-Bayraktar
2017 yılını değerlendirdi…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Üretici birlikleri, TMO garantörlüğünde devreye girmeli, alım yapmalı, piyasayı düzenlemelidir. Ofis, kiraladığı veya inşa ettiği lisanslı depoları üretici birliklerine tahsis etmelidir”
-“Borçlarını çevirmekte zorlanan çiftçilerimizin, ÇKS kaydı olsun olmasın kamu bankaları ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları, faizsiz olarak uzun vadeye yayılarak yapılandırılmalıdır”
-“Desteklerden kesilen yüzde 4 oranındaki stopaj kesintisi kaldırılmalıdır”
-“ÇKS kaydı olsun olmasın üretim yapan bütün çiftçilerimizin desteklerden yararlanmasının bir yolu bulunmalıdır”
-“Üretim maliyetlerinin azaltılması, girdi fiyatlarının makul düzeylere çekilmesi gerekmektedir”
-“Süt/yem paritesinin 1,5 olması gerektiğini uzmanlar da dile getiriyor. Bu durumda, üreticinin eline geçen çiğ süt fiyatı 1 lira 28 kuruş değil, 1 lira 69 kuruş olmalıdır”
-“2017 yılında, markette 38 ürünün 25’inde fiyat artışı, 13’ünde fiyat azalışı, üreticilerde ise 34 ürünün 18’inde fiyat artışı, 16’sında ise fiyat azalışı meydana geldi”
-“Fiyatı en fazla artan ürünün, marketlerde mandalina, üreticide elma, fiyatı en fazla düşen ürünün ise marketlerde ve üreticilerde karnabahar oldu”
-“Aralık ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkında portakal yüzde 371,59 ile ilk sırada yer aldı. Portakalı yüzde 321,82 ile lahana yüzde 303,06 ile karnabahar izledi. Bu durum sürdürülemez. Mevcut durumdan hem çiftçimiz hem de tüketicimiz mağdurdur”
Ankara – 04.01.2018 – Türkiye Ziraat
Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “fındık, kuru üzüm,
incir, kayısı, Antep fıstığı gibi ürünler ve depolanabilir diğer ürünlerde
üretici birlikleri, TMO garantörlüğünde devreye girmeli, alım yapmalı, piyasayı
düzenlemelidir. Ofis, kiraladığı veya inşa ettiği lisanslı depoları üretici
birliklerine tahsis etmelidir” dedi.
Bayraktar, Birlik
Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında tarımda 2017 yılını değerlendirdi, 2018
yılı beklentilerini ve üretici market fiyatlarını açıkladı. Aralık ayında,
markette 42 ürünün 29’unda fiyat artışı, 9’unde fiyat azalışı, üreticilerde ise
34 ürünün 14’ünde fiyat artışı, 14’ünde fiyat azalışı meydana geldiğini, markette
4 üründe, üreticide 6 üründe fiyatların değişmediğini belirten Bayraktar, Aralık
ayında fiyatı en fazla artan ürünün, marketlerde marul, üreticilerde ise
mandalina olurken, marketlerde kabak, üreticilerde karnabaharın fiyat düşüşünde
ilk sırayı aldığını vurguladı.
Aralık
ayında market fiyatlarında maydanoz, kuru kayısı, kuru üzüm, mısırözü yağı
fiyatında değişim görülmezken, fiyat düşüşünün yüzde 20,51 ile en fazla kabakta
meydana geldiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Kabaktaki
fiyat düşüşünü, yüzde 19,28 ile sivri biber, yüzde 12,72 ile limon, yüzde 12,53
ile portakal izledi.
Markette
en fazla fiyat artışı ise yüzde 20,63 ile marulda görüldü. Maruldaki fiyat
artışını, yüzde 19,23 ile kuru soğan, yüzde 14,79 ile salatalık, yüzde 11,96
ile havuç, yüzde 11,73 ile nohut izledi.
Aralık
ayında üretici fiyatlarında, ıspanak, maydanoz, limon, pirinç, kuru incir ve
zeytinyağı fiyatında değişim olmazken, karnabahar yüzde 40,49 azalmayla fiyatı
en fazla düşen ürün oldu.
Karnabahardaki
fiyat düşüşünü, yüzde 33,89 ile kabak, yüzde 29,03 ile lahana, yüzde 22,34 ile
patlıcan, yüzde 21,90 ile sivri biber, yüzde 21,23 ile portakal takip etti.
Üreticide
en fazla fiyat artışı yüzde 19,39 ile mandalinada görüldü. Mandalinadaki fiyat
artışını yüzde 18,40 ile marul, yüzde 12,50 ile kuru kayısı, yüzde 11,63 ile
elma, yüzde 11,11 ile yeşil soğan izledi.
Aralık
ayında, üretici fiyatlarında mandalina, marul, kuru kayısı, elma, yeşil soğan
fiyat artışında ilk sıraları aldılar.
Mandalinada
erkenci yeni çeşitlerin hasadının tamamlanmasıyla birlikte fiyatlarda artış
yaşandı. Marul ve yeşil soğanda mevsim itibarıyla hasat edilen ürün
miktarındaki azalma fiyatları etkiledi.
Kuru
kayısıda piyasalardaki hareketlenme fiyatlarda artışa yol açtı.
Elmada
ise ürünün depoya girmesi ve ihracatta yaşanan artış, fiyatları etkiledi.
Fiyatı
düşen ürünlere baktığımızda karnabahar, lahana, pırasa gibi kışlık sebzelerde
hasat edilen ürün miktarındaki artışa bağlı olarak fiyatlar geriledi.
Kabak,
patlıcan ve sivri biber gibi örtü altında yetişen ürünler ile havuçta talepteki
daralmaya bağlı olarak fiyatlarda düşüş yaşandı.
Portakalda
erkenci çeşitlerin hasadının ardından Washington tipi portakalların hasadına
başlanması ile birlikte fiyatlar geriledi.
Kuru
soğan ve patateste piyasalardaki durgunluk fiyatları etkiledi.”
-2017 yılı fiyat
değişimleri-
Bayraktar,
2017 yılında, markette 38 ürünün 25’inde fiyat artışı, 13’ünde fiyat azalışı,
üreticilerde ise 34 ürünün 18’inde fiyat artışı, 16’sında ise fiyat azalışı
meydana geldiğini bildirdi.
2017
yılında, fiyatı en fazla artan ürünün, marketlerde mandalina, üreticide elma,
fiyatı en fazla düşen ürünün ise marketlerde ve üreticilerde karnabahar olduğuna
dikkati çeken Bayraktar, şunları söyledi:
“2017
yılında, market fiyatlarında fiyat düşüşü, yüzde 40,57 ile en fazla
karnabaharda meydana geldi. Karnabahardaki fiyat düşüşünü, yüzde 36,06 ile
kabak, yüzde 35,79 ile sivri biber, yüzde 35,49 ile patlıcan, yüzde 31,70 ile
yeşil soğan, yüzde 27,72 ile salatalık takip etti.
Geçen
yıl markette, en fazla fiyat artışı ise yüzde 50,04 ile mandalinada görüldü.
Mandalinadaki fiyat artışını, yüzde 49,53 ile kuru incir, yüzde 37,30 ile kuru
soğan, yüzde 34,41 ile elma, yüzde 32,03 ile domates, yüzde 25,16 ile havuç,
yüzde 24,37 ile süt, yüzde 24,22 ile kuru fasulye, yüzde 21,11 ile Antep
fıstığı, yüzde 20,62 ile patates izledi.
