-Doğal
afetler üreticiyi vurdu…
-TZOB
Genel Başkanı Bayraktar:
-“Çiftçimiz, son yıllarda giderek artan sıklıkta, aşırı yağıştan, kuraklığa, selden doluya, don afetinden fırtınaya, hortuma, su baskınına kadar ardı arkası kesilmeyen afetlere maruz kalıyor”
-“Meydana gelen yağışlar özellikle tarla ürünlerinde ve açıkta yetiştirilen sebzelerde ve meyvelerde hastalık ve zararlıların çoğalmasına yol açtı”
-“Doğal afetlerden buğday, arpa, fındık, kırmızı ve yeşil mercimek, nohut, kuru fasulye, zeytin, kayısı, üzüm, elma, armut, Antep fıstığı, ceviz gibi ürünler olumsuz etkilendi”
-“1 Ekim 2018’de, sezonun başından bu yana geçen süre dikkate alındığında yağışlar, normalin yüzde 16, geçen yılki yağışların yüzde 32 üzerinde gerçekleşti”
-“Yapılan çalışmalara göre 51 ilde aşırı yağış, sel ve su baskını görüldü. Bu illerin 37’sinde yağışın yanı sıra dolu yağışı da gerçekleşti”
-“2019 yılı içinde yaşanan afetler nedeniyle de kredi borçlarının faizsiz olarak ertelenmesini sağlayacak kararname çıkarılmalıdır”
-“Ürününü sigorta ettiren çiftçilere 2019 yılının ilk yarısında, 13 bin 191 poliçe karşılığında 157 milyon 764 bin lira hasar ödemesi yapıldı. 75 bin 940 poliçe karşılığı olan 573 milyon 320 bin liralık hasar ihbarı ise değerlendirme aşamasında”
Ankara – 04.07.2019 – Türkiye Ziraat Odaları
Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, çiftçinin aşırı yağıştan,
kuraklığa, selden doluya, dondan fırtınaya, hortuma, su baskınına ardı arkası kesilmeyen
afetlere maruz kaldığını bildirerek, “meydana gelen yağışlar özellikle tarla
ürünlerinde ve açıkta yetiştirilen sebzelerde ve meyvelerde hastalık ve
zararlıların çoğalmasına yol açtı” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2018-2019
üretim sezonunun da doğal afetlerin sık yaşandığı bir sezon olduğunu vurguladı.
Kış aylarının normallerin altında gerçekleşen hava sıcaklıkları ve kar
yağışlarıyla sert geçtiğini bildiren Bayraktar, bahar aylarında bazı illerde yağışlar
normallerin altında gerçekleşse de genel olarak aşırı yağış, fırtına, sel, dolu,
hortum afetlerinin sezona damgasını vurduğunu
belirtti. Şemsi Bayraktar, yağış rejimindeki değişimlerin de tabii afetlere
neden olduğunu, küresel ısınmanın da etkisiyle kısa zamanda, ani ve şiddetli
yağışların daha fazla görüldüğünü, bu yağışların birden yüzey akışına geçerek toprakta
hem üst tabakadaki organik maddeyi taşıdığını hem de toprağın içine işlemediği
için tarımsal üretime yeterli katkıyı sağlamadığını söyledi.
-Mayıs
ayından itibaren kimi bölgeler yüzde 40’ın üzerinde yağış aldı-
Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre,
bu yıl Mayıs ayından itibaren kimi bölgelerin yüzde 40’ın üzerinde yağış
aldığını, kimi bölgelerde ise yağışlarda yüzde 80 azalma görüldüğü bilgisini
veren Bayraktar, şunları kaydetti:
“1 Ekim 2018’de, sezonun başından bu yana
geçen süre dikkate alındığında yağışlar, normalin yüzde 16, geçen yılki
yağışların yüzde 32 üzerinde gerçekleşti. Özellikle Mayıs-Haziran aylarında meydana
gelen aşırı yağışlar ile dolu ürünlere zarar verdi. Rüzgarla birlikte sağanak
şeklinde yağan yağmurlar zeytin gibi çiçeklenme döneminde olan ağaçlarda çiçek
dökümüne yol açarken, meyve tutan ağaçlarda da meyve dökümüne neden oldu.
Meydana gelen yağışlar özellikle tarla
ürünlerinde ve açıkta yetiştirilen sebzelerde ve meyvelerde hastalık ve
zararlıların çoğalmasına yol açtı. Yağışlar, lokal olarak tarla ürünlerinde kök
çürüklüğüne neden olurken, mantari hastalıkları da artırdı. Havaların serin ve
yağışlı gitmesi ürünlerde olgunlaşmayı da geciktirdi. Zarar gören tarla
ürünlerinde hasadı biten, devam eden veya hasat
dönemi yaklaşan buğday ve arpa başta olmak üzere yem bitkileri, kırmızı ve
yeşil mercimek, kuru fasulye, nohut, fındık, zeytin, üzüm, elma, armut, Antep
fıstığı, ceviz, kayısı, vişne, kiraz olmak üzere birçok ürün zarar gördü.
