-Çayın sorunu yaşlanmış bahçeler…
-TZOB Genel Başkanı Bayraktar: “Çaylıklarımızın bir kısmı çoktan ekonomik ömrünü doldurmuştur”
-“Çaylıkların yenilenmesine yönelik çalışmaların başlamış olması sevindiricidir”
-“Yaşlanmış, verimden düşmüş, açılımlar nedeniyle bir örnekliği bozulmuş çay bahçelerinin yenilenmesi acilen tamamlanmalıdır”
-“Gelecek yıllarda çay rekoltesini dolayısıyla çay üretimimizi derinden etkileyecek en önemli unsur, ekonomik ömrünü
doldurmuş çaylıklardır”
-“Özel sektöre ürün teslim eden üreticilerimize, teslim edilen yaş çay karşılığında, yüzde 25’den başlayarak yüzde 50’ye varan oranlarda, para yerine kuru çay verilmektedir”
-“Böylece pazarlama işi üreticimize yaptırılmakta, üreticilerimiz açıklanan taban fiyatın oldukça altında, zararına ürün teslim etmek durumunda bırakılmaktadır”
-“Çayda uygulanmakta olan kota miktarı ile Çaykur’un işleme kapasitesi artırılmalı, özel sektörün de taban fiyata yakın fiyatlar üzerinde çay alımı yapması sağlanmalıdır”
-“Çaylıklar yenilenirken üretici mağdur edilmemeli, desteklenmeli”
Ankara – 13.10.2013 - Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, çaylıkların yenilenmesine yönelik çalışmaların başlamış olmasının sevindirici olduğunu bildirerek, “çaylıkların bir kısmı çoktan ekonomik ömrünü doldurmuştur Yaşlanmış, verimden düşmüş, açılımlar nedeniyle bir örnekliği bozulmuş çay bahçeleri yenilenmesi acilen tamamlanmalıdır” dedi.
Bayraktar, çaylıkların yenilemesi yapılırken, üreticinin mağdur edilmemesi, desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde yüzbinlerce insanın geçimini çaydan sağladığını, 2012 yılı verilerine göre 759 bin 25 dekar alanda 206 bin 724 üretici tarafından 1 milyon 250 bin ton yaş çay yaprağı üretildiğini, bu üretimden 124 bin 393 ton kuru çay elde edildiğini belirtti.
-Üretimde yüzde 10-yüzde 20 arasında düşüş bekleniyor-
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2013 yılı birinci tahmin verilerine 1 milyon 250 bin ton olarak beklenen 2013 üretimin yüzde 10 ile yüzde 20 arasında daha düşük çıkacağının tahmin edildiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
“Çayda ikinci sürgün dönemi olan Temmuz-Ağustos aylarında hava sıcaklıklarının aşırı yüksek olması sonucunda taze filizlerde meydana gelen yanmanın rekoltede düşüşe yol açarak, üretimin 1 milyon tona kadar gerileyebileceği tahmin edilmektedir.
Bu durum bu yıl yaşanan bir olumsuzluk olmakla birlikte, gelecek yıllarda çay rekoltesini dolayısıyla çay üretimimizi derinden etkileyecek en önemli unsur ekonomik ömrünü tamamlamış çaylıklardır.
Yaprağını dökmeyen çay bitkisi doğada kendi haline bırakıldığında bir ağaç görünümü alarak yaklaşık 100 yıl yaşayabilmektedir. 4 yaşından itibaren ürün vermeye başlayan çay bitkisi, 10-15 yaşından sonra ekonomik verime ulaşır. Ekonomik verim yaşı işe 50-60 yıldır.”
1950 yılında 26 bin dekar olan çay üretim alanının, 1980 yılında 538 bin dekara ulaştığını, çay bahçelerinin her yıl 5’te 1 oranında budama kararının alındığı 1993 yılında ise 893 bin dekar alanda çay tarımı yapıldığını bildiren Bayraktar, “Budamanın yapılmaya başlandığı 1994 yılında 768 bin dekar alanda çay yetiştirilmiştir. Bugün ise 759 bin dekar alanda üretim yapılmaktadır” dedi.
Çaylıkların bir kısmının çoktan ekonomik ömrünü doldururken, bir kısmının da ekonomik ömrünü tamlamasına az bir zaman kaldığını vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti:
“Yaşlanmış, verimden düşmüş, açılımlar nedeniyle bir örnekliği bozulmuş çay bahçelerinin acilen yenilenmelidir.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Mehdi Eker, 2013 yılı yaş çay yaprağı alım fiyatlarını açıklarken, ‘Çaylıkların Yenilenmesi Projesi’nin başlatıldığını duyurdu. Çaylıkların yenilenmesine yönelik çalışmaların başlamış olması sevindiricidir. Çay üretimimizin sekteye uğramaması bakımından, çalışmalar hızlandırılarak, yaşlanmış çay ocakları, bir program dahilinde, Doğu Karadeniz bölgesi ekolojisine uygun üstün verim ve kaliteye sahip çeşitlerle vakit geçirilmeden yenilenmelidir.”
-Çaykur’un kota miktarının düşüklüğü-
Çay üreticilerinin karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan birinin de Çay-Kur’un kota miktarlarının düşüklüğü olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
“Kota miktarının düşük olması yüzünden üreticilerimiz çayının önemli bir bölümünü özel sektöre satmak zorunda kalmaktadır. Özel sektöre ürün teslim eden üreticilerimize, teslim edilen yaş çay karşılığında, yüzde 25’den başlayarak yüzde 50’ye varan oranlarda, para yerine kuru çay verilmektedir. Böylece pazarlama işi üreticimize yaptırılmakta, üreticilerimiz açıklanan taban fiyatın oldukça altında, zararına ürün teslim etmek durumunda bırakılmaktadır. Üreticilerimizin mağduriyetinin giderilmesi bakımından çayda uygulanmakta olan kota miktarı ile Çaykur’un işleme kapasitesi artırılmalı, özel sektörün de taban fiyata yakın fiyatlar üzerinde çay alımı yapması sağlanmalıdır.
Bilindiği üzere çay tarımının Türkiye’de sadece Doğu Karadeniz bölgesinde yapıldığını, bölgenin coğrafi konumu nedeniyle çayın dışında yetiştirilecek ürün konusunda çok fazla seçme şansı bulunmadığını belirten Bayraktar, “Bölgede çayın alternatifi yine çaydır. Bu noktadan hareketle çalışmaların hızlandırılmasını ve üreticilerimizin mağdur olmasının engellenmesi bakımından gerekli tedbirlerin alınmasını fevkalade önemsiyoruz” dedi.
Türkiye’deki çay çiftçisi sayısı, çaylık alan ve yaş çay yaprağı üretimi:
Yıllar |
Çiftçi Sayısı |
Çaylık Alan (Dekar) |
Yaş Çay Yaprağı Üretimi (Ton) |
1990 |
202.904 |
905.750 |
608.440 |
1995 |
201.657 |
766.090 |
523.465 |
2000 |
204.491 |
767.500 |
758.038 |
2005 |
202.699 |
766.250 |
1.192.004 |
2006 |
203.431 |
766.136 |
1.121.206 |
2007 |
203.901 |
765.808 |
1.145.321 |
2008 |
199.231 |
758.257 |
1.100.257 |
2009 |
200.798 |
758.513 |
1.103.340 |
2010 |
202.494 |
758.641 |
1.305.566 |
2011 |
205.312 |
758.895 |
1.231.141 |
2012 |
206.724 |
759.025 |
1.250.000 |
Kaynak: TÜİK