2017
yılında, üretici fiyatlarındaki değişime baktığımızda karnabahar yüzde 62,46
azalmayla fiyatı en fazla düşen ürün oldu.
Karnabahardaki
fiyat düşüşünü, yüzde 52,95 ile sivri biber, yüzde 52,35 ile patlıcan, yüzde
49,07 ile lahana, yüzde 46,79 ile salatalık, yüzde 44,66 ile kabak, yüzde 36,71
ile yeşil soğan, yüzde 26,71 ile kırmızı mercimek, yüzde 26,11 ile pırasa,
yüzde 23,88 ile ıspanak, yüzde 20,10 ile kuru fasulye takip etti.
Geçen
yıl, üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 114,93 ile elmada görüldü.
Elmadaki
fiyat artışını yüzde 84,62 ile kuru incir, yüzde 64,38 ile limon, yüzde 53,85
ile kuru soğan, yüzde 50 kuru kayısı, yüzde 46,67 ile pirinç, yüzde 46,05 ile
marul, yüzde 42,17 ile nohut, yüzde 36,36 ile mandalina, yüzde 29,88 ile kuzu
eti, yüzde 28,26 ile zeytinyağı, yüzde 23,08 ile süt, yüzde 21,62 ile kuru üzüm
izledi.
2017
yılında üretici fiyatlarında en fazla fiyat artışı elmada görüldü.
Elmanın
yanı sıra kuru incir, limon, kuru soğan, kuru kayısı, pirinç, marul, nohut,
mandalina, kuzu eti, zeytinyağı, süt, kuru üzüm, domates, portakal ve Antep
fıstığı fiyatlarında artış yaşandı.
İhracatın
hareketlenmesi elmada, kuru kayısıda fiyatları olumlu yönde etkilerken, kuru
soğanda Rusya’nın ambargoyu kaldırması fiyatlarda artışla yol açtı.
Kuru
incirde ürün kalitesinde yaşanan artışın yanı sıra ihracatta miktar ve
özellikle değer bazında meydana gelen artış fiyatlara yansımıştır.
Limonda
geçen yıl yaşanan kalitedeki düşüş nedeniyle inen fiyatlar normal seyrine döndü.
Pirinçte
de geçen yıl düşen fiyatların ardından bu yıl fiyatlar kaybı telafi etti.
Marulda
rekoltedeki düşüş, mandalinada erkenci çeşitlerin devreye girmesiyle birlikte
hasat süresinin uzaması ve ihracattaki artış etkili oldu.
Nohutta
üreticinin ürünü bekletmesiyle birlikte fiyatlar arttı.
Zeytinyağında
artan tüketimin yanı sıra ihracatta yaşanan artış, fiyatlarda artışa yol açtı.”
-Üretici-market fiyat
farkı-
Aralık
ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkında portakalın yüzde 371,59 ile ilk
sırada yer aldığını vurgulayan Bayraktar, şöyle konuştu:
“Üretici
market fiyat farkında portakalı yüzde 321,82 ile lahana, yüzde 303,06 ile karnabahar,
yüzde 292,72 ile havuç, yüzde 262,55 ile patates, yüzde 258,67 ile kuru kayısı
izledi.
Bugün
üreticide 58 kuruş olan portakal markette 2 lira 71 kuruşa, 37 kuruş olan
lahana 1 lira 55 kuruşa, 61 kuruş olan karnabahar 2 lira 46 kuruşa, 65 kuruş
olan havuç 2 lira 55 kuruşa, 58 kuruş olan patates 2 lira 8 kuruşa, 9 lira olan
kuru kayısı 32 lira 28 kuruşa satılıyor.
Görüldüğü
gibi üretici ile market fiyatları arasındaki tutarsızlık sürüyor.
Bu durum sürdürülemez. Devam ederse, önünde sonunda
çiftçimizin üretimden kaçınmasıyla sonuçlanır. Çiftçimiz de istikrarlı bir
gelir elde etmeli, tüketicimiz de makul fiyatlarla ürün tüketebilmelidir.
Görünen o ki 2017 yılında da tüketicimiz, üretici fiyatlarının çok üzerinde bir
bedelle ürün alabilmiştir. Mevcut durumdan hem çiftçimiz hem de tüketicimiz
mağdurdur.”
-Tarım ülke
ekonomisindeki önemini koruyor-
Günümüzde tüketim alışkanlıklarının hızla
değiştiğini, nüfus artışı, tüketim alışkanlıklarının değişmesi, küresel ısınma
nedeniyle gıdaya ulaşmanın önümüzdeki yıllarda daha zor ve pahalı hale geleceğini
bildiren Bayraktar, “yapılan hesaplamalara göre, dünya nüfusu 2050 yılına kadar
2 milyar artarak 9,6 milyara ulaşacak. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım
Örgütü, 2050 yılına kadar mevcut gıda tüketiminin yüzde 60 oranında artacağını
tahmin ediyor. Buna karşın, dünyada tarım alanları sınırlı, toplam
karasal alanın yüzde 10’unda tarım yapabiliyoruz. Verimliliği artırmak tek yol
olarak görünüyor. Tarım alanlarını kirlenmeden uzak tutmak, çölleşmeyi önlemek,
korumak ve sürdürülebilir tarımı gerçekleştirmek zorundayız” dedi.
Bu ortamda, Türk tarımının gerçekleştirdiği üretim,
sağladığı istihdam ve ihracatla ülke ekonomisindeki önemini koruduğunu belirten
Bayraktar, şunları kaydetti:
“2017 yılı Eylül ayı sonu itibarıyla tarımın gayri
safi yurtiçi hasıla (GSYH) içindeki payı, 2016 yılındaki gibi yüzde 6,2
düzeyinde gerçekleşti. 2016 yılının tamamında yüzde 2,6 küçülen tarım sektörü,
bu yılın Ocak-Eylül döneminde yüzde 3,3 büyüme yaşadı.
Tarımdaki büyümenin temel nedeni, baz etkisinin yanı
sıra bitkisel üretimde yaşanan artış oldu.
Üretim,
tahılda yüzde 2,4, meyvelerde yüzde 9,7, sebzelerde yüzde 1,8 arttı. Meyve
üretimi ilk kez 20 milyon tonu geçti; hem sebzede hem de meyve üretiminde rekor
kırıldı.
Hayvancılıkta
da üretim artışı özellikle tavuk eti ve yumurtada sürerken, kırmızı et ve sanayiye
aktarılan sütte düştü.
Yaş çay
dahil 115,9 milyon ton olan toplam bitkisel üretim miktarı, 2017 yılında yüzde 4,4
artarak 121 milyon tona çıktı.
2017
yılında, 2016 yılına göre, ülkemizde,
büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayısı arttı.
Haziran
ayları itibarıyla 2016’de 14 milyon 324 bin olan büyükbaş hayvan sayısı, 2017’de
14 milyon 817 bin başa çıktı.
Yine 2016
yılında 44 milyon 34 bin olan küçükbaş hayvan sayısı 2017 Haziran ayında 44
milyon 573 bin başa yükseldi.
Tarım sektörü, istihdamdaki önemini koruyor. Eylül
ayları itibarıyla 2016’da yüzde 20,5 olan tarımın istihdamındaki payı, 2017’de
ise yüzde 20,3 olarak gerçekleşmiştir.
Yine de 2017 yılının Eylül ayında her şeye rağmen
tarım, 5 milyon 854 bin kişiye istihdam sağlamıştır.
