“Mersin’de meydana gelen sel felaketinden 6 bin üreticimizin 175 milyon liralık zararı var. Maalesef zararın boyutu büyük”
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Mersin’de meydana gelen sel felaketinden 6 bin üreticimizin 175 milyon liralık zararı var. Maalesef zararın boyutu büyük”
-“Tabii şimdi sorunları çözmemiz lazım. Bu üreticilerimizin kamu ve özel bankalara, Tarım Kredi Kooperatiflerine çok ciddi borçları var”
-“Sorunların çözümü noktasında Ankara’da bir takım temaslarda bulunacağız”
-“Üreticilerimizin taleplerini bir rapor halinde hükümetimize, ilgili bakanlarımıza sunacağız, bir çözüm yolu bulmaya çalışacağız”
-“Üreticilerimiz, kendilerini toparlayabilme açısından, borçların ödemesinin faizsiz ve uzun vadeli olmasını istiyorlar. Bir yıllık değil. ‘Üretime dönmek için bize yeni kaynak da lazım’ diyorlar”
-“Önemli olan üreticimizin tekrar tarlaya dönmesi, üretimin devam etmesidir. Bunun imkanlarını bulmamız ve bunu sağlamamız lazım”
-“Yaralarını sarmamız, bir can suyu sağlamamız lazım”
-“Mersinli çiftçilerimize de geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Allah tekrarını göstermesin. Allah bir daha böyle afetler bize yaşatmasın. Biz her zaman Ziraat Odaları olarak, Ziraat Odaları Birliği olarak yanlarındayız”
Mersin - 02.02.2017 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kuvvetli yağış sonucu oluşan sel baskınlarından zarar gören Mersin’in Tarsus ilçesi Kulak ve Bahşiş, Akdeniz ilçesi Adanalıoğlu köyleri ile aşırı kar yağışından zarar gören Toroslar ilçesi Arslanköy ve Çağlarca köylerini ziyaret etti.
Bu köylerde zarar gören tarım alanlarında incelemeler yapan Bayraktar, çiftçilerle bir araya geldi, sorunlarını dinledi, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
Bayraktar, beraberinde TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Bahadır Sezgin ve Mersin ili Ziraat Odaları Başkanlarıyla Mersin’in Akdeniz ilçesinden Tarsus’a kadar uzanan geniş bölgede sel afetinin yaşandığı tarım alanlarını inceledi.
-“Zararın boyutu fevkalade büyük”-
Tarsus’un Kulak ve Bahşiş köylerindeki incelemelerin ardından yaptığı açıklamada, Mersin’in örtü altı tarımsal üretimde, tarım ve gıda ürünü ihracatında çok önemli bir yere sahip olduğunu belirten Bayraktar, şunları söyledi:
“Mersin’de Aralık ve Ocak aylarında aşırı yağış, hortum ve fırtına gibi bir takım felaketlerle karşı karşıya kaldık. Ocak ayında da meydana gelen aşırı kar yağışı bazı ürünlerimize zarar verdi. Ziraat Odası Başkanlarımızdan aldığımız bilgilere göre, maalesef zararın boyutu fevkalade büyük.
Meydana gelen sel felaketinden Mersin’de 6 bin üreticimizin 175 milyon liralık bir zararı var. Üreticilerimizi de dinleme şansımız oldu. Bize intikal eden sorunların dışında başka sorunlarının da olduğunu gördük. Bu sorunların çözümü noktasında da Ankara’da bir takım temaslarda bulunacağız. Kalkınma Bakanımız Lütfi Elvan bu bölgenin bakanı. Bölgeye gelerek bir çalışma yaptı, üreticilerimizi dinledi. Biz de Kalkınma Bakanımızla bir araya gelmeyi planlıyoruz. Tabii şimdi sorunları çözmemiz lazım. Bu üreticilerimizin kamu ve özel bankalara, Tarım Kredi Kooperatiflerine çok ciddi borçları var. Aralık ayında meydana gelen zararla alakalı bir kararname var. Bu borçlar erteleniyor. Ancak 2017 yılında Ocak ayında aşırı kar yağışı nedeniyle meydana gelen zararlar için de bir kararname lazım. Üreticilerimiz, kendilerini toparlayabilme açısından, borçların ödemesinin faizsiz ve uzun vadeli olmasını istiyorlar. Bir yıllık değil. ‘Üretime dönmek için bize yeni kaynak da lazım’ diyorlar. Üreticimiz, yeni kaynak, yeni kredi imkanının sağlanmasını istiyor. Bunları takip edeceğiz.”
