-TZOB Genel
Başkanı Bayraktar:
-“Tarım sektörünün
önemi koronavirüs salgınıyla birlikte daha iyi anlaşıldı”
-“Dünya Gıda Günü
münasebetiyle, fedakarca üretim yaparak gıda ihtiyacımızı karşılayan emektar
çiftçilerimize bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz”
-“Bu süreçte
üretimi ile hayati bir rol üstlenen tarım ve gıda sektörü durursa, ülkemizde
hayat durur. Üretimin aksamadan sürdürülebilmesi için gerekli tedbirler
alınmalıdır”
-“Sağlıklı ve yeterli gıdaya
ulaşmak her bireyin en temel hakkıdır”
-“Dünyada herkese yetecek kadar gıda üretilmesine
rağmen açlık çeken insan sayısı bir türlü azalmıyor”
-“Yaşanan tüm zorluklara rağmen ülkenin gıda güvencesini sağlayan çiftçilerimiz, büyük
fedakarlık göstererek tarlasında kalmaya, üretimi sürdürmeye devam etmiştir”
-“Koronavirüsle mücadelenin kahramanlarından biri de Türk çiftçisidir”
-“Tarım demek gıda güvencesi
demektir”
-“Gıda güvencemizi sağlamak için
çiftçilerimizi desteklemek zorundayız”
-“Üretimin
artarak devam etmesi için çiftçilerin yeterli gelir elde etmesi gerekmektedir”
-“Çiftçilerimiz
ancak diğer kesimlerin üçte biri oranında gelir elde etmektedir ve bu durum
sürdürülebilir değildir”
-“Ülkemizin gıda güvencesini sağlayan sektörümüzün başta yapısal sorunlar olmak üzere çözüm
bekleyen önemli sorunları bulunmaktadır”
-“Türkiye Ziraat Odaları
Birliği olarak ülkemizin gıda güvencesinin sağlanması yolunda her türlü olumlu
katkıyı sağlamaya devam edecektir”
Ankara - 15.10.2020 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı
Bayraktar, tarım sektörünün öneminin koronavirüs salgınıyla birlikte
daha iyi anlaşıldığını vurgulayarak, “Dünya Gıda Günü münasebetiyle, fedakarca
üretim yaparak gıda ihtiyacımızı karşılayan emektar çiftçilerimize bir kez daha
teşekkürlerimizi sunuyoruz” diye konuştu.
Bayraktar yaptığı yazılı açıklamada, FAO’nun dünya gıda gününü bu
yıl “Büyütelim, besleyelim, hep birlikte
sürdürelim” temasıyla kutladığını belirtti.
Bu yıl belirlenen temanın, yeterli ve sürdürülebilir gıda üretimine vurgu
yaptığını belirten Bayraktar, şöyle devam etti:
“FAO’nun Dünyada Gıda Güvenliği ve
Beslenmenin Durumu raporuna göre; 2019 yılında yaklaşık 690 milyon insanın
yetersiz beslendiği, kronik açlık çektiği tahmin ediliyor. Yani dünyadaki her
on kişiden biri açlık çekiyor. Yine 3 milyar kişi de sağlıklı beslenemiyor.
Hatta raporda
koronavirüs
pandemisinin 2020'nin sonu itibariyle dünya genelinde 130 milyon kişiyi daha
kronik açlığa sürükleyebileceği belirtilmektedir.”
-“Açlık
sorunu devam ediyor”
Dünyada açlık sorununun devam ettiğini hatta
aç insan sayısının hedeflenen şekilde azalmadığının altını çizen Bayraktar,
“BM’ye üye 193 ülke oy birliğiyle 2030’a kadar açlığın sona erdirilmesini
hedeflemiş bulunuyor. Özellikle yoksullar ve çocuklar başta olmak üzere
herkesin bütün yıl boyunca güvenli, besleyici ve yeterli miktarda besine
erişimini güvence altına alınması önemli bir hedeftir. Ancak bu hedefe ulaşmak
için yeterli çalışmalının yapılmadığı da bir gerçektir” diye konuştu.
Dünyada herkese yetecek kadar gıda
üretilmesine rağmen açlık çeken insan sayısının bir türlü azalmadığını ifade
eden Bayraktar, şöyle devam etti:
“Dünyada yaşanan açlığı yok etmek için
üretilen gıdanın dengeli dağıtılması ve israfın en aza indirilmesi büyük önem
taşımaktadır. Her sene dünyadaki gıdanın yüzde 14'ü satış aşamasına ulaşamadan
kaybedilmekte ve yaşanan gıda kaybı yıllık 400 milyar dolara mal olmaktadır.
Türkiye’de her yıl yaklaşık
19 milyon ton gıda israfı yapılmakta, bu neredeyse ürettiğimiz gıdanın beşte
biri oranına denk gelmektedir. Türkiye'deki gıda kaybı düzeyi yüzde 40
civarındadır. Açlığa son vermek için gıda israfının önüne geçmeliyiz.”
