Kuraklık Raporu
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar:
-“Buğdayda
kuraklıktan dolayı rekolte kaybı 2 milyon ton”
-“Geçen
yıl 20 milyon 500 bin ton olan rekoltenin yüzde 9,75 oranında azalarak, 2021
yılında yaklaşık olarak 18 milyon 500 bin ton olması tahmin edilmektedir”
-“TMO
bu yıl hububatta maliyetlerdeki artışı, döviz kurundaki değişim ve yurt dışı
fiyatlarını gözeterek çiftçilerimizi mağdur etmeyecek bir fiyat açıklamalıdır”
-“1
Ekim 2020 – 30 Nisan 2021 döneminde yağışlar geçen yıla göre İç Anadolu Bölgesi’nde
yüzde 20,3, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 46,5, Akdeniz Bölgesi’nde yüzde
31,5, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 27,5 ve Karadeniz Bölgesi’nde yüzde 7,6
azaldı”
-“Hidrolojik
kuraklık riski sonucu sulu tarım alanları da riske girdi”
-“Çiftçiler
yağışın olmaması ve baraj su seviyelerinin düşük olması nedeniyle hangi ürünü
ekeceği konusunda kararsız kaldı”
-“En
fazla kuraklık İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde”
-“Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Doğu Anadolu Bölgesi, Ege Bölgesi ve İç Anadolu Bölgesi’nin bazı illeri olmak üzere toplam 22 ilde tarımsal kuraklık yaşandı”
Ankara-
06.05.2021- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi
Bayraktar, “Ülkemizde 22 ilde tarımsal kuraklık yaşanıyor. Kuraklığa bağlı
olarak geçen yılın buğday rekoltesine göre yaklaşık 2 milyon ton kayıp
beklenmektedir. Geçen yıl 20 milyon 500 bin ton olan rekoltenin yüzde 9,75
azalarak 2021 yılında yaklaşık olarak 18 milyon 500 bin ton olması tahmin
edilmektedir” dedi.
TZOB
Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Türkiye Ziraat Odaları Birliği 2020-2021
Tarımsal Üretim Dönemi Kuraklık Risk Tahmin Raporu”nu açıkladı. "Tarımsal
üretim her zaman kuraklık, aşırı yağış, dolu, don ve fırtına gibi doğal
afetlere açıktır” diyen Bayraktar, “Tarlasını eken çiftçi, ürününü hasat edene
kadar diken üstündedir. Hasat yapılmadan ve ürünler ambara konulmadan doğal
afetleri atlattım diyemez. Hatta bazı kurutmalık ürünlerde afet, yerde serili
ürüne de zarar vermektedir. İklim değişikliğinin etkisiyle son yıllarda afetler
sık sık yaşanmakta bazı yıllar üretim sezonu boyunca da devam etmektedir”
diyerek çiftçilerin nasıl zor şartlar altında üretim yaptığına dikkat çekti.
Bayraktar sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çiftçilerimizin yoğun emek vererek
ürettikleri ürünler, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli afetlere maruz
kalmış, kayıplar yaşanmış ve yaşanmaya devam etmektedir. Bu kayıpların asgari
düzeyde olması ve çiftçilerimizin afetlerden en az etkilenmesini sağlamak
amacıyla her tarım yılının başından itibaren iklim koşulları ve bitki
gelişimlerini Birliğimizce takip etmekteyiz.”
Bayraktar, tarımsal üretim döneminde özellikle aylık yağışlar ve bitki gelişimlerinin takip edildiğini, don ve kuraklık yaşanan il ve ilçelerdeki Ziraat Odalarıyla video konferans toplantılar düzenlendiğini ve illerde yaşanan durumu yerinde izleyip sonuçların TZOB tarafından kamuoyu ile paylaşıldığını söyledi.
