-Şanlıurfa’da yapılan pamuk hasadına Gaziantep, Diyarbakır, Mardin, Adıyaman, Siirt, Batman ve Şırnak’tan Ziraat Odası Başkanları ve çiftçiler de katıldı
-TZOB Genel Başkanı
Bayraktar:
-“Pamuk fiyatlarının son bir yılda yaklaşık yüzde 26 oranında geriledi. Tam da hem verimden hem de üretimden memnun olacağı esnada yaşanan bu durum, çiftçimizde büyük hayal kırıklığına sebep oldu”
-“Bu fiyatlarla üreticimiz, geçimini nasıl sağlayacak? Çoluğuna, çocuğuna nasıl ekmek götürecek?”
-“Sanayicilerimize de seslenmek istiyorum. Bu çiftçi size her yıl lazım. Bu çiftçiyi tarlada tutamazsanız, seneye pamuğu nereden bulacaksınız? Sizleri insaflı olmaya çağırıyorum. Çiftçiyi koruyun ki onlar da sizi korusun”
-“Her sene pamuk fiyatlarının düşük olacağının bir garantisi mi var? Seneye fiyatlar çok fazla artarsa, ülke içinde de yeterli üretim olmazsa ne yapacaksınız? Herkes şapkasını önüne koysun, bu sorunu nasıl çözeriz diye kafa yorsun”
-“Bu sadece çiftçimizin sorunu değil ki. Çiftçimiz üretemezse ithalat herkesin sorunu olacaktır”
“Girdi fiyatları makul
düzeylere çekilmelidir”
-“Prim kilogramda 80
kuruştan en az 1 lira 30 kuruşa çıkarılmalıdır”
-“Prim desteğinde dekar başına en fazla 500 kilogram kota getirilmesi uygulaması kaldırılmalıdır”
-“Tarım ve hayvancılıkta, elektrik üzerindeki yüzde 18’lik KDV sıfırlanmalı, yüzde 1 Enerji Fonu ve yüzde 2 TRT payı kaldırılmalıdır”
-“Pamukta gümrük vergisi yüzde 6’ya çıkarılmalıdır. Pamuk ithalatına belli bir kota getirilmelidir”
Ankara
– 19.09.2019 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi
Bayraktar, uluslararası piyasada pamuk fiyatlarının son bir yılda yaklaşık
yüzde 26 oranında gerilediğini bildirerek, “tam da hem verimden hem de
üretimden memnun olacağı esnada yaşanan bu durum, çiftçimizde büyük hayal
kırıklığına sebep oldu. Bu fiyatlarla üreticimiz, geçimini nasıl sağlayacak?
Çoluğuna, çocuğuna nasıl ekmek götürecek?” dedi.
Bayraktar,
Şanlıurfa’nın merkez Haliliye İlçesi Osmanbey Mahallesi’nde pamuk hasadı yaptı.
Pamuk hasadına Gaziantep, Diyarbakır, Mardin, Adıyaman, Siirt, Batman ve
Şırnak’tan Ziraat Odası Başkanları ve çiftçiler de destek vermek üzere katıldı.
Şemsi
Bayraktar, hasadı ülke pamuğunun yaklaşık yüzde 40’ının üretildiği, tarımın ilk
yapıldığı bölgelerden biri olan, “bereketli hilal” içinde yer alan Şanlıurfa’da
düzenledikleri belirtti. Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak, hasat
etkinliklerine katıldıklarını, çiftçinin sevincine de sıkıntısına da ortak
olduklarını bildiren Bayraktar, şunları söyledi:
“Pamuk
tekstil sanayimize sağladığı katma değer, tekstil ve konfeksiyon ihracatının
ülkemiz ekonomisine kazandırdığı döviz miktarı, yarattığı istihdam hacmiyle
Türk tarımı için vazgeçilemez bir üründür. Bir endüstri bitkisi olan pamuk,
lifiyle tekstil, çiğidiyle yağ sanayi, linteriyle de kağıt sanayinin ham
maddesi durumundadır. Bunların yanı sıra son yıllarda çekirdeğinden elde edilen
yağ ile biyodizel üretiminde ham madde olarak kullanılmaktadır. Ayrıca
küspesiyle hayvancılığın gelişmesine katkıda bulunuyor olması bakımından da
ülke ekonomisindeki yeri büyüktür.