-Koronavirüsle
mücadele süreci ve gıdaya ulaşım-
Sağlıklı ve yeterli gıdaya
ulaşmasının her bireyin en temel hakkı olduğunu vurgulayan Bayraktar, gıda
üretiminin temelini oluşturan tarım sektörünün öneminin koronavirüs pandemisinde
daha net görüldüğünü belirtti.
Tarım sektörünün bu
süreçten kaçınılmaz olarak etkileneceğini belirten Bayraktar, “Yaşanan tüm
zorluklara rağmen ülkenin gıda güvencesini sağlayan
çiftçilerimiz, büyük fedakarlık göstererek tarlasında kalmaya, üretimi
sürdürmeye devam etmiştir. Koronavirüsle
mücadelenin kahramanlarından biri de Türk çiftçisidir” diye konuştu.
Bayraktar, Türkiye’nin salgınla mücadele
sırasında gıda güvenliği açısından başarılı bir tablo çizdiğini, üretimin
kesintisiz sürdüğünü, gıda ürünlerinin aksama yaşamadan tüketici ile
buluşturulduğunu ifade etti.
Bu dönemde, her ülkenin
kendi tarımını korumak ve sürdürmek için tedbirler aldığını, ülkelerin
önceliğinin gıda güvenliğini sağlamak olduğunu vurgulayan Bayraktar, “Tarım
demek gıda güvencesi demektir. Gıda güvencemizi sağlamak için çiftçilerimizi
desteklemek zorundayız. Bu süreçte üretimi ile hayati bir rol üstlenen tarım
ve gıda sektörü durursa, ülkemizde hayat durur. Üretimin aksamadan
sürdürülebilmesi için gerekli tedbirler alınmalıdır” ifadelerini kullandı.
İthalata bağımlı ülkelerin bu süreçte büyük
zorluklar yaşadığını ifade eden Bayraktar şöyle devam etti:
“Gıda milliyetçiliği kavramının önem
kazandığı bu dönemde ülkeler, uyguladıkları korumacılık tedbirleri kapsamında
ihracata kısıtlamalar getiriyor. Bu şartlarda ithalat yapılsa bile ürünün çok
daha pahalıya geleceği bir gerçektir.
Yaşadığımız tecrübeler gösteriyor ki, tarım
potansiyelimizin tamamını kullanmak, arz açığımız olan ürünlerimizin üretimini
doğru planlamak zorundayız. Arz açığı veren ürünlerin üretiminin artırılması
için iyi bir üretim planlaması yapılmalı, üretimin artırılmasına yönelik destek
politikaları belirlenmeli, verim artışı sağlanmalıdır.”
-Sektörün ve çiftçilerin sorunları-
Üretimin artarak devam etmesi için
çiftçilerin yeterli gelir elde etmesi gerektiğine işaret eden Bayraktar,
“Çiftçilerimiz ancak diğer kesimlerin üçte biri oranında gelir elde etmektedir
ve bu durum sürdürülebilir değildir. Bunu
sağlamak için sektörün yapısal ve güncel sorunlarının çözüme kavuşturulması
önemlidir” diye konuştu.
Tarım sektöründe; parçalanmış arazi yapısı, örgütlenme
ve sulama gibi yapısal sorunlarının yanında, girdi fiyatlarının yüksekliği,
banka borçlarının artması gibi kronik sorunların da bulunduğunu vurgulayan
Bayraktar şöyle devam etti:
“Sorunların çözümü için orta ve uzun vadede
çözüm yolları aranmalıdır.
Dünyada tarımsal üretim,
açlığı bitirecek ve artan gıda talebini karşılayacak düzeyde
artmamaktadır. Gıda açığını kapatma
konusunda en önemli ülkelerden biri de bizim ülkemizdir. Ülkemiz büyük bir
tarımsal potansiyele sahiptir. Ancak bu potansiyelimizi tam olarak
kullandığımızı söyleyemeyiz.
Tarım sektörünün sorunları
çözülür ve sektör gerektiği gibi desteklenirse, gıda üretiminde sadece ülkemize
değil içinde bulunduğumuz coğrafyaya yetecek gıda üretimini yapabiliriz.
Açlık sorunu kendi ayakları
üzerinde duran ve yeterli tarım sektörü varlığını sağlamakla çözülebilecek bir
sorundur. Dünyada gıda güvenliği ancak devletlerin, uluslararası kuruluşların,
sivil toplum kuruluşlarının ve tüm diğer aktörlerin de aktif katılım ve
diyaloğuyla mümkün olabilir.
Ülkemizin gıda güvencesinin sağlanması, toplumun,
gençlerimizin ve çocuklarımızın sağlıklı ve kaliteli beslenmesi, tarımımızın
uluslararası alanda rekabet edebilecek doğrultuda sürdürülebilir bir şekilde
gelişebilmesi için Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak her türlü olumlu
katkıyı sağlamaya devam edeceğiz.”