-Beyaz altın pamukta üretim ihtiyaca yetmiyor…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Dünyanın en kaliteli pamuklarının üretildiği, çok daha fazla pamuk üretme potansiyeli olan Türkiye, ithalatta da dördüncü sıradan kurtulamıyor”
-“Bu ülkenin 1 milyar 240 milyon doları pamuk olmak üzere 2,3 milyar pamuk, pamuk ipliği ve pamuklu mensucat ithalatı yapmasını normal karşılayamayız. Bu sorunu çözmeli, pamuk üretimini desteklemeli, ithalata son vermeliyiz”
-“Pamukta sorun verim değil üretim alanlarının daralması. Verimde dünyada beşinci sırada olan Türkiye, üretim alanlarının yüzde 55 oranında azalmasına karşın yine de 756 bin tonluk lif pamuk üretimiyle dünyada sekizinci sırayı alıyor”
-“Son 30 yıllık dönemde Türkiye’de lif pamuk üretimi yüzde 46 artarken, tüketimdeki artış yüzde 189’a ulaştı”
-“2016 yılı verimiyle üretim alanları, 1995 ve 1998 yıllarındaki 757 bin hektarlık alana çıksa, üretim 756 bin tondan 1 milyon 377 bin tona yükselir ki bu rakam ülke ihtiyacının yüzde 95’ini karşılar, ithalattan çok büyük oranda kurtuluruz”
-“75 kuruş olan prim
desteğinin 1 liraya çıkarılmasını talep ediyoruz”
-“Pamuk üreticimiz korunmalı, pamuk gümrük birliğinde tarım ürünleri kapsamına alınmalı, gümrük vergileri tekrar konulmalıdır”
Ankara – 17.08.2017
- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, beyaz
altın pamukta üretimin ihtiyaca yetmediğini bildirerek, “dünyanın en kaliteli
pamuklarının üretildiği, çok daha fazla pamuk üretme potansiyeli olan Türkiye,
ithalatta da dördüncü sıradan kurtulamıyor. Bu ülkenin 1 milyar 240 milyon
doları pamuk olmak üzere 2,3 milyar dolar pamuk, pamuk ipliği ve pamuklu
mensucat ithalatı yapmasını normal karşılayamayız. Bu sorunu çözmeli, pamuk
üretimini desteklemeli, ithalata son vermeliyiz” dedi.
Bayraktar, yaptığı
açıklamada, Anadolu’ya 1900 yıl önce Hindistan’dan gelen pamuğun lifinin
tekstil ve konfeksiyon sanayinin ana hammaddesi olduğunu, çiğidi ile yağ
sanayine, biyodizel üretimine, linteri ile de kağıt sanayine, küspesi ile
hayvancılığa katkıda bulunduğunu belirtti.
-Üretimde Hindistan, tüketimde Çin, verimde
Avustralya birinci-
Uluslararası Pamuk
İstişare Komitesi’nin (ICAC) verilerine göre 2016/2017 sezonu tahminlerine
göre, pamuk üretiminde Hindistan’ın birinci, Çin’in ikinci, ABD’nin üçüncü,
Pakistan’ın dördüncü, Brezilya’nın beşinci, Özbekistan’ın altıncı,
Avustralya’nın yedinci, Türkiye’nin ise sekizinci sırada yer aldığını
vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Pamukta sorun
verim değil, üretim alanlarının daralmasıdır. Verimde dünyada Avustralya,
İsrail, Çin, Meksika’nın ardından beşinci sırada olan Türkiye, üretim
alanlarının yüzde 55 oranında azalmasına karşın yine de 756 bin tonluk lif
pamuk üretimiyle dünyada sekizinci sırayı alıyor. Türkiye, pamuk ekim
alanlarında dokuzuncu sırada bulunuyor. En fazla pamuk tüketen ülkeler içinde
Çin birinci, Hindistan ve Pakistan’ın ardından Türkiye dördüncü sırada. Sıkıntı
buradan kaynaklanıyor. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın raporuna göre, son 30
yıllık dönemde Türkiye’de lif pamuk üretimi yüzde 46 artarken, tüketimdeki
artış yüzde 189’a ulaştı. Üretimde sekizinci, tüketimde dördüncüyüz. Güçlü
tekstil ve konfeksiyon sanayimiz çok miktarda pamuk kullanıyor. Bundan dolayı
en çok pamuk ithalatı yapan Bangladeş, Vietnam ve Çin’in ardından dördüncü
sıradayız. ABD, Hindistan, Avustralya, Brezilya ve Özbekistan ise ihracatta ilk
beş sırayı paylaşıyor.
756 bin ton pamuk
üretiyoruz ama tüketimimiz 1,45 milyon tonu buluyor. Üretimimiz ihtiyacımızın
yarısından biraz fazla... Pamuk stratejik bir üründür. 80 milyonluk kalabalık
bir nüfusa sahip ve en önemli ihraç ürünleri içinde tekstil ve konfeksiyon olan
Türkiye’nin pamukta ithalata bağımlı kalmaması gerekiyor.”