1995
yılında ekim alanı 7 milyon 589 bin dekara kadar çıkan pamukta, bu alanlar 2016
yılında 4 milyon 160 bin dekara kadar gerilemişti. Daha sonra verilen
desteklerin de etkisiyle yeniden artmaya başlayan ekim alanları, 2018 yılında 5
milyon 186 bin dekara yükseldi. Üretim de ekim alanlarına, verime göre değişim
gösterdi. 1995 yılında 2 milyon 224 bin ton olan kütlü pamuk üretimi, 2009
yılında 1 milyon 725 bin tona kadar geriledikten sonra, 2011 yılında 2 milyon
580 bin ton ile rekor kırdı. Geçen yıl ise 2 milyon 570 bin ton kütlü pamuk
ürettik. Bu üretimden 977 bin ton da lif pamuk elde ettik.”
-“Üretimin tüketimi karşılama oranı yüzde 60’a çıktı”
Ülke
ihtiyacı olan pamuğun bir türlü karşılanamadığını, 2015/2016 üretim döneminde
yüzde 49’a kadar gerileyen üretimin tüketimi karşılama oranının 2018/2019
döneminde yüzde 60’a kadar çıktığını belirten Bayraktar, “Bu oranın çok daha
fazla artırılması, hatta ülke ihtiyacımızın ülke içinden karşılanması için ne
gerekiyorsa yapmalıyız. Bunun başka yolu yoktur. Sadece geçen yıl 752 bin ton
lif pamuk ithali için 1,4 milyar dolar döviz ödedik. Ülkemiz 2008-2018
döneminde, 14,8 milyar dolar dövizi pamuk ithalatı için harcadı. Bu para ülke
çiftçimiz yerine yabancı ülkelerin çiftçilerine katkı sağladı” dedi.
-“Çiftçimizin derdi bizim derdimiz, sevinci bizim sevincimiz”
Pamuk
fiyatlarının son bir yılda yaklaşık yüzde 26 oranında gerilediğini vurgulayan
Bayraktar, şöyle konuştu:
“Gerileme
özellikle son 5 ayda meydana geldi. Geçen yıl uluslararası piyasalarda Haziran
ayında 84 sente kadar çıkan pamuk fiyatları, bu yıl Ağustos başında 58 sente
kadar indi. Bu günlerde 62 sent dolaylarında seyrediyor. ABD ile Çin arasındaki
ticaret savaşı, devir stokları ve yüksek rekolte beklentisi buna yol açtı.
Dünyadan izole değiliz. Uluslararası piyasalardaki gelişmeler bize de yansıyor.
Tam da hem verimden hem de üretimden memnun olacağı esnada yaşanan bu durum,
çiftçimizde büyük hayal kırıklığına sebep oldu. Nitekim, 29 Ağustos’ta Şanlıurfa’da,
2 Eylül’de Adana’da, Yönetim Kurulu üyelerimiz, Ziraat Odası Başkanlarımız ve
çiftçilerimizin geniş katılımıyla düzenlediğimiz basın açıklamalarında
pamuktaki sorunları dile getirdik. Çiftçimizin sesi olduk. Yine 29 Ağustos’ta
Birlik Merkezimizde düzenlediğim basın toplantısında pamuktaki sorunlarımızı da
değerlendirdim, taleplerimizi kamuoyuna açıkladım. Çiftçimizin sorunlarını,
taleplerini her ortamda dile getiriyor ve takipçisi oluyoruz.
Çiftçimizin
derdi bizim derdimiz. Çiftçimizin sevinci bizim sevincimiz. Tasada ve kıvançta
hep beraberiz. Çiftçimiz sıkıntıdaysa biz de sıkıntıdayız.”
-Maliyetler arttı
Pamukta
maliyeti en fazla etkileyen girdilerin fiyatları son bir yılda, ilaçta yüzde
112, elektrikte yüzde 76, üre gübresinde yüzde 42, DAP gübresinde yüzde 39,
tohumda yüzde 25, mazotta yüzde 14 arttığını, bununla da kalmadığını, işçilik
ücretlerinin de sulama fiyatlarının da arttığına dikkati çeken Bayraktar,
şunları söyledi:
“Pamuk
fiyatları yüzde 26’nın üzerinde düştü. Şimdi soruyorum? Maliyetleri yüzde 100’ü
aşan oranlarda artan üreticimiz, geçen yılın yüzde 26 altında bir pamuk satış
fiyatıyla ne yapacak? Kütlü pamuğun kilogramı Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 2
lira 75 kuruş, Ege Bölgesinde 3 lira 30 kuruş ile 3 lira 52 kuruş, Çukurova Bölgesi’nde
ise 2 lira 80 kuruş ile 3 lira arasında seyretmektedir. Bu fiyatlarla
üreticimiz, geçimini nasıl sağlayacak? Çoluğuna, çocuğuna nasıl ekmek
götürecek?
