-Cevizde üretim artışı tüketime yetişemiyor…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“Anavatanı Anadolu olan cevizde, 2010 yılından bu yana ithalat için 588,6 milyon dolar döviz ödendi”
-“Döviz kazanmanın gittikçe zorlaştığı dünyada, üretimi ülke içinde yapılacak bir ürüne bu kadar döviz ödenmemesi gerekir”
-“Cevizde hedefimiz öncelikle ‘kendine yeten ülke’, sonrasında ‘ihracatçı ülke’ konumuna gelmek olmalıdır. Bu yapılırsa, tıpkı fındıkta olduğu gibi yüksek döviz geliri elde eden bir ürüne sahip oluruz”
-“İçeriğinde bulunan omega 3 ve 6 yağ asitleri, kandaki trigliserid ve kolesterolü düşürmesi, tansiyona ve kalp hastalıklarına iyi gelmesi nedeniyle kardiyologların gözde meyvesi haline gelen ceviz, tüm beslenme uzmanların diyetlerinin temel ürünlerinden biri haline geldi”
-“Türkiye’nin hemen her bölgesinde yetiştirilebilen cevizde üretim rahatlıkla iki-üç katına çıkarılabilir, ithalat bir yana yüz milyonlarca dolarlık ihracat yapılabilir”
-“Üretimin artırılması için ‘kapama bahçe tesisi desteği’ verilmelidir”
Ankara -26.06.2016 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, anavatanı Anadolu olan cevizde üretim artışının, tüketimi yakalayamadığını bildirerek, “2010 yılı başından 2016 yılı Nisan ayı sonuna kadar ithalat için 588,6 milyon dolar döviz ödendi. Döviz kazanmanın gittikçe zorlaştığı dünyada, üretimi ülke içinde yapılacak bir ürüne bu kadar döviz ödenmemesi gerekir” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, kuruyemiş olarak tüketiminin yanı sıra baklava, güllaç, helva, dondurma gibi tatlılarda, içli köfte, erişte pilavı, Çerkez tavuğu gibi yemeklerde kullanımı nedeniyle özellikle Türk mutfağında önemli yeri olan cevizin, kalp, damar rahatsızlıklarına da iyi gelmesinin yıldızını gittikçe parlattığını belirtti.
İçeriğinde bulunan omega 3 ve omega 6 yağ asitleri, kandaki trigliserid ve kolesterolü düşürmesi, tansiyona ve kalp hastalıklarına iyi gelmesi nedeniyle kardiyologların gözde meyvesi haline gelen ceviz, tüm beslenme uzmanların diyetlerinin temel ürünlerinden biri haline geldiğine dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, 2004-2013 döneminde dünyada ceviz üretim alanlarının yüzde 55 artarak 645 bin hektar alandan yaklaşık 1 milyon hektar alana çıktı. Üretim alanlarının çoğalması ve verimdeki artışla birlikte, toplam üretim miktarı yüzde 121 büyüyerek 1 milyon 563 bin tondan 3 milyon 458 bin tona yükseldi.
Dünya ülkelerinin ceviz ihracatı toplamı aynı dönemde 257 milyon dolardan 1 milyar 148 milyon dolara çıktı. 2004 yılında 129 bin ton olan dünya ülkelerinin ceviz ihracatı, 2013’te 298 bin tona ulaştı.”
-“Türkiye cevizde zenginliğine uygun üretim ve ihracat yapamıyor”-
Cevizin gen merkezleri ve anavatanları arasında yer alan, ceviz varlığıyla en önemli ülkeler arasında olan Türkiye’nin, bu zenginliğine uygun üretim ve ihracat yapamadığını vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
“Dünyada 50’den fazla ülkede ceviz yetiştiriciliği yapılıyor. Çin’in birinci sırada yer aldığı ceviz üretimde, bu ülkeyi İran ve ABD izlerken, Türkiye 4’ncü durumda; yalnız Türkiye, tüketimi hızla artan ülkeler arasında bulunuyor.
Ceviz üretimimizin önemli bir bölümü tohumdan yetişmiş ağaçlardan karşılanırken, kalite de yeterli değildir. Üretim, tüketime göre yetersiz kalınca, ithalat kaçınılmaz bir hal alıyor. 2004 yılında 168 bin dekar alanda 126 bin ton ceviz üretiliyordu. Sadece 6 ton ceviz ihracatına karşılık, 8 bin 696 ton ithalat yapılıyordu. Ceviz ithalatı için 4,6 milyon dolar ödenirken, ihracat 9 bin doların altındaydı.