Tarım, işsizliği 2,2 puan düşürerek yüzde 12,8’den
yüzde 10,6’ya çekmiştir.”
-Rusya ambargosunun kalkması-
Tarım
ve gıdada ihracatın 2016 yılında başlayan Rusya ambargosundan ve komşu ülkeler
Irak ve Suriye’deki iç karışıklıklardan çok etkilendiğini vurgulayan Bayraktar,
“2017 yılının Ocak-Kasım döneminde, ihracat yüzde 4,2 artışla 14,6 milyar
dolardan 15,2 milyar dolara, ithalat ise yüzde 12,5 yükselmeyle 10 milyar
dolardan 11,25 milyar dolara çıktı. Tarım ve gıdada Ocak-Kasım dönemleri
itibarıyla dış ticaret fazlası, 2016 yılında 4,6 milyar dolarken, 2017 yılında
3,95 milyar dolara indi” dedi.
2017
yılı içinde Rusya ambargosunun birkaç ürün hariç kalkması ve ihracatın çoğu
üründe yeniden başlaması çiftçimizi bir nebze de olsun rahatlattığına dikkati
çeken Bayraktar, “domateste 50 bin tonluk kota ve birkaç firmaya ihracat izni
verilmesi uygulaması kaldırılmalıdır. Bu konuda girişimlerin sürdürüldüğünü
biliyoruz. Yalnız, tarımdaki ithalat önemli bir sorun haline gelmeye
başlamıştır. İthalat, ihracattan daha fazla artmakta, tarımın verdiği dış
ticaret fazlası azalmaktadır. Acilen tarım ve gıdadaki ithalat artışına önlem
alınmalı, yurt içi üretim daha fazla desteklenmelidir” diye konuştu.
-“Girdi fiyatları makul düzeylere
çekilmeli”-
Mazot,
gübre, tohum, ilaç, elektrik gibi girdilerin tarımın önemli maliyet unsurları
olduğunu belirten Bayraktar, şunları söyledi:
“Üretim
maliyetlerinin azaltılması, girdi fiyatlarının makul düzeylere çekilmesi
gerekmektedir.
Yem ve
gübrede 2016 yılında sıfırlanan KDV tutarı çiftçimize yansımamıştır. KDV
oranını sıfırlamak yerine KDV tutarı kadar bir meblağın çiftçimize verilmesi
daha doğru olurdu.
2018 yılında tarımda destek bütçesi yüzde 13,7 artışla
14,5 milyar liraya çıkmıştır.
Girdi destekleri içinde en önemli payı mazot, gübre
destekleri alıyor. 2018 yılında gübreye 953 milyon, mazota 1,5 milyar lira
destek bütçesi ayrılmıştır.
Gübre kullanımı fiyata göre değişiklik göstermektedir.
2016 yılında 6,75 milyon ton olan gübre tüketiminin
2017’de gübre fiyatlarının artması sebebiyle bunun altında kalacağı tahmin
edilmektedir.
Önemli bir tarımsal girdi olan gübrede, 2017 yılında
fiyatlar, 2016 yılına göre yüzde 26,4 ile yüzde 37,6 arasında arttı. Gübre
fiyatlarında en fazla artış yüzde 37,6 ile amonyum sülfat gübresinde
gerçekleşti. Üre fiyatları yüzde 31,9 arttı.
Uluslararası gübre fiyatları, 2013 yılından itibaren
gerilemeye başlamış, fiyat düşüşü 2016’ya kadar sürmüştü. 2016’nın son
aylarında fiyatlar, döviz kurlarının artışının yanı sıra dünya fiyatlarının da
artması nedeniyle yükselme trendine girdi.
Gübre kullanımının sürdürülebilir olması için gübre
fiyatlarının makul seviyelerde tutulması gerekmektedir.
Açıklandığı gibi gübre bedelinin yüzde 40’ı destek
olarak verilmelidir.
Diğer önemli girdi mazottur. Ülkemizdeki mazot
fiyatları rekabet içinde olduğumuz ülkelerin çok üzerindedir. Mazot fiyatları,
2017 yılında yüzde 15,9 artarak 4 lira 40 kuruştan 5 lira 10 kuruşa
yükselmiştir. Bu rakamın yaklaşık yüzde 53’ü özel tüketim vergisi ve katma
değer vergisinden oluşmaktadır.
2017
yılında kullanılan mazot bedelinin yaklaşık yarısının destek olarak 2018
yılında çiftçimize ödenecek olması, çiftçimiz lehine fevkalade önemli bir
gelişmedir. Karar, çiftçimiz için oldukça memnuniyet vericidir. Yalnız, desteklerden
sadece Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı çiftçilerimizin yararlanması, yaklaşık 9
milyon hektar tarımsal alanın bu kapsamda olmaması önemli bir sorundur. Üretim
yapan bütün çiftçilerimizin desteklerden yararlanmasının bir yolu bulunmalıdır.
Birim
fiyatın düşürülmesi bakımından; elektrikte uygulanmakta olan yüzde 18 KDV,
tarımda kullanılan elektrikte kaldırılmalı, pay ve fonlar alınmamalıdır.
Hayvancılık
işletmelerimizin indirimli tarifeden elektrik almaları sağlanmalıdır.
Elektrik
borçlarının desteklerden tahsil edilmesiyle ilgili uygulama kaldırılmalıdır.
Enerji
politikaları belirlenirken üreticilerimiz mağdur edilmemelidir.
Tohumda, sertifikalı
tohumluğun zamanında ve uygun bir fiyatla çiftçimize ulaştırılması tarımsal
üretimin artırılması açısından önemlidir.
İthalat
değerinde en çok paya sahip olan sebze tohumluğu başta olmak üzere tohumlukta
dışa bağımlılık azaltılmalı, yeni çeşit geliştirmek için Ar-Ge çalışmalarına
hız verilmelidir. Sebze tohumluk ve fidelerinde uygulanmakta olan KDV de diğer
tohumluklarda olduğu gibi yüzde 1’e indirilmelidir.
Bankacılık
Düzenleme ve Denetleme Kurumu verilerine göre, 2017 Eylül ayı itibarıyla, tarım
ve balıkçılık sektörüne kullandırılan nakdi kredi miktarı, 83,2 milyar lira
oldu.
2017 Eylül
ayı itibariyle tarım ve balıkçılık sektörüne kullandırılan toplam 83,2 milyar
liralık kredinin, 56,6 milyar lirası kamu bankaları tarafından, 10,1 milyar lirası
yerli özel bankalar, 16,5 milyar lirası ise yabancı bankalar tarafından
kullandırıldı.
Tarım Kredi Kooperatifleri
ise 2017 yılı Eylül ayı itibariyle yaklaşık 7,3 milyar kredi kullandırmıştır.
-Beklentiler-
Bayraktar,
düzenlediği basın toplantısında, çiftçinin 2018 yılındaki beklentilerini de
açıkladı.
Çiftçinin, bütçe imkanları çerçevesinde
desteklense de rekabet içinde olunan ülkelerin çiftçileri göz önüne alındığında
destek tutarının yetersiz kaldığına dikkati çeken Bayraktar, şunları söyledi:
“Çiftçimize verilen doğrudan desteklerin
Tarım Kanununda öngörüldüğü gibi gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 1’ine
çıkarılması, sektörümüzün önünü açacak önemli bir gelişme olacaktır.
Desteklerdeki önemli bir husus da destek
ödemelerinden kesinti yapılıyor olmasıdır. Çiftçilerimiz sanki zirai kazanç
elde ediyormuş gibi desteklerden yüzde 4 oranında stopaj kesilmektedir. Bu
kesinti kaldırılmalıdır.