Önlem
alınmazsa pamuğun artık en önemli ürünlerden biri haline geldiği Güneydoğu
Anadolu Bölgemiz de dahil olmak üzere seneye pamuk üretiminde çok büyük sorun
yaşanır. Derhal önlem alınmalı ve pamuk üreticisinin tarlada kalması
sağlanmalıdır.”
-“Pamukta sıfır gümrük önemli bir sorun”
Pamukta
sıfır gümrüğün önemli bir sorun olduğunu vurgulayan Bayraktar, şöyle devam
etti:
“Bilindiği
gibi Dünya Ticaret Örgütü uygulamaları nedeniyle gümrük vergileriyle fazla
oynayamıyoruz. Kurallara göre gümrük vergilerini en fazla yüzde 6’ya
çıkarabiliyoruz. Sanayicilerin Yunanistan’dan çok ucuza pamuk almak için bağlantı
yaptıkları gibi söylentiler de kulağımıza geliyor. Burada sanayicilerimize de
seslenmek istiyorum. Bu çiftçi size her yıl lazım. Bu çiftçiyi tarlada
tutamazsanız, seneye pamuğu nereden bulacaksınız? Sizleri insaflı olmaya
çağırıyorum. Çiftçiyi koruyun ki onlar da sizi korusun. Her sene pamuk
fiyatlarının düşük olacağının bir garantisi mi var? Seneye fiyatlar çok fazla
artarsa, ülke içinde de yeterli üretim olmazsa ne yapacaksınız? Herkes
şapkasını önüne koysun, bu sorunu nasıl çözeriz diye kafa yorsun. Bu sadece
çiftçimizin sorunu değil ki. Çiftçimiz üretemezse ithalat herkesin sorunu
olacaktır.
-Yapılması gerekenler
Pamuk
primlerinde gerekli düzenleme acilen yapılmalıdır. Prim kilogramda 80 kuruştan
en az 1 lira 30 kuruşa çıkarılmalıdır. Pamuğunu satan üreticinin primi hemen
ödenmelidir. Girdi fiyatları makul düzeylere çekilmelidir. Pamukta özellikle
sulamada elektrik tüketimi yüksektir. Tarım ve hayvancılıkta, elektrik
üzerindeki yüzde 18’lik KDV sıfırlanmalı, yüzde 1 Enerji Fonu ve yüzde 2 TRT
payı kaldırılmalıdır. Konutlarda 60 kuruş olan elektriği çiftçimize 70 kuruşa
satmanın mantığını anlamak mümkün değildir. Elektrikte çiftçiyi bezdiren keyfi
uygulamalarından vazgeçilmelidir. Üreticilerimizin her ay elektrik faturası
ödemesine imkan yoktur. Ürünlerin hasat dönemi dikkate alınarak yılda bir ya da
iki defada tahsilat yapılmalı, teminat isteme uygulamasından vazgeçilmelidir.
Prim
desteğinde dekar başına en fazla 500 kilogram kota getirilmesi uygulaması
kaldırılmalıdır. Çiftçi verimli üretim yapıyorsa, dekar başına 600-700 kilogram
verim elde ediyorsa karşılığını da almalıdır. Ülke ihtiyacı pamuğun çiftçimiz
tarafından üretilmesi sağlanmalıdır. Pamukta sürdürülebilirlik için sanayicinin
pamuğunu iç piyasadan temin etmesi teşvik edilmelidir. Üreticilerimizin hasat
ettiği pamuğun tatminkar bir fiyatla alınması için Çukobirlik, TARİŞ, Antbirlik
gibi tarım satış kooperatiflerinin devreye girmesi sağlanmalıdır. Üreticimizin
pamuk fiyatında önünü görebilmesi ve piyasanın düzenlenmesi açısından önem arz
etmektedir. İthal ürünün ucuzlaması, yerli pamuğun kullanılmasının tamamen
önüne geçmiştir. Bu nedenle pamuk ithal eden kullanıcılara ithal ettiği pamuk
miktarının yüzde 25’i kadar yerli üretim kullanma zorunluluğu getirilmelidir.
Ham bez ithalatı önlenmelidir.