“Kuraklık ve gıda güvencesi”
Dünya Tahıl Konseyi ve ABD Tarım
Bakanlığı’ndan alınan 2020-2021 yılı verilerine göre buğday üretiminin 790
milyon ton, mısır üretiminin 1 milyar 200 milyon ton, arpa üretiminin 159
milyon ton, çeltik üretiminin 504 milyon ton ve soya üretiminin 363 milyon ton
civarında olacağını belirten Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünyada
2020-2021 döneminde tahıl arzında sıkıntı bulunmamaktadır. Pandemi sürecinde,
gıda güvenliği endişesi, iklim değişikliği gibi nedenlerle ithalatçı ülkelerin
fazla alım yapmaları, ihracatçı ülkelerin ise ihracatlarını kısıtlamaları,
durdurmaları veya stoklarını artırmak istemeleri gibi nedenlerle talep yönünde
sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu durum fiyatlarda yukarı yönlü bir hareketlenmeye
sebep olmaktadır.”
“Hasat sezonuna
girdiğimiz bugünlerde ekiliş ve piyasa öngörülerini değerlendirmekte fayda
vardır” diyen Bayraktar, tarımsal
emtia fiyatının kasım ayından beri son sekiz yılın zirvesini gördüğünü
hatırlatarak, “Bayramdan sonra buğday ve arpada müdahale alım fiyatlarının
açıklanması beklenmektedir. Maliyetlerdeki ve girdi fiyatlarındaki artış, döviz
kurundaki değişim, yurt dışı fiyatlarındaki hareketlilik, enflasyon, refah payı
gibi nedenlerle TMO bu yıl çiftçilerimizi mağdur etmeyecek seviyede hububat
fiyatını açıklamalıdır.
Buğday, ayçiçeği, soya, mısır gibi ithal etmek zorunda kaldığımız birçok ürün dikkate alındığında uluslararası piyasalarda yaşanan fiyat hareketlerinin ülkemiz piyasalarını doğrudan etkilediğini söyleyebiliriz. Buna kurdaki olası hareketlenme de eklenince ithal ettiğimiz ürünlerin maliyetleri iç piyasa fiyatlarını artıracaktır ve gıda enflasyon riski devam edecektir” dedi.
“Türkiye’de Kuraklık”
Üretim döneminin başladığı 1 Ekim
2020–30 Nisan 2021 döneminde ülkemizde yağışların 337,5 milimetre (mm) olduğuna
ve normale oranla yüzde 23,6, geçen yıla oranla ise yüzde 18,6 azaldığına
dikkati çeken Bayraktar, “Bu durum kış aylarının kurak geçmesine neden olmuş ve
ekimi yapılan hububat, baklagiller ve bazı yem bitkileri ekilişlerinin
gelişimini olumsuz etkilemiştir” dedi.
Şemsi Bayraktar, ülkemizde üretim döneminde
yağışların geçen yıla göre İç Anadolu
Bölgesi’nde yüzde 20,3,
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 46,5, Akdeniz Bölgesi’nde yüzde 31,5, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde
27,5 ve Karadeniz Bölgesi’nde yüzde
7,6 azalırken, Ege Bölgesi’nde yüzde 7,8 ve Marmara Bölgesi’nde yüzde 34,5 arttığını açıkladı ve
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sonbahar yağışları tüm bölgelerde uzun yıllar ortalamasından ve geçen yıldan düşük olurken, en fazla azalma yüzde 31 ile İç Anadolu Bölgesi’nde olmuştur. Ege ve Karadeniz bölgelerinde ise son 40 yılın en kurak sonbaharı yaşanmıştır. Marmara Bölgesi haricinde tüm bölgelerde kış mevsimi yağışları uzun yıllar ortalamalarına göre azalmıştır. Azalan yağışlar özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve İç Anadolu Bölgesi’nin bazı illerinde ekilen tohumlarda yeterli çimlenme olmamış, çıkış yapan tohumlarda ise gelişme zayıflıkları meydana gelmiştir. Bu yıl üretim sezonunun başından itibaren yağışların yetersiz olması meteorolojik kuraklığa neden olmuştur. Gelinen son durum değerlendirildiğinde mayıs ayında ise bazı illerimizde tarımsal kuraklığa kadar ilerlediği görülmüştür.”