Tarım desteklerinin miktarı kadar
desteklerin zamanında açıklanması da önemli bir husustur. Çiftçilerimizin ekim
yapmadan alacağı desteği bilmesi gerekir.
Üreticimizin
en önemli sorunlarından biri fiyat ve gelir istikrarsızlığıdır.
Sektörde
ekonomik örgütlenme güçlü değildir. Bundan dolayı tarımda üretim planlaması
yapılamamakta, pazarlamada da sorunlar meydana gelmektedir.
Gelişmiş
ülkelerde planlama ve talebe uygun üretim esastır. Üretici birlik ve
kooperatifleri, güçlü yapılarıyla piyasayı regüle edebilmektedir. Bu örgütler,
soğuk hava zincirleriyle ürünü koruyup, lisanslı depolarda depolayabiliyorlar.
Böyle olunca da piyasaya ihtiyaç kadar ürün sürüyorlar, aşırı fiyat
dalgalanmaları oluşmasını önlüyorlar. Talebin üzerinde üretim yapılmasına da
izin vermiyorlar.
Bizde böyle
bir yapı oluşmadığı için, çiftçimiz üretim planlaması yapamıyor, ürününü etkili
bir şekilde de pazarlayamıyor. Ürün para edince o ürünü üreten çiftçimiz,
talebin üzerinde üretim nedeniyle fiyatlar düşünce o üründen kaçıyor, başka
ürüne yöneliyor. Çiftçimizin üretimden kaçtığı üründe üretim azalınca bu kez
fiyatlar yükseliyor. Her iki durumda da çiftçimiz yeterli geliri elde edemiyor,
kısır döngü sürüp gidiyor. Tarladan markete ürün fiyatları 4-5 kata varan
oranlarda artarken, üretici yeterince para kazanamazken, tüketicilerimiz de
makul fiyatlarla ürün tüketememektedir.
2017 yılında
Milli Tarım Politikasıyla 941 havzada 21 ürün desteklenmesi uygulaması
başlatıldı. Beklentimiz, bu modelin üretim planlamasına hizmet edecek şekle
dönüştürülmesi ve etkili bir şekilde uygulanmasıdır. Planlı bir üretim
yapıldığında, üretici gelir, ürünler fiyat istikrarına kavuşacaktır.
Hasat devam
ederken 2017 yılında buğdayda, arpada, mısırda, yem hammaddelerinde gümrük
vergilerinin düşürülmesi, ithalat yapılmamasına rağmen psikolojik olarak
piyasayı olumsuz etkilemiştir. TMO’nun buğdayda müdahale alım fiyatı açıklamada
gecikmesi ve hem buğday hem de mısırda beklentilerin altında bir fiyat
açıklaması, piyasada fiyatları düşürmüş, üreticimizin gelir kaybına uğramasına
yol açmıştır.
-“TMO, gerektiğinde zaman geçirmeden
piyasaya müdahale etmeli”-
Bu yıl ve
gelecek yıllarda da sorun yaşamaması için, TMO, gerektiğinde zaman geçirmeden
piyasaya müdahale etmeli, müdahale alım fiyatını belirlerken, maliyetleri,
enflasyonu ve refah payını göz önünde bulundurmalıdır. Hasat dönemlerinde ithalat söylem ve
uygulamaları ülke gündeminden çıkarılmalıdır.
Baklagillerde
hasat öncesi artırılan gümrük vergileri, hasadın ardından yeniden
sıfırlanmıştır. Burada amaç, iç piyasada fiyatları düşürmek için ithalat değil,
yerli üretimi desteklemek ve artırmak olmalıdır.
Gümrük
vergilerinin kepeklerde sıfırlanması, bazı kaba yem ve küspelerde düşürülmesini
de benzer şekilde değerlendirmek gerekir. Ülkemizin bu ürünlerde artık ithalata
bağımlılıktan kurtulması, yerli üretimle ihtiyacı karşılaması esas
olmalıdır.
Önemli bir
ürün grubu olan narenciyede ihracat iadeleri bir an önce açıklanmalı, yeterli
miktarda ve nakit olarak verilmelidir.
Zeytin ve
zeytinyağında her ne ad altında olursa olsun ithalata izin verilmemelidir.
Özellikle bu yıl hem zeytinde hem de zeytinyağında rekor bir üretim
beklenirken, yapılacak ithalat, çiftçimizi olağanüstü zor duruma düşürecektir.
Çayda, tüm
havzada organik üretime geçilmesi durumda üreticimizin önemli ölçüde verim
kaybı oluşacaktır. Bu verim düşüşünün yol açacağı gelir kaybı telafi edilmeden,
organik tarım uygulamasının getireceği ek masraflar karşılanmadan tüm havzanın
organik tarıma geçirilmesi çiftçimizin mağduriyetine neden olacaktır.
İhracatımız
açısından çok önemli olan fındık, kuru üzüm, incir, kayısı, Antep fıstığı gibi
ürünlerde, fiyat istikrarı sağlanmalı, ihracatta mevcut pazarlar korunurken,
yeni pazarlar araştırılmalı, ihracat destekleri artırılmalı, ürünler katma
değer kazandırılarak ihraç edilmelidir. Bu ürünlerde ülkemizin mukayeseli
üstünlüğü korunmalı, kaliteden ödün verilmemelidir. Bu ürünlerde devletin etkin
müdahalesi sağlanmalıdır. TMO’nun, bu ürünlerde yapacağı müdahalelerde,
gecikmeden, hızlı bir şekilde ve makul bir fiyatla piyasaya girmesi
üreticimizin zarar etmesini önleyecektir.
Hatta fındık,
kuru üzüm, incir, kayısı, Antep fıstığı gibi ürünler ve depolanabilir diğer
ürünlerde üretici birlikleri TMO garantörlüğünde devreye girmeli, alım yapmalı,
piyasayı düzenlemelidir. Ofis, kiraladığı veya inşa ettiği lisanslı depoları
üretici birliklerine tahsis etmelidir.
Tüm bitkisel
ürünlerimizde verimi artırmak üzere politikalar oluşturulmalıdır. İhracat,
tarımımız açısından önemli bir unsur haline gelmiştir. Bu nedenle, dış
pazarların talep ettiği tür ve çeşitlere yönelik üretim artırılmalı, modern
teknik ve teknolojiler kullanılmalıdır. Standardizasyon, ambalajlama ve
paketleme sağlanmalı, depolama olanakları artırılmalı, nakliye masrafları
desteklenmelidir. Ürün kaybı en aza indirilmeli, bitki hastalık ve
zararlılarıyla etkin mücadele edilmeli, rezidü tolerans sınırlarının aşılmasına
izin verilmemelidir.
Artan
ithalat da tarımımız açısından sorun teşkil etmektedir. İthalatın düşürülmesi
için pamuk, yağlı tohumlar başta olmak üzere üretim açığımız bulunan ürünlerin
üretime ağırlık verilmelidir. Bu ürünler daha fazla desteklenmelidir.”
-Kredi borçları-
Son yıllarda çiftçinin sürekli afetlerle
uğraşmak zorunda kaldığını vurgulayan Bayraktar, şöyle konuştu:
“Afetler nedeniyle yeterli geliri elde
edemeyen çiftçilerimizin çoğunluğu, kullanmış olduğu kredilerin geri
ödemelerini de tam olarak yapamamıştır. Çeşitli sebeplerle kredi borçlarını
geri ödeyemeyen çok sayıda çiftçimiz de bulunmaktadır.
