-TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
-“Su zengini olmayan ülkemizin, su kaynaklarını bilinçli bir
şekilde kullanmalı ve korumalıyız”
-“Başta tarım olmak üzere her alanda suyu tasarruflu kullanmazsak, su kıtlığı çekmemiz kaçınılmazdır”
-“Dünyada ve ülkemizde son yıllarda artan oranlarda
ortaya çıkan kuraklık suyun önemini bir kez daha tüm kesimlere hatırlattı”
-“Ülkemiz aşırı
tüketim, su israfı gibi etkenler ve nüfus artışı nedeniyle 1346 metreküp kişi
başına kullanılabilir su miktarıyla hızla su fakiri ülke konumuna
ilerlemektedir”
-“Üretim su
olmadan olmaz. Yeterli su olacak ki bu ülke üretebilsin, artan nüfusu
doyurabilsin. Bu nedenle sulamada yatırımların bitirilmesi ve etkinliğin
sağlanması gerekiyor”
-“Çiftçilerimizin
modern sulama sistemlerini kullanmaları teşvik edilmelidir. Bunun için
çiftçilerimize su tasarrufu sağlayan modern sulama sistemlerinin yaygınlaşması
için hibe ve krediler artırılmalıdır”
-“Sulama
suyu ücretleri çiftçilerimizin üretim maliyetlerini önemli ölçüde
artırmaktadır”
-“Sulamada kullanılan elektriğin maliyeti çiftçimiz için önemli bir yük haline geldi. Elektrikteki yüzde 18’lik KDV ile fon ve paylar kaldırılmalı, birim fiyatı düşürülmelidir”
-“Su
kaynaklarının tasarruflu kullanılmasının yanı sıra kirletilmemesi için de gerekli
tedbirleri istisnasız almalı ve uygulamalıyız”
-“İklim
değişikliğinin görülen olumsuz etkileri suyun değerini daha çok anlamamıza
vesile oluyor”
-“Dünyada
2,2 milyar insanın güvenli suya erişim imkanı olmadığı göz önüne alındığında; hükümetler,
yerel yönetimler, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve her birey suya
gereken değeri vererek, suyun
yönetiminde birlikte çalışmalıdır”
Ankara - 21.03.2021 - Türkiye Ziraat
Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, su zengini olmayan
ülkemizin, su kaynaklarını bilinçli bir şekilde kullanmalı ve korunması gerektiğini
belirterek, “başta tarım olmak üzere her alanda suyu tasarruflu kullanmazsak,
su kıtlığı çekmemiz kaçınılmazdır. Aşırı tüketim, su israfı gibi etkenler ve
nüfus artışı nedeniyle 1346 metreküp kişi başına kullanılabilir su miktarıyla
ülkemiz hızla su fakiri ülke konumuna ilerlemektedir” ifadelerini kullandı.
Bayraktar,
22 Mart Dünya Su Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Birleşmiş Milletlerin
2021 yılı için “Suyun Değeri” temasını belirlediğini
belirterek, iklim değişikliğinin
görülen olumsuz etkileri suyun değerini daha çok anlamamıza vesile oluyor”
dedi.
20 yılı önce kişi başına kullanılabilir su miktarı 1653
metreküp iken bugün kişi başına 1346 metreküp kullanılabilir su miktarına
gerilediğini, bu durumun ülkemizi su azlığı çeken ülke konumundan, kişi başı 1000 metreküp suya sahip su fakiri
ülke konumuna ilerlediğimizi bildiren. Bayraktar, “suyun bir damlası dahi çok önemlidir. Bu
nedenle suyun korunması ve tasarruflu kullanılması, 7’den 70’e herkesin
bilinçli hareket etmesi gerekmektedir. Bunun yolu da toplumun eğitilmesinden
geçmektedir” dedi. Bayraktar, iklim
değişikliğiyle yağışların azalması, aşırı yağışların mevsim normalleri üzerinde
gerçekleşmesi, sıcaklık artışı, barajların yeterli doluluğa ulaşamaması gibi
hususların da suyun değerini daha çok anlamamıza vesile olduğunu açıkladı.
-“Kuraklık suyun önemini bir kez daha hatırlattı”-
Dünyada ve ülkemizde son yıllarda artan
oranlarda ortaya çıkan kuraklığın suyun önemini bir kez daha tüm kesimlere
hatırlattığını belirten Bayraktar, şunları ifade etti:
“İklim
değişikliğinin en önemli sonuçlardan biriside kuraklıktır. Genel olarak
yerküreye yağan toplam yağışlarda, çok fazla değişiklik olmasa da yağış
rejiminin değişmesi büyük sorunlar yaratıyor. Artık öyle bir durum oluştu ki
yeni üretim sezonunda beklenen yağış bir türlü gerçekleşmiyor. Bu durum ürün
veriminde önemli kayıpları meydana getirmektedir.
