Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > Bayraktar, Habertürk’te Rusya sorununu değerlendirdi…

Bayraktar, Habertürk’te Rusya sorununu değerlendirdi…

-Bayraktar, Habertürk’te Rusya sorununu değerlendirdi…

-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:

-“Rusya ile yaşanan bu sorunun sona ereceğine inanıyorum”

-“Her şeye rağmen, Rusya ürünleri almazsa, Türkiye hemen bugünden kısa, orta ve uzun vadeli tedbirini almalı, yeni pazarlar araştırmalıdır”

-“Gerek üreticimizin gerek başka kesimlerin sıkıntılarını bertaraf etmek üzere, hükümetimizin bir destekleme paketi uygulamaya koyması gerekir”

-“Şu piyasada bir belirsizlik var. Ambargo henüz başlamamış olmasına rağmen tüccar piyasaya girmiyor. Üretici fiyatlarımız düşmeye başladı”

-“Limona ambargo olmadığı halde 1 lira 50 kuruş olan fiyat 80 kuruş 1 liraya inmiş. Ambargo konan ürünlerden biri değil ama 3 lira olan biber 1 lira 90 kuruş, 2 lira seviyesine düşmüş”

-“Asıl tehlike bu. Üretimi vurmaması lazım… Eğer üretimi vurursa, çiftçi, tarlasından uzaklaşırsa, sürdürülebilir üretim noktasında olmazsa, önümüzdeki yılın üretimi fevkalade olumsuz etkilenir”

-“Üreticilerimizi rahatlatmak lazım. Bu psikolojik havadan üreticimizin sıyrılması lazım. Üreticimizin üretimden caymaması için gerekli desteklerin verilmesi önemli”

-“Rusya, sebzelerde pek mümkün değil ama biraz daha stoka müsait olduğu için narenciye ürünlerinde bir miktar stoklama da yapabilir. Çünkü, Arjantin, Brezilya, Çin, Hindistan gibi fevkalade uzak, maliyeti de var”

-“Üretim yapamazsanız, Türkiye’nin gıda güvencesini tehdit altına alırsınız”

-“Rusya büyük bir devlet. Olgun bir devlet gibi hareket etmeli. Kendi ekonomisine, kendi üreticisine zarar verecek bir yola girmemeli” 

(Haberin videosu için tıklayınız)

 

Ankara – 02.12.2015 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Habertürk Televizyonu’na Rusya’nın Türk ürünlerine ambargo kararını değerlendirirken, Rusya ile yaşanan bu sorunun sona ereceğine inandığını belirterek, “Her şeye rağmen, Rusya ürünleri almazsa, Türkiye hemen bugünden kısa, orta ve uzun vadeli tedbirini almalı, yeni pazarlar araştırmalıdır. Gerek üreticimizin gerek başka kesimlerin sıkıntılarını bertaraf etmek üzere, hükümetimizin bir destekleme paketi uygulamaya koyması gerekir” dedi.

Dün akşam (2 Aralık 2015 Çarşamba)  Habertürk TV’de Ece Üner’in “Akşam Raporu” programına katılan Bayraktar, Rusya’nın tarım ve gıda ürünlerimize getireceği ambargoya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