-Kayıtlı çiftçi sayısında azalma-
Pamuk ve pamuğa
dayalı sanayinin çok büyük bir istihdam alanı olduğunu, işsizlik sorunu olan
Türkiye açısından bunun çok önem taşıdığını belirten Bayraktar, “üretim
alanları azalınca, üretici alternatif ürünlere yönelince, pamuk üreten kayıtlı
çiftçi sayısı da 2004-2015 döneminde 120 binden 45 bine düştü. Tekstil
sanayinde kayıtlı 409 bin, hazır giyim sanayinde 467 bin kişi çalışıyor.
Kayıtsız çalışanlarla birlikte bu sayının çok daha fazla olduğu öne sürülüyor”
dedi.
-Bu yıl üretimde yüzde 11,9’luk artış bekleniyor-
1995 ve 1998
yıllarında pamuk ekim alanlarının 757 bin hektarken, bu rakamın 2016 yılında
416 bin hektara kadar gerilediğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti:
“Verimde büyük bir
artış var. 1990’lı yılların başında dekar başına lif pamuk verimi 90 kilogram
civarındaydı. Bu rakam, 2013 yılında 195 kilograma kadar çıktı. En son 2016
yılında dekar başına 182 kilogram lif pamuk verimi alındı. Verim iki katına
çıksa da üretim alanları yüzde 55 daralınca, üretimde düşüş kaçınılmaz oldu.
2002 yılında 988 bin tona kadar çıkan lif pamuk üretimi, dünya pamuk
fiyatlarında ciddi düşüş ve dalgalanmaların yaşandığı 2009 yılında 638 bin tona
kadar geriledi. 2011 yılında 954,6 bin tona yükselen lif pamuk üretimi, 2015’de
738 bin tona kadar indikten sonra 2016 yılında yeniden 756 bin tona yükseldi.
2017 yılında birinci tahminlere göre, kütlü pamuk üretimi, yüzde 11,9 artışla,
2 milyon 100 bin tondan 2 milyon 350 bin tona çıkacak ve 846 bin ton lif pamuk
elde edilecek.
GAP’ın faaliyete geçmesiyle pamuk üretiminde
Güneydoğu öne çıktı. 2016 yılında pamuk ekim alanlarının yüzde 57’si Güneydoğu
Anadolu, yüzde 22’si Ege bölgelerinde, yüzde 17’si Çukurova, yüzde 1,4’ü ise
Antalya yöresinde yer aldı. Bunda Ege ve Çukurova bölgelerinde üreticinin pamuk
yerine mısıra yönelmesi de etkili oldu.”
-Pamuğun yüzde 42’si ABD’den alınıyor-
Türkiye’nin pamuk
ithalatında ABD’nin yüzde 42 payla ilk sırada olduğunu, Brezilya ve
Türkmenistan ile birlikte ilk üç ülkenin ithalattaki payının yüzde 70’e
çıktığını, bu ülkeleri Yunanistan, Burkina Faso’nun takip ettiğini belirten
Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“Dünya Ticaret
Örgütü Tarım Anlaşması’nda pamuk ithalatında koruma önlemi bulunmamaktadır.
Ayrıca pamuk, Avrupa Birliği ile Türkiye’nin imzaladığı Gümrük Birliği
Anlaşması’nda sanayi ürünü olarak işlem görmekte, AB ile Türkiye arasında
serbest dolaşıma tabi olmakta ve herhangi bir gümrük vergisi ile
korunmamaktadır.
Tekstil
ve konfeksiyon, ülkemizin en önemli ihracat ürünlerinin başında gelmektedir.
Bunun hammaddesini çiftçimiz üretiyor. İthalata son verecek kadar pamuk üretmek
istiyoruz. Pamuk üretmek için gerekli destekler verilmelidir. Destek
verildiğinde üretmeye hazırız. 75 kuruş olan prim desteğinin 1 liraya
çıkarılmasını talep ediyoruz. Pamuk üreticimiz korunmalı, pamuk gümrük
birliğinde tarım ürünleri kapsamına alınmalı, gümrük vergileri tekrar
konulmalıdır.
Primlerin
ekim döneminin başladığı Mart-Nisan aylarında verilmesi çiftçimizin talebidir.
Bu yıl Nisan ayında ödenen primler üreticimizi memnun etmiştir.
Uydu sistemine
göre belirlenmesi nedeniyle verim miktarlarının özellikle Ege bölgesinde ortalamanın
altında kaldığı belirtiliyor. Tohumların çimlenme yüzdesinin ve çıkış gücünün
istenilen seviyede olmaması da sorunlar arasında yer alıyor.”