-Denizlerde
av yasağı bu gece sona erecek…
-TZOB
Genel Başkanı Bayraktar:
-“Bu
gece balıkçılarımız ‘vira bismillah’ diyerek denize açılacaklar. Bütün
balıkçılarımıza ürünü bol, bereketli bir sezon diliyorum”
-“Türkiye’nin
üç tarafı denizlerle çevrili, 4 denize kıyı, Anadolu ve Trakya
gibi iki yarımadadan oluşan müstesna bir ülke... 8 bin 333
kilometre
kıyı şeridiyle dünya ülkeleri arasında ilk sıralarda.Bu büyük potansiyel
değerlendirilmelidir”
-“Ülkemizde
su ürünleri avcılığı kıyı balıkçılığına dayanıyor.Yeterli altyapı
oluşturulmalı, açık deniz balıkçılığı teşvik edilmeli, kıyı sularımızdakiav
baskısı hafifletilmelidir”
-“2017
yılı tarım desteklerinde yer alan ve ilk kez uygulanmaya başlayan
geleneksel kıyı balıkçılığı desteklemesi de önemli bir
gelişmedir”
-“Sürdürülebilir
su ürünleri üretimi ülkemizde ana politika olmalı ve bu
politika çerçevesinde gerekli stratejiler ile kısa, orta ve uzun vadeli
eylem planları ve hedefler belirlenmelidir”
-“Üretim
değeri 4,5 milyar liraya yaklaşan su ürünleri sektörü, potansiyelini
sürdürülebilir bir şekilde kullanır, açık deniz balıkçılığına ağırlık
verilirse, ülkemize çok daha büyük katkı sağlayabilir”
Ankara – 31.08.2017 – Türkiye Ziraat Odaları
Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 15 Nisan’da başlayan denizlerde
av yasağının bu gece sona ereceğini bildirerek, “bu gece balıkçılarımız ‘vira
bismillah’ diyerek denize açılacaklar. Bütün balıkçılarımıza ürün bol,
bereketli bir sezon diliyorum” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2016 yılında
yüzde 12,4 azalışla 672 bin 241 tondan, 588 bin 715 tona gerileyen su ürünleri
üretiminin bu sezon telafi edilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’nin üç tarafı
denizlerle çevrili, 4 denize kıyı, Anadolu ve Trakya gibi iki yarımadadan
oluşan müstesna bir ülke olduğu, 8 bin 333 kilometre kıyı şeridiyle dünya
ülkeleri arasında ilk sıralarda bulunduğu bilgisini veren Bayraktar, bu büyük
potansiyelin değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Balık avcılığının, çok eski zamanlardan beri
kullanılan bir gıda temin yöntemi ve aynı zamanda önemli bir geçim kaynağı
olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“2011’de 703 bin 545 ton olan su ürünleri
üretimimiz, 2012’de 644 bin 852 tona, 2013’de 607 bin 515 tona ve 2014’te ise
537 bin 345 tona gerilemiştir. Su
ürünleri üretimimiz, 2015’de bir önceki yıla göre yüzde 25,1 oranında artarak,
672 bin 241 tona yükselmiştir. 2016’da bir önceki yıla göre yüzde 12,4 oranında
azalan üretim,yeniden 600 bin tonun altına, 588 bin 715 tona inmiştir.
2016’da toplam su
ürünleri üretimimizin yüzde 51,2’sini deniz ürünleri, yüzde 5,8’sini tatlı su
ürünleri ve yüzde 43’ünü yetiştiricilik ürünleri oluşturmaktadır.
Bölgeler bazında baktığımızda, 2016 yılı su
ürünleri avcılığında ilk sırayı yüzde 40,7’lik payla Doğu Karadeniz Bölgesi
aldı. Doğu Karadeniz bölgesini yüzde 33,3 ile Batı Karadeniz, yüzde 11,5 ile
Ege, yüzde 10,6 ile Marmara ve yüzde 3,9 ile Akdeniz Bölgesi izlemektedir.”
