-Tarım
reel sektörün temeli…
-TZOB
Genel Başkanı Bayraktar: Ekonomik hayatın, ticaretin temelinde tarım
vardır. Bütün ülkeler, istisnasız, tarımdan çıkan artı değeri
kullanarak
zenginleşmiştir”
-“ABD’si, Almanya’sı, Fransa’sı, İngiltere’si,
Hollanda’sı başta olmak üzere bütün gelişmiş ülkeler tarımla kalkındı.
Kalkındıktan sonra da tarımı ihmal etmediler. Tarımda da dünyanın en
büyükleri oldular”
-“(Reel sektör reel sektör) deniliyor. Reel
sektörün temelinde hangi sektör var? Tarım”
-“İmalat sanayi içinde yer alan gıdanın yanı sıra,
tekstil, içecek, tütün birinci derecede tarım sektörüyle bağlantılı.
Tarım, sadece bununla dakalmıyor, ulaştırmadan finansa, yiyecek
sektörüne, depolamadan,toptan ve perakende ticarete çok değişik sektörlere
hammaddesağlamakta, kaynak aktarmaktadır”
-“Milli gelire 52,3 milyar dolar katkı sağlayan
tarım, 90 milyar dolara yaklaşanbitkisel, hayvan ve hayvansal ürün
üretimiyle, 16-17 milyardolarlık gıda ve tarım ihracatına imkan
tanımasıyla, sağladığı5,5 milyar dolarlık dış ticaret fazlasıyla, çoğunlukla5 milyonun altına inmeyen, yaz aylarında sanayiden
fazla olan istihdamıyla, işsizliği 2 puan düşürmesiyle çok daha fazla kıymeti hak ediyor”
-“Bugün hala kırsalda 20 milyon kişinin geçim
kaynağı tarım ise tarımın sorunları göz ardı edilmemeli, sektör el
üstünde tutulmalıdır”
-“Bu ülkede 80 milyon nüfus, 5 milyonu aşkın
sığınmacı ve yabancı, 40 milyona yakın turisti doyuran tarım, gerçek reel
sektördür”
Ankara –10.09.2017 – Türkiye Ziraat Odaları
Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımın reel sektörün temelini
oluşturduğunu bildirerek, “ekonomik hayatın, ticaretin temelinde tarım vardır.
Bütünülkeler, istisnasız, tarımdan çıkan artı değeri kullanarak zenginleşmiştir.
ABD’si, Almanya’sı, Fransa’sı, İngiltere’si, Hollanda’sı başta olmak üzerebütün
gelişmiş ülkeler tarımla kalkındı. Kalkındıktan sonra datarımı ihmal etmediler.
Tarımda da dünyanın en büyükleri oldular” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarımın
toplumda hak ettiği değeri almadığını, halkın tarımın sorunlarına yeterince
ilgi göstermediğini belirtti. Tarımın, enerji ile birlikte hatta enerjinin de
önünde stratejik sektörlerin başında geldiğini vurgulayan Bayraktar, dünyada
gıda güvencesinden daha önemli bir şey olamayacağını kaydetti. 7,6 milyar olan
dünya nüfusunun gıda ihtiyacının sürekli arttığını, beslenme eğilimlerinin
değiştiğini, yapılan bilimsel çalışmalara göre 2050’de 9,8 milyara ulaşacak
dünya nüfusunu beslemek için, şimdikinden yüzde 60 daha fazla gıda üretmek
gerekeceğine dikkati çeken Bayraktar, “bütün bunlar tarımın öneminin
azalmayacağını hatta çok daha fazla artacağını gösteriyor” dedi.
-Reel
sektörün temelinde tarım var-
Sürekli “reel sektör reel sektör”
denildiğini ama tarımın bu kapsamda görülmediğini bildiren Bayraktar, şunları
kaydetti:
“(Reel sektör reel sektör) deniliyor. Reel
sektörün temelinde hangi sektör var? Tarım. İmalat sanayi içinde yer alan gıdanın
yanı sıra, tekstil, içecek, tütün birinci derecede tarım sektörüyle bağlantılı.
Tarım, sadece bununla dakalmıyor, ulaştırmadan finansa, yiyecek sektörüne,
depolamadan,toptan ve perakende ticarete çok değişik sektörlere
hammaddesağlamakta, kaynak aktarmaktadır. Milli gelire 52,3 milyar dolar katkı
sağlayan tarım, 90 milyar dolara yaklaşan bitkisel, hayvan ve hayvansal ürün
üretimiyle, 16-17 milyardolarlık gıda ve tarım ihracatına imkan tanımasıyla,
sağladığı5,5 milyar dolarlık dış ticaret fazlasıyla, çoğunlukla 5 milyonun
altına inmeyenyaz aylarında sanayiden fazla olan istihdamıyla,işsizliği 2 puan
düşürmesiyle çok daha fazla kıymeti hak ediyor. Tarıma dayalı sanayiler de
dahil edildiğinde istihdam sayısı 8 milyonu aşıyor.
