Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > Çekirdeksiz kuru üzümde hasat zamanı…

Çekirdeksiz kuru üzümde hasat zamanı…

-Çekirdeksiz kuru üzümde hasat zamanı…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Çekirdeksiz kuru üzümde geçen yıl 5 lira 30 kuruş civarında

seyreden fiyatlar bu yıl 3 lira 20 kuruşlara kadar geriledi”

-“Rekoltenin yüksek olacağı yönündeki iddia ve spekülasyonlar ile TARİŞ’inelinde stok bulunması, piyasaya kararsızlık ve bekleyişolarak yansımıştır”

-“Tüccarın piyasa girip ürün almayışı, beklemede kalması da fiyat düşüşüne neden oldu.Üreticilerimiz, ürününü ihtiyacı

oranında satmalı; piyasaya fazla ürün sürmemelidir”

-“Rusya’ya yönelik ihracatın başlaması üreticilerimizin en büyük beklentisidir”

-“İçinde bulunulan durumda piyasaya müdahale zorunluluğu vardır”

-“Okul üzümü programı çerçevesinde daha fazla miktarda alım yapılmalı ve okul üzümü programının yaygınlaştırılarak

devam etmeli, program tüm yıla yayılmalıdır”

-“Kuru üzümde kaçak önlenmeli, yabancı menşeli üzümlerin Türk üzümüne katılarak ihraç edilmesinin önüne geçilmelidir”

 

Ankara -14.09.2016 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’nin önemli ihraç ürünlerinden çekirdeksiz kuru üzümde geçen yıl 5 lira 30 kuruş civarında seyreden fiyatların bu yıl 3 lira 20 kuruşlara kadar gerilediğini bildirerek, “rekoltenin yüksek olacağı yönündeki iddia ve spekülasyonlar ile TARİŞ’in elinde stok bulunması, piyasaya kararsızlık ve bekleyiş olarak yansımıştır.Tüccarın piyasa girip ürün almayışı, beklemede kalması da fiyat düşüşüne neden oldu. Üreticilerimiz, ürününü ihtiyacı oranında satmalı.Piyasaya fazla ürün sürmemeli” dedi.

Bayraktar, yaptığı açıklamada, çekirdeksiz kuru üzümde Türkiye’nin, ABD ile birlikte ilk iki sırayı aldığını, bu iki ülkeyi İran, Yunanistan, Güney Afrika, Şili ve Afganistan’ın izlediğini belirtti. Türk üzümünün dünyada en fazla aranan üzüm olduğunu, bu nedenle de imajının çok iyi korunması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, Türkiye’nin üzüm ihracatının yüzde 95’ini Sultani çekirdeksiz üzümün oluşturduğuna dikkati çekti.

Kurutmalık çekirdeksiz üzüm üretiminin yüzde 89,6’sının Manisa’da üretildiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:

“2010 ve 2011 yıllarında yaklaşık 250 bin ton olan çekirdeksiz kuru üzüm üretimimiz; 2012 yılında 310 bin ton, 2013 yılında 186 bin ton, 2014 yılında 328 bin ton ve 2015 yılında da 196 bin ton olarak gerçekleşmiştir.

2015 yılındaki üretim düşüşü yaşanan dolu ve don afetinden kaynaklanmıştır. 2016 yılı da yine 2015 yılına benzer şekilde bağcılığımız açısından iyi geçmemiştir. 18-28 Mart tarihlerindeki erken don afeti, gözler de büyük zararlara neden olmuştur. Sonrasında yan gözlerden doğuşlar gerçekleşmiştir. Ana gözlerin ölmesi nedeniyle üzümde rekoltede önemli kayıplar meydana gelmiştir.

Mart ayında erken yaşanan don afetinden sonra Mayıs ayında gerçekleşen kısmi dolu zararı ve bunlara ilaveten 16 Haziran’da başlayıp 26 Haziran’da biten; 40-44 dereceye ulaşan ve dane üzerinde 50-52 derecelerde hissedilen aşırı sıcaklar üzüm salkımlarının kurumasına ve güneş yanıklıklarına sebep olmuştur. Bağ sıraları kuzey güney olan bağları büyük oranda etkileyen aşırı sıcakların rekolteye etkisi yüzde 10-15 civarını bulmuştur.”

 

-“Sigorta kapsamında olmadığı için aşırı sıcak zararı karşılanmadı”-

 

Yaşanan aşırı sıcak zararının TARSİM kapsamında olmadığı için sigorta yaptıran üreticilerin de zararı karşılanamadığını vurgulayan Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“Kültürel işlemlerden olan özellikle fazla yaprak alımı ve toprak işlemesinin yapıldığı alanlarda zarar fazla olmuştur.

