-TZOB
Genel Başkanı Bayraktar:
-“Yarın gece balıkçılarımız ‘vira bismillah’ diyerek denize açılacaklar. Bütün balıkçılarımıza ürünü bol, bereketli bir sezon diliyorum”
-“Balıkçılığımızın geleceği açık denizlerdedir. Kıyılarımızda av baskısı sona erdirilmeli, açık deniz balıkçılığı desteklenmelidir”
-“2017 yılında 5,6 milyar liralık üretim değerine ulaşan su ürünleri sektörümüz, ülke potansiyeli göz önüne alındığında çok daha büyük seviyelere çıkabilir”
-“Balıkçılığımızın
geleceğinin kararmaması için sürdürülebilir avcılık yapılmalıdır”
-“Sektörde katma değeri artırmanın yolu, ürünlere
yönelik dondurma, tuzlama, konserve ve paketleme ünitesi içeren işleme
tesislerinin kurulmasından geçer”
Ankara - 30.08.2018 - Türkiye Ziraat Odaları
Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, denizlerde av yasağının yarın
gece (1 Eylül) itibarıyla sona ereceğini bildirerek, “yarın gece balıkçılarımız
‘vira bismillah’ diyerek denize açılacaklar. Bütün balıkçılarımıza ürünü bol,
bereketli bir sezon diliyorum” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, üç tarafı
denizlerle çevrili, 8 bin 333 kilometre kıyı şeridine sahip olan Türkiye’nin
büyük su ürünleri potansiyeli bulunduğunu belirtti. Su ürünleri avcılığında 2017’de ilk sırayı yüzde 49’luk payla Doğu
Karadeniz Bölgesinin aldığı, bu bölgeyi yüzde 24,2 ile Batı Karadeniz, yüzde
14,8 ile Ege, yüzde 7,7 ile Marmara ve yüzde 4,3 ile Akdeniz bölgelerinin
izlediği bilgisini veren Bayraktar, ülkenin Karadeniz, Akdeniz, Ege
denizlerine kıyısı bulunduğunu, Marmara
gibi bir iç denizi olduğunu, bu potansiyelin iyi bir şekilde değerlendirilmesi
gerektiğini vurguladı.
-“Kıyılar
aşırı av baskısı altında”-
Avcılıktaki sorunun kıyı avcılığına
dayanması olduğuna dikkati çeken Bayraktar, “kıyılar aşırı av baskısı
altındadır. Yeterli altyapı oluşturulamadığı için açık deniz balıkçılığı
yeterince yapılamamaktadır. Oysa balıkçılığımızın geleceği açık denizlerdedir.
Kıyılarımızda av baskısı sona erdirilmeli, açık deniz balıkçılığı desteklenmelidir”
dedi.
-Üretim
ve sürdürülebilir avcılık-
Su ürünleri üretiminin 2017’de yüzde 7,2
büyümeyle 589 bin tondan 631 bin tona yükseldiği bilgisini veren Bayraktar, yine
de 2015’deki 672 bin tonluk üretim rakamına ulaşılamadığına dikkati çekti.
Üretimin yüzde 42,8’ini deniz balıkları, yüzde 8,3’ünü diğer deniz ürünleri, yüzde 5,1’ini iç su ürünleri ve yüzde
43,8’ini ise yetiştiricilik ürünlerinin oluşturduğunu belirten Bayraktar,
şunları kaydetti:
“2017 yılında 5,6 milyar liralık üretim
değerine ulaşan su ürünleri sektörümüz, ülke potansiyeli göz önüne alındığında
çok daha büyük seviyelere çıkabilir.
Balıkçılığımızın
geleceğinin kararmaması için sürdürülebilir avcılık yapılmalıdır.
Sürdürülebilir su ürünleri üretimi,
ülkemizde ana politika olmalı ve bu politika çerçevesinde gerekli stratejiler
ile kısa, orta ve uzun vadeli eylem planları ve hedefler belirlenmelidir.
Stokları koruyucu ve geliştirici yönde
gerekli çalışmaların ve araştırmaların yapılması ve koruma kontrol
çalışmalarının artırılmasına öncelik verilmelidir.
-“Balıkçılıkta
arz-talep dengesi oluşturulmalı”-
Balıkçılıkta
arz-talep dengesi oluşturulmalıdır.
Ülkemizde, dünya
ortalamasının altında kalan kişi başı su ürünleri tüketiminin artırılması için çalışmalar
yapılmalıdır.
Kaynakların rasyonel kullanılabilmesi için
su ürünleri eğitim merkezleri kurulmalı, Ar-Ge çalışmaları desteklenmelidir.
Su ürünleri sektöründe örgütlenme yapısı
güçlendirilmelidir.
Sektörde katma değeri artırmanın yolu, ürünlere
yönelik dondurma, tuzlama, konserve ve paketleme ünitesi içeren işleme
tesislerinin kurulmasından geçer. Bu tesislerin kurulması desteklenmelidir.”
Bayraktar, hayvansal protein temininde
önemli yeri olan su ürünlerini sofralarımıza taşıyan balıkçıların avla ilgili
kurallara titizlikle uymasının büyük önem taşıdığını, Tarım ve Orman
Bakanlığımızın su ürünleri avcılığı konusunda yaptığı denetim çalışmaları,
avlanma zaman ve yer yasakları, avlanacak balık boylarıyla ilgili uygulanan
standartların sektör için faydalı olduğunu bildirdi.