-Bayraktar, Trabzon’da
-TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar: “Bu sene fındıkta istediğimiz rekolteyi yakalayamadık”
-“Dünya üretiminin yüzde 70’ini sağladığımız bu üründe yaşadığımız rekolte kaybı, sadece üreticimizi değil, genel olarak ekonomimizi de etkileyecek”
-“Madem fındık üretimi 500-550 bin ton da niye fındık fiyatları 12 lirayı buldu?”
-“Ben insafa, vicdanlı olmaya davet ediyorum. Normal koşullarda üretim yapmıyoruz, olağanüstü bir durum var”
-“3 tane tüccar, alivreci para kazanacak diye, fındık fiyatlarını düşürmeye kimsenin hakkı yok. Biz doğal afetlerin olmasını istemeyiz. Ama ortaya çıkıp da ‘bizi Türkiye Ziraat Odaları Birliği vurdu, bizi batırdı’ demek, insafsızlıktır”
-“İşini doğru yapan, alivre satış yapmayan tüccarın bir sıkıntısı yok. Parayı basar alır, satar. Bu ülkedeki çiftçinin alın teriyle oynamaya ne hakkınız var? Biz, sizin hoşunuza gitsin diye rekolte tahminini yüksek mi göstereceğiz”
-“Fındıkta 2014 yılına kadar uzatılan Alan Bazlı Desteğin 2014’ten sonra da devam etmesini bekliyoruz”
-“Bu sene yaşanan kuraklık, don ve yağışlar, Türk tarımını bugüne kadar görülmemiş bir afetin içine sürükledi”
-“Afetin boyutu büyük. Üreticilerin SGK ve elektrik borçlarının da yapılandırılmasını istiyoruz. Özel bankalara da ciddi borçlar var, bunların da yapılandırılmasını istiyoruz”
Trabzon – 04.09.2014 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bu sene fındıkta istenen rekoltenin yakalanamadığını bildirerek, “Dünya üretiminin yüzde 70’ini sağladığımız bu üründe yaşadığımız rekolte kaybı, sadece üreticimizi değil, genel olarak ekonomimizi de etkileyecek” dedi.
Bayraktar, Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen Trabzon Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu toplantısı öncesinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Karadeniz Bölgesi’nin en önemli geçim kaynağının başında fındığın geldiğine işaret eden Bayraktar, “Bu sene fındıkta istediğimiz rekolteyi yakalayamadık. Özellikle Ocak ve Şubat aylarının çok sıcak geçmesi, akabinde Mart ayında yaşadığımız don hadisesi, hem Doğu’da hem de Batı’daki bazı illerimizde fındık rekoltesini fevkalade olumsuz etkiledi. Dünya üretiminin yüzde 70’ini sağladığımız bu üründe yaşadığımız rekolte kaybı, sadece üreticimizi değil, genel olarak ekonomimizi de etkileyecek. Çünkü 2012-2013 sezonuna baktığımızda 2 milyar dolarlık fındık ihracatı yapmışız. Bu rekolte ile bu ihracatı bu sezonda gerçekleştirmemiz pek mümkün görünmüyor” dedi.
-“Afetin boyutu büyük, borçların yapılandırılması şart”-
Doğal afetlerin sadece fındığı değil, Türkiye’nin değişik bölgelerinde faklı ürünleri de etkilediğini hatırlatan Bayraktar, şöyle konuştu:
“Hububatta, bazı meyvelerde önemli zararlarımız var. Hem kuraklık, hem dolu, hem de arkasından gelen yağışlar, maalesef Türk tarımını bugüne kadar görülmemiş bir afetin içine sürükledi. Türk çiftçisi ve Türk tarımı bu yılki gibi bir afet görmedi. Böyle bir afetle karşı karşıya kalmadı. 2007 yılında yaşadığımız afetle mukayese edilemeyecek bir afet yaşadık. Bu tür afetler neticesinde sadece çiftçi değil, esnaf ve ülke ekonomisi de zarar görüyor. Üretici desteklenmeli. Bu afetler nedeniyle bizim taleplerimiz doğrultusunda Tarım Kredi ve Ziraat Bankası borçlarına bir erteleme geldi. Ama bunu yeterli görmüyoruz. Çünkü afetin boyutu büyük. Dolayısıyla üreticilerin SGK ve elektrik borçlarının da yapılandırılmasını istedik. Özel bankalara da ciddi borçlar var, bunların da yapılandırılmasını istiyoruz. Bunları yapmamız lazım.”
Bayraktar, fındıkta 2014 yılına kadar uzatılan Alan Bazlı Desteğin 2014’ten sonra da devam etmesini beklediklerini dile getirdi. Fındıkta yaşanan afetin sadece üreticiyi etkilemediğini anlatan Bayraktar, “Bu afetler esnafımızı da ciddi manada etkiliyor. Dolayısıyla çiftçimizin desteklenmesi demek, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde aynı zamanda sosyo-ekonomik yapısının da desteklenmesi demektir. Bunun dikkate alınacağını umuyorum” dedi.
