-Bayraktar, Mucur Ziraat Odası yeni hizmet binasını açtı
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Sulama yatırımları bitirilmediği takdirde
tarımda hedeflere ulaşma şansımız yok”
-“Yamula Barajı tamamlandığında bu bölgede 150 bin hektar arazi sulanacak. Sadece Mucur’da 80 bin dekar arazi sulanacak. O zaman buraları görmek lazım”
-“Verimli tarım arazilerini imara açamayız. Buna hakkımız yok. Bu ülkenin, çocukların istikbaliyle oynamaya kimsenin hakkı yok”
-“Ülkemizde ortalama işletme büyüklüğü 59 dekar ve 7 parselden oluşuyor. Bununla üretim yapamayız. İşletmeler ekonomik olmadığı müddetçe o işletmelerde verimlilik,
kalite, standart demiyorum, üretim olmaz”
-“Ülkeler artık, kendi nüfuslarının gıda güvencesini sağlama amacında değil; stratejileri, projeksiyonları çok farklı. Artık ülkelerinin zenginliği için, dünya tarım ticaretinde
daha fazla yer alabilmek için tarımda üretim, verim ve kalitelerini artırıyorlar”
-“Bugün doğal afetlerle karşı karşıya kaldığımızda fiyat manipülasyonlarına, spekülasyonlara bakın geleceği çok daha iyi görürsünüz. Geleceği görenler
tarıma yatırım yapmaya başladılar”
-“Bu ülkede bu sektörde üretim yapanların kıymetinizi bilmemiz lazım. Bunu ıskalarsak arkasını getiremeyiz”
-“Üretim, üretim, üretim… Destek verdiğimizde çiftçimiz üretiyor. İşte bunu Kurban Bayramı’nda gördük”
-Kırşehir Valisi Şentürk: “13 bin yıldır tarım yapılan Anadolu'daki topraklar mukaddes
ve bereketlidir. Bu topraklara sahip çıkılması gerekir. Elimizden geldiğince verimli bir şekilde çalışmalıyız”
Mucur-Kırşehir – 05.10.2016 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, sulamanın tarım açısından çok önemli olduğunu belirterek, “Sulama yatırımlarını bitirilmediği takdirde tarımda hedeflere ulaşma şansımız yok. Yamula Barajı tamamlandığında bölgede 150 bin hektar arazi sulanacak. Sadece Mucur’da 80 bin dekar arazi sulanacak. O zaman buraları görmek lazım” dedi.
Bayraktar, Kırşehir Valisi Necati Şentürk ve protokol üyeleriyle birlikte Mucur Ziraat Odası’nın yeni hizmet binasının açılışını yaptı. Açılışa Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nejat Gamzeli, Kaymakam Muhammet Önder, İl Emniyet Müdürü Sıtkı Akgül, İl Genel Meclis Başkanı Barbaros Dulkadiroğlu, Özel İdare Genel Sekreteri Bektaş Aydoğan siyasi parti temsilcileri, Ziraat Odası başkanları ve çok sayıda çiftçi katıldı.
Şemsi Bayraktar, açılışta yaptığı konuşmada, Türkiye’nin değişik bölgelerinde, il ve ilçelerde açılışlara Yönetim Kurulu üyeleriyle katıldıklarını belirtti. Türkiye Ziraat Odaları Birliği yönetimine geldiklerinde, kanunu çıkmayan, hizmet binası olmayan, idari ve mali yönden güçsüz bir teşkilatla karşı karşıya kaldıklarını vurgulayan Bayraktar, şunları söyledi:
“Hummalı bir çalışmayla, 50 yıldır çıkarılamamış Türkiye Ziraat Odaları Birliği Kanunu’nun yasalaşmasını sağladık. Hizmet binamıza kavuştuk ve yakında açılışını yapacağız 200 yataklı tesisimizi kurma imkânına sahip olduk.
