-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:“Ciddi bir kuraklık tehlikesiyle karşı karşıyayız”
-“2013 Ekim-Aralık döneminde yağışlar, 2012 yılının aynı dönemine göre yüzde 41,2 azaldı”
-“ En fazla yağış azalması yüzde 49,4 ile İç Anadolu ve yüzde 47,7 ile Akdeniz bölgelerinde oldu”
-“Aralık ayında Ege Bölgesi’ndeki yağış azalması yüzde 84,5’e çıktı”
-“Hububat ekiminin yoğun olarak yapıldığı bu bölgelerde yağışların azalması sıkıntı oluşturmaktadır”
-“Bu aylardan itibaren yağışların ve sıcaklık değerlerinin normallerin üzerinde gerçekleşmesi durumunda kuraklık
riski azalacaktır”
Ankara – 11.01.2014 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Yönetim Kurulu Başkanı Şemsi Bayraktar, yağışların her bölgede 2012 yılının altında kaldığını, ülkenin ciddi bir kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu bildirerek, “2013 Ekim-Aralık döneminde yağışlar, 2012 yılının aynı dönemine göre yüzde 41,2 azaldı” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, çiftçilerimizin yoğun emek vererek yetiştirdikleri ürünlerin her yıl çeşitli afetlere maruz kaldığını ve kayıplar yaşadığını belirtti. Şemsi Bayraktar, bu kayıpların asgari düzeyde olması ve çiftçilerimizin yaşadıkları afetlerden en az düzeyde etkilenmesi amacıyla, her tarım yılının başından itibaren iklim koşulları ve bitki gelişimlerinin Türkiye Ziraat Odaları Birliği tarafından takip edildiğini ve yaşanması muhtemel risklerle ilgili çiftçilerimize uyarılar yapıldığını hatırlattı.
-2012’de 3 aylık yağış 270,5 mm, 2013 yılında 159,1 mm-
Devlet Meteoroloji İşleri (DMİ) Genel Müdürlüğü verilerine göre, Türkiye’de yeni tarım yılının başladığı 2013 yılının Ekim ayı ile Kasım ve Aralık aylarında toplam yağışların normalden ve geçen yılki yağışlardan az olduğu bilgisini veren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Türkiye’de 2013 Ekim, Kasım, Aralık aylarından, 3 aylık dönemde toplam yağış ortalaması 159,1 milimetre (mm) oldu. Normalde 228,5 mm olurdu. 2012 yılının aynı döneminde ise 270,5 mm düzeyinde gerçekleşti. 2013 Ekim-Aralık döneminde yağışlar, geçen yıla göre yüzde 41,2, normal yıllara göre yüzde 30,4 azaldı. En fazla yağış azalması yüzde 49,4 ile İç Anadolu ve yüzde 47,7 ile Akdeniz bölgelerinde oldu.
Bu iki bölgeyi yüzde 45,9 ile Doğu Anadolu, yüzde 30,4 ile Güneydoğu Anadolu, yüzde 25,7 ile Marmara, yüzde 18,8 oran ile Ege, yüzde 11,8 oran ile Karadeniz bölgeleri takip etti.
2013 Ekim ve Kasım aylarında yağışlar zaten normallerin altında gerçekleşmişti. 2013 Aralık ayında da, şu ana kadar da beklediğimiz yağışlar görülmedi. Kış kuraklığı yaşıyoruz. Aralık ayı yağışlarına bakıldığında en fazla yağış azalması, Ekim ve Kasım aylarında diğer bölgelere göre en fazla yağış alan Ege Bölgesinde görüldü. 2013 Aralık ayında Ege Bölgesi’ndeki yağış azalması yüzde 84,5’e çıktı. Bu bölgeyi yüzde 76,7 ile İç Anadolu, yüzde 67,5 ile Marmara, yüzde 65 ile Akdeniz, yüzde 53,5 ile Doğu Anadolu, yüzde 24,1 ile Güneydoğu Anadolu bölgeleri izledi.”
-En fazla etkilenen bölgeler-
Bayraktar, kış aylarında beklenen yağışların gerçekleşmemesinin tüm bölgeleri olumsuz etkilenmekle birlikte Doğu Anadolu, Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinin orta ve doğusu, İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeyi ve batısı, Akdeniz Bölgesi’nin orta ve doğusunun daha fazla etkilendiğini belirtti.
2013-2014 yılı tarımsal üretim ve pazarlama döneminin Ekim ayı itibariyle başladığını, bu tarihten itibaren başta kışlık hububat olmak üzere, bazı baklagiller, kanola ve bazı sebzelerin ekimlerinin tamamlandığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Hububat ekiminin yoğun olarak yapıldığı bu bölgelerde yağışların azalması sıkıntı oluşturmaktadır. Hububat ekilişinin ardından 2013 Kasım ve Aralık aylarında beklediği yağışı alamayan üreticiler yağış beklemektedir.
