-CHP heyeti TZOB’u
ziyaret etti…
-TZOB Genel Başkanı
Bayraktar:
-“Tarımın sorunları sadece çiftçinin değil, bu ülkede yaşayan herkesin sorunudur”
-“Tarım sektörü eğer canlıysa, sorunları yoksa bu ülkede yaşayan insanlar mutlu, huzurlu olur. Tarım sektörünün problemleri varsa
insanlar mutlu değildir”
-“İnsanlarımızın mutlu ve huzurlu yaşayabilmesi için tarım sektörünün üretmesi lazım. Bu ülkede anahtar kelime üretmek, üretmek, üretmektir”
-CHP Genel Başkan
Yardımcısı Öztrak:
-“Türkiye Ziraat Odaları Birliğimizin Türkiye’nin en önemli
sivil toplum kuruluşlarından biri olduğu kanaatindeyim. Çok önemli bir
fonksiyonu var ve gerçekten de çiftçimizin meselelerine sahip çıkmakta her
zaman ön planda oldular”
-“Dünyanın her yerinde tarım destekleniyor. Dünyanın her yerinde tarıma dönük planlama faaliyetleri var”
Ankara
– 04.07.2019 - Türkiye
Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım sorunlarının
sadece çiftçinin değil, bu ülkede yaşayan herkesin sorunu olduğunu bildirerek,
“Tarım sektörü eğer canlıysa, sorunları yoksa bu ülkede yaşayan insanlar mutlu,
huzurlu olur. Tarım sektörünün problemleri varsa insanlar mutlu değildir. İnsanlarımızın
mutlu ve huzurlu yaşayabilmesi için tarım sektörünün üretmesi lazım. Bu ülkede
anahtar kelime üretmek, üretmek, üretmektir” dedi.
CHP’nin
Ekonomi Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik
Öztrak, Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, CHP Mersin Milletvekili Cengiz
Gökçel’den oluşan CHP heyeti, TZOB’u ziyaret etti.
TZOB
Genel Başkanı Bayraktar, görüşme sonrasında yaptığı açıklamada, tarım sektörünün önemli bir sektör olduğunu, çiftçinin
bu ülkede önemli şeyler yaptığını belirtti. Türk çiftçisinin 82 milyon nüfusu,
5 milyon mülteciyi, 40-45 milyon turisti beslediğini, 17-18 milyar dolarlık
ihracat yapılmasını, 5-6 milyon kişiyi istihdam ederek işsizlik rakamlarının 2
puan aşağıya düşmesini sağladığını bildiren Bayraktar, şunları söyledi:
“Bu
manada çiftçimiz çok önemli bir iş yapıyor. Bakın 5 milyon mülteciyi besliyor
ama bu coğrafyada komşularımızın başına gelen hadiseler bizim başımıza gelse ne
bizi besleyecek ülke, ne de toprak var. O bakımdan şehit kanlarıyla sulanmış bu
toprakların ve bu topraklar üzerinde üretim yapan değerli çiftçilerimizin
kıymetini ve kadrini bilmek zorundayız.”
-“Çiftçilerimiz 51 ilde
doğal afetlere maruz kaldı”-
Çiftçilerin
üretim yaparken, doğal afetlerle mücadele ettiğini vurgulayan Bayraktar, şöyle
devam etti:
“Mayıs
ve Haziran aylarında 51 vilayetimizde çiftçilerimiz doğal afetlere maruz kaldı.
Yağış, sel, don, hortum zaman zaman da kuraklık, tarım sektörünü ve bu sektörde
üretim yapan çiftçilerimizi fevkalade olumsuz etkiliyor.
Bunun
yanı sıra çiftçilerimiz bu ülkede yüksek maliyetlerle üretim yapıyorlar. Döviz
kurlarındaki oynamalara bağlı olarak girdi maliyetleri zaman zaman yükseliyor.
Gübrede, mazotta, ilaçta, tohumda, yemde ve diğer girdilerde maliyet artışlarıyla
karşı karşıya kalıyoruz.
Yapısal
sorunların da getirdiği ciddi bir maliyet artışı var.
Çiftçimiz
ekonomik örgütlenme eksikliğinden dolayı pazarlama sıkıntısı yaşıyor. Plansız
üretim yapıyor. Bütün bunlar üreticimize üretim aşamasında çok büyük sıkıntılar
veriyor. Ama bütün bunlara rağmen çiftçimiz inadına üretim yapmaya devam
ediyor. Bu manada muhakkak surette çiftçimizi tarlada tutmamız lazım. Bunu çok
önemsiyoruz.”
-“Türkiye, kullandığı
tarım potansiyelini yeterli göremez”-
Türkiye’nin
şu anda kullandığı tarım potansiyelini yeterli göremeyeceğini, kullandığı
potansiyeli artırmak zorunda olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları söyledi:
“Şunu
da iyi hesaplamamız lazım; dünyada 2050 yılına kadar gıda ihtiyacı yüzde 60
artacak. Bu çok önemli bir rakam. Dolayısıyla bu topraklar çok kıymetlenecek.