-SGK borç ertelemesi-
Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan borç ve ödemelerde bir erteleme olduğu bilgisini veren Bayraktar, şöyle devam etti:
“SGK’da Yönetim Kurulu üyesiyim. Takip ettik ve borç ve ödemeler ertelendi. Ama bunun dışında Tarsim’e olan borçlar, prim borçları var. Üreticilerimiz bunun ertelenmesini istiyorlar. Üretimin daha verimli olması, sürdürülebilirliği açısından örtü altı yetiştiriciliğinde kullandıkları sebze tohumlarında aynı gübre ve yemde de olduğu gibi KDV muafiyet talep ediyorlar. Üreticilerimiz, tarımsal faaliyette kullanılan mazotta devletin bedelin yarısını karşılaması kararının biran evvel hayata geçmesini istiyor.
Ayrıca asgari ücretin artışına bağlı olarak üreticimizin SGK’ya ödedikleri prim miktarı arttı. Üreticilerimiz, hem kayıt dışılığı önleme hem de sosyal güvenlik kapsamına girebilme adına SGK primlerinin de aşağı çekilmesini talep ediyor. Tohumların çok pahalı olduğunu, afetten sonra özellikle pahalandığını üreticimiz ifade ediyor. Tabii bu ve benzer taleplerini biz bir rapor halinde hükümetimize, ilgili bakanlarımıza sunacağız. Bir çözüm yolu bulmaya çalışacağız. Önemli olan üreticimizin tekrar tarlaya dönmesi, üretimin devam etmesidir. Bunun imkanlarını bulmamız ve bunu sağlamamız lazım.”
-Üretici-market fiyat farkı-
Bayraktar, basına verdiği demeçte, bir gazetecinin yaşanan afetlerden sonra sebze ve meyve fiyatlarının artması konusundaki bir sorusunu şöyle yanıtladı:
“Dün Ankara’da yaptığım basın toplantısında, Mersin’de yaşanan felakete de değindim. Zaman zaman meydana gelen bu tarz afetler maalesef arz talep dengesini bozuyor. Üreticilerimiz burada kazanmıyor. Fiyatlar artıyor ama üreticilerimiz hala ucuz satmaya devam ediyor. Ama bir bakıyorsunuz pazarda, manav, markette bunlar pahalı. Burada aracılar kazanıyor. Bunu muhakkak suretle kırmamız lazım. Biz Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak bunu hep gündeme taşıyoruz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan da geçen Külliye’de konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Bu çok önemlidir. Bakanları da görevlendirdi. Şimdi hem Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Faruk Çelik hem Gümrük ve Ticaret Bakanımız Bülent Tüfenkci bir çalışma yapıyor. Biz bu çalışmaya destek veriyoruz. Aracıları kaldıran, üreticilerin daha makul, alın terinin karşılığını alabileceği bir fiyat üzerinden malını satmasını sağlayan ama tüketicinin de pahalı tüketmesini önleyen bir sisteme ihtiyaç var. Şimdi üretici birliklerini daha fazla devreye sokmamız, onları daha faal hale getirmemiz lazım. Gümrük ve Ticaret Bakanımız bununla ilgili bazı destekler vereceğini ifade etti. Yani piyasaya girecek olan, üreticinin malını değerlendirecek olan üretici birliklerine verilecek destekleri de açıkladı. Bu ve benzer tedbirlerin biran evvel hayata geçmesi lazım. Artık biz bu ülkede bu işi bu şekilde sürdüremeyiz. Burada bir sömürü var. Bunu kaldırmak, yok etmek lazım.”
-Rus buğdayında fusarium toksini bulunduğu iddiası-
Bayraktar, Rus buğdayında bir mantar hastalığı olan fusariumdan kaynaklı toksinlerin bulunduğu iddiasının sorulması üzerine, şunları söyledi:
“Rusya’dan ortalama 2,5 milyon ton kaliteli buğday ithal ediyoruz. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızla bir görüşme yaptık. Bakanlık, yurt dışından gelen bu buğdayların laboratuvarda her türlü tahlil ve analizlerinin yapıldığını, şu ana kadar intikal eden bir problem olmadığını ifade etti. Tabii böyle bir şey varsa Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız buğday ithalatına son verecektir. Rusya’dan kaynaklı böyle bir sorun yaşarsak alternatif ülkeleri bulmamız gerekiyor. Avrupa’nın bazı ülkeleri, Kazakistan, Kanada gibi ülkelerden kaliteli buğday ithal etmemiz mümkün olabilecek. 22-23 milyon ton buğday üretiyoruz. Bu buğdayı kaliteli üretmek, kaliteli buğday ithalatına son vermek zorundayız.