Ayrıca yağışların fazla olması ürünlerde
yatmaya neden olurken, ağaç yapraklarına ve taze filizlere zarar verdi. Bunun
yanı sıra yağışların fazla olması meyve ve sebzelerde çatlamalara, kalite
düşüklüğüne, taban suyunun yükselmesine yol açtı. Bu durum, kök çürümelerine,
döllenme sorunlarına neden oldu. Aşırı yağışlar nedeniyle meydana gelen seller
sonucunda hayvanlar da telef oldu. Ev, ahır, samanlık gibi yapılar zarar gördü.
Bayraktar, ürününü sigorta ettiren
çiftçilere 2019 yılının ilk yarısında, Tarsim tarafından, 13 bin 191 poliçe
karşılığında 157 milyon 764 bin lira hasar ödemesi yapıldığını, 75 bin 940
poliçe karşılığı olan 573 milyon 320 bin liralık hasar ihbarının ise
değerlendirme aşamasında bulunduğunu belirtti.
-Dolu
zararı-
Dolu yağışları, yaprakları, tomurcukları, sürgünleri, çiçekleri tahrip etti, üründe zarara yol açtı.
Ayrıca dolu, tahıl ve baklagilleri yatırdı, hasat kayıplarını artırdı. Ağaçları
yaraladı. Meyve dökümlerine yol açtı. Ürünler üzerinde hasar yapan dolu,
ürünlerde kalite kaybına yol açtı. Ürünün kendini toplama ve yaraları kapatma
imkanı olsa da dolunun görüldüğü yerlerde ürünlerdeki şekil bozuklukları kaliteyi
düşürdü.
Şiddetli yağış, sel ve su baskını, fırtına,
hortum afete neden oldu, 2018-2019 üretim döneminde tarımsal üretime zarar verdi.”
Tarımsal
üretim iklimdeki değişimlerden her geçen gün daha fazla etkilenirken çiftçileri
bu değişim ve farklılıklara uyum sağlamakta oldukça zorlandığına dikkati çeken
Bayraktar, “hastalıklar ve zararlıların ürünlere verdiği zarar artmakta hem
verim hem de kalite kayıpları fazlaca yaşanmaktadır. Çiftçimizin üretime devam
edebilmesi için afete karşı korunması daha önemli hale gelmiştir. Sigorta
yaptıran çiftçi sayısı halen yetersizdir. Bu nedenle Valilikler aracılığı ile
yapılan destekleme ödemeleri zarar gören her ilde her çiftçiye yapılmalıdır”
dedi.
Hem
Ziraat Odalarının hem de Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin, doğal afetleri
yakinen takip ettiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Çiftçimize
ilk biz ulaşıyoruz. Hasar tespit komisyonlarında görev yapıyoruz.
Cumhurbaşkanlığı Afet Fonu’ndan çiftçilerimizin yararlanması için gerekli
girişimlerde bulunuyoruz. İlgili kurum ve kuruluşlara raporlar sunuyoruz.
2019
yılında afet yaşayan çiftçilerimizin, bu yıl kredi taksitlerini ödemelerine
imkan bulunmamaktadır. Çiftçinin kredi borcu hızla artmaktadır. 2019 yılı Mart
ayı sonu itibariyle toplam borç miktarı 113 milyar liraya ulaşmıştır. Son
yıllarda afetlerin de etkisiyle çiftçi, kredi borcunu başka banka kredisi ile
kapatmak zorunda kalmaktadır. Bu yıl da yaşanan
afetler nedeniyle borçların ödenmesi mümkün görünmemektedir. Bu nedenle 2019
yılı için de afet yaşayan çiftçilerin kredi borçlarının faizsiz olarak
ertelenmesini sağlayacak kararname çıkarılmalıdır.
Ziraat
Bankası’nın yüzde 8-11’den yüzde 16’ya çıkarılan tarımsal kredi faizleri eski
oranlarına düşürülmelidir. Tarım Kredi Kooperatifleri çiftçimizden 1 yıl vadeli
işletme kredilerinde yüzde 27,5, 4 yıl vadeli yatırım kredilerinde yüzde 32,5
oranında faiz almaktadır. Bu kredi faiz oranının özel bankalardan farkı yoktur.