“Kuraklığa bağlı ekili alanlarda stres yaşandı”
Ülke genelinde
aralık ayına kadar bitkinin
ihtiyacı olan yağmur ve kar yağışlarının olmaması nedeniyle kuraklık seyrinin devam ettiğini ve ekili
alanlarda stres yaşandığı açıklayan Şemsi Bayraktar, bölgelerin ve illerin tamamında Antalya ve İzmir hariç düşüşlerin
kaydedildiğini belirtti.
Bayraktar şunları ifade etti:
“Ocak ayında yağışlar uzun yıllar ve
geçen yıl yağışlarının üzerinde gerçekleşmiştir. Bu ayda yağışlarda uzun yıllara göre yüzde 43 ve geçen yıla göre yüzde 53 artış meydana gelmiştir. Tüm bölgelerde değişen
oranlarda yağış artışı olmuştur. Diğer taraftan aralık ve ocak aylarında
normallerin üzerindeki hava sıcaklıkları nedeniyle fenolojik gelişmenin
zamanından önce olması ve şubat ayı ortaları ile mart ayının son haftalarında
meydana gelen don, ülkemizin katma değeri yüksek önemli ihraç ürünlerinden olan
tahıl, fındık, kayısı, üzüm, erik, kiraz ve badem gibi ürünlerde zarara neden
olmuştur.
Şubat ayında yağış yetersiz oldu. Sadece
Marmara Bölgesi’nde yağışlarda yüzde 4 artış görülmüş diğer tüm bölgelerde
yağışlar normalin oldukça altında kalmıştır.
Mart ayında tekrar yağışlı bir sezon yaşanmış, birçok bölgede büyüme ve gelişme açısından kritik olan mart ayının yağışlı geçmesi yeterli rekolte umutlarının devamı açısından olumlu değerlendirilmiştir. Yağışlar tüm bölgelerde normallerin üzerinde gerçekleşirken sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde normalin yüzde 14 altında olmuştur. Karadeniz Bölgesi’nde yüzde 63 artış, İç Anadolu Bölgesi’nde yüzde 52 artış, diğer bölgelerde ise yüzde 26 ile 34 arasında değişen artışlar kaydedilmiştir.”
“Mart ayında yeterli çıkışı sağlayamayan hububatta verim kaybı engellenememiştir”
Bayraktar, ülke genelinde ise mart ayı
yağışlarında normaline göre yüzde 33, geçen yıla göre yüzde 9 artış olduğunu, ancak
Muğla, Antalya ve Kırklareli’nin batı kesimleri, Afyon, Malatya, Hatay
çevrelerinde yüzde 20’den fazla azalma görüldüğünü belirtti ve sözlerini şöyle
sürdürdü:
“Yaşanılan tüm bu süreçlerin sonunda
mart ayı yağışlarının ülke genelinde normallerin üzerinde olmasına rağmen ürün
gelişimlerinin mart ayına kadar beklenen düzeye çıkmaması nedeniyle hububatta
verim kaybı engellenememiştir.
Nisan ayında ise Türkiye geneli yağışlar normaline göre yüzde 48,1, önceki yıla yüzde 38,5 azalma göstermiştir. Marmara Bölgesi hariç tüm bölgelerde yağışlar azalırken bölgesel olarak en fazla azalma yüzde 88,2 ile Güneydoğu Anadolu’da yüzde 75,4 ile Doğu Anadolu Bölgesi’nde gerçekleşmiştir. Karadeniz Bölgesi’nde ise normaline göre yüzde 17,7 ile en az azalma görülmüştür. Marmara Bölgesi’nde yağışlarda yüzde 17,6 artış olmuştur.”