Çiftçi
borçların yapılandırılmasıyla ilgili kanundan, çiftçilerimizin çok az bir
bölümü, Ziraat Bankası’na olan borçların sadece yüzde 1’i, Tarım Kredi
Kooperatiflerine olan borçların ise yüzde 5’i yararlanabildi. Ziraat
Bankası’nın ödenemeyen kredilerin takibe düşmesini beklemeden çiftçiye yeni
kredi açması sebebiyle bu oran düşük kalmıştır.
Üretimin devamı için Türkiye genelinde 1
Ocak 2017-31 Aralık 2017 tarihleri arasında meydana gelen tabii afetlerde ekilişleri,
ürünleri, hayvan varlıkları, tesisleri ve seraları en az yüzde 30 oranında zarar
gören Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı üreticilerimizin, Ziraat Bankası ve Tarım
Kredi Kooperatiflerine olan düşük faizli kredi kapsamındaki borçları, yüzde 3
faiz tahakkuk ettirilmek suretiyle bir yıl ertelenmiştir.
Tabii afetlerden kaynaklı borçların
ertelenmesine ilişkin kararnameden de üreticilerimizin önemli bir kısmı
faydalanamamıştır.
Erteleme Ziraat Bankası ve Tarım Kredi
Kooperatifleri tarafından kullandırılan düşük faizli kredileri kapsamaktadır.
Ziraat Bankası’ndan ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden kredi alan ancak
ürünlerini tarım sigortası yaptıramadığı için düşük faizli kredi kullanılamayan
üreticilerimiz ile 2017 yılında diğer bankalardan kredi kullanan üreticilerimiz
erteleme kararından yararlanamamıştır.
Çiftçimizin finansmanda yaşadığı
sıkıntıların giderilmesi için,
Üst üste afet yaşayan çiftçilerimizin
borçlarını bir defada ödeme imkanı yoktur. Doğal afet yaşayan çiftçilerimiz ile
çeşitli nedenlerle borçlarını çevirmekte zorlanan çiftçilerimizin, ÇKS kaydı
olsun olmasın kamu bankaları ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçları
faizsiz olarak uzun vadeye yayılarak yapılandırılmalıdır.
Özel bankaların da tarımsal kredilerde
borç erteleme ve yapılandırma kapsamına alınması sağlanmalıdır.
Üreticilerimize faizsiz yeni uzun vadeli
kredi imkanları sunulmalıdır.
-Tarım
sigortaları-
Tarım sigortalarında sigorta yaptıran
üretici sayısı artmakla birlikte henüz istenilen düzeye gelinememiştir.
Ülkemizde Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı toplam alan dikkate alındığında
sigortalanma oranı hala yüzde 20’dir.
2017 yılında, 81 ilin tamamında Birliğimizin
girişimleriyle, kuru tarım alanlarında ekili buğday ürünü kuraklık verim
sigortası kapsamına alınmıştır. Ancak kuraklık verim sigortası çiftçimizin
taleplerini karşılamaktan uzak kalmıştır.
Tarım sigortası yaptıramayan veya
yaptırmak istese de sigorta kapsamında yer almayan risklerle karşı karşıya
kalan üreticilerimiz doğal afetler karşısında yeteri kadar korunamamaktadır.
Kapsamda olmayan risklerle karşılaşan üreticilerimizin zararlarını devlet
karşılamalı, kapsamda olan risklerde de prim ve ödenen tazminat miktarları
yeniden gözden geçirilmeli, çiftçinin ödeyebileceği düzeyde tutulmalıdır.
-Tarım
arazilerinin korunması-
Tarımın önemli yapısal sorunlarından
biri de tarım arazilerimizin, miras hukukundan kaynaklanan olumsuzluklar
nedeniyle, çok parçalı ve dağınık yapısıdır.
Verimli tarım arazilerinin korunması çok
önemlidir. Ülke olarak tarım arazilerimizi iyi koruduğumuzu söyleyemeyiz. 1990
yılından bu yana 4 milyon hektarın üzerinde tarım alanı kaybettik. Artık
kaybedecek bir metrekare bile tarım alanımız bulunmamaktadır.
Bu açıdan, büyük
ovaların SİT alanı olarak ilan edilmesini memnuniyetle karşılıyoruz. Bu kapsama
alınacak ova sayısının 184’den 250’ye çıkarılacağının ifade edilmesi oldukça
önemlidir. Bizce, tüm ovalar bu kapsama alınmalı ve tarım dışına bir karış
toprak bile çıkarılmamalı, bu ovalar hassasiyetle korunmalıdır.
-Sulama-
Ülkemizde
8,5 milyon hektar teknik ve ekonomik olarak sulanabilecek tarım arazilerimizin
halen 2,15 milyon hektarını gerekli sulama altyapı yatırımları tamamlanmadığı
için sulanamamaktadır.
GAP,
KOP, DAP gibi büyük sulama yatırımlarını da içeren projelerinin bir an önce
tamamlanması gerekmektedir. Ülkemiz, sulama yatırımlarını tamamlaması halinde nadasa
ayrılan birçok alan tarım için kullanılabilecek, başta yağlı tohumlar ve pamuk
olmak üzere üretim açığımız bulunan çok sayıda üründe üretim patlaması
yaşanacaktır.
Ayrıca
önemli su kayıplarına neden olan ekonomik ömrünü tamamlamış sulama yatırımları
acilen yenilenmeli, yüzde 60’lara varan oranlarda tasarruf sağlayan basınçlı
sulama sistemleri yaygınlaştırılmalıdır.”
-“Süt
üretimi ve fiyatları acil çözülmesi gereken bir sorun haline geldi”-
Süt üretimi ve fiyatlarının acil
çözülmesi gereken bir sorun haline geldiğini bildiren Bayraktar, “çiğ sütten üreticinin eline 2014 Temmuz ayında 1 lira
15 kuruş geçerken, fiyat, kimi aylarda bazı yerlerde 70-80 kuruşlara kadar inmiş,
Eylül 2017’ye kadar da hiçbir zaman bu seviyeye ulaşmamıştır. Eylül ayında
ortalama 1 lira 14 kuruş olan çiftçinin eline geçen çiğ süt fiyatı, bugün
itibariyle 14 kuruş artarak 1 lira 28 kuruşa çıkmıştır. Hala 1 liradan süt
satan üreticilerimiz de bulunmaktadır” dedi.
Bugün itibariyle süt yemi fiyatının ortalama 1 lira 13 kuruş
olduğuna dikkatin çeken Bayraktar, “süt/yem paritesinin 1,5 olması gerektiğini
uzmanlar da dile getiriyor. Bu durumda, üreticinin eline geçen çiğ süt fiyatı 1
lira 28 kuruş değil, 1 lira 69 kuruş olmalıdır. Sorunun çözümü için derhal çiğ
süt fiyatları tekrar gözden geçirilmeli ve makul düzeylere çıkarılmalıdır. Bunun
yanı sıra süte verilen teşvik priminde de indirim yapılmıştır. Soğutulmuş süte
verilen 8 kuruşluk destek, 4 kuruşa indirilmiştir. Üreticinin en çok desteğe
ihtiyaç duyduğu bu dönemde, bu karar yeniden gözden geçirilmelidir” diye
konuştu.