Dünya
Ticaret Örgütü ve Avrupa Birliği kuralları çerçevesinde pamukta ihtiyacın
üzerinde ithalat yapılmasının önüne geçilmelidir. Pamukta gümrük vergisi yüzde
6’ya çıkarılmalıdır. Pamuk ithalatına belli bir kota getirilmelidir.
Bunlar
yapılırsa, tekstil sanayimizin ham madde ihtiyacı da karşılanır, çiftçimizin
sorunu da bir nebze olsun çözülür, pamuk için ödediğimiz döviz miktarı da
sınırlanır. İthalatın önüne geçilmesinin tek yolu pamuk üreticimizi
desteklemektir. Çiftçimizin beklediği 2019 yılı Destekleme Tebliği bir an evvel
açıklanmalıdır. Borsada korbeylerde fiyat oluşmamakta, üretici ürününü satacağı
fiyat hakkında bilgi sahibi olamamaktadır. Gerekli mevzuat değişikliği
yapılmalı, ticaret borsalarında denetimler artırılmalıdır.”
-“Hem Şanlıurfa’da hem de Güneydoğu Anadolu’da pamukta verimi artırmak zorundayız”
Güneydoğu
Anadolu Bölgesi ve Şanlıurfa’nın, son yıllarda GAP’ın da devreye girmesiyle
pamuk üretiminde en ön sıraya yerleştiği bilgisini veren Bayraktar, şöyle
konuştu:
“Bu
bölgemiz, pamuk ekim alanları genişliği bakımından ilk sıradadır. Pamuk ekim
alanları, 1995 yılından bu yana diğer bölgelerde azalırken, Güneydoğu Anadolu
Bölgemizde yüzde 53 oranında artmıştır. Bölgede geçen yıl, 3 milyon 64 bin
dekar alanda pamuk tarımı yapılmıştır. Ülkemizde üretilen pamuğun yüzde 55’i
Güneydoğu Anadolu Bölgesinde üretilmiştir. Pamuk üretiminde iller arasında
birinciliği alan Şanlıurfa’da 2 milyon 314 bin dekar alanda pamuk ekilmiş ve 1
milyon 28 bin ton kütlü pamuk elde edilmiştir. Şanlıurfa, ülkemizde, pamuk ekim
alanlarında yüzde 44,6, üretimde ise yüzde 40 ay almaktadır. Buna karşın hem
Güneydoğu Anadolu genelinde hem de Şanlıurfa’da pamukta verim ülke ortalamasına
göre düşüktür.
Kütlü
pamukta dekar başına ortalama verimin 496 kilogram olduğu ülkemizde, Şanlıurfa,
444 kilogramlık verimle Iğdır ve çok az pamuk üreten Çanakkale dışında en düşük
verime sahiptir.
Bu
durumu düzeltmek, hem Şanlıurfa’da hem de Güneydoğu Anadolu Bölgemizde pamuk
verimini yükseltmek zorundayız.
Verim
artışı, üretim artışını beraberinde getirir ki ülkemizin pamukta daha fazla
üretime ihtiyacı olduğu göz önünde bulundurulursa, bu durum fevkalade önemlidir.”
Bugün
olduğu gibi her zaman çiftçinin yanında olacaklarına dikkati çeken Bayraktar,
“tüccarı da sanayicisi de esnafı da üreticimizin ürettiğinden para kazanan
herkes, pamuk üreticimizin yanında olmalıdır. Çiftçimiz olmazsa sizler ayakta
kalamazsınız. Çiftçimize teşekkür borçlusunuz. Teşekkür etmeyi bilin” dedi.
Daha
sonra pamuk hasadı yapan Bayraktar, tüm zorluklara rağmen üretimden vazgeçmeyen
çiftçiler başta olmak üzere bütün taraflara hayırlı ve bereketli bir hasat
dönemi diledi.
Şanlıurfa
(Haliliye) Ziraat Odası Başkanı Ahmet Eyüpoğlu, geçen sene aşırı yağmur
nedeniyle çiftçilerin afetle karşı karşıya kaldığını, bu sene de prim
desteğinde dekar başına 500 kilogram kota getirildiğini belirtti. Pamuk
üreticinin çok zor durumda olduğunu, mazot, ilaç, gübre, sulama gibi girdilerin
fiyatlarının arttığını vurgulayan Eyüpoğlu, prim desteğinin ton başına 1300
lira olarak bir an önce açıklanması gerektiğini vurguladı.
Törene
TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Cevat Delil de katıldı.