“Kış yağışlarının yetersiz olması tarımsal kuraklığın yanı sıra hidrolojik kuraklığa sebep oldu”
Son yıllarda kış
yağışlarının yetersiz olması ve bu yıl da sezonun başından itibaren ülke
genelinde beklenen yağışların gelmemesi sonucu meteorolojik ve tarımsal
kuraklığın yanı sıra hidrolojik kuraklığında yaşandığına dikkat çeken
Bayraktar, hidrolojik kuraklıkla ilgili verileri şöyle aktardı:
“Hidrolojik kuraklık
sonucu göller ve akarsularda kurumalar görülmüş, barajlarda su seviyeleri
azalmış, yeraltı su seviyeleri gerilemiş zaman zaman içme suyu konusunda dahi
endişeler oluşmuştur. Bu
yıl yeterli sulama yapılamaması durumunda birçok üründe de verim kaybı
yaşanabilecektir. Su yetersizliği ürün tercihlerini de etkilemektedir. Ege
Bölgesi’nde pamuk yerine kuru şartlarda üretimi üretilebilen ayçiçeğine yönelme
olmuştur.
Hidrolojik kuraklık sonucu sulu tarım alanları da riske girmiştir. Çiftçiler yağışın olmaması ve baraj su seviyesinin düşük olması nedeniyle hangi ürünü ekeceği konusunda kararsız kalmaktadır. Önümüzdeki aylarda yağışların yetersiz olması ve sulamanın yeterli düzeyde yapılamaması ile mısır, pamuk, şekerpancarı gibi çok su tüketilen ürünlerde de sorun yaşanabilecektir.”
“DSİ mecburi sulama konusunda çiftçiye destek olmalıdır”
Aydın’da DSİ Bölge Müdürlüğü tarafından alınan karara göre ürünlere bir kereye mahsus su verileceğini hatırlatan Bayraktar, bu karar uygulanırsa pamuk, yem bitkisi ve meyvelik alanlarda çiftçileri ciddi sıkıntıların beklediğini ifade etti. DSİ’nin sulama konusunda çiftçiye destek olması gerektiğini vurguladı.
“En fazla kuraklık İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde”
Bayraktar, “Güneydoğu Anadolu Bölgesi
2020 yılı verilerine göre, ülkemiz buğday üretiminin yaklaşık yüzde 20,7’sini
ve arpa üretiminin yüzde 12,6’sını gerçekleştirmektedir” dedi ve bölgeler
bazında kuraklık verilerini paylaştı:
“Güneydoğu Anadolu Bölgesi yağış
düşüklüğünün en belirgin hissedildiği bölge olmuştur. Bölge, 1 Ekim 2020-30
Nisan 2021 döneminde toplam 310,6 mm yağış ile uzun yıllar ortalamasından ve
geçtiğimiz yıldan düşük yağış almıştır. Nisan ayında bölgede 7,1 mm yağış
kaydedilmiştir. Bu yağışta normaline göre yüzde 88,2, geçen yıla göre de yüzde
90,2 mm azalma olmuştur. Bayraktar, bu üretim sezonunun başından itibaren
meteorolojik olarak kuraklık yaşandığını ve mayıs ayına gelindiğinde özellikle
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde kuraklığın ‘tarımsal kuraklığa’ dönüştüğünü, bu
nedenle bölgede mayıs ayı yağışlarının da bir etkisinin olmayacağını belirtti. Beklenilen
yağışın kaydedilmediği bölgede buğday rekoltesinde düşüş beklenmektedir.
Bölge genelinde yağış azalması özellikle
Diyarbakır, Batman, Şanlıurfa ve Mardin'de etkili olmuş, kıraç şartlardaki
buğday, arpa ve kırmızı mercimek kuraklıktan oldukça fazla etkilenmiştir. Diyarbakır'ın
güney ilçelerinde mayıs ayında yağış gelse bile ürünlerin düzelme şansı yok
denecek kadar azdır, kuzeydeki ilçelerde ise önemli bir rekolte kaybı
görülmemektedir. Şanlıurfa’da buğday ekim alanlarının yüzde 80’i sulu şartlarda
yapılmakta ve halen sulama devam etmektedir. Bölgedeki diğer illerde ise kuru
şartlarda tarım yapılan arazilerde yüzde 20 ile 90 arasında kuraklık zararı
beklenmektedir. Şanlıurfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Gaziantep, Siirt, Şırnak
ve Kilis illerinde ise kuruda buğday rekoltesinde ortalama yüzde 40 kayıp
beklenmektedir. Adıyaman ilinde ise uzun yıllar ortalamasının üzerinde yağış
olduğu görülmektedir.