Türkiye’deki su ürünleri avcılığının kıyı
balıkçılığına dayandığını bildiren Bayraktar, “yeterlialtyapı oluşturulmalı,
açık deniz balıkçılığı teşvik edilmeli, kıyısularımızdaki av baskısı
hafifletilmelidir. Sektörde üretim değeri, 3 milyar 239 milyon lirası
yetiştiricilik ürünleri, 1 milyar 115 milyon lirası deniz avcılığı ürünleri,
117 milyon lirası iç su ürünleri olmak üzere 4 milyar 471 milyon lirayı
buluyor. Üretim değeri 4,5 milyar liraya
yaklaşan su ürünleri sektörü,potansiyelini sürdürülebilir bir şekilde kullanır,
açık deniz balıkçılığınaağırlık verilirse, ülkemize çok daha büyük katkı
sağlayabilir” dedi.
-Yapılması
gerekenler-
Sektörün geleceği açısından sürdürülebilir
avcılığın sağlanması şart olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“Bu amaçla stokları koruyucu ve geliştirici
yönde gerekli çalışmaların ve araştırmaların yapılması ve koruma kontrol
çalışmalarının artırılmasına öncelik verilmelidir.
Hayvansal protein temininde önemli yeri olan
su ürünlerini sofralarımıza taşıyan balıkçılarımızın av yasaklarına titizlikle
uyması büyük önem taşımaktadır.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının su
ürünleri avcılığı konusunda yaptığı denetim çalışmaları ve avlanma zaman ve yer
yasakları, avlanacak balık boylarıyla ilgili uygulanan standartlar sektör için
faydalıdır. Tarım Bakanlığı,10 metre ve üzerindeki balıkçı gemilerini kendi
isteğiyle avcılıktan çıkaranları desteklemektedir. 10 metre ile 46 metre ve
üzeri gemiler için 10 bin ila 45 bin lira arasında verilen destekle balıkçı
gemilerinin avcılıktan çıkması kıyılarımızdaki av baskısı azalmaktadır. Bu
uygulama balık stokların korunmasına katkı sağlanmaktadır.
Tarım Bakanlığının 2016 yılında Balıkçı
Gemilerini İzleme Sistemini oluşturması su ürünleri sektörü için önemli bir
gelişme olmuştur. Yine 2017 yılı tarım desteklerinde yer alan ve ilk kez
uygulanmaya başlayan geleneksel kıyı balıkçılığı desteklemesi de önemli bir
gelişmedir. Bu destekle geleneksel kıyı balıkçılığı devamlılığının sağlanması
ve bakanlıkça belirlenen verilerin toplanması, kayıt altına alınması
karşılığında; iç sularda faaliyet gösteren balıkçı gemilerinin tamamı ile
denizlerde faaliyet gösteren 10 metreden küçük boylardaki balıkçı gemilerine
destek verilecektir.
Sürdürülebilir su ürünleri üretimi ülkemizde
ana politika olmalı ve bu politika çerçevesinde gerekli stratejiler ile kısa,
orta ve uzun vadeli eylem planları ve hedefler belirlenmelidir.
Kaynakların rasyonel kullanılabilmesi için
su ürünleri eğitim merkezleri kurularak, eğitimler yapılmalı ve Ar-Ge
çalışmaları desteklenmelidir.
Su ürünleri sektöründe örgütlenme yapısı
mutlaka güçlendirilmelidir.
Balıkçılıkta arz-talep dengesi oluşturularak,
sürdürülebilir balıkçılığın sağlanması gereklidir. Ülkemizde kişi başı su
ürünleri tüketimi dünya ortalamasının altındadır. Bunun artırılması için
tedbirlerin alınması gerekmektedir.
Balıkçılık sektöründeki ürünlere yönelik
dondurma, tuzlama, konserve ve paketleme ünitesi içeren işleme tesislerinin
kurulması ekonomik anlamda sektöre katkı sağlayacaktır.”