2015 yılında üretim alanları 4,3 katına çıktı ve 718 bin 196 dekara ulaştı. Üretim, 2004-2013 döneminde 126 bin tondan, 212 bin 140 tona yükseldi. Üretim, 2014 yılında 180 bin 807 tona indi. 2015 yılında 190 bin tona ulaşan üretimin, bu yıl 195 bin tona çıkması bekleniyor. İhracat 13 ton civarında ve 12 bin 815 dolar döviz geliri elde edildi. İthalat, 2015 yılında 38 bin 156 tona yükseldi. Bunun için, 115,4 milyon dolar döviz ödendi.”
-Anavatanı Anadolu ama…-
Tüketimin sürekli arttığı cevizde, üretim artışının tüketime yetişemediğini bildiren Bayraktar, “anavatanı Anadolu olan cevizde bir türlü üretim, tüketimi karşılamaya yetmiyor. 2010 yılı başından 2016 Nisan ayı sonuna kadar 199 bin 196 ton ceviz ithal edildi. Bu ithalat için 588,6 milyon dolar döviz ödendi. Döviz kazanmanın gittikçe zorlaştığı dünyada, üretimi ülke içinde yapılacak bir ürüne bu kadar döviz ödenmemesi gerekir. Bir an önce ceviz üretimi artırılmalıdır” dedi.
Bayraktar, Türkiye’nin hemen her bölgesinde yetiştirilebilen cevizde üretimin rahatlıkla iki-üç katına çıkarılabileceğini, ithalat bir yana yüz milyonlarca dolarlık ihracat yapılabileceğini bildirdi.
-“Uzman görüşü alınmadan bahçe kurulacak yer seçilmemelidir”-
Şemsi Bayraktar, şunları kaydetti:
“Son yıllarda üretimin iç tüketimi karşılayamaması neticesinde, devletin kapama ceviz bahçeleri tesisine yönelik verdiği teşvikler, özel sektörün ceviz yetiştiriciliğine olan ilgisi ve aşılı ceviz fidanı üretiminin fidancılık içinde karlı bir üretim kolu haline gelmesi, yüzlerce kişiyi aşılı ceviz fidanı üretimine sevk etmiştir. Ceviz bahçeleri tesis edilirken artık uzman bilgisine ihtiyaç duyulmadan kurulmaya başlanmıştır. Bahçenin kurulacağı yerin uzman görüşü alınmadan seçimi, araziye dikilecek ceviz fidanlarında çeşitlerin yanlış seçilmesi, bilinçsiz uygulamalar verim kayıplarına neden olmaktadır.
Son zamanlarda internet sitelerinde sıklıkla gördüğümüz üzere ‘anahtar teslimi ceviz bahçeleri’, ‘sertifikalı ceviz fidanı’ gibi reklamları yer almaktadır. Çiftçilerimizin ve ceviz bahçesi kurmak isteyen girişimcilerin çeşit seçimi konusunda dikkatli olmaları gerekmektedir. Meyve bahçelerinin ilk kurulumunda yapılan hataların sonradan telafisi mümkün olmadığından üreticilerin, konusunda uzman, güvenilir, referansı olan firmalarla işbirliği yapmalarında fayda vardır.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın başlattığı ‘5 bin köye 5 bin gelir getirici orman seferberliği’ projesini önemli bir adım olarak görüyoruz. Bu proje ile hem ceviz, badem, fıstık çamı gibi üretim açığı olan ürünlerin üretimi geliştirilecek hem de verimli olmayan ormanlarda meyve bahçelerinin kurulmasıyla bozuk orman alanlarımızı daha iyi değerlenecektir.”
Ceviz yetiştiriciliğinde verilen mazot ve gübre desteklerinin yanı sıra sertifikalı ve standart fidan desteğinin şahısların olduğu kadar özel sektörü de kapama ceviz bahçesi kurmaya yönlendirdiğini bildiren Bayraktar, “Üretimin artırılması için ‘kapama bahçe tesisi desteği’ verilmelidir. Cevizde hedefimiz öncelikle ‘kendine yeten’ ülke, sonrasında ‘ihracatçı ülke’ konumuna gelmek olmalıdır. Bu yapılırsa, tıpkı fındıkta olduğu gibi yüksek döviz geliri elde eden bir ürüne sahip oluruz” dedi.