Odalarımız idari ve mali yönden güçlendikçe, çiftçimize daha fazla uzanmaya, ihtiyaçlarını görmeye ve hizmet vermeye başladılar. Bundan memnuniyet duymamak mümkün değil. Şu an Türkiye genelinde odalarımızın yüzde 80’i kendi hizmet binasına sahip. Bu önemli bir rakamdır. Bunun dışında 200’e yakın Avrupa Birliği kırsal kalkınma projesini hayata geçirdiler. Girdi mağazaları, laboratuvarlar açıyorlar. Makine parkları kuruyorlar. Zaman zaman onları da hizmete açıyoruz. Tabii bu hizmetler devam edecek, etmek zorunda. Gelen para alın teri. Bu parayı sonuna kadar çiftçimize hizmet olarak götüremezsek, bu paranın hesabını sizler de bizler de veremeyiz. Daha fazla teknik elaman istihdam ediyoruz. Tarım Bakanlığı’nın desteklediği proje kapsamında da daha fazla da teknik eleman istihdamı yapacağız.”
-Gelişmiş ülkeler hesap yapıyorlar-
Tarımın önemli bir sektör olduğunu bildiren Bayraktar, şöyle devam etti:
“Nasıl bir sektörde üretim yaptığımızı iyi bilmemiz lazım. Tarım, dünyada enerjiyle beraber en stratejik sektör haline geldi. Ülkeler artık, kendi nüfuslarının gıda güvencesini sağlama amacında değil; stratejileri, projeksiyonları çok farklı. Artık ülkelerinin zenginliği için, dünya tarım ticaretinde daha fazla yer alabilmek için tarımda üretim, verim, kalitelerini artırıyorlar. Bu yetmiyor, gelişmiş ülkeler, Türkiye’nin üç katı kadar bir tarım toprağını az gelişmiş ülkelerde kiraladılar ve o ülkelerde üretim yapıyorlar. Toprak kiraladıkların ülkelerin büyük bölümü Afrika’da hatta Güney Amerika’ya da girdiler. Niçin yapıyorlar bunu? Hesap yapıyorlar. Bir taraftan erozyon, bir taraftan toprak işlemedeki hatalar, ki bunu dünyanın birçok ülkesinde buna rastlıyoruz, bir taraftan doğal afetler, bir taraftan hızlı artan dünya nüfusu… Bugün 7 milyar insanı doyuramıyorsun, 9 milyar insanı nasıl doyuracaksın? Bugün doğal afetlerle karşı karşıya kaldığımızda fiyat manipülasyonlarına, spekülasyonlara bakın geleceği çok daha iyi görürsünüz. Geleceği görenler tarıma yatırım yapmaya başladılar. Bizim de yapmamız gereken ya bu konjektürel imkanı fırsata çevireceğiz ya da bunu ıskalayacağız. Bizim elimizde. Bu arazilerimizi daha verimli bir şekilde işletmek zorundayız. Bunun yolu ve önceliği ne? Bir defa bu ülkede bu sektörde üretim yapanların kıymetinizi bilmemiz lazım. Bunu ıskalarsak arkasını getiremeyiz. Bu çiftçinin hangi koşullarda üretim yaptığını iyi bilmemiz lazım.
Allah bu ülkeyi açlıkla imtihan etmesin. Sabah, öğlen, akşam yediklerimiz bu üreticinin ürettikleri. Sofralarımızda bu çiftçi bir şeyi eksik bırakmadığı için bu kesimler tarım sektörünü ve tarım sektöründe çalışanların kıymetini bilmiyorlar. Bir görevimiz de bu. Bunu anlatmak. Bu topraklar önemli toprak. Bu şehit kanlarıyla sulanmış olan bu toprakların önce kıymetini bileceğiz. Milyonlarca mülteciye bu topraklarda bakıyoruz. Bizim başımıza benzer bir olay gelse bizim gidebileceğimiz bir toprak var mı? Gideceğimiz bir vatan var mı? Yok. O zaman bu toprakların ve bu topraklarda üretim yapan çiftçilerimizin kıymet ve kadrini bilmek zorundayız. İşe buradan başlamak zorundayız.”
