Buğday ile arpada rekolte tahmini ve destek beklentisi
ANKARA- 06.07.2024- Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar,
buğday ile arpada rekolte tahminini ve çiftçilerimizin destek beklentisini
yaptığı görüntülü basın açıklamasıyla değerlendirdi.
“2023-2024 üretim sezonunda özellikle bahar
aylarında yağışların düzensiz ve geç gelmesi, akabinde sıcaklıkların aniden
yükselmesi bazı bölgelerde bitkide dane oluşumunu olumsuz etkiledi. Ani
sıcaklık değişimleri bitkiyi strese soktu” diyen Bayraktar açıklamasını şöyle
sürdürdü;
“Sıcaklık değişikliklerine uyumlu bitki çeşitlerinin
geliştirilmesiyle sıcaklık stresinin etkisi ve verimdeki düşmeler önlenebilir.
Sıcaklıklardaki aşırı yükselişler bitkinin suya olan ihtiyacını artırdığı için
sulamaya olan talepte dolaylı olarak artıyor. Bu da üretim maliyetini önemli
ölçüde artırıyor. “
“Düzensiz yağışlar tarımsal üretim üzerinde tehdit oluşturuyor”
“Nisan ayı yağışları normaline göre Karadeniz Bölgesi’nde yüzde
70, Akdeniz Bölgesi’nde yüzde 57, Ege Bölgesi’nde yüzde 54, İç Anadolu
Bölgesi’nde yüzde 53, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 46, Güneydoğu Anadolu
Bölgesi’nde yüzde 30 ve Marmara Bölgesi’nde yüzde 24 oranında azaldı.
Mayıs ayında ise ülke genelinde normaline göre yüzde 33 ve
geçen yıl mayıs ayı yağışlarına göre yüzde 5 artış meydana geldi. Mayıs ayında
normaline göre Karadeniz ve Akdeniz Bölgesi’nde yüzde 48, İç Anadolu Bölgesi’nde
yüzde 49, Doğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde 44, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüzde
25 artış gerçekleşti. Marmara Bölgesi’nde ise yağışlar normaline göre yüzde 19,
Ege bölgesinde yüzde 30 oranında azaldı.
Hububatın suya en çok ihtiyaç duyduğu dönemlerdeki
Mart-Nisan ve Mayıs aylarında düzensiz yağışlar tarımsal üretim üzerinde tehdit
oluşturuyor.”
“Arpada yüzde 15, buğdayda
yüzde 8-10 azalma bekliyoruz”
“İklimsel nedenlerle hasat bu
yıl erken başladı ve ülke genelinde hasadın neredeyse yarısı tamamlandı. Başta
Adana olmak üzere Çukurova’da hasat tamamlandı. Çukurova’da verimde geçen yıla
göre artış görülüyor. Ancak hasadın bazı illerde devam edip bazı illerde sona
yaklaştığı ve buğday ekilişinin yüzde 11’ini oluşturan Marmara Bölgesi ile hasadın
hızla devam ettiği buğday ekilişinin yüzde 37’sini oluşturan İç Anadolu
Bölgesi’nde çiftçilerimiz verimde de umduğunu bulamadı.
İlkbaharda oluşan olumsuz
iklim şartları nedeniyle özellikle arpa rekoltesinde geçtiğimiz yıla göre
önemli oranda düşüş bekliyoruz.
Ziraat Odalarımızdan
aldığımız bilgiler doğrultusunda hasadı devam eden arpada rekoltenin geçen yıla
yaklaşık oranla yüzde 15 azalarak 9,2 milyon tondan 7,8 milyon tona, buğday
rekoltesinin ise yüzde 8-10 seviyesinde azalarak 22 milyon tondan yaklaşık 20
milyon tona düşeceğini tahmin ediyoruz.”
“Serbest
piyasada fiyatlar, müdahale alım fiyatının altında gerçekleşiyor”
“Açıklanan müdahale alım
fiyatında olduğu gibi bazı bölgelerde verimde de umduğunu bulamayan çiftçilerimiz
bir sonraki sezona hazırlık yapmak için tedirgindir. Serbest piyasada arpa
fiyatları müdahale alım fiyatı açıklanmadan önceki fiyatlara göre yüzde 7,7,
buğday fiyatları ise yüzde 6 oranında geriledi.
Geçtiğimiz hafta arpa
fiyatları ortalama ton başına 7.070 lira, ekmeklik buğday fiyatları ton başına 9.008
lira, makarnalık buğday fiyatları ise ton başına 9.607 lira seviyelerine kadar
düştü. Ekmeklik buğday fiyatlarında müdahale alım fiyatı açıklandıktan sonraki
dönemlerde borsalarda yüzde 5 ile yüzde 13,4 oranlarında, arpada ise yüzde 10,7
ile yüzde 14,8 oranlarında düşüş oldu.
Buğday fiyatlarındaki gerilemede
her ne kadar arz artışı ve kalite düşüklüğünün etkisi olsa da ürününü borsada
satma imkânı olmayan ve borcundan ötürü bir an önce satmak isteyen özellikle
küçük aile işletmesine sahip üreticilerimiz ürününü müdahale alım fiyatının
oldukça altında tüccara satmak zorunda kalıyor.
Bu olumsuz tablonun ortadan
kaldırılması ve rekoltenin düşeceği göz önünde bulundurularak acilen açıklanan
müdahale alım fiyatlarının revize edilerek, buğday için ton başına 1.750 lira,
arpa için ton başına 750 lira fark ödemesi desteğinin artırılması gerekiyor.
Türk çiftçisi her türlü
olumsuzluğa rağmen fedakâr bir şekilde üretime devam etse de onlara verilecek
en büyük destek doğru hazırlanmış, ülke ve çiftçi menfaatleri doğrultusunda
saha gerçekleriyle örtüşen uzun vadeli tarım politikalarıdır.”