-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“Üretici üretmeye başladı, ithal lobileri rahatsız oldu.
Ette ithalata gerek yok, üretim yeterli”
-“2010 Haziran ayından bu yana ithalata 3 milyar 223
milyon dolar ödemişiz. Yazıktır, bu ülkenin parası”
-“Maliyetler çiftçimizi zorluyor”
-“Tarımda ÜFE’nin yüzde 4,26, gıda ve alkolsüz
içeceklerde yüzde 12,72 olması üretici market
fiyatlarındaki farkı ortaya koyuyor. Üretici eziliyor,
ürünleri para etmiyor”
Ankara – 05.08.2013 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 30 Ekim 2012 tarihinde yayınlanan kararla karkas ette uygulanan yüzde 75 gümrük vergisi oranının yüzde 100’e çıkarıldığını, bunun ardından üretimin arttığını, ithalatın çok düşük rakamlara gerilediğini bildirerek, “Üretici üretmeye başladı ithal lobileri rahatsız oldu. Ette ithalata gerek yok, üretim yeterli” dedi.
Bayraktar, CNBC-E TV’de Burçak Önder’in sunduğu öğleden sonra yayınlanan “Piyasa Ekranı” programına katıldı.
Programda, Ramazan ayında yaşanan fiyat gelişmelerinden bahseden, TZOB’un spekülatif artışların önüne geçmek için yaptığı çalışmaları anlatan Bayraktar, “Biz Ramazan öncesinde basın toplantısı yaptık. Ramazan ortasında basın açıklaması ile fiyat gelişmelerinin takibini sürdürdük. 4 Ağustos Pazar günü de Ramazan’ın bitmesine sayılı günler kala yeniden basın toplantısı yaptık. Biz taraflara seslenmiştik. Bütün tarafların layıkıyla sesimize kulak verdiğini gördük. Yaş meyve sebzede birkaç istisna hariç ciddi bir fiyat artışı olmadığını tespit ettik. Tüketicilerimiz kaliteli yaş meyveye çok rahatlıkla ulaşabildi” dedi.
-“Ette üretim yeterli, fiyatlar makul”-
Et fiyatlarının artacağı söylentilerinin kendilerini üzdüğünü ifade eden Bayraktar, şunları kaydetti:
“30 Ekim 2012 tarihinde yayınlanan kararla karkas ette uygulanan yüzde 75 gümrük vergisi oranının yüzde 100’e çıkarıldı. Bunun ardından üretim arttı. İthalatın çok düşük rakamlara geriledi. Üretici üretmeye başladı. Bundan ithal lobileri rahatsız oldu. Harekete geçtiler. İşte ‘et fiyatları hızla artacak’, ‘Türkiye’de et fiyatları, maliyetleri dünya fiyatlarının üzerinde’ söylemleri yapılıyor. Ette ithalata gerek yok, üretim yeterli. Kırmızı et üretimimiz 2012 yılı birinci çeyrekte 171 bin 465, 2013 yılı ikinci çeyrekte ise 208 bin 597 ton olarak gerçekleşmiştir. Üretim bir önceki yılın aynı dönemine göre; 2013 yılında yem fiyatlarındaki yükselişe rağmen, yüzde 21,7 oranında artmıştır. Dana eti fiyatları, Ramazan ayında yüzde 3,41 oranında düşmüştür. Kuzu etinde yüzde 1,32 gibi çok düşük oranlarda artış olmuştur. Tavuk etinde ise yüzde 10,25 gibi önemli bir oranda düşüş görülmüştür. Bayramdan sonrada fiyatların makul seyredeceğini söyleyebilirim. Buradan lobilere sesleniyorum. Üretim yeterli, fiyatlar makul lütfen sağduyulu olalım. Ülke ekonomisi için ithalatı körüklemeyelim. 2010 Haziran ayından bu yana ithalata 3 milyar 223 milyon dolar ödemişiz. Yazıktır, bu ülkenin parası. Çiftçimiz üretiyor.”
Ramazan’da kuru soğan, domates gibi birkaç üründe başlangıçta sıkıntı yaşandığını ama tarla ürünlerinin devreye girmesiyle fiyatların gerilediğini bildiren Bayraktar, karpuz ve patateste üretim alanlarındaki gerileme nedeniyle fiyat artışı görüldüğünü, kirazda ise hasadın sonuna gelindiği için fiyatların arttığını belirtti.
-“Çiftçi yüksek maliyetle uğraşıyor”-
Çiftçinin çok rahat koşullarda üretim yapamadığını, yüksek maliyetle uğraştığını, mazot, gübre ve elektrik fiyatlarının yüksek olduğunu vurgulayan Bayraktar, “2010-2013 döneminde mazot fiyatları yüzde 47,1, gübre fiyatları çeşitlerine göre yüzde 37,3 ile yüzde 74,9 arasında artmıştır. Elektriğin birim fiyatı, 2007-2013 döneminde yüzde 124,4 yükselmiştir” dedi.
Girdi maliyetlerinin çiftçiyi zorladığını, üreticinin önündeki engellerin kaldırılmasını istediklerini ifade eden Bayraktar, şunları söyledi:
“Verimliliği yakalamaya çalışacağız. Verimliliğin önemli bir unsuru olan girdi maliyetlerinin düşürülmesi gerekiyor. Türk tarım sektörünün hedefleri çok büyük. 40-50 milyar dolar ihracat yapabilir, 150 milyar dolarlık tarımsal hasılaya ulaşabilir, 50 milyon turisti ve 85 milyon nüfusu besleyebilir. Yeter ki girdi maliyetleri düşürülsün, destekler artırılsın. Bu konuda görüşmelerimiz devam ediyor.
Tarımda ÜFE’nin yüzde 4,26, gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 12,72 olması üretici market fiyatlarındaki farkı ortaya koyuyor. Üretici eziliyor, ürünleri para etmiyor. Bu sürdürülebilir değil. Tüketici de uygun fiyatla tüketemiyor. Aradaki zinciri azaltmamız gerekiyor. Bu durumdan başta üretici, sonra tüketici zarar görüyor. Örgütlenme önemli. Üretici birliklerinin rehabilitasyona ihtiyacı var. Fonksiyonlarının artırılmasını çok istiyoruz. Sanayi ile üretici arasındaki entegrasyonu sağlamalılar. Kanunda değişikliğe ihtiyaç var.”
-“Önemli olan üretim”-
Bayraktar, önemli olanın üretim olduğunu, bu sağlandığı takdirde ithalata gerek olmadığını bildirerek, “hububatta üretim yeterli. En büyük problem yağlı tohumlarda. Ayçiçeğinde, soyada, pamukta. Üretim yetmediği için dışarıdan ithal ediyoruz. Bu ürünlerde destekleme politikasına devam edilmesi lazım. Pamuk sıfır gümrükle giriyor, gümrükle pamukta korumayı yapamıyorsunuz. Bu ürünlerde desteklemeyi artırmamız lazım” dedi.
Türkiye’nin sulamaya açamadığı 3 milyon hektara yakın arazisi bulunduğunu bildirerek, “sulama yatırımları çok önemli. Verimliliği artırıyor. GAP, KOP, DAP gibi projelerin tamamlanması gerekiyor. Arazi toplulaştırılması, miras hukuku değişikliği yapılması, bu tedbirlerin alınması zorunlu. Alınıyor da. Miras hukuku değişikliği şu anda Meclis’te. Değişiklikle birlikte artık arazi parçalanmasının önüne geçilecek” diye konuştu.