Diyarbakır, Batman, Şanlıurfa, Mardin, Siirt, Şırnak ve Van gibi illerimizde sıcakların artmasıyla kurak arazilerde yağışlar yeterli gelmezse sıkıntı daha da artabilir. Bölgede buğdaylarda oluşabilecek rekolte kaybıyla buğdaydan elde edilen mamul madde ihracatında sıkıntı oluşturabilecek ve kuraklık buğday ithalatımızın artmasına neden olabilecektir.”
“Konya’da lodos yağışın etkisini azalttı”
Ülkemiz buğday üretiminin yaklaşık yüzde
32’si, arpa üretiminin yüzde 53’nü gerçekleştiren İç Anadolu Bölgesi 1 Ekim-30 Nisan döneminde 201,5 mm yağış aldığını
belirten TZOB Genel Başkanı Bayraktar, “Bölgedeki yağışlar normaline göre yüzde
30,7, bir önceki yıla göre yüzde 20,3 azalmıştır, ayrıca, bölgede barajların
doluluk oranı yetersizdir” dedi. Bayraktar sözlerini şöyle sürdürdü:
“İç Anadolu Bölgesi’nde ekim ayı
yağışları normallerine göre yüzde 59, kasım ayı yüzde 64,3, aralık ayıda ise
yüzde 58,6 oranında azalma görülmüştür. Kasım, aralık aylarında da beklenen
yağışların düşmemesi İç Anadolu Bölgesi’nde Konya, Aksaray ve Sivas illerinde
ekilen tohumlarda yeknesak bir çıkış olmamış, bitki olması gerektiği düzeyin
çok altında gelişim göstermiş ve çıkışlarda yetersizliklere neden olmuştur.
Normaline göre ocak ayında yüzde 37, mart ayında yüzde 52 artan yağışlar
kuraklık riskini azalmıştır. Ancak nisan ayında düşen yağışlarda yüzde 46,7
oranındaki azalma kuraklık riskinin devam ettiğini göstermektedir. İç Anadolu
Bölgesi hububat rekoltesinde kesin tespit için mayıs ayı yağışları belirleyici
olacaktır. Nisan ayı sonu itibariyle Konya’da buğday rekoltesinde yüzde 25,
Sivas ve Aksaray illerinde yüzde 20 kayıp beklenmektedir.
İç
Anadolu Bölgemizde bu yıl yaşanan diğer önemli bir sorun ise Konya’da lodosun nisan
ayında gerçekleşen yağışların etkisini azaltması olmuştur. Nisan ayında
yağışlar yağmur şeklinde olmasına rağmen aşırı sıcak rüzgâr, toprak yüzeyini
kurutmuştur. Ayrıca rüzgârla gelen çöl tozları bitkilerin üzerini kaplamıştır.
Lodos toprağın nemini düşürmüş, mevcut karların hızla erimesine neden olmuş ve
karın faydasını azaltmıştır.
Yağışsız geçen sonbahar ve aralık ayının ardından ocak ayında 53 mm, şubat ayında ise sadece 12 mm yağış, mart ayında 60 mm yağış ve nisan ayında 27,6 mm yağış kaydedilmiştir. Böylelikle yağışların aylara dağılımı oldukça düzensiz olmakla birlikte, mart ve nisan ayının nispeten yağışlı geçmesi kuraklığın belirli ölçüde telafi edilebilme imkânını ortaya çıkarmıştır. Toprakta önemli bir nem rezervi olmadığı dikkate alındığında, bütün bölgelerde mayıs ayı yağışlarının etkili olacağı ve rekoltede düşüş olacağı beklenmektedir.”