Ziraat Odalarımızdan alınan bilgilere göre, hububat ekiminin yapıldığı tarım alanlarında beklenen yağışın gerçekleşmemesi nedeniyle bazı alanlarda çıkışların olmadığı, bu nedenle tohumlarda çürüme riski oluştuğu, bazı alanlarda çıkışların zayıf olduğu, çıkışı gerçekleşen bazı alanlarda da yağış yetersizliği nedeniyle kurumaların oluştuğu bilinmektedir.
2013/2014 yılı rekoltenin nasıl gerçekleşeceği, kullanılan tohumluğun kalitesinden, kullanılan gübre, gerçekleştirilen zirai mücadele, hasada kadar yağan yağışlar, sulama imkanları gibi çok çeşitli faktörlere bağlıdır.”
-“Rekolteye yönelik tahminleri bugünden yapmak zor”-
Bayraktar, 2014 yılında muhtemel bir kuraklık yaşanma riski ve tarım ürünleri rekoltelerinin nasıl gerçekleşeceğine yönelik tahminleri bugünden yapmanın zor olduğuna dikkati çekti. Bu yıl kuraklık yaşanması ve tarım ürünlerinde rekoltenin nasıl etkileneceğinin, bu aylardan itibaren gerçekleşecek yağışlara ve sıcaklık değerlerine bağlı olduğunu bildiren Bayraktar, bundan sonra yağışların ve sıcaklık değerlerinin normallerin üzerinde gerçekleşmesi durumunda kuraklık riskinin azalacağını belirtti.
Dünyada ve Türkiye’de iklim değişikliği nedeniyle su döngüsündeki ve sıcaklıklardaki değişiklikler ile olası mevsimsel kaymaların son yıllarda tarım sektörünü daha fazla etkilediğine dikkati çeken Bayraktar, dünyada bazı ülkelerde yaşanan kuraklığın yıldan yıla değiştiğini, bir takım tarım ürünlerinin üretim ve fiyatlarında dalgalanmalara neden olduğunu belirtti. Bayraktar, özellikle ihracatçı ülkelerde yaşanan kuraklığın dünya ürün fiyatlarında artışa neden olduğunu bildirdi. Geleceğe yönelik üretim hedeflerinin bugünden belirlenmesi ve tarım ürünlerinde ithalata olan ihtiyacı azaltmaya yönelik tedbirler alınması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, “iklim değişiklerinin olumsuz etkilerinden asgari düzeyde etkilenmek için, doğal kaynakların verimli kullanımı da oldukça önemlidir” dedi.
-“Su potansiyeli tasarruflu ve etkin kullanılmalı”-
Bayraktar, özellikle Türkiye’nin su potansiyelinin tasarruflu ve etkin kullanımının sağlanması için alınması gereken tedbirleri şöyle sıraladı:
“Ülkemizde çoğunlukla yüzey sulama yapılmaktadır. Bu uygulamada su kaybı çok fazladır. Son yıllarda faizsiz kredi uygulamaları olmakla birlikte sistem maliyetinin yüksek olması, çiftçilerimizin basınçlı sulama sistemi kurmalarını engellemektedir. Kredi imkanından faydalanarak sulama sistemi kurabilen üreticilerimiz ise içinde bulundukları zor şartlar sonucunda taksitlerini ödemekte zorlanmaktadırlar. Bu nedenle su tasarrufu ve sulama maliyetinin düşürülmesi amacıyla basınçlı sulama sistemlerinin devlet tarafından kurulması sağlanmalıdır.
Yine, yağışlarla gelen ve yüzey akışı yoluyla akıp giden her damla suyu depolayacak yeni sulama gölet ve barajı yatırımlarının başlatılması ve devam edenlerin bir an önce tamamlanması sağlanmalıdır.
Yer altı sularının bilinçsizce ve aşırı bir şekilde tüketilmesi önlenmelidir. Yer altı su kaynaklarının çok azalması ve her yıl daha derinlere inilmesi, telafisi mümkün olmayan sıkıntılara yol açabilir.
Bu arada, AR-GE çalışmalarına gerekli destek verilmeli, kurak şartlara uyumlu çeşitlerin ve su tasarrufuna yönelik tekniklerin geliştirilmesi sağlanmalıdır.
Kuraklığa dayanıklı tohum kullanımı konusunda çiftçi eğitim ve yayım çalışmaları hızlandırılmalıdır.”
Bayraktar, bu tarım yılının verimli geçmesi için yağış almayan tüm bölgelerin en kısa zamanda yeterli yağış alarak, çiftçilerin bol kazanç sağladığı, kalite ve rekoltenin düşmediği bir yıl olarak tamamlanmasını beklediklerini bildirdi.