Biz Kanada mercimeği yiyoruz, zengin ülkeler Türk mercimeği…
Biz Kanada
mercimeği yiyoruz, zengin ülkeler Türk mercimeği…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Mercimekte üreticimiz yeterince kazanamıyor, mahsul elinde kalabiliyor, maliyetinin altında satabiliyor, böyle olunca ekimden kaçınıyor, ekim alanları ve üretim düşüyor”
-“Dünyanın en lezzetli, kaliteli kırmızı mercimeğini üretiyoruz, ürün, ihtiyacımızı ve ihracatı karşılayamayınca, ürettiğimiz yüksek
fiyattan ihracata
gidiyor, bize Kanada mercimeği kalıyor”
-“Kanada, mercimeği, 1970’li yıllarda ülkemizden götürdü, soğuk iklimine uyum sağlasın diye genleriyle oynadı, dünyanın en büyük ihracatçısı oldu”
-“Destekler artırılır, yeterli fiyat oluşturulur, alım garantisi sağlanırsa üretim rahatlıkla artar, halkımız da lezzetli mercimeğimiz varken Kanada mercimeği yemek zorunda kalmaz”
-“Ürünü depolama imkanı bulunmayan, üretim aşamasında kullandığı girdileri hasat döneminde ödemeli olarak alan üreticimiz, hasadı takiben ürünü piyasaya sunuyor. Oluşan arz fazlası üretici fiyatlarının düşmesine yol açıyor”
-“Hasat döneminde ithalat
yapılmamalıdır”
-“Üretici fiyatlarının maliyetin altında oluştuğu dönemlerde fiyatlara müdahale edecek bir kurum oluşturulmalıdır”
Ankara – 28.05.2017 - Türkiye Ziraat
Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, mercimekte üreticinin
yeterince kazanamadığını, mahsul elinde kalabildiğini, maliyetinin altında
satabildiğini, böyle olunca ekimden kaçındığını, ekim alanları ve üretimin
düştüğünü bildirerek, “dünyanın en lezzetli, kaliteli kırmızı mercimeğini üretiyoruz, ürün,
ihtiyacımızı ve ihracatı karşılayamayınca, ürettiğimiz yüksek fiyattan ihracata
gidiyor, bize Kanada mercimeği kalıyor” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, kırmızı mercimekte bugünlerde başlayan hasadın Haziran
ayında yoğunlaşacağını belirtti. Mercimekte, üretimin artırılamamasının en önemli nedeninin, üreticilerin kırmızı
mercimekten yeterli geliri elde edememesi olduğunu belirten Bayraktar, destekler
artırıldığında ve piyasada yeterli fiyat oluştuğunda üreticilerin buna ekim
alanı genişlemesi ve artan üretimle cevap vereceğini vurguladı.
-Protein, vitamin
ve mineral deposu-
Gelir seviyesi nedeniyle hayvansal protein tüketiminde
gelişmiş ülkelerin gerisinde kalan Türkiye’de, bitkisel kaynaklı protein
tüketiminin beslenmede büyük önem taşıdığını, bu tüketimde de baklagillerin
ayrı bir yeri bulunduğunu ifade eden Bayraktar, şunları kaydetti:
“Bileşiminde yüzde 18-31,6 oranda protein içeren baklagillerin
beslenme sorununun çözümünde ve beslenmedeki protein açığının giderilmesinde
etkin ve ekonomik ürün grubunu oluşturmaktadır.
Hasadı süren kırmızı
mercimek barındırdığı proteinin yanı sıra, B grubu vitaminler bakımından da
oldukça zengindir. Aynı zamanda kalsiyum, magnezyum, sodyum, potasyum ve fosfor
gibi makro elementler, bakır, demir, manganez ve çinko gibi mikro elementlerce
zengin bir mineral kaynağıdır.
Kırmızı mercimek gerek lezzeti gerek yüksek besin değeriyle
dünya ve Türk mutfaklarının vazgeçilmezleri arasında yer almaktadır.
Ülkemizde üretimi gerçekleştirilen 7 çeşit baklagil arasında kırmızı
mercimek toplam üretimden yüzde 31,9 oranında pay alarak nohuttan sonra ikinci
sırada yer almaktadır. 2005 yılında 387 bin hektara ulaşan ekim alanının,
2016 yılına kadar yüzde 39,3 azalarak 235 bin hektara, aynı dönemde üretim ise
yüzde 40,5 düşerek 580 bin tondan 345 bin tona geriledi. Primler, 2014 yılında
yüzde 100, 2016 yılında yüzde 50 artırılmasına rağmen üretimdeki büyüme
yetersiz kaldı. 2012 yılında
410 bin ton olan üretim, 2014 yılında 325 bin tona indikten sonra, desteğin de
etkisiyle 2015 yılı 340 bin tona, 2016’da ise 345 bin tona yükseldi. Bu yıl birinci
tahmin verilerine göre üretim 370 bin tonu bulacak. Yalnız bu rakam bile
ihtiyacı karşılamıyor. Desteklerin daha fazla artırılması gerekmektedir.”
-Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin
ve Batman’ın payı yüzde 89,1-
Bayraktar, kırmızı mercimek üretiminin Güneydoğu Anadolu Bölgesinde
yoğunlaştığını bildirerek, “en fazla üretim yapılan illerimiz Şanlıurfa,
Diyarbakır, Mardin ve Batman’dır. Bu illerimizin toplam kırmızı mercimek
üretiminden aldıkları pay yüzde 89,1’dir” dedi.
Üretimden yeterli geliri elde edemeyen çiftçinin üretim açığını bir
türlü kapatamadığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“Neredeyse tamamı Kanada’da ithal edilen kırmızı mercimek arz açığımızı
karşılamakta ve kalanı da dahilde işleme rejimi kapsamında paketlenerek,
işlenerek ihraç edilmektedir. Nitekim 2014/2015 sezonunda ihtiyacımız 378 bin
ton iken, 325 bin ton olan üretimimizin yanında 236 bin tonluk ithalat
gerçekleştirilmiş ve toplam arzın 205 bin tonu da ihraç edilmiştir.
Dünyanın en kaliteli ve lezzetli mercimeği ülkemizde üretiliyor.
Yurtdışına 205 bin ton mercimek ihraç ediyoruz, Bunu iç piyasada neden
tüketmiyor, halkımıza ucuz, kalitesiz ve lezzeti olmayan Kanada mercimeği
yediriyoruz. Kanada, mercimeği, 1970’li
yıllarda ülkemizden götürdü, soğuk iklimine uyum sağlasın diye genleriyle
oynadı, dünyanın en büyük ihracatçısı oldu.
Yerli ile ithal mercimek yapısal olarak aynı olmakla birlikte lezzet ve
protein değeri olarak farklıdır. Mercimekte güneşlenme süresi arttıkça lezzeti
ve besin değeri artar. Dolayısıyla yerli ürün daha lezzetli ve yüksek oranda
proteine sahiptir. Bu kalitenin bir diğer önemli nedeni de mercimeğin gen
kaynağının ülkemiz olması nedeniyle üreticinin yerli tohumla üretim
yapılmasıdır.”
Dar gelirli vatandaşlarımıza dağıtılan iftar
paketlerinde ucuz, ithal bakliyatlar konulmaması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, “Kalitesiz ithal mercimek iç
piyasada ‘yerli ürün’ adı altında satılıyor. Çiftçimizin alın teriyle ürettiği,
besin değeri ve kalorisi yüksek yerli ürünümüzün hak ettiği değeri
bulamamasından dolayı her geçen yıl üretim azalıyor. Gerekli tedbirler alınmalı
ve milli ürünümüz kırmızı mercimeğimiz korunmalıdır” dedi.
-“Tüketim artıyor, üretimde
yeterli artış sağlanamıyor”-
Ziraat Odalarından
aldıkları bilgiye göre, bu yıl ekiliş alanında artış olduğunun bilgisini veren,
birinci tahmin verilerinin de 370 bin tonla bunu doğruladığına dikkati çeken
Bayraktar, şunları kaydetti:
“Kırmızı mercimek tüketimi, nüfus artışına
paralel olarak artıyor. Ancak üretimde yeterli artış sağlanamıyor. Kırmızı
mercimek 2012-2013 yılında yüzde 122,4 gibi yüksek bir yeterlilik oranına
sahipken 2013/2014 döneminde bu rakam yüzde 73,4’e düştü. Oran 2014/2015’de yüzde
90,3’e yükseldikten sonra 2015-2016 sezonunda yüzde 81,6’ya geriledi. Destekler
artırılır, yeterli fiyat oluşturulur, alım garantisi sağlanırsa üretim
rahatlıkla artar, halkımız da lezzetli mercimeğimiz varken Kanada mercimeği
yemek zorunda kalmaz. Ürünü depolama imkanı bulunmayan, üretim aşamasında kullandığı girdileri hasat döneminde ödemeli olarak
alan üreticimiz, hasadı takiben
ürünü piyasaya sunuyor. Oluşan arz fazlası üretici fiyatlarının düşmesine yol açıyor. Hasat döneminde ithalat yapılmamalıdır. Üretici
fiyatlarının maliyetin altında oluştuğu dönemlerde fiyatlara müdahale edecek
bir kurum oluşturulmalıdır.”
-“Kurak alanlarda mercimek ekim nöbetine alınmalı, üretici bu yönde teşvik edilmelidir”-