Ziraat Bankası, Tarım Kredi Kooperatiflerine de selektif kredi kullandırmalı,
Tarım Kredi Kooperatiflerinin kredi faizlerinin de Ziraat Bankası seviyesine
düşürülmesi sağlanmalıdır.”
-51
ilde yağış zararı görüldü-
Yapılan çalışmalara göre 51 ilde aşırı
yağış, sel ve su baskını görüldüğünü, bu illerin 37’sinde yağışın yanı sıra
dolu yağışı da gerçekleştiğine dikkati çeken Bayraktar, Ziraat Odalarından
alınan bilgilere göre, doğal afetlerden etkilenen önemli ürünleri de şöyle
sıraladı:
“Buğday,
Arpa: İklimsel nedenlerle bu yıl biraz gecikse de ülke genelinde yüzde 30
seviyelerine ulaşan buğday ve arpa hasadı devam ediyor. Çukurova’da tamamlanan
hasat, Güneydoğu’da da sona yaklaştı. Hasat yapılan bölgelerde verimde ve
kalitede geçen yıla göre düşüş görülüyor. Özellikle Çukurova’da serin havaların
ardından ani olarak başlayan aşırı sıcaklıklar verimi düşürdü, kaliteyi de
bozdu. Yüksek verim beklenen Trakya bölgesinin devreye girmesiyle ülke ortalama
verim kaybı bir nebze olsun telafi edilecek. İç Anadolu bölgesinde ise verim
kaybının bölgesel olarak kalması, dolu ve süne zararının verimde ve kalitede düşüklüğe neden olacağı tahmin ediliyor. Genel
olarak İç Anadolu’nun bazı bölgelerinde süne zararı, aşırı yağış alan
bölgelerde sarı pas hastalığı, Çukurova gibi güney bölgelerde aşırı sıcaklar ve
çoğu bölgede dolu zararı buğday üretim miktarı ve kalitesine zarar verdi.
Yüksek fiyatlar nedeniyle çiftçinin gübre kullanımından kaçınması da verimde
düşüklüğe neden oldu. Çiftçinin bu yıl üretim maliyetinin düşük olduğu nohut ve
mercimek gibi ürünlere yönelmesi de buğday üretimini olumsuz etkiledi. Kars,
Ağrı, Iğdır, Erzurum ve Van gibi illerin bazı ilçelerinde yağışların ürünün
ihtiyacı olduğu zamanda yağmamasından dolayı tahıl rekoltesinde kimi bölgelerde
yüzde 60-65’lere varan rekolte kaybı yaşanacağı tahmin edilmektedir.
Fındık: Olumsuz iklim
şartları nedeniyle fındıkta fındık mozaik virüsü, külleme, bakteriyel yanıklık,
dal kanseri, kök çürükleri, çotanak yanıklıkları ve çürüklükler gibi önemli
hastalıklar daha fazla görünmeye başladı. Bunun yanı sıra, Amerikan beyaz
kelebeği, turunçgil uzun antenli böceği, kahverengi ve yeşil kokarca, fındık
kurdu gibi zararlılar da fındık alanlarında daha sık görülüyor. Sahada yapılan
tespitlere göre, hastalık ve zararlıların yanı sıra Haziran dökümleri de hesaba
katıldığında fındık rekoltesinde yüzde 20’nin üzerinde bir kayıp olacağı tahmin
ediliyor.
Kırmızı
mercimek: Kırmızı mercimekte ülke üretiminde ilk sırayı alan Güneydoğu Anadolu
bölgesinde çiçeklenme ve başaklanma döneminde meydana gelen kuraklık mercimeği olumsuz
etkiledi. Kuraklığın ardından gerçekleşen yağışlar, kimi yörelerde yağış
sonrası yaşanan yüksek sıcaklar gelişimini tam yapamayan mercimeğin yeniden
yeşillenip çiçek açmasına neden oldu. Alt kısımlar kuru iken üst aksam
yeşillendi. Bu nedenle bakla oluşumu tam anlamıyla gerçekleşemedi. Kök
çürüklüğü de görülüyor. Verimde yüzde 25’den yüzde 80’e kadar varan oranlarda düşüş
var. Bazı çiftçilerin mercimek ürününü kaldırmadan tarlayı yeniden sürüp pamuk
ektiği görüldü.
Yeşil
mercimek: Konya, Yozgat’ta yağışların gecikmesi nedeniyle yaşanan kuraklıktan
dolayı yeşillenme ve çiçeklenme dönemi tam anlamıyla gerçekleşmedi. Mercimekte
yeteri kadar boylanma olmadı. Boylanmadaki bu kısalık biçerdöver ile yapılacak
hasatta sıkıntı yaşatacak. Yüzde 50 oranında
verim kaybı bekleniyor. Biçerdöver operatörlerinin biçim esnasında gerekli
ayarları yapmaması zaten verimde beklenen kaybın bir de hasat esnasında
oluşacak kayıpla artmasına neden olacaktır. Bundan dolayı biçerdöver
operatörlerinin biçim esnasında gerekli ayarları yapmaları gerekmektedir.