İki ülke arasında siyasi gerginliğin tırmanmasını fevkalade üzüntüyle karşıladığını, gerginliğin artmasını istemediğini, sorunun diplomatik yollardan çözülmesini istediğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“Rusya ve Türkiye iki büyük devlet. Büyük iki devlete yakışan da sorun üretmek değil, çözüm üretmektir. Ancak meselenizde haklıysanız ilkelerinizden taviz vermeniz beklenemez. Bir itibar kaybı olabilir ama Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un açıklamaları da biraz bizleri ümit var kıldı. 3-4 Aralık’ta Sırbistan’ın başkenti Belgrad’ta yapılacak olan toplantıda Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşme yapmasının mümkün olabileceğini ifade etti. Bundan da büyük memnuniyet duyduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Faruk Çelik de bugün Rusya’ya 1 milyar 250 milyon dolarlık bir gıda ve tarım ürünü ihracatımız olduğunu açıkladı. Fakat ithalatımız da az değil 2 milyar 850 milyon dolarlık da ithalat yapıyoruz. Bu rakamlar şunu da gösteriyor. Hem Türk üreticisi hem Rus üreticisi böyle bir krizden etkilenecek demektir. Rusya, 143 milyonluk büyük bir nüfusa sahip. Bu nüfusunu besleyebilecek, bu ülkenin gıda güvencesini sağlayabilecek gıda maddelerini, tarımsal ürünleri üretmesi de mümkün değil. Tabii, uzak mesafelerden Çin gibi, Brezilya, Arjantin gibi ülkelerden bunu temin edebilir ama bunun da maliyetinin fevkalade yüksek olduğunu Rusya da biliyor. Zaten uzmanlar bir tahminde de bulunmuşlar. Böyle bir ambargonun Rusya’nın enflasyonunu 2 puan artırabileceğini öngörüyorlar. Rusya Merkez Bankası da bunun etkileriyle ilgili bir çalışma yapıyor. Rusya’ya Ocak-Ekim döneminde 285 milyon dolarlık sebze, 402 milyon dolarlık da meyve ihracatımız oldu. 8,6 milyon dolarlık kanatlı eti ihracatımız oldu ki bu 2014 yılında 23 milyon dolardı. 3,5 milyon dolarlık canlı ağaç, çiçek ve bitki, 15,2 milyon dolarlık yağlı tohum ihraç etmişiz. 50-60 milyon dolarlık da yağlı tohum ithalatı yapıyoruz. Toplam olarak 3,5 milyon ton dolayında meyve sebze ihracatımızın 975 bin tonunu Rusya’ya yapıyoruz. Rusya, portakal, mandalina gibi narenciye ürünlerine ambargo kararı verirken, limonu ayırmış. Çünkü, limon ihracatının yüzde 80’ini Türkiye’den yapıyor. Bunu başka ülkelerden temin etme şansı yok. Yine kabuklu yemişlerden fındığa yasak getirmiyor. Niye? Çünkü dünya fındık ticaretinin yüzde 75’ini Türkiye sağlıyor. Fındığını başka yerden temin etme şansı yok. Kırmızı et, süt ürünleri ve balık gibi ürünlere de niçin yasak getirmedi? Çünkü, Avrupa Birliği ve ABD gibi ülkelere ambargo koydu. Bu ülkelerden bu ürünleri alma imkanı görünmüyor. Bizim yaş meyve ve sebze ihracatımızda en önemli pazarla Rusya ve Irak olmakla birlikte, Almanya, Romanya, Suudi Arabistan, Ukrayna, Hollanda, Bulgaristan, Polonya, Birleşik Krallık, Gürcistan gibi ülkelere de ihracat yapıyoruz.

Verilere baktığımızda en önemli pazarın Rusya olduğunu görüyoruz. Biz ihraç ettiğimiz domates, salatalık gibi ürünlerin yüzde 65’ini Rusya’ya ihraç etmişiz.”

 

-Tarla ürünleri ihraç edildi, ambargo sera ürünlerimize zarar verebilir-

 Tarla ürünlerinin ihraç edildiğini ama bugünlerde sera ürünleri üretiminin başladığını hatırlatan Bayraktar, şöyle devam etti:

“Bu ambargo, domates, salatalık gibi sera ürünlerimize zarar verebilir. Bibere ambargo kararı almamışlar. Bunun dışında, portakal, mandalina, elma, tavuk eti gibi ürünlerimizde sıkıntı olabilir. Rusya, ihraç ettiğimiz bu ürünleri almazsa, tabii kısa, orta ve uzun vadeli tedbirler almak gerekir. Fakat, kısa vadeli olarak bir pazar bulamadığımız takdirde iç piyasada bir miktar arz fazlası olabilir ama ben şuna da katılmıyorum. 140, 160 bin ton civarında bazı ürünlerin geri gönderildiği, bunların iç piyasaya arz edileceği ifade ediliyor. Bizim yıllık ihracatımıza baktığımızda yılda 975 bin ton yaş meyve ihraç ettiğimiz bir ülkeye birkaç gün içinde 140, 160 bin ton civarında ürün göndermemiz ve bunların da iadesi mümkün değil. 1 Ocak’tan itibaren ambargo geliyor. Bugün için ambargo yok. Şu olabilir. Bazı ürünlerimize, zaman zaman yaşadık Rusya bunu yaptı. Tarife dışı engeller çıkarmıştır. İşte ‘bunda rezidü, ilaç kalıntısı problemi var, aflatoksin var’ demiştir. Avrupa’ya sattığımız bazı ürünleri Rusya’ya satamadığımız olmuştur. Avrupa Birliği ülkelerinin bu konularda Rusya’dan çok daha titiz olduğunu biliyoruz. Zaman zaman sıkıntı yaşadığımız dönemler olmuştur.


-Rusya, narenciye ürünlerinde bir miktar stoklama yapabilir- 

Şimdi burada Rusya, sebzelerde pek mümkün değil ama biraz daha stoka müsait olduğu için narenciye ürünlerinde bir miktar stoklama da yapabilir. Çünkü, Arjantin, Brezilya, Çin, Hindistan gibi fevkalade uzak, maliyeti de var. Bir aylık süreyi bu şekilde de değerlendirebilir. Önemli olan, asıl problem şu, piyasada bir belirsizlik var. Ambargo henüz başlamamış olmasına rağmen tüccar piyasaya girmiyor. Üretici fiyatlarımız düşmeye başladı. Burada bizim üreticimizin ayakta tutulması, sürdürülebilir üretim açısından çok önemli. Kumluca, Mersin, Antalya ve Gazipaşa Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre, ambargo kararının açıklanmasından sonra üreticide 2 lira olan domates 1 lira 30 kuruşa düşmüş. Yine üreticide 60 kuruş olan kornişon salatalık 45 kuruşa, 50-60 kuruş olan mandalina ve portakal fiyatı 30 kuruşa gerilemiş, limona ambargo olmadığı halde 1 lira 50 kuruş olan fiyat 80 kuruş 1 liraya inmiş. Ambargo konan ürünlerden biri değil ama 3 lira olan biber 1 lira 90 kuruş, 2 lira seviyesine düşmüş. Hadi domatesi anladık. Patlıcanda düşme var. Diğer ürünlerde yüzde 25 ile yüzde 45 arasında düşüş görülüyor. Asıl tehlike bu. Üretimi vurmaması lazım. Eğer üretimi vurursa, çiftçi tarlasından uzaklaşırsa, sürdürülebilir üretim noktasında olmazsa, önümüzdeki yılın üretimi fevkalade olumsuz etkilenir. Üretim yapamazsanız, Türkiye’nin gıda güvencesini tehdit altına alırsınız. Bu süreçte bunun psikolojik etkilerini hep beraber görüyoruz. Rakamlar da bunu gösteriyor. Bunu kırmak lazım. ‘Üreticiyi destekleyeceğiz, üreticinin mağduriyetini gidereceğiz’ gibi bir açıklamaya ihtiyaç var. Bunu hükümetimizden talep ediyoruz.

 

-“Borçlar konusunda planlama yapılırsa, üreticimiz bir miktar rahatlar”-

 Bu süreçte çiftçi borçları var. Çiftçi, üretimini yaparken, bankalardan borç almış, değişik kurumlara borçları var. Bu borçlar, bu borçların ödenmesi konusunda bir anlayış gösterilirse, bir planlama yapılırsa, üreticimiz bir miktar rahatlar. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun üreticiye devlet desteği de dahil birçok hususun gündemlerinde olduğuna yönelik sözlerinden memnun oldum. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Faruk Çelik’in sözleri de aynı meyanda. İnşallah bunu hayata geçirirler. Üreticilerimizi rahatlatmak lazım. Bu psikolojik havadan üreticimizin sıyrılması lazım.”