“Ege bölgesinde barajlar alarm veriyor”
“Buğday üretiminin yüzde 8,5’ni arpa
üretiminin yüzde 9,9’nu gerçekleştiren Ege Bölgesi’nde bahar yağışları yeterli
gibi gözükse de barajlardaki su yetersizliği tarımsal sulama açısından
tehlikeli boyuttadır. Denizli ise istisnai olarak yağış düşüşünün en belirgin
hissedildiği il olmuştur” diyen Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mart ayında 82 mm yağış alan bölge
nisan ayında 36,1 mm yağış almıştır. Ege Bölgesi’nde yağış bir önceki yıla göre
yüzde 9,4 artmıştır. Bölgede buğday rekoltesi kritik önemini korumakla
birlikte, uzun yıllar ortalaması düzeyinde rekolte beklenmektedir.
Buğday
üretiminin yüzde 13,8’ni, arpa üretiminin yüzde 3,9’nu gerçekleştiren Marmara Bölgesi,
toplamda 509,7 mm ile uzun yıllar ortalamasında yağış almıştır. Geçen yıla göre
ise yüzde 34,5 artmıştır.
Marmara Bölgesi’nde nisan ayı sonu
itibariyle hububatta genel olarak kuraklık yaşanmamaktadır. Ancak bazı köylerde
sıkıntılar söz konusu olmakla birlikte önümüzdeki günlerde yağış beklentisi
gerçekleşirse hiçbir sıkıntı yaşanmayacaktır. Bazı alanlarda kök çürüklüğü, pas
ve yaprak bitinden dolayı sorunlar yaşanmaktadır. Bu yıl Marmara Bölgesi’nde
ekim alanlarında artış görülmüştür.
Buğday
üretiminin yüzde 8,7’ni, arpa üretiminin yüzde 6,7’ni gerçekleştiren Karadeniz Bölgesi bu yıl toplamda
359,7 mm yağış aldı. Bölgede uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 21,4, geçen
yıla göre ise yüzde 7,6 yağışta azalma meydana geldi. Nisan ayında 48,8 mm olan
yağış geçen yıla göre yüzde 13 artmıştır. Yağış yönünden bir sorun gözükmemekte
ve hububatta kuraklık riski yaşanmamaktadır.
Buğday üretiminin yüzde 11’ni, arpa üretiminin yüzde 5,3’nü gerçekleştiren Akdeniz Bölgesi de önceki yıla göre yağış miktarı azalan bölgeler arasındadır. Toplamda aldığı 408 mm yağışla, uzun yıllar ve geçen yılın altında yağış gerçekleşmiştir. Kaydedilen yağışlar normale göre yüzde 53,3, bir önceki yıla göre ise yüzde 44 azalmıştır. Yüksek kesimlerde havaların serin gitmesi nedeniyle nisan ayı sonu itibariyle buğday rekoltesi geçen yılın seviyesinde beklenmektedir. Mayıs ayında kaydedilecek yağışlar bitki gelişimi için olumlu olacaktır.”
“Doğu Anadolu Bölgesi’nde mayıs ayı yağışları yetersiz olursa hububatta rekolte düşüklüğü kaçınılmaz”
Buğday üretiminin yüzde 5,8’ni, arpa
üretiminin yüzde 8,6’sını gerçekleştiren Doğu Anadolu Bölgesinin yağış
düşüklüğü tespit edilen bölgeler arasında yer aldığına dikkat çeken Şemsi
Bayraktar, bölgenin toplamda aldığı 278 mm’lik yağışın uzun yıllardan ve
geçtiğimiz üretim yılından daha düşük olduğunu vurguladı.