-Hayvancılıkta
yerli üretim korunmalı-
“Hayvancılıkta yerli üretim korunmaz, üretim sekteye
uğratılır, ahırlara yeni besi hayvanları konulmazsa, besicimiz üretimden
kaçarsa o zaman ette bugünkü fiyatları bile arar, eti daha pahalı yeriz” diyen
Bayraktar, şunları söyledi:
“Bunun telafisi on milyarlarca dolarla bile yapılamaz, ülke
ithalata her yıl çok büyük miktarlarda döviz harcamak durumunda kalır.
2010-2017 döneminde ithalata 5 milyar dolardan fazla döviz
gitmiştir. Yerli üretimi artırmamız ve ithalata son vermemiz şarttır.
Hayvancılıkta daha fazla üretim için
hayvan sayısını ve verimliliği artırmak zorundayız.
Kırmızı et ihtiyacının
karşılanması için küçükbaş hayvancılığa da ağırlık verilmelidir. Hükümetimizin
son zamanlarda küçükbaş hayvancılığa verdiği destekleri çok olumlu buluyor ve
önemsiyoruz. Desteklerin artarak devam etmesini bekliyoruz.
Küçükbaş
hayvancılığın geliştirilmesi için meraların korunması ve ıslah çalışmaların
hızlandırılması gerekir.
-Kanatlı sektörü-
Kanatlı sektöründe ülke içi tüketim belli noktalara ulaşmıştır.
Sektörün kapasitesi ülke ihtiyacının çok üzerindedir. Hem teknoloji hem altyapı hem de potansiyel
olarak rahatlıkla dünya ülkeleriyle rekabet edebilecek seviyede olan
kanatlı sektörümüz, başta Ortadoğu olmak üzere çok sayıda ülkenin kanatlı
eti ve yumurta ihtiyacını karşılayabilir. Yalnız, sektörde üretim de ihracat
da artarken, üreticinin kar marjındaki sorunun devam etmesi kabul
edilebilir bir durum değildir. Mevcut kar marjlarıyla üretici, yatırım
karşılığını 30 yılda ancak alabilmektedir. Bu sürdürülebilir bir durum
değildir. Bu sorun çözülmelidir.”
-Sorular-
Bayraktar, toplantıda
basın mensuplarının sorularına verdiği cevaplarda, besi hayvanına destek
verileceğinin açıklandığını, et üretiminin desteklenmesi gerektiğini, üretim 1
milyon tonun altına düşmesine karşın 1,5 milyon tonluk üretime ihtiyaç
duyulduğunu bildirdi.
Mazota yüzde 50 destek
öngörüldüğünü belirten Bayraktar, “bundaki problem ÇKS kayıtlı olmayan ve
üretim yapan üreticilerin desteklerden yararlanamıyor olması. Bunların destek
kapsamına alınması önemli... Bunun için gayretlerimiz, Tarım Bakanlığımızdan
taleplerimiz devam ediyor. Veraset ilamı var intikalini yaptırmamışlar.
Muvafakatname alabilir ama varisler bulunamıyor. İntikalini yaptırsalar problem
yok. Bir de bunun dışında ecri misil ödeyerek üretim yapan üreticilerimiz var.
Hazine arazileri üzerinde yapanlar ecri misil ödemelerine rağmen
yararlanamıyorlar. Şunu sağladık, Hazine ile sözleşme yapıyorlarsa o zaman
yararlanabiliyorlar. Eskiden komisyonlar oluşurdu, Komisyonlarda Ziraat Odası
olurdu, Mal Müdürü, Tarım Müdürlüğü, diğer kamu kuruluşları vardı. Bunlar gider
alanda tespit yaparlardı. İlgili şahıs üretim yapıyor mu diye… Üretim yaptığı
tespit edilene destek verilirdi. Böyle bir sistem öneriyoruz. Böyle bir şey
olursa üretim yapan ve desteklerden yararlanamayan üreticilerimiz de hiç
olmazsa bu desteklerden yararlanmış olur. Daha kaliteli daha verimli üretim
yapmış olurlar destek alırlarsa.
Komisyonlar oluşturulunca birkaç ayda biter. İnşallah bunu
sağlarız. 15 milyon hektar ÇKS kapsamında kayıtlı, 9 milyon hektar ÇKS dışında
üretim yapılıyor. Ciddi bir rakam.”
-Ülke
tarımının çok büyük bir potansiyeli var-
Ülke tarımının önemli
sorunları bulunmakla birlikte çok da büyük bir potansiyeli olduğunu vurgulayan
Bayraktar, “çiftçimiz, bütün zor şartlara rağmen üretimden kopmuyor. Çalışıyor,
üretiyor ama yeterince para kazanamıyor. Çözülmesi gereken yapısal sorunlarımız
var. Maliyetler çiftçilerimizi zorluyor. Yeterli destek verilirse, ülkemiz
dünya çapında bir üretime ulaşabilir, ihracatta ön sıralarda yer alabilir.
Bunun için, sorunlara yoğunlaşmalı, milletçe el ele omuz omuza vermeli, birlik
ve beraberliğimizi korumalıyız. Böyle hareket ettiğimiz takdirde, 2018 yılı çok
daha iyi bir yıl olacaktır. Buna yürekten inanıyorum. Tüm çiftçimize, 2018
yılında doğal afetlerden uzak, bereketli, sorunsuz bir yıl diliyorum” dedi.
-TABLOLAR-
Seçilmiş
ürünlerde market fiyatlarındaki aylık fiyatlar ve değişim oranları:
Market |
30
Kasım 2017 |
29
Aralık 2017 |
29
Aralık 2017/ 30 Kasım 2017 |
Ürünler |
Ay Sonu Market Fiyatı (TL/Kg) |
Ay Sonu Market Fiyatı (TL/Kg) |
Değişim
(Yüzde) |
Marul (adet) |
2,39 |
2,89 |
20,63 |
Kuru soğan |
1,36 |
1,62 |
19,23 |
Salatalık |
2,64 |
3,03 |
14,79 |
Havuç |
2,28 |
2,55 |
11,96 |
Nohut |
11,51 |
12,86 |
11,73 |
Kuru fasulye |
9,59 |
10,50 |
9,48 |
Patates |
1,95 |
2,08 |
6,91 |
