-TZOB Genel Başkanı
Bayraktar:
-“Başta gübre olmak üzere, yem, zirai ilaç, elektrik ve
sulama gibi girdi fiyatları son günlerde önemli ölçüde artış gösterdi”
-“Ürün maliyetleri artacak, üretici üretimde sıkıntı
çekerken, artan gıda fiyatları tüketicilere ağır gelecektir”
-“Yerli üretimin daha çok önem kazandığı pandemi döneminde
tarımsal üretim sekteye uğratılmamalıdır”
-“Bu dönemde ithalat pahalı hale geldi. Paranız olsa da
ürün bulmak zorlaştı”
-“İstatistikler girdi kullanımının fiyat artışıyla birlikte
düştüğünü gösteriyor”
-“Yeterince girdi kullanılmaması verimi ve kaliteyi
düşürüyor”
- “Üre gübresi fiyatında Aralık ayından bu yana yüzde
30,4’lük, geçen yılın Ocak ayına göre ise yüzde 70’lik bir artış yaşandı”
- “Yoğun gübre kullanımının başlayacağı önümüzdeki günleri
düşünerek, üretimin aksamaması için artan gübre fiyatlarına acilen müdahale
edilmelidir”
-“Çok düşük kalan gübre destekleri artırılarak üreticinin
gübre fiyatlarına yetişmesi için alım gücü artırılmalıdır.”
- “Fahiş fiyatlarla satılacak gıda maddelerinin kazanını
spekülasyon yapacak olan aracılar, kaybedeni ise çiftçilerimiz ve tüketiciler
olacaktır”
-“Yem, zirai ilaç elektrik fiyatlarına ve sulama
ücretlerine üretici yetişememektedir”
-“Yem fiyatları desteklenmeli, elektrik fiyatları ve sulama
ücretleri indirilmeli, zirai ilaçta KDV kaldırılmalıdır.”
-“Soğan ve patateste depolarda bekleyen ürünler için
pazarlama kanalları bulunmalı, ihracat teşvik edilmelidir”
-“Çiftçilerimizin yüksek faizlerle borçlanarak biriken ve takibe düşen
borçları faizsiz olarak uzun vadeye yayılmalıdır”
Bayraktar,
yaptığı açıklamada, yerli üretimin daha çok önem kazandığı pandemi döneminde
tarımsal üretim sekteye uğratılmaması gerektiğini, bu dönemde ithalatın pahalı
hale geldiğini, paranız olsa da ürün bulmanın zorlaştığını vurguladı.
İstatistiklerin girdi kullanımının fiyat artışıyla birlikte düştüğünü
gösterdiğini, yeterince girdi kullanılmamasının verimi ve kaliteyi düşürdüğünün
bilgisini veren Bayraktar şöyle devam etti:
Hammadde
fiyatları artışını öne sürerek, talebin arttığı bir dönemde fiyat artışları
yapmak her zaman yaşanıyor. Gübre sektörünün denetim ve kontrolünün yapılması
böyle dönemlerde önem kazanıyor.
Üre
gübresi fiyatında Aralık ayından bu yana yüzde 30,4’lük, geçen yılın Ocak ayına
göre ise yüzde 70’lik bir artış yaşandı. Geçen yıl Ocak ayında tonu 1765 lira,
Aralık ayında tonu 2 bin 300 lira olan üre gübresi bugün 3 bin liradan
satılıyor. Diğer gübrelerden amonyum nitrat (yüzde 26) fiyatı aylıkta yüzde
17,9, yıllıkta yüzde 63,4, kompoze gübre (20.20.0) fiyatı ise aylıkta yüzde
16,2 ve yıllıkta yüzde 54,8 arttı.
Gübre
tarımsal üretimdeki en önemli girdilerden biridir ve üretimi yüzde 50’ye kadar
artırabilmektedir. Yoğun gübre kullanımının başlayacağı önümüzdeki günleri
düşünerek, üretimin aksamaması için artan gübre fiyatlarına acilen müdahale
edilmelidir. Özellikle baharda üst gübre olarak buğday ve arpa başta olmak
üzere birçok üründe kullanılan üre gübresinin fiyatlarının aşağıya çekilmesinin
üzerinde önemle durulmalıdır.
Buğday
ve arpada kuraklıktan dolayı zaten üretim düşüklüğü beklenirken, bir de yeterli
gübre kullanılmaması dolayısıyla üretimin daha da azalmasına meydan
verilmemelidir. Çünkü yurt içinden çiftçiden bin 650 liradan alınan buğdayın şu
andaki fiyatı yurtdışında 2 bin 650 liraya yükselmiştir. Bu nedenle en temel
ürünümüz buğdayda yerli üretim fevkalade önem kazanmıştır.
Yüksek
fiyat nedeniyle çiftçi ihtiyaç duyulan gübreyi kullanamazsa verimin, üretimin azalması
nedeniyle gıda fiyatları da artacak. Çiftçinin yaşadığı sorun sofraya da
yansıyacak.