Nohut:
Kırşehir’de
zamansız yağışlar nedeniyle nohutta boylanma yeterince olmadı. Bazı tarlalarda
boylanma yetersizliği nedeniyle biçerdöver biçime giremeyecek. Tane oluşumu
sırasında esen sıcak rüzgarlar, boş tane oranını yükseltti. Ankara’da aşırı
yağış nedeniyle mantari hastalıklar görülüyor. Yağışın ardından yaşanan dolu
zararı da ürünü olumsuz etkiledi. Kırşehir’de yüzde 60-80, Ankara’da yüzde
30-40 oranında rekolte kaybı olacağı tahmin ediliyor.
Kuru
fasulye: Bazı bölgelerde fasulyede bakla oluşumu tam olarak gerçekleşmedi.
Niğde’de mildiyö ve mantari hastalıklar da görülüyor. Konya’da yoğun yağış
sebebiyle kök çürüklüğü hastalığı bulunuyor. Ayrıca, kırmızı örümcek, tel kurdu
zararlısı görülüyor. Verimde yüzde 20 ile yüzde 50 arasında değişen oranlarda
düşüş bekleniyor. Ancak, arpa ve macar fiği alanlarına ikinci ekim olarak kuru
fasulye yoğun bir şekilde ekiliyor.
Zeytin: Aşırı yağışlar
nedeniyle meyve tutumu olumsuz etkilendi. Ülke zeytin üretiminin 5’te 1’ini
karşılayan Manisa’da yüzde 50-60 oranında rekolte kaybı bekleniyor.
Kayısı:
En
önemli kayısı üretim merkezi Malatya’da yaşanan don afeti ağaçların yüzde 50’ye
yakınını etkiledi. Nisan sonrası görülen aşırı yağışlar da tozlaşmayı etkiledi.
İlde, bazı ilçelerde yüzde 30, bazı ilçelerde yüzde 50’ye ulaşan oranlarda
rekolte kaybı olacağı tahmin ediliyor. Kayısı üretiminde önem taşıyan illerden
Mersin ve Elazığ’da dolu zararı, Kahramanmaraş’ta ise aşırı kar yağışı kayısı
ağaçlarına zarar verdi. Bu illerde de yüzde 8 ile yüzde 85 arasında değişen
oranlarda rekolte kaybı bekleniyor.
Üzüm: Manisa’da Mart ayı sonunda ve Nisan ayı başında gerçekleşen soğuklar, Mayıs ayı sonu ve Haziran ayında yaşanan dolu yağışları ve son günlerdeki aşırı sıcaklar üzüm rekoltesini olumsuz etkileyecek. En önemli çekirdeksiz kuru üzüm üretim bölgesi olan Manisa’da rekoltede yüzde 8-10’luk düşüşün olması, lokal düzeyde kaybın yüzde 30-40’ları bulması bekleniyor.
Elma: Önemli elma üretim merkezleri arasında bulunan Karaman, Antalya ve Niğde’nin Bor ilçesinde nemin de etkisiyle kara leke hastalığı yoğun olarak görülüyor. Isparta ve Niğde Bor’da dolu zararı da elma bahçelerinde üretim miktarı ve kalite kaybına yol açtı. Isparta yüzde 30, Bor’da yüzde 70-90 rekolte kaybı bekleniyor. Karaman’da elmalarda yüzde 70 oranında kara leke görülüyor.
Armut: Bursa Gürsu’da armutlarda düşük sıcaklıktan dolayı verimde
yüzde 25-30 kayıp bekleniyor, meyve kalitesinde düşüş var. Diğer meyvelerde de
don hasarı görüldü.
Antep fıstığı: Şanlıurfa’da yağışların çiçeklenme ve tozlaşma
döneminde yağması tozlanmanın tam olarak gerçekleşmemesine neden oldu. Bununla
beraber Antep fıstığında yok yılı yaşanması üretimde düşüşe neden olacak. Bölge
geneli ve Gaziantep’te yüzde 30’lara varan oranlarda üretim kaybı yaşanacağı
tahmin ediliyor.
Ceviz: Kahramanmaraş’ta
aşırı rüzgarın meyve dökümüne sebep olması, Kırşehir’de yaşanan don nedeniyle
cevizde bu bölgelerde yüzde 50 ile yüzde 80 arasında değişen oranlarda rekolte
kaybı olması bekleniyor.”