Mandalina |
3,14 |
3,34 |
6,64 |
Toz şeker |
4,50 |
4,78 |
6,15 |
Domates |
4,16 |
4,41 |
5,98 |
Yeşil soğan (kg) |
4,20 |
4,42 |
5,30 |
Kırmızı mercimek |
6,61 |
6,94 |
4,99 |
Fındık (iç) |
46,32 |
48,09 |
3,83 |
Beyaz peynir |
19,52 |
20,15 |
3,26 |
Elma |
3,53 |
3,64 |
2,96 |
Lahana |
1,50 |
1,55 |
2,94 |
Yoğurt |
4,77 |
4,87 |
2,06 |
Yeşil mercimek |
8,16 |
8,32 |
2,03 |
Zeytinyağı |
28,23 |
28,70 |
1,67 |
Yumurta |
0,45 |
0,46 |
1,62 |
Dana eti |
40,03 |
40,63 |
1,50 |
Kuzu eti |
51,11 |
51,81 |
1,37 |
Pirinç |
5,84 |
5,91 |
1,20 |
Pırasa |
2,65 |
2,68 |
1,00 |
Tavuk eti |
7,51 |
7,57 |
0,88 |
Kuru incir |
30,73 |
30,99 |
0,85 |
Ayçiçek yağı |
8,08 |
8,13 |
0,70 |
Süt (litre) |
4,41 |
4,44 |
0,68 |
Tereyağı |
40,17 |
40,30 |
0,33 |
Maydanoz (adet) |
1,15 |
1,15 |
0,00 |
Kuru kayısı |
32,28 |
32,28 |
0,00 |
Kuru üzüm |
12,46 |
12,46 |
0,00 |
Mısırözü yağı |
9,00 |
9,00 |
0,00 |
Antep fıstığı |
66,53 |
64,56 |
-2,97 |
Patlıcan |
4,00 |
3,88 |
-2,99 |
Kaşar peyniri |
26,19 |
24,92 |
-4,83 |
Ispanak |
2,97 |
2,73 |
-8,00 |
Karnabahar |
2,70 |
2,46 |
-8,83 |
Portakal |
3,10 |
2,71 |
-12,53 |
Limon |
4,39 |
3,83 |
-12,72 |
Sivri Biber |
4,09 |
3,30 |
-19,28 |
Kabak |
4,40 |
3,50 |
-20,51 |
Seçilmiş
ürünlerde üretici fiyatlarındaki aylık fiyatlar ve değişim oranları:
Üretici |
30 Kasım 2017 |
29 Aralık 2017 |
29
Aralık 2017/ 30 Kasım 2017 |
Ürünler |
Ay Sonu Üretici Fiyatı (TL/Kg) |
Ay Sonu Üretici Fiyatı (TL/Kg) |
Değişim
(Yüzde) |
Mandalina |
0,82 |
0,98 |
19,39 |
Marul (adet) |
0,94 |
1,11 |
18,40 |
Kuru kayısı |
8,00 |
9,00 |
12,50 |
Elma |
1,29 |
1,44 |
11,63 |
Yeşil soğan (kg) |
1,35 |
1,50 |
11,11 |
Kırmızı mercimek |
1,85 |
2,03 |
9,73 |
Kuru üzüm |
4,15 |
4,50 |
8,43 |
Yumurta |
0,31 |
0,33 |
5,18 |
Kuzu eti |
30,97 |
31,99 |
3,29 |
Antep fıstığı |
31,50 |
32,50 |
3,17 |
Salatalık |
1,30 |
1,33 |
2,12 |
Dana eti |
25,36 |
25,72 |
1,42 |
Domates |
1,65 |
1,67 |
0,91 |
Süt (litre) |
1,27 |
1,28 |
0,79 |
Ispanak |
0,85 |
0,85 |
0,00 |
Maydanoz (adet) |
0,34 |
0,34 |
0,00 |
Limon |
2,00 |
2,00 |
0,00 |
Pirinç |
3,52 |
3,52 |
0,00 |
Kuru incir |
12,00 |
12,00 |
0,00 |
Zeytinyağı |
14,75 |
14,75 |
0,00 |
Nohut |
6,94 |
6,81 |
-1,87 |
Fındık (iç) |
20,40 |
20,00 |
-1,96 |
Yeşil mercimek |
3,30 |
3,21 |
-2,73 |
Kuru fasulye |
3,45 |
3,26 |
-5,51 |
Patates |
0,63 |
0,58 |
-8,00 |
Kuru soğan |
0,55 |
0,50 |
-9,09 |
Pırasa |
0,90 |
0,75 |
-16,67 |
Havuç |
0,80 |
0,65 |
-18,75 |
Portakal |
0,73 |
0,58 |
-21,23 |
Sivri Biber |
1,75 |
1,37 |
-21,90 |
Patlıcan |
2,19 |
1,70 |
-22,34 |
Lahana |
0,52 |
0,37 |
-29,03 |
Kabak |
2,19 |
1,45 |
-33,89 |
Karnabahar |
1,03 |
0,61 |
-40,49 |
Seçilmiş
ürünlerde market fiyatlarındaki yıllık fiyatlar ve değişim oranları:
Market |
29
Aralık 2016 |
29
Aralık 2017 |
29
Aralık 2017/ 30 Aralık 2016 |
Ürünler |
Yıl Sonu Market Fiyatı (TL/Kg) |
Yıl Sonu Market Fiyatı (TL/Kg) |
Değişim
(Yüzde) |
Mandalina |
2,23 |
3,34 |
50,04 |
Kuru incir |
20,72 |
30,99 |
49,53 |
Kuru soğan |
1,18 |
1,62 |
37,30 |
Elma |
2,70 |
3,64 |
34,41 |
Domates |
3,34 |
4,41 |
32,03 |
Havuç |
2,04 |
2,55 |
25,16 |
Süt (litre) |
3,57 |
4,44 |
24,37 |
Kuru fasulye |
8,45 |
10,50 |
24,22 |
Antep fıstığı |
53,31 |
64,56 |
21,11 |
Patates |
1,73 |
2,08 |
20,62 |
Fındık (iç) |
41,12 |
48,09 |
16,95 |
Zeytinyağı |
24,57 |
28,70 |
16,82 |
Nohut |
11,13 |
12,86 |
15,52 |
Toz şeker |
4,14 |
4,78 |
15,38 |
Portakal |
2,35 |
2,71 |
15,23 |
Maydanoz (adet) |
1,02 |
1,15 |
12,75 |
Limon |
3,41 |
3,83 |
12,23 |
Kuzu eti |
46,28 |
51,81 |
11,96 |
Ayçiçek yağı |
7,27 |
8,13 |
11,94 |
Marul (adet) |
2,60 |
2,89 |
10,96 |
Mısırözü yağı |
8,13 |
9,00 |
10,70 |
Kuru kayısı |
29,90 |
32,28 |
7,96 |
Pirinç |
5,52 |
5,91 |
7,04 |
Yeşil mercimek |
7,97 |
8,32 |
4,41 |
Kırmızı mercimek |
6,85 |
6,94 |
1,37 |
Kuru üzüm |
12,58 |
12,46 |
-0,99 |
Tavuk eti |
7,82 |
7,57 |
-3,24 |
Dana eti |
42,71 |
40,63 |
-4,86 |
Yumurta |
0,49 |
0,46 |
-5,48 |
Ispanak |
2,93 |
2,73 |
-6,90 |
Lahana |
1,70 |
1,55 |
-9,15 |
Pırasa |
2,99 |
2,68 |
-10,58 |
Salatalık |
4,19 |
3,03 |
-27,72 |
Yeşil soğan (kg) |
6,48 |
4,42 |
-31,70 |
Patlıcan |
6,02 |
3,88 |
-35,49 |
Sivri Biber |
5,14 |
3,30 |
-35,79 |
Kabak |
5,47 |
3,50 |
-36,06 |
Karnabahar |
4,14 |
2,46 |
-40,57 |
Seçilmiş
ürünlerde üretici fiyatlarındaki yıllık fiyatlar ve değişim oranları:
Üretici |
29
Aralık 2016 |
29 Aralık 2017 |
29
Aralık 2017/ 30 Aralık 2016 |
Ürünler |
Yıl Sonu Market Fiyatı (TL/Kg) |
Yıl Sonu Market Fiyatı (TL/Kg) |
Değişim
(Yüzde) |
