-TZOB
Genel Başkanı Bayraktar:
-“Ormanları tahrip etmek gelecek nesillerin hakkını gasp etmek demektir”
-“Hava
kirliliğini önlemekte en önemli etken ormanlardır”
-“Orman varlığımızı artırırken mevcut ormanlarımızı korumalı, bu değerli emaneti gelecek nesillere aktarmalıyız”
-“Çevre
kirliliği ile mücadele her bireyin asli görevidir”
-“Her bireyin günlük hayatta alacağı küçük tedbirlerle çevre
kirliliğiyle mücadele etmesi, gelecek nesillere yaşanabilir, yeşil ve temiz bir
dünya bırakmanın küçük ama belki de en önemli adımı olacaktır”
-“Gelecek nesiller için en değerli miras, yaşanabilir bir dünyadır”
Ankara – 04.06.2019 -
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, temiz
hava solumanın hayati bir gereklilik olduğunu belirterek, “Ormanları tahrip
etmek gelecek nesillerin hakkını gasp etmek demektir. Ormanlarımızı korumak ve
genişletmek görevimizdir” diye konuştu.
Bayraktar, yaptığı açıklamada,
Dünya Çevre Günü’nün çevre sorunlarına dikkat çekmek, doğayı ve dünyayı korumak
için küresel farkındalığı artırmak amacıyla her yıl 5 Haziran'da kutlandığını
belirtti. Bu yıl Çevre Günü’nün temasının “hava kirliliğini önleme” olarak
belirlendiğini bildiren Bayraktar, hava kalitesinin insan sağlığı ile doğrudan
ilişkisi olduğunu vurguladı.
-Başlıca hava kirliliği kaynakları-
“63 ilimizde evsel ısınma, 7 ilde imalat
sanayi işletmeleri, 5 ilde karayolu trafik, 2 ilde diğer sanayi faaliyetleri, 2
ilde termik santraller, 1 ilde maden işletmeleri ve 1 ilde de diğer kaynaklar
hava kirliliğinin başlıca nedenidir.
Ülkemizde hava kirliliğinin kaynağını
bölgesel olarak incelediğimizde ise; Marmara Bölgesinde ve Akdeniz’in doğusunda
imalat sanayi, Batı Karadeniz’de Düzce ve Karabük’te ise diğer sanayi faaliyetleri
ön plana çıkmaktadır. Termik santrallerden kaynaklı hava kirliliği ise
Çanakkale ve Kütahya’da, maden işletmeleri ise Burdur’da birincil hava
kirliliği kaynağı olmuştur. Karayolu trafiği, Sakarya, Eskişehir, Kayseri,
Malatya ve Şanlıurfa illerinde hava kirliliğinin birinci öncelikli kaynağıdır.
Anız yangınları, kış mevsiminde hayvan dışkılarının yakacak olarak
kullanılması, lastiklerin yakılması özellikle Batman’da başlıca hava kirliliği
kaynaklarıdır.
-“Ormanların hayati önemini tanıtmaya yönelik çalışmalara hız vermeliyiz”
Şüphesiz hava kirliliğini önlemekte en önemli
etken ormanlardır. Ülkemizde, 22 milyon
342 bin hektar alan orman arazisi mevcut olup bu alan ülke yüzölçümünün
yaklaşık yüzde 28,6’sına denk gelmektedir. 2030 yılına kadar orman varlığının
ülke yüzölçümüne oranının yüzde 30 düzeyine ulaşması hedeflenmektedir.
Dünyada en önemli karbon yutaklarından biri olan ormanlar büyük bir
hızla azalırken, ülkemiz bugüne kadar yapmış olduğu ağaçlandırma, erozyon
kontrolü ve bozuk ormanların iyileştirilmesi çalışmaları ile orman varlığını
artıran ülkelerdendir. Orman varlığımızı artırırken mevcut ormanlarımızı
korumalı, bu değerli emaneti gelecek nesillere aktarmalıyız.
Dünyadaki hızlı nüfus
artışı ve sanayileşme, doğal kaynaklar üzerinde yoğun baskılar oluşturmakta,
ormanlar da bu olumsuzluktan ciddi şekilde etkilenmektedir. Ormanların
hayati önemini tanıtmaya yönelik çalışmalara hız vermeli, orman kaynaklarının
sürdürülebilir kullanımını sağlamalıyız”
- “İnsanoğlu hayatta kalabilmek için doğaya muhtaçtır”
Çevre kirliliği ile
mücadelenin her bireyin asli görevi olduğuna işaret eden Bayraktar, “Yaşadığımız
çevreyi korumalı, kollamalı, doğal kaynakları bilinçli kullanmalı, etkin çevre
politikalarını desteklemeli ve yaygınlaştırmalıyız. Büyük küçük, genç yaşlı
demeden her bireyin günlük hayatta alacağı küçük tedbirlerle çevre kirliliğiyle
mücadele etmesi, gelecek nesillere yaşanabilir, yeşil ve temiz bir dünya bırakmanın
küçük ama belki de en önemli adımı olacaktır” diye konuştu.
Gelecek nesiller için en değerli mirasın, yaşanabilir
bir dünya olduğunu söyleyen Bayraktar, “Çocuklarımızı çevrenin önemini
anlatarak yetiştirmek de her ebeveynin asli görevleri arasında olmalıdır.
Doğanın yaşamak için insanoğluna ihtiyacı yoktur ancak insanoğlu hayatta kalabilmek
için doğaya muhtaçtır” ifadelerini kullandı.