-“Alivre satış yaptınız kendinizi bağladınız”-
TZOB olarak oluşturdukları bir komisyonla rekolte tespiti yaptıklarını hatırlatan Bayraktar, kendi tahminlerini eleştiren bazı sektör temsilcilerine, bu seneki rekolte tahminlerinin 371 bin 185 ton civarında olduğunu tekrarladı ve şunları söyledi:
“Yaklaşık olarak 68 kilogram civarında bir verimlilik rakamı var, 9 lira civarında da fındığın maliyeti görünüyor. Şuanda fındık fiyatları 12 lira civarında seyrediyor. Şimdi tabii bazı çevreler fındık rekolte tahminleri açıklıyorlar, bu tahminleri 500-550 bin ton olarak açıklıyorlar. Madem fındık üretimi 500-550 bin ton da niye fındık fiyatları 12 lirayı buldu, ben de bunu soruyorum. Fındık fiyatları yükseliyorsa bu fındığın doğal afetlerden etkilendiğini ve üretimin düştüğünü gösterir. Hadi şimdi düşürebiliyorsanız, düşürün de göreyim. Fındık 550 bin ton olsaydı fiyatlarla istediğiniz gibi oynayacaktınız. Ve bu fındık fiyatlarını aşağıya çekecektiniz. Alivre satış yaptınız, yani fındık piyasaya çıkmadan dalındayken sattınız. Kendinizi bağladınız, rekolteyi 550 bin ton alarak tahmin ettiğiniz, rekolte doğal afetlerle düşünce ‘Ziraat Odaları Birliği’nin yaptığı rekolte tahmini yanlıştır, bizim rekolte tahminimiz doğrudur’ dediniz. Doğal afetler olmasa sizin rekolte tahmininiz doğru olabilirdi ama büyük bir afet yaşadık, sizin rekolte tahmininiz doğru değil. Fiyatlar da bunu gösteriyor.”
-“Maksat fiyatı aşağı çekmek”-
Rekolteyi yüksek gösterenlerin maksadının fındık fiyatlarını aşağı çekmek olduğunu belirten Bayraktar, sözlerine şöyle devam etti:
“Ben insafa, vicdanlı olmaya davet ediyorum. Normal koşullarda üretim yapmıyoruz, olağanüstü bir durum var. Rakımı yüksek olan yerlerde hiç fındık yok. Batı bölgelerde de belki fındık rekolte tahminlerimiz tutmayacak. Orada da bir miktar düşme olabilir. Yani hasat bunu gösteriyor. Şimdi bu insanların fındıktan başka geçimi var mı? Karadeniz’de fındığın dışında bir ekonomik faaliyetten bahsedebilir misiniz? Sanayi ve hizmetler sektörü Karadeniz’de gelişti mi? İnsanlara tarım dışı sektörlere istihdam yaratacağımız sektörler var mı? Yok. O halde fındık, Karadeniz’in herşeyi. Bunu herkesin anlaması lazım. Fındık bu bölgede üreticinin yegane geçim kaynağıdır. Üreticimiz çoluk çocuğunun rızkını böyle temin ediyor. Şu an bu insanlarımızın fındığı yok. Ben herkesi vicdanlı olmaya davet ediyorum.
-“Fındık fiyatlarını düşürmeye kimsenin hakkı yok”-
3 tane tüccar, alivreci para kazanacak diye, fındık fiyatlarını düşürmeye kimsenin hakkı yok. Bu olağanüstü durum ülkenin meselesi, sadece fındık üreticilerimizin meselesi değil. Doğal afetler ülkemizin ekonomisinin etkiliyor. Biz doğal afetlerin olmasını istemeyiz. Ama ortaya çıkıp da ‘bizi Türkiye Ziraat Odaları Birliği vurdu, bizi batırdı’ demek, insafsızlıktır. Sizi Türkiye Ziraat Odaları Birliği vurmadı, sizi doğal afetler vurdu, eğer kendinizi vurulmuş hissediyorsanız. İşini doğru yapan, alivre satış yapmayan tüccarın bir sıkıntısı yok. Parayı basar alır, satar. Niye alivre satış yapıyorsunuz? Bu ülkedeki çiftçinin alın teriyle oynamaya ne hakkınız var? Biz, sizin hoşunuza gitsin diye rekolte tahminini yüksek mi göstereceğiz?
Kaldı ki Bakanlığın oluşturduğu komisyonda Ziraat Odalarımız da var. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın tahmini de bize fevkalade yakın. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin ve bakanlığın tahminlerinden çok farklı bir tahminleri var. Bu olacak şey değil.”
Afet nedeniyle bu sene fındık fiyatlarının yükseleceğini belirten Bayraktar, bunu düşürmeye kimsenin gücünün yetmeyeceği de gayet açık olduğunu kaydetti. Bayraktar, buna rağmen elinde fındık olmadığı için birçok üreticinin bundan istifade edemeyeceğinin altını çizdi.
Bayraktar, “fındıkla alakalı bizim sadece fiyat politikalarını belirleme, yönlendirme gibi bir görevimiz yok. Biz Bakanlığımızla son yıllarda sık sık son yıllarda bir araya geliyoruz, birlikte çalışmalar yapıyoruz” dedi.
Çaydaki bahçe yenilme projesini örnek gösteren Bayraktar, aynı projenin fındıkta da ivedi olarak uygulanmasını talep ettiklerini söyledi. Toprak Koruma ve Kullanım Kanunu’nun önemini de dikkat çeken Bayraktar, daha fazla üretim için üreticinin önündeki engellerin kaldırılması gerektiğinin altını çizdi.
Bayraktar ve beraberindeki heyet, İl Koordinasyon Toplantısı sonrası Trabzon Su Ürünleri Enstitüsü’nde yetiştirilip doğaya salınan balıkları besledi.