TZOB olarak her ay üretici market fiyatlarını açıkladıklarını, üretici fiyatı ile market fiyatları arasında 5 kata varan artışlar olduğunu gördüklerini vurgulayan Bayraktar, şunları söyledi:

“Zaten üretici maliyetine yakın fiyatlardan ürününü satabiliyor. Çok para kazanamıyor. Örneğin salatalık, üreticide 86 kuruş, markete geldiğinizde 2 lira 77 kuruş, domates üreticide 1 lira 30 kuruş, markette 3 lira 61 kuruş, mandalina üreticide 58 kuruş, markette 2 lira 10 kuruş, elma üreticide 96 kuruş, markette 3 lira 1 kuruş. Zaten burada üreticinin hangi koşullarda, yüksek maliyetle üretim yaptığı orta yerdeyken, burada bir kriz ve bunun psikolojik yansımaları üreticimizi etkileyecektir. Allah korusun, üretimden caydırma noktasına getirebilir. Tabii bu ülkenin üretmeye ihtiyacı var. Üreticimiz son yıllarda fevkalade kaliteli üretim yapıyor. Dünya piyasalarına çok rahatlıkla mallarımızı satabiliyoruz. Bundan dolayı üreticimizin üretimden caymaması için gerekli desteklerin verilmesi önemli.

Rusya burada bir prestij kaybına uğramış hissediyor. Bu prestijini kurtarmak için Türkiye’yi köşeye sıkıştırma, bir takım yaptırımlar uygulama gibi bir yol seçmiş. Rusya, büyük bir devlet. Olgun bir devlet gibi hareket etmeli. Kendi ekonomisine, kendi üreticisine zarar verecek bir yola girmemelidir. Mesela Türkiye, Rusya’dan 1 milyar dolar civarında buğday ithal ediyor. Ukrayna açıklama yapıyor. Buğdayı biz verelim diyor. Türkiye, Ukrayna’dan çok rahatlıkla buğdayını alabilir. Yağlı tohumlar, yağ ithal ediyoruz Rusya’dan. Onu hem Ukrayna, hem Romanya, hem Bulgaristan’dan bizim bunu temin etme şansımız var. Zaten bu ülkeler de biz bu konuda Türkiye’ye yardımcı olabiliriz diye açıklama yapıyorlar. Ambargo sadece Türkiye’yi değil, kendi üreticilerini de fevkalade olumsuz etkileyecek. Ancak ben bu stresli havadan sıyrılacaklardır. Zaten bir ay zaman verilmesi de bu manayı taşıyor. Görüşmelerde büyük bir ihtimalle başlayacaktır. Türkiye ile Rusya’nın ticareti devam edecektir diye düşünüyorum. Biz bu durumun sona ereceğine inanıyoruz ama olmayabilir de… Her şeye rağmen, Türkiye hemen bugünden tedbirini almalı, yeni pazarlar araştırmalı. Üreticimizi sıkıntıdan kurtarmamız lazım. Rusya ile ihracatımızda bu noktalarda değildik. Rusya dışında alternatif pazarları kullanıyorduk. Rusya, AB, ABD gibi ülkelere ambargo koyunca, bu pazara daha fazla girmeye başladık. Türkiye’nin Rusya dışındaki mevcut pazarlarını kullanma şansı vardır. Kısa vadede belki bu kadar fazla ürünün alternatif ülkelere pazarlanması mümkün olmayabilir, o zaman iç piyasada meydana gelecek olan gerek üreticimizin gerek başka kesimlerin sıkıntıların bertaraf etmek üzere hükümetimizin bir destekleme paketi uygulamaya koyması gerekir.”

Bayraktar, konuşmasının sonunda, iki ülkeyi de sağduyulu olmaya davet ederek, “olgun devlet gibi hareket etmelerini bekliyorum. İnşallah en kısa zamanda bu kriz çözülür. Bundan Rus ekonomisi de Türk ekonomisi de bu sektörde görev insanlar da zarar görmez diye umut ediyorum” dedi.