenmeli, tarım potansiyeli bu kadar yüksek bir ülkede akla gelebilecek en son çare ithalat olmalı” dedi.
Elazığ Ziraat Odaları adına konuşan Baskil Ziraat Odası Başkanı Faruk Çetin, yürürlükteki tarım sigortaları sisteminin çiftçiyi tatmin etmediğini, primlerin yüksek ama hasar ödemelerinin düşük olduğunu söyledi. Her nedense çiftçilere yönelik bir güvensizlik olduğunu bildiren Çetin, şunları söyledi:
“Biz bu toplumun ekmeğini ve aşını üretiyoruz. Toprağa alın teri akıtıyoruz. Kimsenin de rakibi değiliz. Makine desteği var ama çiftçi yararlanıyor mu diye bakmak lazım. Burada pat pat diye pancar motoru olarak kullanılarak yapılan bir taşıt var. Normalde 4-5 bin liraya alıyorduk. Devlet desteği ile alınınca 12-13 bin liraya çıktı. Ne oldu da çıktı. Adama sorarlar ne özellik kazandırdın da bu fiyat bu kadar arttı. Elektrik idaresi ile sorunumuz var. Çiftçi her ay para kazanmıyor ki, yılda bir kere hasat sonrası kazanıyor. 2 ayda bir fatura geliyor. Kredide de sorun var. Kefil istiyorlar götürüyorsun yetmiyor eşini de getir o da imza atacak diyorlar.”
Hatay Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı, Hatay Ziraat Odası Başkanı Abdulhay Denizli, Hatay’ın geçen yıl bir afete uğradığını, Suriye olayının kendilerini felç ettiğini, çiftçinin mağdur olduğunu bildirdi. Pamuk fiyatı yerinde sayarken mazotun fiyatının 5 liraya yaklaştığını belirten Denizli, “benim ürünümün hakkını verin,hibeyi, desteği almış olurum. Hatay’da tam tarımsal sulama yapılırken baraj suyunun kesilmesi doğru değil. Kesilecekse kış aylarında kesilmeli.Kuyulardan su çekerek sulama yapmaya çalışıyoruz” dedi.
Gaziantep Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı, Nizip Ziraat Odası Başkanı Sıddık Durmaz, Gaziantep’te Antep fıstığında yüzde 50, hububatta yüzde 80-90 kayıp yaşandığını, erik, nar, ceviz, kayısı ve bağlarda da büyük zarar olduğunu belirtti.
Durmaz, Ziraat Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri’ne olan borçların faizsiz ertelenmesi, bir defaya mahsus ek kredi açılması, TARSİM’de çiftçi lehine uygulamaların başlatılması, girdi maliyetlerinin mazot, gübre, tohum ve ilaçta KDV oranlarının indirilmesi yoluyla düşürülmesi, Antep fıstığı ve cevize de alan bazlı destek verilmesi gerektiğini bildirdi.
Osmaniye Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı, Kadirli Ziraat Odası Başkanı Hanifi İspir, tarım politikalarını oluşturanların, elini taşın altına koyması gerektiğini, böyle olması durumunda, 3 gün anlatılsa bitmeyecek çiftçi meselelerinin çözümünün bu kadar sürmeyeceğini söyledi. Mısırın 5 yıldır 57 kuruş olduğunu, mazotun bu sürede 2 liradan 5 liraya çıktığını bildiren İspir, “gübre, tohum aracıları, ben onlara tefeci diyorum yüzde 30-40 faiz koyuyorlar” dedi.
İspir, Osmaniye’de buğday ve hububatta zararın büyük olduğunu bildirdi.
Adıyaman Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı, Adıyaman Ziraat Odası Başkanı Kemal Şahin, Nisan ayı başındaki yağışların özellikle hububata çok iyi geldiğini, hububatta rekoltenin artabileceğini ama meyve bahçelerinde sorun olduğunu bildirdi. Meyvede yüzde 25-50 oranında zarar olduğunu bildiren Şahin, “TARSİM doluda ihbardan 15 gün sonra eksper sahaya geliyor. Çiftçinin geriye dönük borçlarında sorunlar var. Bu sorunların çözülmesi” dedi.
Kilis Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı, Kilis Ziraat Odası Başkan Vekili, ilde kuraklık ve don hasarı görüldüğünü, bağcılık ve zeytinde yüzde 60, meyvede yüzde 40 zarar meydana geldiğini bildirerek, “Suriye’den göç edenlerle ekmeğimizi paylaştık. Nüfusumuz yüzde 100 arttı. Sınır geçişleri sınır arazilerimize büyük zarar verdi. Hububatta kaybımız yüzde 55-60 kayıp var. 2090 sayılı kanun değiştirilmeli, SGK, elektrik borçları ertelenmeli” dedi.