Yeterli buğday üretiyoruz. Un ve nişasta üretiminde kullanmak ve ihraç etmek üzere kaliteli buğday ithal ediyoruz. Bir an evvel kaliteli buğday üretimine de geçmemiz lazım. Verilen teşvikleri de üreticimiz iyi değerlendiriyor. Önümüzdeki yıllarda dışardan aldığımız 4-4,5 milyon ton buğdayı bu ülkede üreteceğiz.”
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Akdeniz ilçesi Adanalıoğlu köyündeki temaslarında, dış talepten kaynaklanan çiftçinin zararının telafi edilmesi gerektiğini, ülke nüfusunun 80 milyona dayandığını, üreticinin tarlada kalmasının çok önemli olduğunu bildirdi.
Bayraktar, şunları söyledi:
“Çiftçimiz tarlada kalmazsa bu nüfus nasıl doyacak? 80 milyona kim bakıyor, kim besliyor? Yapısal sorunların bir şekilde çözülmesi gerekir. Sulama yatırımları bitmeli. Arazi parçalanmasının önüne geçilmeli. Üreticinin ekonomik örgütlenmesi muhakkak surette sağlanmalı. Stratejik ürünlerde devlet şirket kuruyor. Bunun Kanada’da ve Avrupa’da örnekleri var. Şirkete de üretici birliklerini ortak ediyor ama profesyonel kadrolarla götürüyor ve alıyor malı değerlendiriyor, pazarlıyor. Bu mümkün olabilir. Kısa vadede üretici birliklerini devreye sokamıyorsak bunu yapalım.
Öyle ürünlerimiz var ki mesela muz. İthalatçı olmamıza rağmen çok önemli bir ürün. Bakın üzüm, incir, fındık, kayısı. Bunlar ekolojik üstünlüğe sahip olduğumuz ürünler. Dünyada rakipsiz olduğumuz ürünler. Ama bu ürünleri de yeterince değerlendiremiyoruz.
Toprak Mahsulleri Ofisi 3-4 milyon ton kapasiteli akradite lisanslı depolar kurdu. TMO garantör olmalı, birlikleri desteklemeli, piyasaya sokmalı. Bir müdahale kurumuna ihtiyaç var. Bu üretici birlikleri olabilir, devlet şirket kurabilir.”
Aşırı yağan yağışları denize taşıyan kanalların rehabilite edilmesi gerektiğini bildiren Bayraktar, “bu meseleyi halletmemiz lazım” dedi.
Gübre ve yemde KDV’nin sıfırlanmasını talep ettikleri ve KDV’nin sıfırlandığını belirten Bayraktar, sebze tohumlarının da çok pahalı olduğunu, üreticinin bunların fiyatlarında bir indirim talep ettiğini vurguladı.
Çiftçinin yüzde 40’ının Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kayıtlı olmadığına dikkati çeken Bayraktar, “ÇKS kaydı olmayanlar gidip Ziraat Bankası’ndan kredi alamıyor. Bu üreticilerimiz Tarsim kapsamına da giremiyor. İki sene evvel Antalya’da bir sel felaketi oldu. Bölgede temaslarda bulunduk. Dönemin bakanıyla görüştük, mekanizasyon desteği isteyen çiftçilerimize sıfır faizli kredi imkanı için Kararname çıkarılmasını sağladık. Seralarını yenilemek isteyenlere sıfır faizli kredi veriliyor. Seraları rehabilite etmemiz, teknolojilerini yenilememiz lazım. Çünkü Tarsim bu haliyle bunları sigorta kapsamına almıyor. Sulama birlikleriyle ilgili sorunlar var. Bu sorunları rapor haline getireceğiz” dedi.
-Toroslar’da Arslanköy ve Çağlarca köylerini ziyaret-
Şemsi Bayraktar, Toroslar ilçesinin aşırı kar yağışından zarar gören Arslanköy ve Çağlarca köylerini ziyaretinde, Kanal 33 televizyona demeç verdi. Demecinde aşırı kar yağışının bölgedeki şeftali ve erik ağaçlarını etkilediğini, bu ağaçların kar altında kaldığını belirten Bayraktar, “bu kar kalkmadan da burada bir tespit yapmak mümkün değil. Kar kalktıktan sonra bir tespit yapacağız. Burası rakımı 1500 metre. Bu bölgede 800 ile 1500 metre arasında rakımda aşağı yukarı 50 bin dekar alana sahip meyve bahçeleri kar altında. Tabii görüyoruz ki bu meyvelerden ürün almak mümkün değil” dedi.