Elma |
0,67 |
1,44 |
114,93 |
Kuru incir |
6,50 |
12,00 |
84,62 |
Limon |
1,22 |
2,00 |
64,38 |
Kuru soğan |
0,33 |
0,50 |
53,85 |
Kuru kayısı |
6,00 |
9,00 |
50,00 |
Pirinç |
2,40 |
3,52 |
46,67 |
Marul (adet) |
0,76 |
1,11 |
46,05 |
Nohut |
4,79 |
6,81 |
42,17 |
Mandalina |
0,72 |
0,98 |
36,36 |
Kuzu eti |
24,63 |
31,99 |
29,88 |
Zeytinyağı |
11,50 |
14,75 |
28,26 |
Süt (litre) |
1,04 |
1,28 |
23,08 |
Kuru üzüm |
3,70 |
4,50 |
21,62 |
Domates |
1,47 |
1,67 |
13,27 |
Portakal |
0,52 |
0,58 |
11,65 |
Antep fıstığı |
29,50 |
32,50 |
10,17 |
Dana eti |
25,30 |
25,72 |
1,66 |
Maydanoz (adet) |
0,33 |
0,34 |
1,52 |
Patates |
0,60 |
0,58 |
-4,43 |
Yeşil mercimek |
3,48 |
3,21 |
-7,76 |
Havuç |
0,72 |
0,65 |
-9,09 |
Yumurta |
0,37 |
0,33 |
-11,20 |
Fındık (iç) |
23,12 |
20,00 |
-13,49 |
Kuru fasulye |
4,08 |
3,26 |
-20,10 |
Ispanak |
1,12 |
0,85 |
-23,88 |
Pırasa |
1,02 |
0,75 |
-26,11 |
Kırmızı mercimek |
2,77 |
2,03 |
-26,71 |
Yeşil soğan (kg) |
2,37 |
1,50 |
-36,71 |
Kabak |
2,62 |
1,45 |
-44,66 |
Salatalık |
2,50 |
1,33 |
-46,79 |
Lahana |
0,72 |
0,37 |
-49,07 |
Patlıcan |
3,58 |
1,70 |
-52,35 |
Sivri Biber |
2,91 |
1,37 |
-52,95 |
Karnabahar |
1,63 |
0,61 |
-62,46 |
Seçilmiş
ürünlerde 29 Aralık 2017 tarihi itibarıyla ortalama üretici, hal, pazar ve
market fiyatları ve fiyat farkları:
Ürünler |
Üretici |
Hal |
Pazar |
Market |
Hal/ Üretici |
Pazar/ Üretici |
Market/ Üretici |
|
Fiyatı (TL/Kg) |
Fiyatı (TL/Kg) |
Fiyatı (TL/Kg) |
Fiyatı (TL/Kg) |
Fiyat Farkı (Yüzde) |
Fiyat Farkı (Yüzde) |
Fiyat Farkı (Yüzde) |
Portakal |
0,58 |
1,04 |
2,08 |
2,71 |
80,87 |
262,32 |
371,59 |
Lahana |
0,37 |
0,68 |
1,15 |
1,55 |
84,09 |
213,64 |
321,82 |
Karnabahar |
0,61 |
1,06 |
1,51 |
2,46 |
74,18 |
147,27 |
303,06 |
Havuç |
0,65 |
0,98 |
1,76 |
2,55 |
50,77 |
170,51 |
292,72 |
Patates |
0,58 |
0,91 |
1,56 |
2,08 |
58,70 |
171,30 |
262,55 |
Kuru kayısı |
9,00 |
- |
25,00 |
32,28 |
- |
177,78 |
258,67 |
Pırasa |
0,75 |
1,13 |
2,25 |
2,68 |
50,67 |
200,00 |
257,00 |
Süt (litre) |
1,28 |
- |
- |
4,44 |
- |
- |
246,88 |
Mandalina |
0,98 |
1,46 |
2,20 |
3,34 |
49,74 |
125,64 |
242,99 |
Maydanoz (adet) |
0,34 |
0,44 |
0,92 |
1,15 |
30,60 |
173,63 |
242,89 |
Kırmızı mercimek |
2,03 |
2,80 |
7,00 |
6,94 |
37,93 |
244,83 |
241,87 |
Kuru soğan |
0,50 |
0,86 |
1,25 |
1,62 |
72,50 |
150,00 |
223,11 |
Kuru fasulye |
3,26 |
4,40 |
8,67 |
10,50 |
34,97 |
165,85 |
222,09 |
Ispanak |
0,85 |
1,32 |
2,17 |
2,73 |
55,29 |
154,90 |
221,11 |
Yeşil soğan (kg) |
1,50 |
3,06 |
3,88 |
4,42 |
104,17 |
158,33 |
194,83 |
Kuru üzüm |
4,50 |
- |
12,00 |
12,46 |
- |
166,67 |
176,85 |
Domates |
1,67 |
2,39 |
3,40 |
4,41 |
43,54 |
104,20 |
164,80 |
Marul (adet) |
1,11 |
1,20 |
2,17 |
2,89 |
8,11 |
95,20 |
159,91 |
Yeşil mercimek |
3,21 |
4,20 |
7,17 |
8,32 |
30,84 |
123,26 |
159,22 |
Kuru incir |
12,00 |
- |
26,00 |
30,99 |
- |
116,67 |
158,22 |
Elma |
1,44 |
2,04 |
2,74 |
3,64 |
41,67 |
90,28 |
152,45 |
Sivri Biber |
1,37 |
2,08 |
3,00 |
3,30 |
52,20 |
119,51 |
141,42 |
Kabak |
1,45 |
1,96 |
2,82 |
3,50 |
35,17 |
94,25 |
141,07 |
Fındık (iç) |
20,00 |
- |
45,00 |
48,09 |
- |
125,00 |
140,44 |
Patlıcan |
1,70 |
2,12 |
3,15 |
3,88 |
24,46 |
84,93 |
128,05 |
Salatalık |
1,33 |
1,76 |
2,43 |
3,03 |
32,58 |
83,30 |
128,00 |
Antep fıstığı |
32,50 |
- |
62,50 |
64,56 |
- |
92,31 |
98,64 |
Zeytinyağı |
14,75 |
- |
- |
28,70 |
- |
- |
94,58 |
Limon |
2,00 |
2,68 |
3,40 |
3,83 |
34,00 |
70,00 |
91,40 |
Nohut |
6,81 |
8,70 |
11,33 |
12,86 |
27,75 |
66,42 |
88,86 |
Pirinç |
3,52 |
4,10 |
4,83 |
5,91 |
16,48 |
37,31 |
67,90 |
Kuzu eti |
31,99 |
- |
- |
51,81 |
- |
- |
61,96 |
Dana eti |
25,72 |
- |
- |
40,63 |
- |
- |
57,97 |
Yumurta |
0,33 |
- |
0,60 |
0,46 |
- |
84,62 |
41,54 |
Beyaz peynir (kg) |
|
|
|
20,15 |
|
|
|
Kaşar peyniri (kg) |
|
|
|
24,92 |
|
|
|
Yoğurt (kg) |
|
|
|
4,87 |
|
|
|
Tereyağı (kg) |
|
|
|
40,30 |
|
|
|
Mısırözü yağı |
- |
- |
- |
9,00 |
- |
- |
- |
Ayçiçek yağı |
- |
- |
- |
8,13 |
- |
- |
- |
Toz şeker |
- |
- |
- |
4,78 |
- |
- |
- |
Tavuk eti |
- |
- |
- |
7,57 |
- |
- |
- |
Not: Hal,
pazar ve market verileri İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya ve Mersin illerinden
derlenen ortalama fiyatlardır. Üretici fiyatları ise ürünlere göre önemli
üretim merkezlerinden derlenmektedir. Pirinç (Osmancık), kuru fasulye, nohut,
kırmızı ve yeşil mercimek için belirtilen hal fiyatları toptan satış
fiyatlarıdır. Dana eti, kuzu eti, Antep fıstığı ve fındık fiyatı serbest
piyasa fiyatıdır.