-“Yapısal sorunlarımızı çözeceğiz. En büyük maliyet buradan geliyor”-
“Yapısal sorunlarımızı çözeceğiz. En büyük maliyet buradan geliyor” diyen Bayraktar, birinci ayakta toprakların parçalanmasının önüne geçmek zorunda olduklarını belirtti. Ülkemizde ortalama 59 dekar olan işletme büyüklüğünün 7 parselden oluştuğuna dikkati çeken Bayraktar, “bununla üretim yapamayız. Birkaç sene evvel Fransa’ya gittim. Arazi toplulaştırma kurumu var. ‘500 dekar ortalama büyüklük yeterli değil’ diyor. ‘Dünyayla rekabet için bunu daha büyütmemiz lazım’ diyor. Bizim ki 59 dekar. 1926’de İsviçre’den Medeni Kanunu almışız parçalaya parçalaya devam ediyoruz. İsviçre yıllar önce kaldırmış. Bu sürdürülebilir bir durum değildir. İşletmeler ekonomik olmadığı müddetçe o işletmelerde verimlilik, kalite standart demiyorum, üretim olmaz. Arazi Kullanımı ve Toprak Koruma Kanunu’nun arkasında duruyoruz. Çok da emeğimiz var. Muhakkak surette toplulaştırmayla birlikte götürülmesi ve arazilerimizin büyütülmesi lazım” dedi.
-Sulama-
İkinci ayağın sulama olduğunu, sulama yatırımlarını bitirilmediği takdirde tarımda hedeflere ulaşma şansının bulunmadığını belirten Bayraktar, şunları söyledi:
“Bugün, gayri safi yurtiçi hasılaya 62 milyar dolar katkı sağlayan tarım sektörünü yeterli görmek mümkün değildir. Bu potansiyelimize yakışmayan bir rakamdır. Milli gelire 150 milyar dolarlık bir katkıyı yapmamız lazım. Bugün 17-18 milyar dolar tarım ve gıda ihracatı yapıyoruz. Bunu 2023’te 40 milyar dolara çıkarmamız lazım. Yapısal sorunları çözmeden bu hedeflere varamayız.
Sulama yatırımlarını bitireceğiz, hiç çaresi yok. İşte Kırşehir. İşletme büyüklüğü 140 dekar. 454 bin hektar kültür arazisi var, nadasa ayrılan 131 bin hektar. Sulama yapamazsanız nadasa ayırırsın. İşletme büyüklüğü var ama sulayamıyorsanız kıymeti harbiyesi yok. 2020 yılında Yamula Barajı bittiğinde bu bölgede 150 bin hektar arazi sulanacak. Sadece Mucur’da 80 bin dekar arazi sulanacak. O zaman buraları görmek lazım. Yamula Barajı’nın takipçisi olacağız. Bu barajın bir an evvel, 2020’de önce sulama kanallarıyla beraber bitirilmesi çok önemli. Milletvekilleriyle de görüşeceğim. Bir gayret içinde olacağız.”
-“Aile işletmelerini ayakta tutmamız lazım”-
Hem kendilerinin hem Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütünün aile işletmeciliğinin önemin farkında olduğunu ve bu nedenle Birleşmiş Milletler’in 2014 yılını Aile İşletmeciliği yılı ilan ettiğini vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
“Dünyanın hiçbir yerinde çok büyük işletmeler, holdingleri desteklemek suretiyle tarımda hedefine ulaşan ülke yok. Benim küçük işletmem hayvancılık yapıyorsa, hayvanını satar, borçlanır, harçlanır üretimine devam eder. Ama biri geliyor 10 bin, 20 bin başlık işletme kuruyor. İki sene sonra ‘bu bir ekonomik faaliyettir. Ben para kazanamadım haydi eyvallah’ diyor. Kimin parasıyla kurdun kardeşim sen bunu? Milletin parasıyla. İşte bunu Birleşmiş Milletler Tarım ve Gıda Örgütü fark etti ve dedi ki ‘biz eğer dünyanın gıda güvencesini sağlayacaksak aile işletmelerini desteklemek zorundayız’. Bütün dünyada Tarım Bakanlıklarını ve hükümetleri aile işletmelerini desteklemeye devam ettiler.