-“Üreticimizin hangi koşullarda üretim yaptığını görüyoruz”-
Bayraktar, şunları kaydetti:
“Şimdi üreticimizin hangi koşullarda üretim yaptığını görüyoruz. Tarım, doğal afetlere maruz kalan açık bir fabrika gibi. Her türlü doğal afete maruz kalıyor. Zaman zaman kuraklık, zaman zaman aşırı yağışlar sonucu sel yaşıyoruz. Yine Anamur, Silifke tarafında geçen hortum ve fırtına oldu. Orada ürünlerimiz zarar gördü. Ocak ayında 30 yıldır görülmeyen bir kar yağışı oldu. Kar yağışı aşırı olunca verdiği zararlardan yakınıyoruz ama kar yağışı da hububat üretimini artırıyor, toprağı verimli hale getiriyor. Şimdi tabii burada üreticilerle bir araya geldik. Üreticilerimizi dinleme şansımız oldu. Üreticilerimizin taleplerini aldık. Bu ülkenin gıda güvencesini üreticilerimiz bu koşullarda sağlıyor, doğal afetlerle de mücadele ederek sağlıyor. Bunun dışında bu ülkenin 15–16 milyar dolarlık bir ihracat yapmasına da imkan veriyor. Onun için üreticilerimizi ayakta, tarlada tutmamız, üretmesini sağlamamız lazım. Üreticimiz sürdürülebilir üretim noktasında olmalı. Ankara’da Kalkınma Bakanımız Lütfi Elvan, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Faruk Çelik ve İlgili Bakanlarla da görüşeceğiz. Yaralarını sarmamız, bir can suyu sağlamamız lazım.
Aşırı yağış olduğunda burada sel felaketi olmaması için tedbirlerin alınması gerekiyor. Bakanlıklara, Devlet Su İşleri’ne, yerel yönetimlere büyük iş düşüyor. Mersin Valimiz Özdemir Çakacak gerekli tedbirlerin alınacağını ifade etti.”
Bayraktar, dış pazarlarda yaşanan sıkıntı nedeniyle, arz talep dengesinin arz lehinde bozulduğunu, üreticilerimiz malını pazarlamakta zorlandığını, bankalara borçlarının yapılandırılmasını talep ettiğini bildirdi.
-Tarsim-
Bayraktar, bir soru üzerine, Tarsim’in kurulması için çok büyük mücadele verdiklerini ve bu mücadele sonucunda yüzde 50 devlet destekli ürün sigortasının hayata geçirildiğini bildirdi.
Şemsi Bayraktar, “Tarsim’de de Ziraat Odaları Birliği adına çiftçimizi temsilen bir Yönetim Kurulu üyesi var. Türkiye’deki üreticilerin yüzde 10’u Tarsim’de. Bu yeterli değil. Bunu yüzde 30’lar yüzde 40’lar seviyesine çıkarmamız lazım. Üreticinin zararının Tarsim’den karşılanması önemli. Üreticilerimiz muhakkak suretle intikallerini yaptırsınlar ve tapularını alsınlar. Tarsim kapsamına girsinler ki devlet bankalarından daha düşük sübvansiyonlu kredi kullanma şansları olsun” dedi.
-“Yakınlarını kaybeden ailelere sabır diliyorum”-
Bayraktar, sel afetindeki can kaybı ve kayıplarla ilgili olarak da “ben tabii hayatını kaybeden insanlarımızın ailelerine sabırlar diliyorum. Kaybettiklerimizin mekanları cennet olsun” dedi.
Şemsi Bayraktar, Mersin Ziraat Odalarının Başkanlarına da teşekkür ederek, “bölgeye geldik, çiftçimizle buluştuk. Mersinli çiftçilerimize de geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Allah tekrarını göstermesin. Allah bir daha böyle afetler bize yaşatmasın. Biz her zaman Ziraat Odaları olarak, Ziraat Odaları Birliği olarak yanlarındayız. Bugün de buradayız. Onların dertlerine sorunlarına çare bulmaya çalışıyoruz. Sorunları takip ediyoruz. Hepsine hayırlı günler bol bereketli günler diliyorum” diye konuştu.