Bayraktar sözlerine şöyle sürdürdü:
“Doğu Anadolu Bölgesi ekim ayında hemen
hemen hiç yağış almamıştır. Bölgede ekim ayı yağışları normallerine göre yüzde
91, kasım ayında yüzde 55, aralık ayında ise yüzde 36,6 oranında azalma
görülmüştür. Normal yıllara göre ocak ayında yüzde 38, mart ayında yüzde 34
oranında artan yağışlar kuraklık riskini azaltsa da nisan ayında yağışlarda
yüzde 75,4 oranındaki azalma ile kuraklık riskinin artarak devam ettiği
görülmektedir.
Doğu Anadolu Bölgesi’nde hububatta kesin
rekolte tespiti için mayıs ve haziran ayı yağışları belirleyici olacaktır. Yağış
azalması özellikle Erzurum’da daha belirgin hissedilmiştir. Bununla birlikte,
mart ayında 66 mm olan yağış, nisan ayında 18,5 mm’ye düşmüştür. Mayıs ayı
yağışları nisan ayı gibi yetersiz olursa hububatta rekolte düşüklüğü
kaçınılmazdır.
Nisan ayı sonu itibariyle buğday
rekoltesinde Elâzığ, Erzincan ve Tunceli illerinde yüzde 40, Malatya ve Van
illerinde yüzde 30, Erzurum’da ise yüzde 20 verim kaybı beklenmektedir. Doğu
Anadolu’da kuraklık yem bitkileri ve meraları etkileyecek, hayvansal üretimin
düşmesine de neden olacaktır.”
Kurak
geçen nisan ayının ardından mayıs ayının ilk haftasında beklenen yağışın
düşmediğini belirten Bayraktar, “Önümüzdeki süreçte kaydedilecek yağışların
özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesinde hububat ve mercimek üretimine faydası
olmayacaktır” dedi.
Ekim ayından buyana gerçekleşen yağışlar ve Ziraat Odalarından alınan bilgiler sonucunda nisan ayı sonu itibariyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Doğu Anadolu Bölgesi, Ege Bölgesi ve İç Anadolu Bölgesi’nin bazı illeri olmak üzere toplam 22 ilde tarımsal kuraklık yaşandığını vurgulayan Bayraktar, kışlık ekilişlerde verim kaybı beklendiğini ifade etti.
“Buğday rekoltesi 2 milyon kayıpla 18 milyon 500 bin”
Bayraktar, “Ülkemiz buğday üretiminin yaklaşık yüzde 22’si sulu şartlarda, yüzde 78’i tamamen iklim ve yağışlara bağlı olarak kurak şartlarda yapılmaktadır. Temennimiz çiftçilerimizin emeklerinin zayi olmamasıdır. İki milyon hektar ekilmeden bekleyen arazilerimizi üretime kazandırmak, ölçekten uzak arazi yapısına sahip çiftçinin maliyet ve verimliliğini yönetmek için üretim sürecine dokunmak şarttır. Sadece alım garantisi vermek yapısal sorunları çözmez. Sonuç olarak nisan ayı sonu itibariyle geçen yıl 20 milyon 500 bin ton olan rekoltenin yüzde 9,75 oranında azalarak 2021 yılında yaklaşık olarak 18 milyon 500 bin ton olması tahmin edilmektedir” dedi.
“Kuraklıktan etkilenen üreticilere yönelik alınabilecek çözüm önerileri”
Bayraktar,
kuraklıktan etkilenen ve üreticilere yönelik alınabilecek çözüm önerilerini ise
şöyle sıraladı:
“Kuraklık yaşayan üreticiler kuru tarım
yapmaları nedeniyle sulama yapmak durumunda kalmış, elektrik ve sulama
maliyetleri artmıştır. Elektrikle sulama yapan çiftçilerimizin elektrikleri borçlarından
dolayı kesilmemeli ve sulama ücretleri ile elektrik fiyatlarında indirime
gidilmeli, tarımsal abone grubunda elektrikte uygulanmakta olan yüzde 18 KDV
yüzde 1’e indirilmelidir.
Elektrik ve sulama borçları nedeniyle
desteklere bloke konulmasına son verilmelidir.