Bu toprakları kaybetmemiz, çiftçiyi topraktan uzaklaştırmamız, arazilerimizi de
korumamız, verimli arazilerimizi imara açmamamız gerekiyor. Verimli
arazilerimizi sürekli imara açarak kaybediyoruz. Gerçekten de bu topraklar, gelecek
nesillere bırakacağımız en kıymetli miras olacak. Bunu çok iyi değerlendirmeliyiz.
Sonradan ağlayacağız, üzüleceğiz ama maalesef para etmeyecek. Böyle bir konjonktürde
bizim hedefimiz tarımda 200 milyar dolarlık üretim değerine ulaşmak olmalıdır.
Bu potansiyel var mı? Var. Sektörü önemsediğimizde, önünü açtığımızda 40-50
milyar dolar ihracat yapan 200 milyar dolar civarında üretim değerine ulaşan
bir sektör mümkün mü? Elbette mümkün.”
-“Tarımın sorunları
yoksa insanlar huzurlu olur”-
Tarımın
sorunlarının sadece çiftçinin sorunlarının olmadığını, ülkenin, bu ülkede
yaşayan herkesin de sorunu olduğunun altını çizen Bayraktar, “tarım sektörü
eğer canlıysa, sorunları yoksa bu ülkede yaşayan insanlar mutlu, huzurlu olur.
Tarım sektörünün problemleri varsa insanlar mutlu değildir. Bir de tarım
sektörünün krizleri absorve eden bir yapısı vardır. Yani krizlerde insanlar
ucuz fiyatla gıdaya ulaşabiliyorsa krizleri absorve edersiniz. Çabuk
atlatırsınız. İnsanlarımızın mutlu ve huzurlu yaşayabilmesi için tarım sektörünün
üretmesi lazım. Bu ülkede anahtar kelime üretmek, üretmek, üretmektir”
ifadelerini kullandı.
Bayraktar, “Ana Muhalefet Partimizin gündemine tarımı koyması,
tarımı alması bizler için fevkalade önemli. Bugünde zaten ziyaretleriyle hem
Türkiye Ziraat Odaları Birliği’ne hem de 5 milyona yakın çiftçi üyemize kıymet
verdiklerini göstermişlerdir. Kendilerine teşekkür ediyorum” dedi.
-Öztrak, “Sadece
Türkiye’nin değil dünyanın en önemli meselesi tarım”-
CHP
Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak ise sadece Türkiye’nin değil dünyanın en
önemli meselesinin tarım olduğunu belirtti. Türkiye’de son 20 yılda 2 Trakya
büyüklüğünde arazinin artık çiftçi tarafından ekilemez hale gelmesinin dikkatle
izlenmesi gereken bir husus olduğunu vurgulayan Öztrak, şunları söyledi:
“Genel
Başkan Bayraktar’ın, Türkiye’nin ve dünyanın en önemli sektörlerinden biri olan
tarımın birliği, sivil toplum kuruluşu Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin Genel
Başkanlığa bir defa daha seçilmesi nedeniyle kendilerini kutlamak için geldik.
Biz zaman zaman vatandaşla anketler yapıyoruz. Üretim ne demek diye sorduğumuz
da, bize diyorlar ki ‘toprak demek, tarım demek’ diyorlar. Sizin ambleminizde
yazan 3 kelimeyi ben zaman zaman hep tekrarlarım. Vatan, hürriyet, ekmek.
Bir
kanun çıkarttık. Dedik ki; tarıma verilen destekler gayri safi milli hasılanın
yüzde 1’inin altında olamaz. Ama bugün duruma baktığımız zaman tarıma verilen
destek her yıl yüzde yarımda kalmış. Hatta en son baktığımda her bir çiftçi
ailesine bu ödenemeyen destekler nedeniyle devletin ortalama 30 bin liraya
yakın borcu var. Devlet kendi borcuna alacağına şahin ama borcunu bir türlü
vermiyor. Dünyanın her yerinde tarım destekleniyor. Dünyanın her yerinde tarıma
dönük planlama faaliyetleri var. Çünkü sonuç itibariyle tarım senede bir defa
ürettiğiniz belki iki defa ürettiğiniz ama buna karşılık tüm yıl boyunca
tüketim yaptığınız bir sektör. Böyle bir sektörün tamamen piyasa koşullarına
bırakılması, bu sektörün bitirilmesi anlamına gelir. Türkiye Ziraat Odaları
Birliğimizin Türkiye’nin en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olduğu
kanaatindeyim. Çok önemli bir fonksiyonu var ve gerçekten de çiftçimizin
meselelerine sahip çıkmakta her zaman ön planda oldular kendileri. Ben bir defa
daha başkanımızı bu göreve seçildiği için kutluyorum. Şunu açıkça ifade
ediyorum ki tarım olmazsa üretim olmaz. Çiftçi üretecek malını satacak, gidecek
esnaftan mal alacak. Esnaf, çiftçiye malı satacak gidecek fabrikadan mal
alacak. Fabrika malı üretecek işçisine para ödeyecek. Bu zincir böyle gider.”