-5 Aralık Dünya Toprak Günü…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“Tarımsal üretimin ana kaynağı topraktır”
-“Erozyon, yapılaşma,
turizm, madencilik ve ulaştırma nedeniyle kaybedilen birinci ve ikinci sınıf
tarım arazisi gelecekte başka bir krizin, gıda krizinin habercisidir”
“Yaşanan salgın günlerinde daha da iyi anladığımız beslenme
ihtiyacımızı karşılamamızı sağlayan tarım alanlarımızı iyi kullanmalıyız”
-“Toprak ekosistemine uygun uygulamaları teşvik etmeli,
toprağın yapısını bozacak, verimini azaltacak her türlü uygulamadan
kaçınmalıyız.
-“Tarım arazilerimizi ve verimli ovalarımızı koruyacak olan
son Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 25 ovamız daha eklenerek 315 büyük ovanın
tarımsal SİT olarak ilan edilmesini destekliyoruz. Bu toprağı korumak için
atılmış önemli adımdır”
-“Toprak Koruma Kurulları, çok etkin ve verimli arazileri
koruyacak şekilde çalıştırılmalıdır. Ziraat Odalarımızın temsilcilerinin bu
kurullarda görev yapması bir zorunluluk olmalıdır”
-“Özellikle erozyonun fazla olduğu bölgeler de, toprak
işlemesiz ve azaltılmış toprak işlemeli tarım şekilde yapılan korumalı tarım
yaygınlaştırılmalıdır”
-“Bir santimetre kalınlığındaki bir toprağın oluşabilmesi
için yüz ile bin yıllık bir süreç gerektiğinden topraklarımızın bilinçli
kullanılmasının ne kadar önemli olduğu unutulmamalıdır”
Ankara - 05.12.2020 – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB)
Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Tarımsal üretimin ana kaynağının toprak olduğunu
bildirerek, “Erozyon, yapılaşma, turizm,
madencilik ve ulaştırma gibi sebeplerle kaybedilen birinci ve ikinci sınıf
tarım arazileri gelecekte başka bir krizin, gıda krizinin habercisidir” dedi.
Bayraktar, 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla yaptığı
açıklamada, toprak ekosistemine uygun uygulamaları teşvik etmemiz gerektiğini
vurgulayarak, toprağın yapısını bozacak, verimini azaltacak her türlü
uygulamadan kaçınmamızın zorunluluk olduğunu belirtti. Yaşanan salgın
günlerinde daha da iyi anladığımız beslenme ihtiyacımızı karşılamamızı sağlayan
tarım alanlarımızı iyi kullanmanın ve üretim planlanmasını yapmanın elzem
olduğunu bildiren bayraktar şöyle devam etti:
Verimli topraklarımızı kaybetmeye devam edersek, gıda
üretimi ve gıda güvenliği ciddi şekilde zarar görecek, gıda fiyatları
dalgalanmaları artacak ve milyonlarca insan potansiyel olarak açlık ve
yoksulluğa itilecektir.
Gıda güvencesi için toprak olmazsa olmazdır. Bu konuda
toplumda bilinç oluşturulması, verimli ovaların mutlak suretle korunması
gerekmektedir.
İllerde Toprak Koruma Kurulları, çok etkin ve verimli
arazileri koruyacak şekilde çalıştırılmalıdır. Ziraat Odalarımızın
temsilcilerinin bu kurullarda görev yapması bir zorunluluk olmalı, bu husus
valilerin takdirine bırakılmamalıdır.
315 büyük ovanın SİT alanı olarak ilan edilmesini olumlu
buluyoruz. Belediyelerden tarım arazilerinin korunmasında daha dikkatli
olmalarını, imar planlarında buna dikkat etmelerini, tarıma kaynak
aktarmalarını bekliyoruz.
Özellikle erozyonun fazla olduğu bölgeler de, toprak
işlemesiz ve azaltılmış toprak işlemeli tarım şekilde yapılan korumalı tarım
yaygınlaştırılmalıdır.
Bir santimetre kalınlığındaki bir toprağın oluşabilmesi için
yüz ile bin yıllık bir süreç gerektiğinden topraklarımızın bilinçli
kullanılmasının ne kadar önemli olduğu unutulmamalıdır. Toprağımızın kıymetinin
herkesçe çok iyi bilindiği, toprağı yönetenlerden kullananlara kadar her
kesimin ona saygı duyarak, hareket edeceği günler temennisiyle Dünya Toprak
Günü’nü kutluyorum"