Üreticilerimizin Tarım Kredi
Kooperatifleri ve Ziraat Bankası’na olan kredi borçları uzun vadeli faizsiz
ertelenmelidir.
Ülke genelinde artan faiz oranları
çiftçilerimizi etkilemiş, tarımsal kredi faiz oranları artmış, dolayısıyla
devlet destekli kredi kullanımında da faiz artmıştır. Kuraklık yaşayan
çiftçilere düşük faizli kredi kullandırılmalıdır.
Üreticilerimizin BAĞ-KUR prim borçları
uzun vadeyle faizsiz ertelenmeli ve yüksek olan BAĞ-KUR primleri
düşürülmelidir.
Son yıllarda yeterli gelir elde edemeyen
çoğu üretici primlerin de yüksek olması nedeniyle TARSİM sigortasını
yaptıramamıştır. Bu nedenle sigorta primleri düşürülmelidir.
Basınçlı sulama sistemleri
yaygınlaştırılmalı ve verilen destek artırılmalıdır.
Yeni gölet ve baraj yatırımları
başlatılmalı ve devam edenler biran önce tamamlanmalıdır.
Yer altı sularımızın bilinçsizce ve
aşırı bir şekilde tüketilmesi önlenmelidir.
AR-GE çalışmalarına gerekli destek
verilmeli, kurak şartlara uygun çeşitlerin ve su tasarrufuna yönelik
tekniklerin geliştirilmesi sağlanmalıdır.
Güneydoğu Anadolu Projesi, Konya Ovası
Projesi, Doğu Anadolu Projesi gibi büyük sulama yatırımlarını içeren projeler
biran önce tamamlanmalıdır.
Acilen eski ve atıl vaziyette olan sulama sistemleri yenilenmeli, kapalı sistemlere geçilmelidir.”
Türkiye’de Kuraklıktan Zarar Gören İller ve Buğdayda Üretim Kayıpları
NO |
İller |
Toplam Üretim Miktarı (Ton) |
Yüzde 80 Kuru Tarım |
Kayıp Oranı (Yüzde) |
Üretim Kaybı (Ton) |
1 |
Gaziantep |
299.010 |
239.208 |
40 |
95.683 |
2 |
Diyarbakır |
1.007.508 |
806.006 |
40 |
322.403 |
3 |
Şanlıurfa |
1.538.904 |
1.231.123 |
40 |
492.449 |
4 |
Batman |
155.202 |
124.162 |
40 |
49.665 |
5 |
Adıyaman |
205.681 |
164.545 |
10 |
16.454 |
6 |
Siirt |
94.762 |
75.810 |
40 |
30.324 |
7 |
Mardin |
724.535 |
579.628 |
40 |
231.851 |
8 |
Kilis |
58.810 |
47.048 |
40 |
18.819 |
9 |
Şırnak |
152.711 |
122.169 |
40 |
48.868 |
10 |
Erzurum |
168.333 |
134.666 |
20 |
26.933 |
11 |
Malatya |
110.128 |
88.102 |
30 |
26.431 |
12 |
Elâzığ |
133.533 |
106.826 |
40 |
42.731 |
13 |
Erzincan |
95.295 |
76.236 |
40 |
30.494 |
14 |
Van |
84.144 |
67.315 |
30 |
20.195 |
15 |
Tunceli |
20.196 |
16.157 |
40 |
6.463 |
16 |
Kütahya |
308.129 |
246.503 |
20 |
49.301 |
17 |
Burdur |
113.390 |
90.712 |
20 |
18.142 |
18 |
Amasya |
294.856 |
235.885 |
20 |
47.177 |
19 |
Konya |
1.920.700 |
1.536.560 |
25 |
384.140 |
20 |
Sivas |
585.838 |
468.670 |
20 |
93.734 |
21 |
Aksaray |
214.881 |
171.905 |
20 |
34.381 |
22 |
Denizli |
211.625 |
531.200 |
20 |
31.447 |
|
Toplam |
8.298.161 |
6.650.437 |
|
2.182.637 |