Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Türkiye Ziraat Odaları Birliği > Haberler > Akdeniz Bölge Toplantısı Yapıldı

Akdeniz Bölge Toplantısı Yapıldı

Akdeniz Bölge Toplantısı Yapıldı


Osmaniye'de yapılan Bölge Toplantısı TZOB Genel Başkanı Şemsi BAYRAKTAR ve Yönetim Kurulu Üyelerinin katılımıyla gerçekleşti.

Bölge toplantısına ayrıca Vali Zübeyir KEMELEK, Tarım İl Müdürü Ali ÇERİBAŞI, Belediye Başkanı ve Bölge Ziraat Odası Başkanları katıldı. Toplantıda konuşan Genel Başkan BAYRAKTAR, göreve geldikleri günden bu yana Ankara'da oturmamaya gayret gösterdiklerini ve Türkiye'nin her tarafını dolaşarak, bölgeleri ve Odaları gezmek suretiyle sorunları dinlediklerini belirterek, “Tarımın sorunlarına kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz ve sizlerden aldığımız bilgileri de Ankara'da yetkili mercilere taşıyoruz. Göreve geldiğimiz günden beri özellikle sizlerin sesi olmaya katkı sağladığımıza inanıyorum. 3 yıldan bu yana sizlerin düşüncelerine tercüman olmaya çalışıyoruz” dedi.
Genel Başkan BAYRAKTAR, görev sürelerince yaptıkları çalışmalardan bahsederek konuşmasını söyle sürdürdü: “Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin güçlenmesine izin vermeyen lobiler vardı. Yaklaşık 45 yıldır çıkmayan Ziraat Odaları Kanunu'nu çıkardık. Tüm çiftçilerimizin Ziraat Odaları’na gelmesini sağladık ve bu sayede Ziraat Odalarımız idari ve mali yönden güçlendi. Çok daha önemlisi Kurumumuz bağımsız bir kurum haline geldi.
Bunun dışında şirket kurma şansı getirdik. Devlet destekli kanun çıkardıktan sonra Ziraat Odalarımıza bu manada ihtiyaç duyulacağını hesapladık ve bazı Odalarımız mükemmel şekilde çalışıp sigortacılık hizmeti vermeye başladı. Siz hem Odalar olarak bir araya gelip şirket kurabilirsiniz hem de kendi bünyenizde şirket kurabilirsiniz. Toplu pazarlık yapma şansınız var. Girdileri toplu alma şansınız var. Bugün Tarım Kredi Kooperatifleri hangi hizmeti veriyorsa odalarımız da bu Kanunla aynı hizmeti verebilir. Kredi alabilir, kredi verebilir, şirket kurabilir, gübresini temin edebilir, çiftçiye satabilir. Belki bu Kanun'un önemini biz anlamıyoruz ama bizden sonra gelecekler için 30-40 sene sonra bu Kanun'un verdiği hizmetleri gördükçe bizi daha iyi anlayacaklar diye düşünüyorum.
Yurt dışında muhtelif görevlerimiz var. COPA'nın üyesiyiz, IFAP'ın yönetimine girdik. Sizi her yıl yurt dışına götüreceğiz. Dünyadaki gelişmeleri benim Oda Başkanlarımın görmesi lazım, benim çiftçimin görmesi lazım. Dünya ne yapıyor, nasıl üretiyor, hangi destekleri alıyor, hangi enstrümanları kullanıyor, hangi mekanizasyonu kullanıyor, hangi alanlarda ne yapıyor, bunu benim çiftçim görecek. Esnaf gidiyor, tüccar gidiyor, sanayici gidiyor, benim çiftçim de gidecek.
Bütün kurumların hizmet binası var, Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin yoktu. Arkadaşlarımızla birlikte bir çalışmaya girdik. Hizmet binamızı aldık.
Çiftçimizin sorunlarını gündeme getirmek için Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlarımızın katıldığı önemli toplantılar yaptık. Hatta bu toplantılarda Başbakan ve Tarım Bakanı ile Oda Başkanlarımız, Bölge Temsilcilerimizi bir araya getirme şansı bulduk. Ve Bölge Temsilcilerini Sayın Başbakan ve Bakanlar dinledi.
İstanbul'da ilk defa uluslararası önemli bir toplantı yaparak, oraya hem iktidar hem muhalefet partilerini çağırdık. Avrupa'dan çok önemli misafirlerimiz geldi. Şimdi o toplantı sonuçlarını bir kitap haline getiriyoruz. Çünkü AB yolunda çok önemli görüşler sundular. O görüşler bize önümüzdeki dönemde çok önemli ışıklar tutacak. Tabi bu toplantıları yaparken, iktidarı çağırırken muhalefet partilerini de ihmal etmiyoruz. Herkesin orada görüşünü beyan etmesini sağlıyoruz. Diyoruz ki siz de bizim sorunlarımızı gündeme taşıyın.