Bizim de Türkiye’de aile işletmelerini ayakta tutmamız, küçük işletmeleri optimal boyuta getirmemiz, gerekli desteği vermemiz, hem destekleme hem de kredi politikasında bunlara dikkat etmemiz lazım. Çünkü kredilerin önemli kısmı büyük işletmelere gidiyor. Küçük işletmeler yeteri kadar ne kredi ne de destek alıyor. Tarım Bakanı da birkaç yerde söyledi. İnşallah destekleme modeli değişim gösterecek. Bu çok önemlidir.”
-“Verimli tarım arazilerine imara açamayız”-
Son 35 yılda Türkiye’nin 4,6 milyon hektar araziyi yapılaşmayla kaybettiğini, bunun Trakya’dan büyük bir rakam olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları söyledi:
“Verimli tarım arazilerini imara açamayız. Buna hakkımız yok. Bu ülkenin, çocukların istikbaliyle oynamaya kimsenin hakkı yok. Bizim de talebimiz doğrultusunda Tarım Bakanımız Türkiye’deki 193 ovanın SİT alanı ilan edileceğini ifade etti. Bundan büyük memnuniyet duyduk. İnşallah yasalaşır. SİT alanı olunca da yapılaşma olmaz. Bu arazilerimizi korumak zorundayız. Toprağı çocuklarımız saksı da mı görecek? Tarımı, sektörü bilmeyen bazı kişiler o kadar uçuk söylemlerle karşımıza çıkıyorlar ki; ‘suda üretiriz, uzayda üretiriz, orada üretiriz, burada üretiriz’. Kardeşim git uzayda üret hadi bakalım. Üretecek bir gezegen buluyorsan üret. Bu toprakların dışında başka alternatifimiz yok. Bu iyi bilinmeli. Sadece Ziraat Odaları Birliği’nin ehemniyet vereceği, arkasında duracağı bir sektör değil, bu sektör. Çok önemli. Bu sektörden karnını doyuran, bu ülkede yaşayan herkesin tarım sektörünün arkasında durması lazım. Bu sektör sadece çiftçimizin zenginliği için değil… biz destek verilsin derken, sadece çiftçimizi düşünmüyoruz. Bu ülkenin zenginliğini, geleceğini düşünüyoruz.”
-Bölgedeki üreticilerin sorunları-
Bölgedeki üreticilerin çeşitli sorunlarına da değinen Bayraktar, şöyle konuştu:
“Bu bölgede üreticilerimizin özellikle pancar konusunda sıkıntıları var. Toprak yapısı nedeniyle şeker pancarında polar, şeker oranı düşük. Şeker Fabrikası’nın kapasitesi yeterli olmadığı için kota sorunu var. Hatta 300 kilometre gidip Çorum’da teslim yapıyorsunuz. Burada bir iki kantar da kapanmış. Bunun takibini yapacağız. Burada Et ve Süt Kurumu’nun bir alım merkezi olmasını talep ediyorsunuz. Girdilerde bir miktar indirim istiyorsunuz.
Süt burada 90-95 kuruş civarında gidiyor. Bizim arzu ettiğimiz rakam bu değil. Fiyat, süt/yem paritesi 1,5 olana kadar yani 1 lira 44 kuruşa çıkana kadar alımlar devam etmelidir. Et ve Süt Kurumu’nun oluşmasında da büyük katkımız var. İyi ki bu kurumun kurulmasını sağladık. Bu kurum olmasaydı bugün süt fiyatları 60-70 kuruştu.