2016 yılının yaş ve kuru üzüm açısından iyi geçmediği ortadadır. Odalarımızdan alınan bilgilere göre, yaşanan doğal afetlerden dolayı ürün kayıpları bazı yörelerde yüzde 40-50’yi bulmuştur. Üreticinin elde edeceği ürününü iyi fiyatla değerlendirebilmesi için iç tüketimin yanı sıra ihracat olanaklarının artırılması önem arz etmektedir. Rusya’nın ambargo kararı dolayısıyla ihracatta azalma yaşanmıştır.Geçen yıl Ocak-Temmuz döneminde 129 bin 692 ton olan ihracat, bu yıl aynı dönemde 107 bin 188 tona inmiştir. Değer olarak da 2016 yılı Ocak-Temmuz döneminde ihracatta yüzde 5,9 azalma yaşanmış ve ihracat 229,7 milyon dolardan 216,2 milyon dolara düşmüştür.”

Üzüm fiyatlarındaki düşüşün büyük oranlara ulaştığını bildiren Bayraktar, “geçen yıl 5 lira 30 kuruş civarında seyreden kuru üzüm kilogram fiyatı, bu yıl 3 lira 20 kuruşlara kadar geriledi. Rekoltenin yüksek olacağı yönündeki iddia ve spekülasyonlar ile TARİŞ’in elinde stok bulunması, piyasaya kararsızlık ve bekleyiş olarak yansımıştır. Tüccarın piyasa girip ürün almayışı, beklemede kalması da fiyat düşüşüne neden oldu. Üreticilerimiz, ürününü ihtiyacı oranında satmalı; piyasaya fazla ürün sürmemelidir” dedi.

Sofralık üzüm fiyatlarının da geçen yıl aynı dönemine göre önemli oranda gerilediğini ve 130 kuruşlardan 70 kuruşlara indiğini belirten Bayraktar, en büyük sofralık üzüm alıcısı Rusya’ya ambargo nedeniyle ihracatın yapılamaması bu durumun en başta gelen sorumlusu olduğunu bildirdi.

İhracat yapamayan bir kısım üreticinin üzümlerini kurutmalık olarak değerlendirmeye döndüklerine dikkati çeken Bayraktar, Rusya’ya yönelik ihracatın başlamasının üreticilerin en büyük beklentisi olduğunu belirtti.

“İçinde bulunulan durumda piyasaya müdahale zorunluluğu vardır” diyen Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“2015-2016 eğitim öğretim sezonunda yeniden uygulanan okul üzümü programı önemli bir adım olmuştur. Okul üzümü programı çerçevesinde daha fazla miktarda alım yapılmalı ve okul üzümü programının yaygınlaştırılarak devam etmeli, program tüm yıla yayılmalıdır. Okul üzümü programı üzüm üreticilerimiz açısından önemlidir.

Üzüm üreticisinin doğal afetler nedeniyle yaşadığı mağduriyetin giderilmesi iyi fiyatla ürününü satabilmesiyle mümkün olabilecektir. Bu durum üretimin sürdürülebilirliği açısından da önemlidir.”

 

-Yapılması gerekenler-

 

Bayraktar, yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı:

“Kuru üzümde ihracat imkanları artırılmalı, mevcut pazarlar korunmalı, yeni pazarlar bulunmalıdır.

Aşırı sıcak zararı TARSİM kapsamına alınmalıdır.

Doğal afetler ve ihracatta görülen tıkanma üreticimize büyük zarar vermiştir. Üreticilerin borçları ertelenmelidir.

Kuru üzüm ticaretinde en büyük alıcı ve piyasayı regüle edici konumda olan TARİŞ, yeniden yapılandırma süreci sonrasında kaynak yetersizliğinden piyasayı regüle edecek miktarda bir alım gerçekleştirememektedir. Piyasaya müdahale edilmelidir.

Ürün pazarlamasında ve serbest piyasada oluşan fiyatı kaçak yollarla gelen üzümler olumsuz etkilemektedir. Kuru üzümde kaçak önlenmeli, yabancı menşeli üzümlerin Türk üzümüne katılarak ihraç edilmesinin önüne geçilmelidir. Sınır ticareti kapsamında gelen üzümler, sınır illeri dışına çıkarılmamalıdır.

İhracatta ürün temizliği çok önemlidir. Üzümler yerde veya örtü üzerinde kurutulmamalı, kurutma beton veya tel sergi üzerinde yapılmalıdır.

Ambalajlamada en büyük ihracat pazarı Avrupa Birliği’ne uyum göstermek için çalışmalar yapılmalı, AB benzeri bir depolama kuruluşu oluşturulmalı, depolama yatırımları desteklenmelidir.

Üzümde katma değeri artırıcı ürün çalışmaları yapılmalıdır.

Ürün ihtisas borsaları oluşturulmalı, mevcut borsalara işlerlik kazandırılmalıdır.

İç ve dış pazarlarda rekabet üstünlüğü sağlayacak şekilde üretim planlaması yapılmalıdır. 

Girdi maliyetleri, kuru üzüm üreten diğer ülke üreticileriyle rekabeti zora sokmayacak şekilde belirlenmeli, üzüm üreticisi desteklenmelidir.”