Antalya'da uluslararası bir toplantı daha yaptık. Kıbrıs'ın burada Akdeniz Bölgesi Başkan Yardımcısı olmasını ve bir daha ki toplantının Kıbrıs'ta yapılmasını sağladık.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği, çıtasını yükseltti. Bunu kabul etmemiz lazım. Birliğimiz Türkiye'de ilk defa Sivil Toplum Örgütleri Başkanlığı'na geldi.
Manisa'da Cumhuriyet tarihinin en büyük çiftçi mitingini yaptık. 50 dekar araziyi bizim çiftçilerimiz tıklım tıklım doldurdu. Bu insanları, o meydanlara kimse zorla getirmez. Bu mitingi de kimse siyasi olarak yorumlamasın. Otobüslerle 100 bin kişiyi bir yere toplayamazsınız. Çiftçi mağdur değilse, kendiliğinden gelmiyorsa, o meydanları doldurma şansınız yoktur. Orada verdiğimiz mesajlar iyi alınmış olsaydı, Ordu mitingi patlamazdı. Biz çiftçimize yol kesin demedik. Dünyada ilk defa 9 saat uluslararası yolu kapattılar. Biz Ziraat Odaları Birliği olarak diyalog kapılarını kapatma niyetinde değiliz. Ne zaman bizi çağırırlarsa, bu sorunları çözme yolundayız derlerse biz gideriz. Ama bu iradeyi göstermezlerse bu mitingler devam eder.
Türkiye'yi gezerken şunu da görüyorum. Odalarımız artık görülmeyen şekilde hizmet atağında ve bundan da memnuniyet duyuyorum. Her zaman şunu söylüyorum, bize gelen para alın teri. Türkiye Ziraat Odaları Birliği ve Ziraat Odalarımız bu alın terini çiftçiye hizmet olarak çeviremezse bunun hesabını Allah'a veremeyiz. Son kuruşuna kadar çiftçimiz için harcayacağız bu parayı. Oda Başkanlarımızda çiftçimize nasıl bu parayı götürürüm, nasıl bu hizmeti veririm diye bir heyecan var. İşte bu heyecanı yakaladık.”
Toplantıda konuşan TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin TOPÇUOĞLU, bölgenin bulunduğu iklim kuşağı dolayısıyla üretim açısından oldukça büyük nimetler sunduğunu belirterek, “Bu elverişli coğrafyada üretim yapmak her geçen yıl daha da zorlaşmaktadır. Üretim sadece iklim ve toprağa bağlı değildir. Üretimi gerçekleştirmek için ihtiyacımız olan tohum, gübre, ilaç ve mazot fiyatları her geçen gün artmaktadır. Ürün fiyatlarına nazaran aşırı oranda artan bu fiyatlar, üretimin ve verimin artırılmasını kısıtlamaktadır. Bu durumun düzeltilmesi için tarımın daha çok desteklenmesini bekliyoruz. Özellikle mazot ve gübreye bu durumu düzeltebilecek düzeyde desteklerin verilmesi gerekmektedir” dedi.
Önümüzdeki AB sürecinin tarım açısından oldukça önemli ve kritik bir süreç olduğuna dikkat çeken TOPÇUOĞLU şöyle devam etti: “Yapılan araştırmalar olası bir AB üyeliğinde ülkemiz tarım sektöründe yaş meyve ve sebzenin rekabet gücünün yüksek olduğunu göstermektedir. Öyleyse bu sektörü ayakta tutmak ve rekabete hazırlamak gerekmektedir. Oysa son yıllarda üretimden pazarlamaya yaş sebze ve meyve de yaşanan sorunlar üretimi bırakma noktasına getirmiştir.
Ülkemiz önemli ihraç ürünlerinden biri olan narenciye, yaş meyve ihracatının yaklaşık yüzde 70'ini oluşturmaktadır. Ancak geçen yıl pazarlamada yaşanan sıkıntılar bölgemizde pek çok üreticinin narenciye bahçelerini sökmesine sebep olmuştur.
Narenciye ihracatında ihracat iadelerinin rolünü kimse inkar edemez, üretim maliyetimiz fiyatlara yansıdığında ihraç edecek ürünlerin dış piyasayla rekabet edebilmesi için ihracat iadesi diğer ülkelerde uygulandığı miktarda uygulanmalıdır.
Çiftçinin üretime devam etmesi, yaptığı işten para kazanmasına bağlıdır. Girdiler üzerindeki KDV oranları bir an önce kaldırılmalıdır. Tarım destekleme araçları artırılmış olsa da ayrılan bütçe aynıdır. Dolayısıyla tarım destek bütçesi en azından Tarım Kanunu'nun öngördüğü Gayri Safi Milli Hasıla'nın yüzde 1'i olan alt sınıra yükseltilmeli ve destekler zamanında ödenmelidir. Bildiğiniz gibi 2004 yılı DGD'leri iki yıl, 2005 DGD’leri ise bir buçuk yıl gecikme sonucunda ödenebilmiştir.
Ülkemiz gıda ihtiyaçlarını kendi üretimimizle karşılayabilmemiz, üretimin sürdürülebilirliğine bağlıdır. Çiftçimiz üye olmak için uğraştığımız AB'deki meslektaşları ile aynı koşullarda üretim yapmayı hak etmektedir. Bu konuda yapılması gereken kararlı ve istikrarlı bir politika ile yeterli bütçedir.”