Alımlar devam edecek. Ana varsa dana vardır. Süt hayvancılığı varsa besi materyali oradan geldiği için besi hayvancılığınız ayakta kalır. İthalatçı olmazsınız.
İşte yine Ziraat Odaları Birliği’nin ithal lobilerine karşı verdiği büyük mücadele sonucunda ciddi manada ithalat yapılmadığı için bu Kurban Bayramı’nda herkes kurbanlık bulabildi, kurbanlık sıkıntısı çekilmedi. Bugün 1,2 milyon ton olan kırmızı et üretimimiz ithalat yapmadığımız, üreticimizi desteklediğimiz takdirde rahatlıkla 1,5 milyon tona çıkar. Hiç ithalata gerek yok. 2008’de bunu gördük. İthalat, hayvancılığı çökertti. Süt hayvancılığı ile beraber et hayvancılığı da gitti. Uzun yıllar ithalat yaptık. Ne üretici, ne tüketici kazandı. Dışardan et getirenler büyük paralar kazanırken, ahırlar boşaldı. Devlet büyük destekler vermek suretiyle bu ahırların dolmasını sağladı. Yazık günahtır. O kısır döngüye girmemek lazım. Üretim, üretim, üretim… Destek verdiğimizde çiftçimiz üretiyor. İşte bunu Kurban Bayramı’nda gördük. Fiyatlar, maliyetlerin aşağı çekilmesiyle alakalıdır. Maliyetleri biraz daha aşağı çektiğimizde bu fiyatlar bir miktar daha düşecek.
-“Paydaşlardan destek bekliyoruz”-
Ziraat Odalarımıza ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği’ne intikal eden bütün sorunları büyük bir gayretle çözmeye çalışıyoruz. Bu manada diğer paydaşlar, birliklerden, kooperatiflerden de büyük destek veriyoruz. Biz şemsiye kuruluşuyuz. Biraz destek verirlerse bu sorunları elbirliğiyle çözeriz. Bir elin nesi var, iki elin sesi var. Olay budur. Beraber çalışırsak daha başarılı olacağız. Bu ulvi yolda Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Hayırlı işler yaptığımızda büyük dualar da alacağız. Çünkü biz bu ülkede çok zor koşullarda üretim yapan, toprakta tutunmaya çalışan ama bu ülkeyi besleyen insanların daha fazla üretim yapması, ayakta kalabilmesi için mücadele ediyoruz. Allah katında makbul bir iş yapıyoruz.”
Bayraktar, konuşmasının sonunda, Mucur Ziraat Odası’nın yeni hizmet binasının mükemmel bir bina olduğunu belirterek, “Ziraat Odası Başkanımıza, Oda yönetimine, Oda meclisine, eski başkan ve yönetimine ama asıl önemlisi değerli çiftçilerimize, bu bina onların aidatlarıyla oldu çok teşekkür ediyorum. Binaya değer kazandıracak sizin vereceğiniz hizmetlerdir. Allah hayırlı hizmetler vermeye vesile kılsın” dedi.
-Vali Şentürk-
Kırşehir Valisi Necati Şentürk, konuşmasında, 13 bin yıldır tarım yapılan Anadolu'daki toprakların mukaddes ve bereketli olduğunu söyledi. Bu topraklara sahip çıkılması gerektiğini vurgulayan Şentürk, "Elimizden geldiğince verimli bir şekilde çalışmalıyız. Ziraat Odalarımız gerekli adımları atarak çiftçiyi korumuşlardır. Toprağın parçalanmasını engelleyerek toprak kanunu çıkarmışlardır. Toprağımız, suyumuz ve en önemlisi insanımız değerlidir" dedi.
Mucur Ziraat Odası Başkanı Aydın Altınok ise Mucur'a yeni bir hizmet binası kazandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını, üreticilerin daha fazla verim alabilmeleri için çabaladıklarını, yeni tohumlarla alternatifler oluşturmaya çalıştıklarını dile getirdi.
Konuşmaların ardından yeni hizmet binası açıldı.