Bugün hala kırsalda 20 milyon kişinin geçim
kaynağı tarım isetarımın sorunları göz ardı edilmemeli,
el üstünde tutulmalıdır. Bu ülkede 80 milyon nüfus, 5 milyonu aşkın sığınmacı
ve yabancı,40 milyona yakın turisti doyuran tarım, gerçek reel sektördür.”
-Reel
sektörün katma değeri-
Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) rakamlarına
göre, tarımın yurtiçi hasıladan yüzde 6,1pay aldığını bildiren Bayraktar, “imalat
sanayiyüzde 16,7, toptan ve perakende ticaretin yüzde 11,5, inşaat sektörünün
yüzde 8,2,ulaştırma, depolama sektörünün yüzde 7,9, konaklama ve yiyecek
hizmeti faaliyetleri yüzde 2,8, tarım gibi bizzat doğal kaynakları kullanarak
üretimde bulunan sanayi kolları olan, elektrik, gaz, buhar ve havalandırma
sistemi üretim ve dağıtımı yüzde 1,3, su temini; kanalizasyon, atık yönetimi ve
iyileştirme faaliyetleri yüzde 0,9, madencilik ve taşocakçılığı yüzde 0,8 pay
alıyor” dedi.
-Sanayi,
hammadde ve ara malında dışa bağımlı-
Sanayinin, hammadde ve ara malında
dışa bağımlı olduğunu, ihracat için ithalat yaptığını belirten Bayraktar, şu
bilgileri verdi:
“Oysa, tarım bizzat doğada, toprağı
işleyerek, çiftçinin emeğini katarak, mazot, gübre, ilaç hariç ithal ürün
kullanmayarak ürün üretiyor, oransal olarak çok daha fazla katma değer
sağlıyor. Bu da yetmiyor, sanayiye hammadde temin ediyor.
Gıda sanayi, imalat sanayi içinde
yüzde 11 payıyla 24 sektör içinde birinci sırada gelmektedir. Tarım sektörü bu
sanayinin hammaddesini sağlamaktadır. Pamuğu ve yünü işleyip ürün haline
getiren tekstil sektörü de imalat sanayi içinde yüzde 9,9’luk paya sahiptir. Giyim
sektörünün imalat sektöründeki payı yüzde 6,4’tür. Yine tütün sektörü, sanayi
imalat sanayinde yaratılan katma değerden yüzde 0,7 pay alırken, tarıma dayalı
sektörlerden deri sektörünün imalat sanayi içinde yüzde 0,8 payı
bulunmaktadır.Bu imalat sanayinde yaratılan katma değerin yüzde 28,8’inin tarım
kaynaklı olduğunu göstermektedir.Bu rakamın gayri safi yurtiçi gelirdeki
karşılığı yüzde 4,81’i bulmaktadır.”
-111
milyar dolarlık gıda ve alkolsüz içecek tüketimi-
Türkiye’de hanehalkının bütçesinin yüzde
21,77’sini gıda ve alkolsüz içeceklere, yüzde 5,87’sini alkollü içecekler ve
tütüne, yüzde 7,33’ünü giyim ve ayakkabıya, yüzde 8,05’ini lokanta ve otellere
ayırdığını vurgulayan Bayraktar, “hanehalkının 2016 yılındaki 510,1 milyar
dolarlık tüketiminin 111 milyar doları gıda ve alkolsüz içeceklere, 29,9 milyar
doları alkollü içecekler ve tütüne, 37,4 milyar doları giyim ve ayakkabıya, 41,1
milyar doları lokanta ve otellere gidiyor. Bütün bu sektörlerin temelinde tarım
var” dedi.
-“Sanayiye
verilen ilgi ve değeri, çiftçimize de gösterelim”-
Sanayiciye sağlanan desteğin tarımdan
esirgenmemesi gerektiğini belirten Bayraktar, “zor şartlarda üretim yapan,
istihdam sağlayan, ihracat yapılmasına neden olan Türk çiftçisi, üvey evlat
muamelesi görmemelidir” dedi.
İthal hammaddeye ihtiyaç duymadan
üretim ve ihracat yapmak için sanayicilerin de tarımı ve çiftçiyi desteklemesi
gerektiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Net ihracatçı olmak için stratejik
bir sektör olan tarıma,sanayiciler tarafından daha fazla yatırım yapılmalı.
Böylece tarım ürünlerine katma değer katılacak, hem çiftçimiz hem sanayici hem
de ülkemiz kazanacaktır. Artık belli oldu ki dünyada savaşlar gıda ve sudan
çıkacak. Bunu gören gelişmiş ülkeler, az gelişmiş ülkelerin topraklarına göz
dikti. Toprak satın alıp, kiralayıp bu savaştan galip çıkmanın hesabını
yapıyorlar. Kendi arazilerine de gözü gibi bakıyorlar.
Bu gerçeği görelim, çiftçimize, tarım
sektörüne değer verelim. Tarım sektörünü şaha kaldıralım. Sadece ülkemizi
doyurmakla yetinmeyelim, bölgemizin de gıda ambarı olalım. Sanayiye verilen
ilgi ve değeri, çiftçimize de gösterelim.”