Balıkçılığın geleceği yetiştiricilik ve açık denizde…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“Balıkçılıkta kıyıya hapsolmakla üretimi artıramayız. 2007-2016 döneminde avcılığımız deniz ürünlerinde 589 bin tondan 301 bin tona, tatlı su ürünlerinde 43 bin tondan 34 bin tona indi”
-“Bu dönemde balıkçılığımızı ayakta tutan yetiştiricilik oldu. Bu alanda üretim 140 bin tondan 253 bin tona yükseldi”
-“Üç tarafı denizlerle çevrili iki yarımadadan oluşan Türkiye, 589 bin tonluk su ürünleri üretimini çok daha fazla seviyelere taşıyabilir”
-“Avrupa çipura-levrek pazarında Türkiye’nin payı yüzde 25’e ulaştı”
-“Su ürünleri ihracatından milyarlarca dolar ihracat geliri elde etmek işten bile değildir. 2007-2016 döneminde ihracatını 47 bin tondan 145 bin tona çıkaran, ihracattan elde ettiği döviz
790 milyon dolara ulaşan Türkiye’nin bu alanda önü açıktır”
Ankara – 10.12.2017 – Türkiye Ziraat Odaları
Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, balıkçılığın geleceğinin
yetiştiricilik ve açık denizde olduğunu bildirerek, “balıkçılıkta kıyıya
hapsolmakla üretimi artıramayız. Kıyıda kaldığımız, açık denizleri yeterince
kullanamadığımız için, 2007-2016 döneminde avcılığımız deniz ürünlerinde 589
bin tondan 301 bin tona, tatlı su ürünlerinde 43 bin tondan 34 bin tona indi”
dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, 26 milyon
hektar yüzey alanı olan deniz, baraj ve göller ile toplam uzunluğu 178 bin
kilometreyi bulan akarsu kaynaklarına sahip olduğunu belirtti. Çin’in, 2014
yılı verileriyle, 17,1 milyon ton avcılık, 45,5 milyon ton yetiştiricilik
üretimiyle ilk sırada yer aldığını, avcılıkta Çin’i 6,4 milyon tonla Endonezya,
4,9 milyon tonla ABD’nin, yetiştiricilikte ise 4,8 milyon tonla Hindistan, 4,2
milyon tonla Endonezya’nın takip ettiğini vurgulayan Bayraktar, Türkiye’nin
yetiştiricilikte 22’nci, balık avcılığında ise 45’nci sırada kaldığına dikkati
çekti.
-Avcılıkta üretim düşüyor, yetiştiricilikte artıyor-
2007-2016 döneminde toplam su ürünleri
üretiminin 772 bin tondan 589 bin tona indiğini bildiren Bayraktar, şunları
kaydetti:
“Bu dönemde balıkçılığımızı ayakta tutan
yetiştiricilik oldu. Bu alanda üretim 140 bin tondan 253 bin tona yükseldi.
Yetiştiriciliğin toplam su ürünleri içindeki üretimi de 2007-2016 döneminde
yüzde 18,1’den yüzde 43’e yükseldi. Tatlı su ürünleri avcılığının payı yüzde
5,6’dan yüzde 5,7’ye çıkarken, deniz ürünleri avcılığının payı yüzde 76,3’ten
yüzde 51,2’ye geriledi. Üç tarafı denizlerle çevrili iki yarımadadan oluşan
Türkiye, 589 bin tonluk su ürünleri üretimini çok daha fazla seviyelere taşıyabilir.
-“Yeterli altyapıyı oluşturup açık deniz balıkçılığına başlamamız
zorunlu”-
Avcılığın dörtte üçe yakını olan yüzde 74’ü
Karadeniz’de yapılıyor. Ege’nin yüzde 11,5, Marmara’nın yüzde 10,6, Akdeniz’in
yüzde 3,9 payı bulunuyor. Denizlerde avcılık kıyı balıkçılığına dayanıyor.
Yeterli altyapıyı oluşturup açık deniz balıkçılığına başlamamız zorunlu.
Kıyılarımız av baskısı nedeniyle süratle üretim yapılamaz hale geliyor. Bu
sürdürülemez. Uzun süreli açık deniz balıkçılığı yapabilecek, avladığı su
ürünlerini işleyip depolayabilecek bir filo kapasitesi oluşturmak gerekiyor.”
-“80 ülkeye su ürünleri ihracatı yapılıyor”-
Türkiye’nin yetiştiricilikte Avrupa’da
önemli bir seviyeye ulaştığına dikkati çeken Bayraktar, “Birleşmiş Milletler
Gıda ve Tarım Örgütü çalışmasına göre, Avrupa çipura-levrek pazarında
Türkiye’nin payı yüzde 25’e ulaşmıştır. Başta Avrupa Birliği (AB) ülkeleri
olmak üzere 80 ülkeye su ürünleri ihracatı yapılmaktadır. İhraç edilen balık
türlerinin başında alabalık, çipura, levrek ve orkinos ilk sırayı almaktadır. Su
ürünleri ihracatından milyarlarca dolar ihracat geliri elde etmek işten bile
değildir. 2007-2016 döneminde ihracatını 47 bin tondan 145 bin tona çıkaran,
ihracattan elde ettiği döviz 790 milyon dolara ulaşan Türkiye’nin bu alanda önü
açıktır” dedi.