Fahiş
fiyatlarla satılacak gıda maddelerinin kazanını spekülasyon yapacak olan
aracılar, kaybedeni ise çiftçilerimiz ve tüketiciler olacaktır.
Bu
sorun sofraya yansımadan acil olarak çözülmelidir. Çiftçimize gerekli destek
verilmelidir.
Diğer
yandan gübre üreticileri ve ithalatçıları da düşen talepten dolayı gelir
kaybına uğrayacaklardır.
Çok
düşük kalan gübre destekleri artırılarak üreticinin gübre fiyatlarına yetişmesi
için alım gücü artırılmalıdır.
Gübre
fiyatları artışının, özellikle pandemi sürecinde, artırılması gereken
üretimimiz için büyük bir tehdit olduğunun farkına varmalıyız.
Gübre
fiyatları artışına çözüm bulunmaması halinde ise fiyatlar daha fazla artabilir,
bu durum tarım sektörü için bir kaosa sebebiyet verebilir.
Hayvansal üretimde, üreticilerimizin en büyük
girdisi yemde fiyat artışları üreticimizi ciddi şekilde etkilemekte.
hayvancılık sektörüne büyük bir darbe vurmaktadır.
Yine
tarımsal sulama da kullanılan elektrik fiyatları yüksek seviyesini
korumaktadır.
Tarımsal
üretimin en önemli faktörlerinden olan sulama ücretlerini yüksekliği de
üreticilerimizi mağdur etmektedir.
Kullanılmadığında
verimde yüzde 60’lara varan verim kayıplarına sebep olan zirai mücadele
ilaçlarının fiyatları son yıllarda önemli artışlar gösterdi.
Yem
de üreticilere destekleme yapılmalı, elektrik fiyatları ve sulama ücretleri
makul seviyelere indirilmeli ve ilaç fiyatlarına uygulanan yüzde 18’lik KDV
üreticilerimize destek olarak verilmelidir.
Temel
ürünlerimizden kuru soğan ve patateste pazarlama sorunları devam etmektedir.
Tarlada ve depodaki üretim maliyeti 90 kuruş olan soğanda fiyatlar 70-80 kuruşa
geriledi. Pandemi dolayısıyla talepte yaşanan daralma fiyatlarda düşüşe yol
açtı.
Depolarda
bekleyen soğanda çürümeler oldu. Mart sonu Nisan’da taze soğan çıkmaya başlayacağından,
depolardaki soğanların satışında sıkıntı olacaktır.
Üreticilerimizin
mağduriyetinin önlenmesi için, soğan ihracatına ivme kazandırılması, yeni alıcıların ve pazarların bulunması
gerekmektedir.
Patateste
artan rekolte ve pandemi dolayısıyla talepteki daralmanın etkisi ile yaşanan
pazarlama sorunları devam etmektedir.
Üreticilerimizin
beklentisi tüketimin artmasını sağlayarak ürünün değerlendirilmesi, ihracatın
teşvik edilmesidir.
-Kredi borçları-
Türkiye
Ziraat odaları birliği olarak, çiftçilerimizin yüksek faizlerle borçlanarak
biriken ve takibe düşen borçları ile ilgili olarak geçen ay Sayın
Cumhurbaşkanımıza mektup yazmış bu borçların faizsiz olarak uzun vadeye
yayılmasını ve çiftçilerimizin icradan kurtulmalarını talep etmiştik. Bu
sorunları Tarım ve Orman Bakanımıza da birkaç defa ilettik.
Sayın
cumhurbaşkanımızın talimatı ile bu sorunun çözülmesi için bir çalışma
başlatıldı. Ancak, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliğinden yapılan
açıklamada Kooperatif ortaklarından takibe düşen borçlu sayısı oranının yüzde
1,4 olduğu ifade edildi. Bunun üzerine bu oranın yüksek olmadığı gerekçesiyle
yapılandırmaya gerek görülmemiştir.
Bu durumun
ardından, bir basın toplantısı düzenleyerek,
geliri dikkate alındığında, yüksek faizle borçlanmış çiftçilerin bu
borçlarını ödemesinin zor olduğunu açıklayarak, borçların faizsiz olarak uzun
vadeye yayılması ile çiftçinin icraya düşmekten kurtulacağını ve rahat bir
nefes alacağını ifade ederek kamuoyuna duyurmuştuk. Bu açıklamalarımız yazılı
basında ve televizyonlarda geniş bir şekilde yer buldu.
Bu sorunun
çözümü ile ilgili olarak, faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
Hükümetimizden
beklentimiz acil olarak çiftçimizin bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine
ödeyemediği için takibe düşen ve yüksek faizle kullandığı borçları faizsiz olarak uzun vadeye yayılmalı ve
üreticilerimiz rahatlatılmalıdır.