Tarımsal üretimin öneminin daha çok
arttığı bugünlerde tarımsal kuraklıkla mücadele etmede sulamanın önemi
büyüktür. Yer üstü ve yeraltı sularının azalması tarımsal üretimde endişeli bir
bekleyişi de beraberinde getiriyor. Bu durumu ortadan kaldırmak için boşa akıp
giden suları toplamak yani yeni su hasatları yapmak için barajlar ve göletler
yapılmalıdır. Sulama yatırımları bitirilmeli ve yağmurlama, damla sulama gibi
basınçlı sulama sistemleri kullanılarak etkinlik sağlanmalıdır. Su her kesimde
tasarruflu kullanılmalı, özellikle toplam suyun yüzde 77’sini kullanan tarımda
su heba edilmemelidir. Döngüsel su yönetimi ile atık su değişik alanlarda
kullanılmalıdır.”
-Tarımda
sulama-
Verimliliğin artırılması açısından
tarımda sulamanın yaygınlaştırılması ve bu amaçla su kaynaklarının
geliştirilmesi ve rasyonel kullanımının büyük önem arz ettiğini bildiren
Bayraktar, şunları kaydetti:
“Bu ülkenin kuruda yetişen buğday, arpa
gibi ürünlere ihtiyacı olduğu kadar, suluda yetişen mısıra, pamuğa,
şekerpancarına, sebzeye, meyveye de ihtiyacı vardır. Tarımsal üretim
potansiyeli oldukça yüksek olan Türkiye’nin, bu fırsatı en iyi şeklide
değerlendirmesi gerekir. Bu üreticilerimizin de vatandaşların da en doğal
hakkıdır. Su olmadan üretim olmaz. Yeterli su olacak ki bu ülke üretebilsin,
artan nüfusu doyurabilsin.
Bu nedenle sulamada yatırımların
bitirilmesi ve etkinliğin sağlanması gerekiyor. Teknik ve ekonomik olarak
sulayabileceğimiz 8,5 milyon hektar tarım alanımızın, 6,69 milyon hektarında
sulama altyapısı tamamlanmış, 1,81 milyon hektarı sulamaya açılmamış
durumdadır.
Bu açıdan GAP, KOP, DAP gibi büyük
sulama yatırımlarını da içeren projelerin tamamlanması önem taşımaktadır.
Gölet, baraj gibi sulama yatırımlarına ağırlık vererek maliyetleri her geçen
gün artan ve kar oranı düşük kalan, özellikle küçük aile işletmelerinin sürdürülebilirliğinin
sağlanması gerekmektedir.
Sulamada etkinliğin sağlanması, üreticilerimizin
suyu bilinçli kullanması için çiftçilerimize gerekli eğitimler verilmeli ve bitki
türü de dikkate alınarak dekarda kullanılacak su miktarı belirlenmeli, gereğinden
fazla su kullanımının önüne geçilmelidir. Çiftçilerimizin modern sulama
sistemlerini kullanmaları teşvik edilmelidir. Bunun için çiftçilerimize su
tasarrufu sağlayan modern sulama sistemlerinin yaygınlaşması için hibe ve
krediler artırılmalıdır.
Ülkemizde sulama randımanı yetersizdir.
Mevcut sulama sistemlerinin yüzde 71’i açık sistemdir ve kullanılan kanal ve
kanaletler eski ve atıl vaziyettedir. Bu durum maliyetleri artırmasının yanı
sıra su israfına da neden olmaktadır. Acilen kapalı sistem sulamaya geçilmeli, eski
ve atıl vaziyette olan kanal ve kanaletler yenilenmelidir.
-“Sulama suyu ücretleri çiftçilerimizin üretim maliyetlerini
önemli ölçüde artırmaktadır”-
Tarımsal
üretimde verimi artıran en önemli girdi sulama suyudur. Sulama suyu ücretleri
çiftçilerimizin üretim maliyetlerini önemli ölçüde artırmaktadır. Yüzey sulama suyu
ve yeraltı suyu ücretleri üreticinin ödemekte güçlük çektiği boyutlara ulaştı. Sulama
ücretlerinde indirime gidilmeli, makul seviyelere çekilmelidir.
Diğer yandan sulamada kullanılan elektrik giderleri
çiftçimiz için önemli bir yük haline geldi. Elektrikteki yüzde 18’lik KDV ile
fon ve paylar kaldırılmalı, birim fiyatı düşürülmelidir.”
-Suyun değeri-
Şemsi Bayraktar, suyun değerinin onu
kaybetmeden önce anlaşılması gerektiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
“Su kaynaklarının tasarruflu kullanılmasının
yanı sıra kirletilmemesi için de gerekli tedbirleri istisnasız almalı ve
uygulamalıyız. Yeterli suya erişim
ve temiz su kullanımı herkesin hakkıdır. Artan nüfus baskısı, iklim değişikliği
ve plansız kentleşme gibi faktörler suyun etkin kullanımını gerektirmektedir.
Suyun sağlıklı bir biçimde gelecek nesillere aktarımı ona değer vermekten geçmektedir.
İklim değişikliğinin görülen olumsuz etkileri suyun değerini daha çok
anlamamıza vesile oluyor.
Dünyada 2,2 milyar insanın güvenli suya
erişme imkanı olmadığı göz önüne alındığında, hükümetler, yerel yönetimler,
özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve her bir bireyin suya gereken değeri
vererek, suyun yönetiminde birlikte çalışmalıdır.”
Şemsi Bayraktar, toplumsal bilinç
artırılarak toprak ve su kaynaklarının korunması ve kirlenmesinin önüne
geçilmesi temennisiyle, 22 Mart Dünya Su Günü’nü kutladı.